> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi  (Okunma Sayısı 1044 defa)
21 Aralık 2009, 23:18:36
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Aralık 2009, 23:18:36 »



Peygamberimizin Geleceğinin Tevrat´ta, İncil´de Ve Diğer Semavi Kitaplarda Zikredilmesi


Yüce ALLAH Kur´ân´da buyuruyor ki:

"O gerçek mü´minler ki onlar, yanlarındaki Tevrat ve incil´de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî peygambere uyarlar..." [23]

Yüce ALLAH bir âyetinde de şöyle buyuruyor:

"Muhammed, ALLAH´ın elçisidir. O´nun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onların, rükû ve secde ederek ALLAH´ın lütuf ve rızâsını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Onların Tevrat´taki vasıfları, İncil´deki vasıfları da şudur: Bir ekin gibidirler ki, o ekin filizini çıkarmış ve o filizi güçlendirmiştir... " [24]

îmam-ı Buhari, Ata bin Yesâr´dan şöyle rivayet eder: "Ben, Amr îbn-i As´m oğlu Abdullah ile karşılaştığımda ona: "Ey Abdullah, bana Resûlüllâh´m sıfatından bahseder misin?" diye ricada bulundum. O da bana: "Peki bahsedeyim. ALLAH´a yemin ederim ki O, Kur´ân´da bahsedilen: "Ey O sânı büyük peygamber! Biz seni şâhid, mübeşşir ve nezîr olarak gönderdik!" [25]gibi sıfatlarının bâzısı ile, Tevrat´ta dahi vasıflandırılmış bulunmaktadır... Hattâ Tevrat´ta: "Biz seni ümmîlere koruyucu olarak da gönderdik! Sen benim hâs kulumsun ve elçimsin! Ben sana "el-Mütevekkil" diye de ad verdim ki sen, sert tabiatlı ve şiddetli değilsin; sokaklarda bağırmazsm... Kötülüğe kötülük ile değil, iyilik ile karşılık verirsin, affeder hoş görürsün... (Ey Tevrat okuyanlar! îyi biliniz ki:) yüceler yücesi ALLAH, O´nun vâsıtası ile eğri giden milleti doğrultmadıkça, onlar: Lâ ilahe illallah! diyerek bu ilâhi tevhîd ile doğru yolu bulmadıkça, O´nun vâsıtası ile kör gözleri açmadıkça, sağır kulakları işitir hâle getirip, kilitli kalbleri de açmadıkça kendisine ölüm vermiyecektir! Bunlar gerçekleşmedikçe O´nu dünyadan âhirete göçürmeyecektir!... diye de, O´nun hakkında vasıflandırmalar vardır."

îbn-i Asâkir Muhammed bin Hamza tankından "Târîk-i Dımaşk" adlı kitabında şöyle rivayet eder, O demiştir ki: "Büyük dedem Abdullah bin Selâm, Peygamber (s.a.v.)´in Mekke´de çıktığını duyduğu zaman, O´nunla karşılaşmak istemiş, O´nun yanma gitmiştir... Peygamberimiz kendisine: "Sen, Abdullah bin Selâm´sm ve Yesrib (Medine) halkının âlimisin!" buyurmuştur. Dedem de "Evet" demiştir. Peygamberimiz ona "Ey Abdullah, ALLAH aşkına doğru söyle, ALLAH´ın Musa´ya indirdiği Tevrat´ta benim vasfım yok mudur?" demiş. O, bu soru karşısında demiş ki: "Yâ Muhammed! Bana Rabbinden bahset!" Tam bu sırada Cebrail gelip: "De ki: ALLAH ehaddir, ALLAH samed´dir! Doğurmamış ve de doğurulmamıştır! Hiçbir şey O´nun dengi olmamış- tır" mealindeki îhlâs Sûresinin âyetleriyle cevab vermesini söylemiştir. Peygamberimiz de bu âyetleri okuyarak cevaplamıştır...

İşte bunun üzerine büyük dedem Abdullah bin Selâm: "Şehâdet ederim ki Sen, ALLAH´ın resulüsün! Gerçekten ALLAH sana yardım edecek ve senin elinle islâmı diğer dinlerin üzerine çıkaracaktır. Ben senin sıfatını Tevrat´ta: "Ey Peygamber, Biz seni şâhid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik! Sen benim kulum, resûlümsün! Sana el-Mütevekkil adını verdim, sen sert ve şiddetli değilsin, sokaklarda bağırır değilsin, kötülüğe iyilikle karşılık verirsin, affeder bağışlarsın... ALLAH, eğri milleti O´nunla doğrultmadıkça, onlar: "Lâ ilahe illallah!" Kelime-i Tevhidi ile doğru yolu bulmadıkça; O´nun vâsıtası ile kör gözleri açmadıkça, işitmeyen kulakları işitir hâle getirip kapalı kalbleri açmadıkça, O´nu dünyadan âhirete göçürmeyecek, O´nu vefat ettirmeyecektir!" şeklinde bulup okumuşumdur" demiştir.

İbn-i Asâkîr daha sonra Zeyd bin Eşlem tarlkından şöyle rivayet eder: "Abdullah bin Selâm demiştir ki: "Resûlüllâh´in (s.a.v.) Tevrat´taki sıfatı şöyledir: "Yâ Muhammed, Biz seni şâhid ve mübeşşir olarak gönderdik..." O böyle demiş ve yukarıdaki rivayeti sonuna kadar anlatmıştır."

Benzeri bir rivayeti Dârimî ve Beyhakî de Atâ bin Yesâr´dan rivayet etmiştir... Dârimî ile îbn-i Asâklr´in Ka´b´dan sevkettikleri bir rivayette ise Ka´b şöyle demiştir: "Birinci satırda şunlar yazılı idi: "Muhammed ALLAH´ın resûlü´dür! ALLAH´ın seçilmiş kuludur, huysuz ve sert tabiatlı değildir, sokaklarda çağırıp-bağırmaz, kötülüğe kötülükle karşılık vermez, bağışlayıp iyilikle karşılık verir... Doğum yeri Mekke, hicret yeri Medine´dir. Mülkü de Şam´da olacaktır..." îkinci satırda da: "Muhammed ALLAH´ın resûlü´dür! O´nun ümmeti, çok hamdediciler olup darlık ve genişlik zamanlarında hep ALLAH´a hamdederler... Yegâne büyük olarak ALLAH´ı tanıyıp hep O´nu tekbîr ederler... Vakti gözetirler, vakti gelince hemen namazlarını kılarlar... Kemerlerini sıkarlar, etraflarını temiz tutarlar; geceleri aşk ve şevkle yaptıkları ibâdetle, semâ boşluğunda iniltili ses dalgaları meydana gelir..." şeklinde yazı vardır..."

Dârimî´, îbn-i Sa´d ve îbn-i Asâklr´in Ebû Ferve´den onun da îbn-i Abbâs´tan rivayetinde ise, şu fark vardır: "Ka´b, Peygamberimizin Tevrat´taki sıfatına dâir İbn-i Abbâs´m sorusuna karşılık; aynı şeyleri söyledikten sonra: "...ve onlar -yâni O´nun ümmetleri- namazlarını kılarken harp düzeninde saf bağladıkları gibi saf tutarlar... Mescidi e rinde ki ibâdetlerinden, arı kovanından duyulan inilti gibi iniltiler duyulur... Okunan ezanları, tâ semâlara çıkar..." diye bilgi vermiştir..."

Zübeyr bin Bekkâr ve Ebû Nuaym, Abdullah îbn-i Mesûd´dan rivayet ederler ki, Resûl-i Ekrem Efendimiz, Tevrat´ta kendi vasıflarına dâir yazılanları ve ümmetinin "Ümmet-i Hammâd = Her hâl ü kârda ALLAH´a hamd eden bir ümmet" olduğunu anlattıktan sonra; "...ve onların indileri yâni kitapları kalblerindedir... Savaşta saf tuttukları gibi, namazlarında da saf tutarlar... Onlar, öz canlarını ALLAH yolunda feda ederek ALLAH´ın yakınlığım kazanırlar... Onlar, geceleri râhib, tâat ve ibâdette; gündüzleri ise arslan kesilirler.., ALLAH yolunda canlarbaşla cihâd ederler..." buyurdu."

îbn-i Sa´d ve sahihtir kaydıyla Hâkim, Beyhakî ve Ebû Nuaym Aişe´den (r.a.) rivayet ederler ki, o şöyle demiştir: "Peygamberimizin vasfı İncil´de şöyle yazılmıştır: "Muhammed ALLAH´ın resulüdür, huysuz ve sert tabiatlı değildir, kötülüğe aynen karşılık vermez, affeder ve bağışlar!"

Beyhakî ile Ebû Nuaym, Ebu´d-Derdâ´nın hanımı Ümmü´d- Der-dâ´dan şöyle naklediyorlar: O demiştir ki: "Ben Ka´b´a sordum: "Söyler misin, siz Resûlüllâh Efendimiz´in sıfatını Tevrat´ta nasıl buldunuz?" Cevabında Ka´b dedi ki: "Biz O´nu şu şekilde vasfedilmiş olarak bulduk: "Muhammed ALLAH´ın resulüdür! O´nun adı ALLAH´a hakkiyle tevekkül eden´dir. O, katı ve sert huylu değildir. Sokaklarda çağırıp bağırmaz da... O´nun eline (manevi) anahtarlar verilmiştir ki, ALLAH bunlar ile görmeyen gözleri açsın, duymayan kulakları duyursun, eğri konuşan dilleri yine bunlar ile doğrultsun diye... Tâ ki en sonunda onlar, O´nun sayesinde: "Lâ ilahe illallah vahdehû lâ şerike leh! = ALLAH´tan başka hiç bir ilâh yoktur! O birdir ve O´nun hiç bir ortağı yoktur!" diye şehâdet ederler... Ve O, yâni Muhammed; zulme uğrayanın yardımcısıdır, zayıfdır diye mazluma yüklenilmesine asla müsâade etmez!..."

Hafız Ebû Nuaym, Ebû Hüreyre´den şu rivayeti nakletmiştir: "Resûlüllâh bir defasında buyurdular ki: Mûsâ (a.s.), kendisine Tevrat nazil olduğu ve onu okuduğu zaman onda şu ümmete âid vasıfları görünce: "Yâ Rabbi, ben Tevrat´a âid levhalarda, en son geldikleri halde en başa geçen bir ümmet buluyorum. Bu ümmeti bana ümmet eyle!" diye duada bulundu. Cenâb-ı Hakk kendisine: "Bu ümmet, habîbim Ahmed´in ümmetidir" buyurdu... Mûsâ dedi ki: "Yâ Rabbi! Ben levhalarda icabet eden ve kendilerine icabet olunan bir ümmet buluyorum. Bu ümmeti bana ümmet eyle!" Yüce ALLAH kendisine: "Bu, Ahmed´in ümmetidir" buyurdu. Mûsâ: "Yâ Rabbi! Ben levhalarda kitapları kainlerinde olan ve onu ezbere okuyan bir ümmet görüyorum. Onu bana ümmet kıl!" diye niyaz etti... Kendisine: "Bu, Ahmed´in ümmetidir" denildi... Mûsâ: "Yâ Rabbi! Ben levhalarda kendilerine ganimet helâl kılınan bir ümmet buluyorum. Onu bana ümmet eyle!" diye dua etti. Yüce ALLAH kendisine: "Bu, Ahmed´in ümmetidir" diye karşılık verdi... Mûsâ: "Yâ Rabb! Ben levhalarda yedikleri sadaka olan ve bundan sevâb kazanan bir ümmet görüyorum! Onu bana ümmet eyle!" diye niyaz etti. Cenâb-ı Hakk: "Ey Mûsâ! Bu Ahmed´in ümmetidir" dedi... Mûsâ: "Ey Rabbim! Ben levhalarda içlerinden biri, bir iyilik yapmak istediği zaman o iyiliği yapmazsa, kendisine bir iyilik yazılan; o iyiliği yaptığı zaman ise kendisine on iyilik yazılan bir ümmet buluyorum. Onu bana ümmet eyle!" eledi. Cenâb-ı Hakk da: "Bu Ahmed´in ümmetidir" buyurdu... Mûsâ: "Ben levhalarda, içlerinden biri bir kötülük yapmağa niyetlenir fakat o kötülüğü yapamazsa, kendisi için günah yazılmaz; eğer o kötülüğü yaparsa kendisine bir kötülük yazılır" diye vasfedilen bir ümmet gördüm. Bu ümmeti bana ümmet kıl!" diye dua etti. ALLAH: "Bu, Ahmed´in ümmetidir" buyurdu... Mûsâ: "Ey Rabbim! Ben levhalarda kendilerine hem evelki ilmin, hem sonraki ilmin verildiği bildirilen, dalâlet fırkalarım ve mesîh deccâlı öldürecek olan bir ümmet buluyorum. Bunu bana ümmet eyle!" diye dua etti. Yüce ALLAH kendisine: "Bu Ahmed´in ümmetidir" buyurdu... Bunun üzerine Mûsâ: "O halde beni Muhammed Ümmetimden eyle!" diye yalvardı... îşte bunun üzerine ALLAH ona iki haslet verdi ve şöyle buyurdu: "Ey Mûsâ, Ben sana verdiğim risâletlerimle ve kelâmımla (seninle olan konuşmamla) seni insanlara karşı seçtim! Sana verdiğimi al ve şükr edeni erden ol!" [26] Mûsâ (a.s.) da dedi ki: "Razı oldum yâ Rabbî!"

Yine Ebû Nuaym Enes´den rivayet eder: "Resûlüllâh buyurdu ki: Cenâb-ı Hakk İsrail oğullarının peygamberi olan Musa´ya şöyle vahyetmiştir: "Ey Mûsâ! Her kim Ahmed´i inkâr ettiği halde Bana gelecek olursa, onu cehenneme atarım!" Mûsâ: "Ey Rabbim, Ahmed ki...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 21 Aralık 2009, 23:22:56 Gönderen: Sümeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 22:39:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi rüya tabiri,Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi mekke canlı, Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi kabe canlı yayın, Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi Üç boyutlu kuran oku Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi kuran ı kerim, Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi peygamber kıssaları,Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesi ilitam ders soruları, Peygamberimizin Geleceğinin Semavi Kitaplarda Zikredilmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes