> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Mükayeseli İbadetler İlmihali > İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil  (Okunma Sayısı 510 defa)
27 Ağustos 2012, 14:17:08
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Ağustos 2012, 14:17:08 »



İKİNCİ AYIRIM ZEKÂT HUKUKUNDA EHLİYET VE TEMSİL: [330]


18. Zekât Hukukunda Ehliyet:

Bir alacak-borç ilişkisi yaratması bakımından zekâtın hu­kukî ehliyet kavramıyla bağdaşma derecesinin bilinmesi ve ince­lenmesi gerekir.

Vergi hukuku açısından vergi borçlusu olmak için medenî hukuktaki ehliyete gerek duyulmamaktadır. Vergi hukukunda; bu görüşün gerekçesi, şöylece belirtilmektedir: Vergi ehliyeti; kişinin idaresine bağlı tasarrufları gerektirmez. Nitekim vergi borcu, kişinin hukukî tasarrufu olmaksızın gerçekleşir; sırf vergiyi doğuran olayın, ehliyeti olan veya olmayan bir kişi için meydana gelmesinde fark yoktur. Bir kişinin bina sahibi olması veya gelir elde etmesi halinde, bina vergisi veya gelir vergisi ödemesi gere­kir. Böyle birinin kanun çerçevesinde vergi borcu doğar. Bu borç, kişinin herhangi bir irade beyanını gerektirmez.

Tıpkı vergi gibi, zekât mükellefi olmak için de -biraz önce buluğ şartında ele aldığımız üzere- medenî hukuktaki ehliyet aranmamalıdır. Bu açıdan medenî hukukun ehliyetli saydığı kişiler de dahil olmak üzere reşid olmayan gerçek kişiler ile tüzel kişiler zekât hukukunda taraf olabilirler. Bu anlamda yaş kü­çüklüğü veya kısıtlılık zekât alacaklısına karşı borçlu olmaya en­gel sayılmamalıdır. Ancak, bunlara düşen zekât işlemleri, kanunî temsilciler tarafından yerine getirilir. [331]


19. Zekât Hukukunda Temsil: [332]


 

Zekât hukukunda temsil, başlıca zekât alacaklısı ve zekât mükellefi açısından ele alınmalıdır.

 
1- Zekât Alacaklısı Açısından: [333]

 

Zekât borcu, esas itibarıyla devlet tarafından tahsil edilir. Bununla birlikte, bazı hallerde devlet, -Hz. Osman'ın uygula­masında olduğu gibi- bu işlemi kısmen veya tamamen mükellef­lere devredebilir. Böyle bir durumda mükellefler, devleti temsilen, ilgili sınıflara zekât ödemek zorundadırlar. Günümüzde olduğu gibi, devlet zekâtla ilgilenmezse, mükellefler zekât borcunu arada devlet olmaksızın doğrudan ilgili sınıflara mensup kişilere öder­ler. Klasik hukukçuların, Hz. Osman'ın bu uygulamasına bakarak zekâta konu olan malları, zekât alacağının tahsil usulü açısından gizli ve açık mallar şeklinde bir ayırıma tâbi tuttuğunu yakından bilmekteyiz. [334]

Kâsânî'nin belirttiğine göre, ödemeyi terketme kuşkusu ol­madan mükelleflerin gizli mallarına ait zekâtın doğrudan devletçe tahsili yoluna gidilmesi, sahabe icma'ına aykırı düşeceğinden yetkisiz bir uygulama olur.

 
2- Zekât Mükellefi Açısından:

 

Zekât hukukunda, mükellef veya zekât sorumlularınn zekâtla ilgili ödevleri, prensip itibarıyla kendileri tarafından yerine getirilir. Ancak diğer hukuk kollarında olduğu gibi, zekât hukukunda da zekât işlemleri bazı hallerde kanunî temsilcilerce yerine getirilir. Bunun yanında mükelleflerin her bakımdan ehliyet sahibi olmalarına rağmen, zekât işleri için başkalarına temsil yetkisi vermeleri de mümkündür.


Kanunî Temsil:


 

Vergi mükellefleri veya sorumlular, zekât borcunun tediye­sinden başka, beyanname vermek, defter tutmak gibi daha bir kısım ödevlere tâbi tutulabilir. Bu ödevleri yerine getirmek, tüzel kişilerde bunları temsil edenlere ve yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, ihtiyarlık gibi sebepler dolayısıyla medenî hakları kullanmak ehliyetinden tamamen veya kısmen yoksun kimselerde kanunî temsilcilere düşer.

Zekât hukukunda kanunî temsilciler, tüzel kişilerde ilgili kurumun müdürü, idare meclisleri; gerçek kişilerde veli, vasi ve kayyımdır. [335]

Bu arada, küçüklerin zekâtının ödenmesi konusunda hukuk­çuların görüşlerini şöylece gösterebiliriz: [336]

1) ÜM, Zahirî Mezhebi, İbn Ömer, Cabir, Âişe, İshak b. Raheveyh ile Ebu Sevr'e göre, küçüklerin zekâtı onlar adına velileri ta­rafından ödenir. [337]

2) İbn Mes'ud'a göre, veli, zekâtın farz olduğu yılları hesap eder, buluğa erince, çocuğu durumdan haberdar eder ve böylelikle zekât çocuğun kendisi tarafından ödenir. Velinin, çocuğun malından zekât ödemeye hakkı yoktur.

İbn Ebi Leyla'ya göre de, veli çocuğun zekâtını ödeyemez, öderse tazminatını vermesi gerekir.

3) Kardavî'ye ve bazı maliki hukukçulara göre çocukların zekâtı mahkeme kararıyla tayin edilecek biri tarafından ödenir.

Osman Huseyn Abdullah'ın hazırladığı zekât kanunu ta­sarısına göre (m. 70), mükellefin, malını idare etmeye engel bir durumu ortaya çıkarsa veya ülke sınırları içinde oturmuyorsa, malını idare eden kişi, hakları ve borçları konusunda onun yerine geçer.

 
İradî Temsil:

 

Zekât borçlusunun, bazan zekât işlerinin yapılması için bir kimseye temsil veya vekalet vermesi mümkündür.

Zekât hukuku bakımından iradî temsil, kaideten, medenî hu­kuktaki hükümlere göre nazara alınır.

Zekâtın ödenmesinde vekalet konusunda, hukukçular başlıca şu görüşlere yer verir: [338]

Mükellefin zekâtını ödemesi, en uygun çözüm yoludur, ancak emin ve güvenilir birini vekil tayin ederek de zekât ödenebilir. Güvenilir kişiden maksat, zekâtı hak sahibine ulaştırandır. Bazı hukukçular, zekâtın bir ibadet olmasını dikkate alarak, vekilin müslüman olmasını şart koşar, fakat bazılarına göre -ki Hanefî Mezhebi bu görüştedir-, zimmîler de -müvekkilin niyet etmesi şartıyla- vekaleten zekât ödeyebilir. Bu konuda da esas olan, zimmîye ihtiyaç duymaksızın vekil tayin etmektir, müslüman olmayan birini vekil tayin edince de güvenilir birini bulmak şarttır.

Bazı maliki hukukçular, riyadan uzak bulunmak ve insan­ların kendisini övmesini isteme maksadı taşımaması için, vekil tayin ederek zekât ödemenin müstehap olduğu görüşündedir. Ken­disi hakkında böyle bir durumun gerçekleşeceğini bilen veya zekât almaya hakkı olanları bilmeyen kimsenin, güvenilir bir vekil ta­yin ederek ödeme yapması gerekir.

Emri olmadan başkası adına sadaka verildiğinde, bu, vere­nin kendi malından ise, sadaka onun için caiz olup, başkası adına olmaz. Bu başka kişi razı olup icazet (izin) verse bile, -ödenene ica­zetle malik olamayacağından- sonuç değişmez. Bu kişi, kendisi adına tasadduk edilen malı sadaka olarak verirse, hüküm onun icazetine bağlıdır, izin verir ve mal da henüz tüketilmemişse zekât yerine geçer, mal yok olmuşsa nafile sadaka olarak geçerli olur. Çünkü emri olmadan başkası onun adına tasaddukta bulununca, mal da tüketilmiş olursa, bu başkası adına tasaddukta bulunanın zimmetinde bir borç demektir, bu zekât yerine geçseydi, başkası adına caiz olmayan borç ödeme gibi olacaktır. [339]

Güvenilir vakıf ve derneklere zekât ödeme halinde, zekâtın harcanması alanında iradî temsilden söz edilebilir.




[331] Küçüklerin,  kısıtlıların ve kölelerin zekât mükellefi olmadığı görüşündekilerin düşünceleri saklıdır. Bkz. yukarıda 17.2 ve 17-3.

[332] İslâm hukukunda temsil için hkz. Karaman, Mukayeseli İslâm Hukuku, c. I, s. 195-196, c. II, s. 335-365; Zeydan, İslâm Hukukuna Giriş, s. 482-507.

[333] Kâsânî, BS, c. II, s. 7; Mavsıli, İhtiyar, c. I, s. 104.

[334] Bkz. aşağıda 43.

[335] LZK, m. 33.

[336] Bilmen, HFK, c. IV, s. 109; Debusî, Esrar, c. I, y. 116-a, 118-a ve 126; Ebu Zehra, İslâm'da Sosyal Dayanışma, s. 172-173; İbn Rüşd, BM, c. I, s. 225; Kâsânî, BS, c. II, s. 4-6; Mavsıli, İhtiyar, c. I, s. 99; Tahâvî, Muhtasar, s. 45.

[337] İAK, m. 3; LZK, m. 2.

[338] Kardavî, FZ, c. II, s. 845-846; Kâsânî, BS, c. II, s. 40-41.

[339] Kâsânî, BS, c. II, s. 41.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil
« Posted on: 28 Mart 2024, 21:09:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil rüya tabiri,İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil mekke canlı, İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil kabe canlı yayın, İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil Üç boyutlu kuran oku İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil kuran ı kerim, İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil peygamber kıssaları,İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsil ilitam ders soruları, İkinci ayırım hukukunda ehliyet ve temsilönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes