> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > İnsan Ve Şer Problemi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnsan Ve Şer Problemi  (Okunma Sayısı 821 defa)
20 Şubat 2011, 17:51:14
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Şubat 2011, 17:51:14 »



 
ÎNSAN VE ŞER PROBLEMİ

1- İnsanın Yaratılış Gayesi:

 Cenab-ı Allah'ın melekleri ne insanları ne de diğer varlıkları yaratmaya ihtiyacı yoktur. Melek­leri yaratmakla kudretinin kemâlini izhâr etmiş­tir. Çünkü meleklerin kudretlerinin kemâli, yara­tılmalarının, kemâl-i kudreti gerektirdiğine delil­dir. Cenab-ı Allah bir de rahmetinin ve cûd'unun kemâlini göstermek istedi. Hiç kıymeti olmayan topraktan, ilâhî ışıkları, samedânî nurları taşıyan, şehvet ve gazabına rağmen, lisanında tevhid, kal­binde irfan nuru bulunan, bu hususiyetleriyle Allah'ın rahmet ve cömertliğine delil olan bir var­lık yaratmak istedi[623], veya Mutezilenin “Allah sevab ve ikâb için mükellef insanları yaratmıştır. Onları yaratmadan evvel sevab ve ikâb kabîh olur­du. Allah kabîh yaratmaz,[624] her yaratışında bir maksadı vardır” görüşüne karşı “Allah diledi­ğini yaratır, insanı yaratmak istemiştir[625]” diye itiraz eden Râzî'nin de dediği gibi, insanı, yarat­mak istediği için, henüz varlık âlemine gelmedik­leri bir zamanda, Cenab-ı Hakk meleklerine bir halife yaratacağını haber vermişti:

“Muhakkak ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti” [626] Kendi irademden, kudret ve sıfatlarımdan ona bazı salahiyetler vereceğim, o, bana izafeten bana niyâbeten, mablukatım üzerinde ba­zı tasarruflara sahib olacak, benim namıma ahkâ­mımı icra edip gereğim yerine getirecek. O bu hususta asıl olmayacak, benim bir naibim, bir kalfam olacak. İradesiyle benim iradelerimi, benim emir ve kanunlarımı tatbikata memur bulunacaktır.[627]

Allah Teala, bilhassa, bu ayette ilk insan Âdem (a.s.) için “halife” tabirini kullanmıştır. Bu tabir, O'ndan sonra gelen ve insanların idaresinde, yer­yüzünün imâr edilmesinde ve Allah'ın hükmünün ikâmesinde çalışan her peygamberi ve itaatkâr in­sanı içine almaktadır.[628] Halife; bir işi, işin esas sahibinin yerine yürüten[629], Kâdir-i Mutlak na­mına niyabet salahiyetini kullanan nâib[630] de­mektir. Niyabet; ya nâib olunanın hazır bulunma­masından veya ölmesinden veyahut da aczinden dolayı olur. Ama bunlardan başka, halife olarak se­çileni böylece şereflendirmek için de olur.[631] Ta­biî ki Allah'ın böyle bir niyabete ihtiyacı yoktur. Fakat kusurlu olan insanların bir halifeye ihtiyaç­ları vardır.[632] Nitekim İbn Mesud ve İbn Abbas (ra)'lardan mervî haberde:

“Melekler, Halife ne demektir. Ya Rabbi? dediklerinde, Cenab-ı Allah: Yeryüzünde fesat çıkaran, hasedleşen, biribirini öldüren bir soyun sahibidir, demişti.”[633] Veya Cenab-ı Allah sevgili kullarını, yeryüzünde halife yaparak şereflendirmek istedi.[634] “O dur sizleri yeryüzünde halifeler yapan.” [635] buyururken bu şerefi göstermiş oldu. Aslında herbir insan Allah'ın bir halifesi olmak üzere ya­ratıldı. Kendisine Allah'ın verdiği mahdûd salahi­yeti Allah adına, Allah'ın ondan arzu ettiği şekilde yerine getirmekle mükellef tutuldu. Fakat insanla­rın bir kısmı salahiyetlerini şahsî kaprisleri, uğ­runda kullandı. Veya halifesi olduğu Allah Teala'dan başkalarının emirlerine teslim oldu ve bir hı­yanet içine girdi.[636] Ama, insanların biribirierine niyabetlerinde olduğu gibi, bu hıyanetin ceza­sını müvekkil değil, bizzat vekil çekti:

“O sizi yer­yüzünde halifeler yapandır. Artık kim küfrederse, küfrü kendi zararınadır.” [637]

Bütün bunlardan anlıyoruz ki insan dünyada bazı şeyler yapmakla mükellef tutulmak üzere yaratılmıştır. Eğer böyle olmasa onun yaratılması abes olurdu. Nitekim Allah Teala bazılarının bu zannını bertaraf etmektedir:

“Yâ, sizi hakikaten boş yere yarattığımızı ve ancak bize döndürülmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz.” [638] derken hilafetin bir hesabı olduğunu bildirmekle­dir. Yoksa, Cenab-ı Allah, insanları, yeryüzünde, hayvanlar gibi, başıboş dolaşsınlar, yesinler, içsin­ler, eğlensinler, diye yaratmış değildir:

“İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı zannediyor?” [639] Şeriatlerle mükellef tutulmayacağı­nı, hilafetinin hesabını vermeyeceğini mi sanı­yo?[640] Hayır, böyle olamaz. O zaman abes olur. Allah abesle iştigal etmez. Kullarını yaratmasında hikmeti vardır : O da “hilâfet” makamının tazam­mum ettiği, ibadet, meşakkatli teatlerle mükellefiyyet, masıyetleri terktir. Sonra, bu teklif meyanında hesab meydanına gidilecektir.[641] Cenab-ı Allah bunu şu ayetinde açıkça beyan buyurmak­tadır :

“Cinleri ve insanları ancak bana ibadet et­sinler diye (li-ya'büdûni) yarattım” [642] Bütün insanları yaratışım bunun içindir.[643]

Mademki Allah insanları ibadet etsinler diye yarattı, öyle ise, niçin Allah'ın iradesine rağmen, ibadet etmeyenler var? Halbuki O'nun iradesine rağmen vuku bulabilecek hiçbirşey yoktur? diye bir itiraz hemen karşımıza çıkabilir. Ayet yukarı­daki zahirî şekliyle anlaşılırsa bu itiraz haklıdır ve aynı zamanda: “Andolsun ki insanların ve cinlerin çoğunu cehennem için yaratmışızdır.” [644] ayeti, geçen ayetin aksine, ekseriyetin masiyetini murat ettiğine delildir. Bunlar sebebiyle o ayetin şu şekilde anlaşılması daha doğru olur: “Cinleri ve insanları ancak, ibadet etmeye müsait bir hal­de, ibadete elverişli bir şekilde yarattım. Bunun için onlara akıllar verdim, zahiri ve batını kuvvet­lerle onları techîz ettim.” Örfte de yaygın olduğu gibi, bu ayette Allah onları yaratışım, ibadete çok uygun olduğu için, mübalağa ile, gayesi sırf ibadet imiş gibi göstermiştir. Nitekim, güçlü bir insan için: “o güreş için yaratılmış; güçlü bir inek için: O çift sürsün diye yaratılmış, denilir”[645] halbuki bunlar başka şeylere de müsaittirler.

Alüsî, “el-Keşf”'ten şu izahı nakleder : “Allah'ın fiilleri kemâl gayelerine yönelir. Bu ayet­te gaye bildiren (li) harfi de bu manayı ifade eder. (Li) o hususta Allah'ın iradesi olduğunu göster­mez. Ancak sebebin, bizatihi matlub olduğu bili­nirse, o zaman (li), iradenin varlığını gösterir. Bu­na göre ayeti tevil etmeye gerek yoktur. İnsanlar ve cinler ibadet edebilecek kaabiliyette yaratılmışlardır ve ibadete yöneltilmişlerdir. İbadet, yaratı­lışları için kemâl gayesi kılınmıştır. Onlardan bir kısmının bu gayeye ulaşamaması, bu gayenin ga­ye oluşuna bir manî teşkil etmez.”[646]

Cenab-ı Allah insanları bu kemâl gayesiyle ya­rattığı için aralarında, ihtilaflar ve farklılıklar ek­sik olmadı. Nitekim:

“Eğer, Rabbin dileseydi bü­tün insanları tek bir ümmet yapardı. Onlar ihtilaf edici bir halde devam edip gideceklerdir. Rabbinin rahmet ettiği kimseler müstesna, Allah onları bu­nun için yaratmıştır.” [647] ayeti, Zariyât süresindeki ayette Cenab-ı Allah'ın kesin mu­radını ifade etmediğini göstermektedir. Şu var ki, bu ayet de Allah'ın, insanları ihtilaf etsinler muradıyla yarattığını göstermez. Çünkü, o zaman isyan­kâr olanlara azâb etmemesi gerekirdi. Binaenaleyh bu ayeti de evvelki ayet gibi anlamamıza bir mânı yoktur. Allah Teala insanları birer robot gibi yarat­madığı için, farklı davranışlar ve farklı fikirler gösterecek bir keyfiyette yaratmıştır. Alûsî, ayeti zahirine hamletmeye bir mâni görmeyip, saadet-şakavet meselesini buna delil getirirken[648] ceb­re kaçar gibi oluyor.

EbuHureyre (ra)'ın Resûlullah (as)'dan riva­yet ettiği hadiste :

“Allah'ın insanlar üzerinde, in­sanların da Allah'da ne hakkı vardır? Sorusuna ashab:

Allah ve Resulü daha iyi bilir demişler­di. Bunun üzerine Resûlullah (as): 

“Allah'ın insanlar üzerindeki hakkı, kendisine ibadet etmeleri ve O'na hiçbirşeyi şirk koşmamalarıdır. Bunu ya­parlarsa, Allah'ın onlara azab etmemesine hak ka­zanırlar.” Buyurmuştur [649] ki bu hadis ayetin manasını açıklayıcı mahiyettedir.

Yukarıdan beri anlattıklarımızdan, insanın belli bir ilâhî gaye çerçevesinde yaratıldığını anlı­yoruz. İnsanların gayelerine benzemeyeceği için, insanları gayeleriyle mukayese ederek anlamaya çalıştığımızda, hata edeceğimiz bu ilâhî maksad insana bir emanet yüklemektedir:

“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, bundan endişeye düştü­ler. İnsan bunu yüklendi. Çünkü o çok zulümkâr, çok zalimdir ve çok cahildir.” [650] Emanet, teklif veya insana verilen uzuvlar diye anla­şılmıştır.[651] O, kelime-i tevhiddir, veya adalet­tir, veya akıldır.[652] Allah'ın, insan eline verdiği rububiyyetinin sıfatlarını ve durumlarını hakkıy­la tanıtacak işaretlere ve numunelere sahib “ene”dir [653] diyenler olmuştur. Aslında hepsini bir­leştirerek, Emanet: insanın, verilen kaabiliyet, akıl ve uzuvları yerinde kullanması babında sırtı­na yüklenen mükellefiyettir, diyebiliriz. Mesela, gözün emaneti, harama bakmamak ve ibretle bakmak, kulağın emaneti, onu boş sözden ve kötü ko­nuşmadan korumak ve zikir dinlemektir. Kalbin emaneti ise devamlı Hakk'ı gözetmektir.[654]

Allah Teala, yukarıdaki ayette, dağların yerin ve göğün emaneti kabul etmeyişini, temsil tarikıy­la, teklifin gerçekten güç olduğunu anlamak için söylemiştir.[655]

İnsan bu emaneti yüklendikten sonra, gerek dahilî gerek haricî bazı durumlarla karşılaşacak ya emanete riayet edecek ya da hıyanet edecek. Bizzat, emaneti ona yükleyen Cenabı Allah onu bu hususta deneyecek, imtihan edecektir. Allah'ın beyan buyurduğu gibi:

“Her can ölümü tadıcıdır. Ecirleriniz, yaptıklarınızın karşılıkları, muhakkak kıyamet gönü, tastamam verilecek. Kim o ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulursa, artık o muhak­kak muradına ermiş olur. Dünya hayatı aldanma metâmdan başka birşey değildir.” [656]

“Bu dünya hayatı ancak fâni bir eğlencedir, ahiret ise, o asıl durulacak yurdun kendisidir.” [657]

Resûlullah (as)'ın “Dünya ahiretin tarlasıdır”, hadisince, ahirette biçilip menfaatlenmek için, çalışılması lâzım gelen bir kâr, bir temet­tü vasıtası veya bir mesâi saat...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnsan Ve Şer Problemi
« Posted on: 29 Nisan 2024, 23:53:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnsan Ve Şer Problemi rüya tabiri,İnsan Ve Şer Problemi mekke canlı, İnsan Ve Şer Problemi kabe canlı yayın, İnsan Ve Şer Problemi Üç boyutlu kuran oku İnsan Ve Şer Problemi kuran ı kerim, İnsan Ve Şer Problemi peygamber kıssaları,İnsan Ve Şer Problemi ilitam ders soruları, İnsan Ve Şer Problemiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes