> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kuran-ı Kerimde Dört Terim > Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları  (Okunma Sayısı 16403 defa)
17 Ocak 2011, 16:54:02
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 17 Ocak 2011, 16:54:02 »



KURAN'I KERİM'DE DİN KELİMESİNİN KULLANILIŞI ve ANLAMLARI

Yukarıda geçen açıklamalardan, din kelimesinin yapı olarak dört temele dayandığı, diğer bir deyişle Arapça bilen birinin zihninde dört temel anlam hâlinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Birincisi: Yüce egemenlik sahibinden gelen üstünlük ve galibiyet.

İkincisi: Egemenlik sahibine boyun eğen kimse tarafından itaat etmek, tapınmak, hizmetkârlık yapmak.

Üçüncüsü: Suçlar için öngörülen cezalar ya da sınırlar, kanunlar ve uyulan yol.

Dördüncüsü: Muhasebe, yargılama, cezalandırma veya mükâfatlandırma.


Araplar din kelimesini, İslâm'dan evvel, çeşit lehçelerine göre bu mânâda kullanırlardı. Ancak onların bu dört husus hakkındaki düşünceleri açık, seçik derinlikten mahrum olduğu için, din kelimesinin kullanılışı karışıklık ve kapalılıktan kurtulamamıştır. Bundan dolayı da, din kelimesi, sistemli bir düşünceni kavramlarından biri olma şansına sahip olamamıştı Nihayet Kur'an-ı Kerim nazil olmuş ve bu kelimeyi çeşitli maksatlarını ifâdeye uygun bulmuş; bu sebeple de onu en açık ve en belirgin anlamlarıyla kullanmış, kendisine özgü bir kavram haline getirmiştir. Bu bakın dan "Din" kelimesinin, Kur'an-ı Kerîm'de eksiksiz bir düzeni ifade ettiği görülür. Söz konusu bu düzen, dört unsurdan meydana gelir ki, bu dört unsur şunlardır:

Hâkimiyet ve yüce egemenlik.

Bu yüksek egemenlik ve hâkimiyete itaat edip boyun eğmek.

Bu hâkimiyetin otoritesi altında meydana gelen fikrî ve amelî nizam.

Bu nizâma uymaya ve ihlâsla bağlanmaya karşı bu yüce egemenliğin verdiği mükâfaat veya karşı gelmek suretiyle isyan etmeğe verdiği ceza.

Kur'an-ı Kerim "Din" kelimesini bazen birinci ve ikinci, bazen üçüncü, bazen da dördüncü mânâda kullanmıştır. Bazen da "Din" kelimesini kullanır ve onun la bir anda bu dört unsurdan müteşekkil mükemmel nizamı kasteder. Bunun anlaşılabilmesi için aşağıdaki âyetlere bakmak gerekmektedir.

Birinci ve İkinci Anlamıyla Din :

"Allah sizin (faideniz) için yeri bir karar(gâh), göğü bir bina yapan, size suret veren, sonra suretlerinizi güzelleştiren, en temiz ve güzel şeylerden sizi rızıklandırandır. işte Rabbiniz olan Allah budur. Demek, âlemlerin Rabbi ne güzeldir"."O, daimî yaşayandır. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde O'na dininizde ihlâs ve samimiyet erbabı olarak dua edin. Hamd, Alemlerin Rabbi olan Allah'adır." (Mümin, 64, 65).

"De ki: Ben Allah'a, Din'i O'na hâlis kılarak, ibâdet etmekle emrolundum Bana, Allah'a teslim olan müslümanların evveli olmam emredildi." (Zümer, 11-12).

"De ki: Ben Dini'mi O'na hâlis kılarak, sadece Allah'a ibâdet ederim. Artık siz de, O'nu bırakıp dilediğinize ibâdet edin. (Zümer, 14, 15)

"Tâğuttan, ona ibâdetten kaçınıp da Allah yoluna yönelenler(e gelince): Onlar için de müjde vardır. O halde kullarımı müjdele." (Zümer, 17).

"Habibim! Şüphesiz Biz, o Kitab'ı sana hak olarak indirdik. O halde Allah'a Din'i O'na hâlis kılarak ibâdet et. "Gözünü aç, hâlis din Allah'ındır..." (Zümer, 2, 3).

"Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. Din (itaat) de, dâima O'nadır. Böyle iken hâlâ, Allah'tan başkasından mı korkuyorsunuz?" (Nahl, 52).

"Şimdi onlar, Allah'ın Dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa, hepsi ister istemez O'na boyun eğmiştir. Nihayette O'na döndürülüp götürüleceklerdir" (Âl-i İmrân, 83).

"Halbuki onlar birer muvahhid olup, dini O'na halis kılarak Allah'a ibâdet etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekâtı vermelerinden başkasıyla emr olunmamışlardı. En doğru din de budur." (Beyyine, 5).

Bütün bu âyetlerde "Din" kelimesi, yüksek otorite, bu otoriteye boyun eğme, ona itaati ve kul olmayı kabul etme mânâlarında kullanılmıştır. Din'i Allah'a has kılmaktan maksat hâkimiyet, hüküm ve emr konusunda kişinin Allah'tan başkasına boyun eğmemek, Allah'a ihlaslı bir şekilde kulluk ve itaatte bulunmak, bunun sonucu olarak da Allah'tan başka hiç kimseye tapınmamak ve hiçbir kimseye başlı başına ve bağımsız şekilde itaat etmemek demektir.(Bunun mânâsı şudur: Kişinin Allah'tan başkasına itaati,bu kim olursa olsun. Allah'a itaata bağlı ve O'nun için çizili hudud dahilinde olmalıdır. Çocuğun babasına, kölenin veya hizmetçinin efendisine ve benzeri itaatler... bu türdendir. Şayet bu itaat, Allah'ın koyduğu hudutlar içinde oluyorsa (emirler ve nehiyler) Allah'a itaatin tâ kendisidir. Ancak bu itaat Allah'ın hududunun haricinde ise veya kendi başına müstakil bir itaatsa bu tam manâsıyla Allah'a baş kaldırma ve isyan demektir.)

Üçüncü Anlamıyla Din Kelimesi:

"De ki: Ey insanlar! Eğer benim dinimden bir şüphede iseniz, iyice bilin ki ben, Allah'ı bırakıp da sizin tapar olduklarınıza tapmam. Ancak sizin canınızı alacak olan Alla-ha kulluk ederim. Bana mü'minlerden olmaklığım emredilmiştir" (Yûnus, 104).

"Ve; Yüzünü tevhid dinine döndür; sakın müşriklerden olma (denilmiştir)." (Yûnus, 105)

"...Hüküm Allah'dan başkasının değildir. O kendisinden başkasına ibâdet etmemenizi emr eylemiştir. Dosdoğru din işte budur..." (Yûnus, 40)

"Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hepsi de O'na boyun eğicidirler" (Rûm, 26).

"O size kendi nefislerinizden bir örnek getirdi: Sizi mıhlandırdığımız şeylerde, sağ elinizin mâlik olduğu (köleler) den ortaklarınız olmasını ister de, bu hususta siz (onlarla) müsavi olur, onları kendinizi saydığınız gibi sayar mısınız?..." (Rûm, 28).

"Hayır! O zulmedenler bilgisizce kendi nevalarına tabi oldular..." (Rûm, 29).

"O halde sen yüzünü bir mûvahhid olarak Din'e, Allah'ın fıtratına çevir ki, O insanları bunun üzerinde yaratmıştır.Allah'ın yaratışında hiçbir değişiklik olmaz. Bu dimdik ayakta duran bir Din'dir. Fakat insanların çoğu bilmezler" (Rûm, 30). (Bu Allah'ın insanı yarattığı fıtratta, insan yaratmada ve rakını ona ulaştırmada Rab olarak işlerini görüp gözetmede yüce Allah'a ortak yoktur. Âdemoğluna Allah'tan başka ilah, melik ve hakiki olarak itaat etmesi gereken hiçbir kimse yoktur demektir. İnsan için uyulacak en doğru ve tabii yol, kulluğunu yalnız Allah'a tahsis edip, ondan başkasına itaattan kaçınmasıdır.)

"Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah'a ve âhirete inanıyorsanız bunlara, Allah'ın dinini tatbik hususunda acıyacağınız tutmasın..." (Nur, 2).

"Hakikatte ayların sayısı Allah yanında, Allah'ın kitabında -tâ gökleri ve yeri yarattığı günden beri- on iki aydır. Onlardan dördü haram olanlardır. İşte bu en doğru dindir..." (Tevbe, 36).

"...İşte biz, Yûsuf için böyle bir tedbir kullandık. Yoksa O, kralın dinine göre kendisini (rehin olarak) tutabilecek değildi." (Yûsuf, 76).

"Bunun gibi onların ortakları (Yani "bunları yapanlar," Allah'a ilâhlık, hüküm, emir ve kanun koyma hususunda ortak koşan kimselerdir.) (olan o putların hizmetçileri) müşriklerden bir çoğuna -hem onları helâka düşürmek, hem kendilerine karşı dinlerini karmakarışık etmek için (Bu tâbirden maksat, uydurma kanun koyucuların halka, şu günahı süsleyerek bu yaptıklarının eskinden beri devam ettiğini, bunun İbrahim (a.s) ve İsmail (a.s)'den miras aldıkları dinden bir kısım olduğu hissini vermeleridir.) öz evlatlarını kendi elleriyle öldürmesini hoş göstermiştir. (En'âm, 137)

"Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri, o fâsid dinlerinden kendilerine şeriat çıkarıp yapan ortakları mı var?..." (Şura, 21).

"Sizin dininiz size, benim dinim bana" (Kâfirûn, 6).

Bütün bu âyetlerdeki "Din" kelimesinden maksat insanın bağlı bulunduğu kanun, sınır, şeriat (hukuk düzeni), yol, fikrî ve amelî düzendir.

İster bir kanuna, isterse de bir düzene olsun, eğer kişi bunlara ilâhî otoriteye dayalı olduklarından dolayı uymakta ise; bu durumda şüphesiz Allah'ın Din'i üzerindedir. Şayet bu otorite, meliklerden birinin otoritesi ise, kişi, melikin dini üzerinde demektir. Eğer bu otorite, şeyhler ve ruhban sınıfının otoritesi ise, kişi onların dini üzerinde demektir. Yine aynı şekilde bu otorite, ailenin yahut aşiretin ve yahut ümmetin çoğunluğunun otoritesi ise, kişi şüphesiz bunların dini üzerindedir. Sözün kısası: Eğer bir kimse, herhangi bir şahsı en üstün dayanak, hükmünü de nihaî hüküm kabul eder ve onun çizdiği yola ayniyle tâbi olarak, istekleri doğrultusunda hareket ederse, şüphesiz ki bunu yapan kişi onun dinine, yoluna girmiş demektir.

Dördüncü Anlamıyla Din :

"Şüphesiz ki size va'd olunan şeylerin hepsi, elbette doğrudur. Şüphesiz ki Din de elbette vâkidir." (Zâriyât, 5, 6).

"Din'i yalan sayanı gördün mü"? İşte yetimi itip kakan, yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur." (Maun, 1-3)...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları
« Posted on: 18 Nisan 2024, 08:59:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları rüya tabiri,Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları mekke canlı, Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları kabe canlı yayın, Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları Üç boyutlu kuran oku Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları kuran ı kerim, Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları peygamber kıssaları,Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamları ilitam ders soruları, Kuranı Kerimde din kelimesinin kullanışı ve anlamlarıönlisans arapça,
Logged
23 Mart 2015, 21:41:19
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #1 : 23 Mart 2015, 21:41:19 »

din kelimesinin yapı olarak dört temele dayandığı, diğer bir deyişle Arapça bilen birinin zihninde dört temel anlam hâlinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Birincisi: Yüce egemenlik sahibinden gelen üstünlük ve galibiyet.
İkincisi: Egemenlik sahibine boyun eğen kimse tarafından itaat etmek, tapınmak, hizmetkârlık yapmak.
Üçüncüsü: Suçlar için öngörülen cezalar ya da sınırlar, kanunlar ve uyulan yol.
Dördüncüsü: Muhasebe, yargılama, cezalandırma veya mükâfatlandırma.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 23 Mart 2015, 21:43:28 Gönderen: ikranur 7d »
Kayıtlı
17 Ağustos 2019, 14:30:10
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 17 Ağustos 2019, 14:30:10 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes