> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Mükayeseli İbadetler İlmihali > Mânâ Ve Önemi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mânâ Ve Önemi  (Okunma Sayısı 563 defa)
28 Temmuz 2012, 09:17:24
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 28 Temmuz 2012, 09:17:24 »



13. Mânâ Ve Önemi:


Dinî ibadetler, kişiyi mesut ve bahtiyar, toplumu müreffeh kı­lacak hikmet ve manalarla doludur. İnsanlar bazan şehvet ve si­nirlerine hakim olamayıp iyilik ve hayra aykırı olarak, günah ve kötülük işleyebilir. Bundan uzak bulunmak, ancak Allah'ın koru­masıyla olur. İşte böyle durumlarda, kendini geçmişin günah ki­rinden temizlemek, sonraki kötülüğe ve günaha karşı korunmasını kuvvetlendirerek, düştüğüne ilaç bulunması, Allah'ın mü'minlere rahmetindendir. Mü'min bu koruyucu ve sancı ilaçlara karşı uya­nık olur, onların gösterdiğine uyarsa, Allah'a tertemiz, kendi O'ndan razı, Allah da ondan razı olarak yönelir; Allah Teâlâ da affe­dici ve kerîm, gafur ve rahîm isimleriyle kuluna yönelir. Bu gibi günahlara ve onlardan korunmaya ilaç, hal ve çarelere Keffaret (ç. Keffaret) adı verilir.
Keffaretlerin mânâ ve önemini, bizzat onların çeşitlerine ve ödeme türlerine bakarak daha iyi kavrayabiliriz:
a) Keffaretlerin meşru kılınmasının hikmeti, müslümanın, Rabbi'yleolan manevî-ruhî ilişkilerini, sarsıntısız  yürütmek,  gü­nah ve isyan halinde, Allah'tan ümidini kesip, O'ndan ve O'nun emirlerinden  uzaklaşmamasını sağlamaktır. Hiç şüphesiz, bir gü­nah işledikten sonra, insanın gönlü, huzur bulmak için, onu yokedecek bir şeyi feda etsin, ondan temizlenmek için, gönülle, se­vinçle, istekle temizlenmesi için mali fedakârlık yapsın ister. Bu­nun içindir ki ilâhî hikmet, -her nasılsa- mü'mine işlediği günahı örtmek, onun eserlerini yoketmek için, keffaretin meşru kılınma­sını gerektirmiştir. Böylelikle kul, Rabbine saf, kalbi huzurla dolu olarak dönmüş olur; günah, kulun boynunda, kul ile Rabb'i arasın­daki ilişkileri sarsıcı bir özellik olmaktan çıkar. Kulun hiçbir şey yapmamasıyla da günahın yokedilmesi, Yüce Allah'ın rahmet ve mağfiretinden olabilirdi; ancak, günahı yokederken, Allah yolunda harcama yaparak, kalbini ve nefsini saflaştırmak, onu iyilik, malî yardım ve tâate yöneltmek için bazı ödeme yollarını emretmiştir.
b) Ödeme türlerine genel bir bakışla, onların, toplumun çeşitli katlarını kucaklayan üç hal olduğu görülür:
(1) Köle azadı,
(2) Oruç,
(3) Fakirlere iyilik.
Bu gibi üç ödeme türünün her birinin iyilik, hayır ve yücelik gibi birçok sosyal faydalar sağladığında, insanlar arasında acıma ve yardımlaşmayı gerçekleştiren sosyal dayanışmayı sağladığında şüphe yoktur.
Köle azadı, hürriyete açılan kapıların en genişidir. Keffaret­lerin hemen bütününde ilk sırayı alan bu ödeme türü, topluma bir üye kazandırmak, kölelik ölüm, hürriyet hayat olduğuna göre, ölümden sonra onları diriltmek ve yaratılıştan hak sahibi olunan bu en değerli varlığı-diğer zekât, karşılıksız salma, iyi davran­maya teşvik gibi çeşitli sebepler yanında -keffaretlerle de onlara bağışlamak gayesini güder. Köle azadının -keffaret eğer hata yoluyla öldürme keffaretiyse- başka bir manası daha vardır: Ölenle bir üyesini kaybeden toplum, hürriyetine kavuşan bir köleyle, kay­bını telafi edecektir.
Oruç şeklindeki ödeme türünün nefsi nasıl terbiye ettiği, ah­lâkı nasıl sağlamlaştırdığı, sabra nasıl alıştırdığı, sıkıntı ve belâ­lara karşı iradeyi nasıl hakimiyete aldırdığı, acıların nasıl kuv­vetle karşılanmasını öğrettiği açıktır.
Fakirlere -yedirme ve giydirme şeklindeki- iyiliklere ge­lince, bunlar İslâm'ın istediklerinin en önemlilerindendir. Çeşitli sûrelerde, bu iyilikler teşvik edilmiş, hemen hiçbir sûre, fakirlere iyilik yapılmasını emreden âyetlerden uzak tutulmamıştır. Hz. Peygamber'in bizzat kendisi ve öğretimi, fakirleri doyurma ve giy­dirmeye teşvik örnekleriyle doludur. Bu özelliğinden dolayıdır ki, hayatında hiçbir zaman zekât ödememiş, vefatından sonra da mi­ras bırakmamıştır. Bir hurmayla da olsa iyilik yapılmasını emre­den Peygamberimizin, Ebu Musa'l-Eş'arî ile yaptığı bir konuşma bunun en açık örneklerinden biridir: “Eş'arîler savaşa girerler veya şehirde ailelerinin yiyecekleri azalırsa, yanlarında bulunan­ları bir araya toplar, sonra topladıklarını eşit bir şekilde bölüşürler. Onlar benden, ben de onlardanım.” Bu hadis, aynı zamanda saha­benin, Rasulullah'm emirlerini nasıl yerine getirdiklerinin unu­tulmaz örneğidir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mânâ Ve Önemi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 02:07:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mânâ Ve Önemi rüya tabiri,Mânâ Ve Önemi mekke canlı, Mânâ Ve Önemi kabe canlı yayın, Mânâ Ve Önemi Üç boyutlu kuran oku Mânâ Ve Önemi kuran ı kerim, Mânâ Ve Önemi peygamber kıssaları,Mânâ Ve Önemi ilitam ders soruları, Mânâ Ve Önemiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes