NİÇİN ÇOK SEVERMİŞ?
MUHAMMED BİN HAFÎF (Rahmetullahi Aleyh)
“Muhammed ibni Hafîf”, bir tekiydi devrinin.
İki de talebesi var idi kendisinin.
Ve lâkin birisini, daha fazla severdi.
Her vesîle ile de, bunu belli ederdi.
Talebeler, bu hâli, ona suâl ettiler:
(Niçin onu daha çok seversiniz?) dediler.
Cevâben buyurdu ki: (Elbette hikmeti var.
Bunu merak edenler, yarın iyi anlarlar.)
Ertesi gün, dergâhta, o ders anlatıyordu.
Dergâh'ın önünde de, bir “Deve” yatıyordu.
“İbni Hafîf”, bir süre dersine ara verip,
Talebeden, herhangi birisine emredip,
Buyurdu: (Haydi git de şu devenin yanına,
Kaldırıp, çıkar onu, şu dergâh'ın damına.)
O, birden durakladı, düşündü ve dedi ki:
(Efendim, koca deve, dama nasıl çıkar ki?)
Buyurdu ki: (O halde, bırak kalsın onu sen.)
Sonra, çok sevdiğine bu emri verdi hemen.
O, derhal (Peki) deyip, fırladı dışarıya.
Ve emri yapmak için, başladı uğraşmaya.
"Kaldırabilir miyim?" diye hiç düşünmeden,
Gücünün yettiğince, başladı işe hemen.
O, böyle kaldırmaya uğraşırken deveyi,
Çağırdı huzûruna, o “Sâdık talebe”yi.
Sonra da buyurdu ki bu hâli îzâh için:
(Şimdi kavradınız mı hikmetini bu işin?
O, emri dinlemedi, düşündü, durdu biraz.
Ve “Aklına” uyarak, etti hemen "îtirâz".
Bu ise, "Peki" dedi, hiç bir şey düşünmeden.
Koştu emri yapmaya, hiç îtirâz etmeden.
Meleklere mahsustur, “Peki” ve “Olur” demek.
Ve şeytân sıfatıdır, hemen “Îtirâz” etmek.)
Bir günkü sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!
Rabbimizin bizlere, sonsuz nîmetleri var.
Bu kadar çok nîmete, şükretmek mümkün değil.
Zîrâ âciz kalırlar, bu işte ağız ve dil.
Bu babta, Hak teâlâ buyurur ki Kur'ânda:
“Size nîmetlerimi, saymak için dünyâ'da,
Ağaçlar kalem olsa ve denizler mürekkep,
Nîmetlerim bitmeden, denizler biterdi hep.”
Ne görebiliyorsak, yâni şu kâinâtta,
Ve ne göremiyorsak, yerde ve gökte hattâ,
Hepsi, menfaatine yaratıldı insanın.
Nasıl kıymet vermiştir Rabbimiz bize bakın.
İşte ALLAH, bizlere böyle kıymet veriyor.
Ve, "Sizi, kendim için yarattım" buyuruyor.
Bu kadar nîmetlere nâil olan bu insan,
Hiç unutabilir mi, Rabbini kısa bir an?
Unutursa, ne kadar olur fenâ ve çirkin.
Bundan büyük nankörlük olur mu bir kul için?)
alıntı
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın