> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Kalp İstikametini Koruma
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kalp İstikametini Koruma  (Okunma Sayısı 493 defa)
05 Temmuz 2010, 12:35:06
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Temmuz 2010, 12:35:06 »



Kalp İstikametini Koruma



İnsanların birbirine karşı kalp istikametini korumaları çok önemlidir Gönüllüler hareketi için ise bu önemli olmanın çok ötesinde bir vazife ve vecibedir Bu konuma ulaşmak için bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir Bunlar sırasıyla;


1-Başkalarının düşüncelerine saygı göstermek Mesela, akıl, mantık ve muhakeme kendi görüşümüzü yüzde yüz doğrulasa, riyazi kriterler aksine ihtimal vermeyecek ölçüde bizi desteklese bile, kendi düşüncemiz ve görüşümüzde diretmek karşı tarafı hafife almak demektir ve ciddi rahatsızlık doğurur Herkesin tercih edilecek güzel yanları vardır Eğer bunlar başkaları tarafından zamanında görülüp takdir edilmez ve alkışlanmazsa rencide olurlar Önleri kapanır ve bir türlü inkişaf edemezler Onun için hem kabiliyetlerin inkişafı hem de mutlak manada insana saygı adına bu şekilde hareket etmek gerekir Aramızdaki vifak ve ittifaka halel gelmemesi için kendi doğrularımızın onlar tarafından anlaşılabilmesi için uzun müddet beklememiz de gerekebilir
Bu arada şu husus unutulmamalı; görüş alışverişine medar olan konular hakkında ayet veya hadis yoksa, herkes kendi düşünce metodlarına, hayat tecrübesine bağlı olarak bir şeyler üretiyorsa bizim düşüncemizin en doğru olduğuna kim karar veriyor? Bu açıdan başkalarının düşüncelerini kuşkuyla karşıladığımız kadar, kendi düşüncelelerimize de kuşkuyla bakmasını bilmeli, “Ben yanılabilirim, sen haklı olabilirsin” diyebilmeliyiz
Söz buraya gelmişken istişare adabı ile ilgili bir noktaya dikkatlerinizi çekeyim; istişare ferdî, ailevî, ictimaî her türlü meselelerimizin çözümünde vazgeçilmez bir yere sahiptir Ama istişare etmek kavga etmek değil, terbiyesizce birbirimizi eleştirmek değildir Hele istişare hiçbir zaman tartışma demek değildir Tartışmanın kelime olarak yüklendiği mana kavgadır, çatışmadır, insanın kendisine ve başkasına saygısızlık etmesidir Televizyonlarda gördüğümüz adı üzerinde tartışma programları malesef bizim ahlakımıza tesir etti Üniversitelerde görevli hocaların, devleti yönetmeye talip siyasîlerin, bürokraside yıllarını vermiş eski tabirle kocamış, tecrübeli insanların sergiledikleri manzara malesef fikir teatisi anlamına gelen istişareyi gerçekten tartışmaya çevirdi
Halbuki onun bizim dünyamızda belli adab ve erkanı vardı Düşüncelerini kavl-i leyyin ile ifade etme, bunları başkalarına dayatmama, “doğru budur, gerisi toptan yanlıştır” felsefesi ile hareket etmeme, yanlışlıkları nazara verirken incitici olmama gibi Bakın Kur’an-ı Kerim ifade üslubuna ait “başkalarının ilahlarına bile uygunsuzca sözler söylemeyin” diyor Unutmayın, başkalarının düşüncelerine saygılı olmazsanız, size de saygılı olmazlar Siz saygısızlık yaparsanız saygısızlığa muhatap olursunuz
Bir başka örnek: Sahabe-i kiram, Efendimiz’e (sallallahü aleyhi vesellem) “Kimse anne ve babasına sövmesin buyuruyorsunuz İnsan nasıl kendi anne babasına söver ki?” diye taacüp içinde sorarlar Efendimiz bunun üzerine şöyle buyuyur “Siz başkalarının anne babalarına söversiniz, onlar da kalkar sizin anne ve babanıza söver Böylece kendi anne babanıza sövmüş olursunuz”


2-Kalp istikametini korumada ikinci husus feragat ve fedakarlıktır İnsan iradî bir varlıktır Bu açıdan her insanın kendine has düşünceleri, tercihleri, arzuları ve istekleri vardır Onların gerçekleşmesi kimileri için hayat-memat meselesidir Kimileri içinse değil Vifak ve ittifakın korunması ana gaye olduğuna göre bazan bazılarının düşüncelerinden feragat ve fedakarlık yapması gerekir


3-Birbirinizin gıyabında söylenen ve yazılan sözler Daha önceleri çeşitli vesilelerle defalarca ifade ettiğim gibi dostlar, kader birliği yapan insanlar birbirlerinin gıyabında onları medh u sena edici, iyi yanlarını ön plana çıkartıcı sözler söylemeli, konuşmalar yapmalı, hatta mektuplar yazmalıdır Bunun kalp istikametini sağlama açısından şu faydası var; eğer birisi arkadaşını başkalarının yanında medh u sena etti veya destanvari, aşıkane mektuplar yazdı ise, bir başka zaman onunla yüz yüze geldiğinde veya gıyabında konuşmak zorunda kaldığında öncekilere ters, nâsezâ nâbecâ sözler söyleyemez Bir bakıma önceki sözler ve mektuplarla kendini bağlamıştır o Kaldı ki gıybet de suizan da haram

Alan Belirlemesi
İçtimaî işlerde herkesin vazife alanının çok iyi tesbit edilmesi gerekir Bu hem sorumluluk, hem hak ihlali ve hem de sınırların belli olmamasının açacağı muhtemel kargaşalara mani olur
Bununla beraber birisi bir başkasının alanına sadece mevcud bir problemi çözmek için girdi ise burada hakperest olmak gerekir Bunu derken kasdım şu: böyle bir hadise vuku bulduğunda hemen alanını tecavüz etti, yetkisini aştı vs türünden feveran etme yerine daha sakin ve soğukkanlı hadiseleri değerlendirmeli Sonuçta önemli olan o problemin çözümü ve ilgili şahıs da o noktada yetersiz ise varsın o alanını ihlal etsin, ne olur? Kaldı ki buna alan ihlali demek bile doğru değildir
Bu türlü durumlarda ilgili kişi veya kişiler insaflı olmalı, bazı şeylerden feragat etmesini bilmeli Aynen Ebu Ubeyde Hazretlerinin Amr bin As’a komutanlığı devrettiği gibi Veya Halid’in Ebu Ubeyde’yi kabullendiği gibi Malum, Hazreti Ebu Ubeyde Hazreti Halid’in ordusunda sıradan bir askerdir Hazreti Ömer (ra) Hazreti Halid gibi deha üstü bir komutanı halk zaferleri onun şahsına bağladığından dolayı azl ediyor ve yerine o orduda er olarak görev yapan Ebu Ubeyde’yi getiriyor Kendisine bu durumu kabullenip-kabullenemediğini soranlara da “Siz hiç merak etmeyin! Ömer hayatta iken Halid hiçbir zaman isyan etmez” diye cevap veriyor Hayatının geride kalan yıllarında da Halid’in bunu problem yaptığını bilmiyorum ben
Şimdi biz bu ve benzeri hadiseleri sahabenin vefakarlığı, hakperestliği, diğergamlığı, isarı deyip kabulleniyor, onların imanî kabul ufkunun derinlikleri olarak algılıyor, yer yer yaşlı gözlerle halk kitlelerine anlatıyoruz Ama bundan daha önemlisi beğenilen bu hasletlerin kendi hayatımızda yer alması değil midir?
Evet, cemm-i gafirin iştirakiyle yapılan işlerde elbette amellerin taksimi, mesainin tanzimi, muavenetin teshiline ihtiyaç vardır Sorumluluk alanlarının belirlenmesi bu açıdan çok önemlidir; önemlidir ama onun da birlikte belirlenmesi ve ihlallerin söz konusu olduğunda meseleye fevrî ve acûl değil, temkinli yaklaşılması gerekir



Fethullah Gülen

 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kalp İstikametini Koruma
« Posted on: 05 Mayıs 2024, 22:18:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kalp İstikametini Koruma rüya tabiri,Kalp İstikametini Koruma mekke canlı, Kalp İstikametini Koruma kabe canlı yayın, Kalp İstikametini Koruma Üç boyutlu kuran oku Kalp İstikametini Koruma kuran ı kerim, Kalp İstikametini Koruma peygamber kıssaları,Kalp İstikametini Koruma ilitam ders soruları, Kalp İstikametini Korumaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes