> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi >  İnkarcıların Alay Etmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnkarcıların Alay Etmesi  (Okunma Sayısı 1665 defa)
09 Mayıs 2011, 22:06:02
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 09 Mayıs 2011, 22:06:02 »



İnkarcıların Alay Etmesi

İnkarcılar Hz. Peygamber ile kendilerini Allah'ın azabıyla uyarıyor diye alay ediyordu:

“Ve eğer bunlardan (inkarcılar) bir kısmının göreceği azabı belli bir süreye kadar erteleyecek olursak o za­man da, 'Onu engelleyen nedir ki?' diyecekler. İyi bilin ki, o azap onlara geldiği gün kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve o alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır (Hâka bihim).” [854] “Onu engelleyen ne?” der­lerken azabı yalanlama ve alay niyeti taşıyorlardı. Ve o azap, ilahî yasa gereği gelecekti. [855] Alay ettikleri şey peygamberlerin getirdiği haktır. [856] Alay ettikleri Allah'ın azabının hedefi, alay eden kimselerdir. [857] Yalanladıkları azap vuku bulmadan önce her yandan on­ları kuşatacak, onlardan uzaklaşmayacak ve ondan kurtulamaya­caklardı. [858] Hâka bihim ifadesinde gelecek zaman ifade edilmek is­tendiği halde geçmiş zaman çekiminin kullanılması, bahsedilmek istenen olay ya da olgunun kaçınılmazlığını ima ve tekittir. [859] Aza­bın gecikmesi Rasulullah (s)'ın aralarında bulunmasından kay­naklanıyordu. [860]

İnkarcılar, sonucu hayır ya da şer olsun hak ettiklerinin dün­yada iken çabuklaştırılmasını istemişlerdi. Onlar alay ve uzak görme babından bu sözleri söylemişlerdi. [861]

“Bir de, 'Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce azaptan payımızı bize acele ver.' dediler.” [862] Allah Rasulullah (s)'a onların eziyetlerine sabretmesini emretmiş, bu sab­rına karşılık ona güzel akıbet, yardım ve zafer müjdelemişti. [863] Kur'an'da zaman, zaman zikredilen bu alaycı meydan okuma, ger­çekte onların Kur'an'ın ilahî bir vahiy olmadığı yolundaki görüşle­rinin küstahça dile getirilmesine yöneliktir. [864]

Kur'an-ı Kerim vahiy ve peygamberlerle alay etmenin her sırda meydana gelebilecek sosyal bir gerçek olduğunu şöyle tasvir eder:

“Onlara bir peygamber gelmeye dursun, hemen onunla alay ederlerdi.” [865] Peygamberler ile alay etmek küfür ve sapıklıktır. Bu alaycıların mümin olmaları mümkün değildir. [866] Alaycılıkla bütünleşmiş kalpler, ilahî vahyi gereği gibi değerlendiremezler. [867] Hz. Peygamber'den önce de geçmiş ümmetler için peygamberler gönderilmiş ancak yalanlanmayan ve kendisiyle alay edilmeyen peygamberler olmamıştır. Alaycı kimselerin kalplerine Kur'an âyetleri ulaşır. Onlara göre o, kabul edilemez bir şeydir. Çünkü hakkı anlama konusunda yetenekleri azdır. Rabbani hidayetin ışıkları onları aydınlatamaz. Kendilerine kitap gönderilen önceki toplumların durumu da böyleydi. [868] Allah Kureyş kâfirlerinden Rasulullah'ı yalanlayanların yalanlamasına karşı onu teselli ede­rek, ondan önce geçmiş ümmetler içinde de peygamberler gön­derdiğini, hangi ümmete peygamber gelmişse, onların bu pey­gamberleri yalanlayıp alay ettiklerini, hidayete tâbi olma konu­sunda kibirli davranan, direnen günahkârların kalplerine yalan­lamayı [869] yine kendisinin koyduğunu ifade eder. [870]

Müşrikler Kur'an'ı oturumlarında tartışıyorlar ve onunla alay ediyorlardı. Onu tartışmayı sürdürdükleri sürece Müslümanların onlarla birlikte oturmaları yasaklandı:

“Allah size Kitap (Kur'an)'ta, 'Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz!' diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Al­lah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” [871] Nasıl Müslümanların Mekke'de müşriklerin meclislerinde oturmaları yasaklandıysa, Medine'deki Yahudi din adamları da müşrikler gibi yaptığından, onların meclislerinde de oturmaları yasaklandı. Allah Kur'an'ı tartışmak için oturan ve onlara uyan kimseleri yani kâfir ve münafıkları toplayacaktır. [872] Âyetleri alaya alanlarla oturanları birlikte kâfir kılan şey, her iki kesimin de inkâr ve alay konusunda razı olmalarıydı. [873]

Allah önceki toplumlara da elçiler göndermiş ancak onlar zulmederek ve Rablerine isyan ederek elçiyle alay etmişlerdi. [874]

İnsanların önceki toplumlara dair haberleri dikkate almaları gerekirken bir sonraki nesil çoğunlukla öncekilerin yanlış yolu­nu sürdürmeyi yeğlemiştir. Allah, Kendisini hafife almaları ve alay etmeleri nedeniyle alaycılara ceza tehdidinde bulunarak [875] toplumunun söyledikleri konusunda Hz. Peygamber'i rahatlat­maktadır: [876]

“Peygamberi, biz bir melek yapsaydık, yine de onu bir adam şeklinde yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürür­dük. Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri şey (azap) kuşatıverdi.” [877] Alay etmek amacıyla, “Elçinin melek olması gerektiğini” söyleyen kişilerin sözleri Rasulullah (s)'ın kalbini sıkıyordu. Âyette ona sanki şöy­le denmektedir: “Sana gösterdikleri terbiye dışı davranışlar, peygamberlerine karşı önceki nesillerde de vardı. Bu sorunla karşılaşan tek sen değilsin.” [878] Onlar sapıklıklarında ve inkârla­rında ısrar ederlerse, Allah onları ilahî öfkeyi üzerine çeken ön­ceki toplumların yoluna iletecekti. [879] Bu, toplumundan onu ya­lanlayanların yalanlamaları hususunda Allah'ın, Hz. Muhammed'e ve ona inananlara bir zafer, dünya ve ahirette de güzel bir akıbet vaadidir. [880] Bu âyet ile Hz. Peygarnber'e toplumlar ve rasulleri hakkındaki ilahî yasa öğretilmiş, güzel bir sonuç ve iktidar müjdelenmiş ve bu alaycılara da bela ve felaket ile karşı­laşacakları bildirilmiş oldu. [881]

O bilgisizlerin Hz. Peygamber'e yaptıkları gibi tüm peygam­berlerle alay ettikleri bilgisi Rasulullah (s) için bir teselliydi. Bil­gisizler bu iğrenç adetlerini itaat ve ibadete sıkıca sarılmayı ve güzel şeylere, dünyevi lezzetlere eğilim göstermemeyi aşağıla­dıkları için sürdürüyorlardı. Oysa Rasulullah (s), onları çirkin dinlerini ve bâtıl inançlarını terke çağırıyordu. Rasul itaat edilen kişidir. Bunu kabullenmek de onlar açısından büyük bir zorluktu. Rasul fakirdi ve yardımcıları, malı ve üstünlüğü yoktu. Bu özel­liklere sahip birisine zenginlerin ve yöneticilerin tâbi olması zor geliyordu. [882] İnanmayanlar ona tâbi olmayı reddettikleri için alaya yönelmektedirler.

Mucize isteyen kâfirlerin de asıl maksatları iman etmek için ciddî bir delil istemek değil, sadece alay etmekti. Bu nedenle on­lara nasıl bir âyet indirilse indirilsin yine de iman etmediler ve azabı beklediler. [883]  Bu alay etmeler yalnızca Hz. Peygamber'e karşı olmuş bir şey de değildi:

“Andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi. Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onları cezalandırdım. O vakit azabım nasıl imiş (gördüler).” [884]  Ayetteki ifade, inkarcılara bir tehdit ve alay edilen Hz. Peygamber'den mucize taleplerine bir cevap ve ona teselli niteliğindedir. [885] Önceki peygamberlerin yalanlanmasına dair haberlerde onun için güzel örnekler vardı. [886]  Yani, “Toplumunun seninle alay ettiği gibi diğer toplumlar da peygamberleri ile alay etmişti. Onların ceza­landırılma sürelerini uzattım sonra da onlara azap ettim. Önceki­lerden intikam aldığım gibi bu inkarcılardan da intikam alaca­ğım.” Bu, onların alay içerikli mucize taleplerine yönelik bir teh­dit niteliğindeydi. [887]

Olayların mantığı Mekke'de tabloyu tersine çevirmiş, alaycı­lar savaşta düşman tarafından kuşatılmış ve teslim olmaya zorla­nan bir adam gibi olayların kendilerini değil, hakikati doğruladı­ğını görmüşlerdi. Hz. Muhammed'i Mekke'den çıkaran bu kim­seler, o muzaffer olarak geri döndüğünde ne kötü durumdaydı­lar. Ve onlar ondan af dilemek durumunda kaldılar. [888] Hz. Pey­gamber ve müminlerin muzaffer olacaklarına, tevhid akidesinin putperestliğe galip geleceğine dair vuku bulan ilahî müjdelerle alay eden düşmanlar, İslâm zaferi karşısında alaylarının vebaline katlanmak zorunda kalmışlardı. [889] İnkarcı Kureyş'in yaptığı, pey­gamber karşıtlarının çağlar boyunca sürdürdüğü bir tavırdır. Yap­tıkları kötü şeyler karşılığında uyarıldıkları azap, alay edenlere hak olmuştur.

Eğer onlar ne olacağını bilselerdi, daha değişik bir tutum ser­gilerlerdi. Peygamberi alaya almaktan, kendilerine yönelik tehdit­lerin çabucak gerçekleşmesini istemekten vazgeçerlerdi. Vazgeç­medikleri için alayları da karşılıksız kalmadı:

“Yemin olsun ki, sen­den önce birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alay ettikleri şey (azap) kuşatıverdi.” [890] Âyet, Rasulullah (s)’a teselli mahi­yeti taşıyordu. [891] Peygamberlere yaptıklarından dolayı alay edenle­rin başına gelen azap onları da kuşatacaktı. [892] O alaycı kimselere peygamberlerinin, inmesiyle korkuttukları bela ve azap hak oldu. Hz. Peygamber ile alay eden inkarcı kimseler, peygamberlerini yalanlayan önceki toplumlar gibi olmaktan vazgeçmeyecekler ve alayları nedeniyle ilahî azap ve öfke, daha önceki toplumlara ol­duğu gibi onlara da inecekti. [893]

İslâm'a düşman olan Ehl-i Kitap ve müşriklerle dostluk kur­mak da menfur bir durumdur. Çünkü onlar amel sahiplerinin yap­tıkları en güzel ameli yani, dünyevi ve uhrevî bütün hayırları kap­sayan, tertemiz, sapasağlam İslâm'ın hükümlerini alay konusu ederler. Kendi aptalca fikirleri, fasit görüşleri muvacehesinde bu hükümleri oyuncak gibi telakki edip onlarla oynarlar: [894]

“Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kâfirlerden, dininizi alay ve eğlence konusu yapanları dost edinmeyin. Eğer (gerçek­ten) iman ediyorsanız, Allah'tan gereğince korkun.” [895] Âyette kendilerine elçiler gelen Yahudiler ve Hıristiyanlar kastedilmektedir. Onları dost, kardeş ve müttefik edinmemek gerekiyordu. Çünkü onlar dinlerini oyun ve alay konusu yapıyorlardı. Örneğin onlardan biri­si küfrü devam etmesine rağmen müminlere, iman ettiğini söylü­yor bir süre sonra da sözleriyle inkârını açıklıyordu. Amacı oyun oynamak ve alay etmekti. [...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnkarcıların Alay Etmesi
« Posted on: 28 Nisan 2024, 00:33:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnkarcıların Alay Etmesi rüya tabiri, İnkarcıların Alay Etmesi mekke canlı, İnkarcıların Alay Etmesi kabe canlı yayın, İnkarcıların Alay Etmesi Üç boyutlu kuran oku İnkarcıların Alay Etmesi kuran ı kerim, İnkarcıların Alay Etmesi peygamber kıssaları, İnkarcıların Alay Etmesi ilitam ders soruları, İnkarcıların Alay Etmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes