Bir adam gördüm, bir kapının önünde oturmuş düşünüyordu. Saçı sakalı birbirine karışmıştı. Üstü başı perişandı. Kafasını belli bir ritimle iki yana sallıyor, arada bir kimsenin anlamadığı bir şeyler mırıldanıyordu.
-Kim bu adam, diye sordum.
-O bir meczup, dediler ve anlattılar hikâyesini.
Şimdi önünde oturduğu o kapıyı çalmış günlerden bir gün. İçeriden bir ses “Kim o?” diye sormuş.
Ciddiye almış soruyu. O günden beri cevabını düşünüyormuş…
Sahi kimim ben ?!!
fettâh ‘açmak’ ise bu kapalı olan her şey için bir umuttur..
görmeyen göze
konuşamayan dile
gülemeyen yüze
öyleki; bazen senin kapattığını açmak içindir..
bazen de karşındakinin senin kapattığını açması içindir..
kapanan bir kapının ardında açılmasını bekleyen küçük bir nidadır ‘fettâh’
umut üzere bir niyaz!..
bittim diyen isen bir çağrıdır ‘fettâh’
sustum diyor isen dildedir ‘fettâh’
son ânını yaşayan yüreği dirilten en özel kelâmdır
ki kelamdan öte varlığı kuşatan bir vârdır
..
‘fettâh’ bittim diyen yüreğe umut ışığı..
sessizliği sessizce yaran bir umut ışığı..
- şems –
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın