> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Maslahatlara Götüren Vesileler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Maslahatlara Götüren Vesileler  (Okunma Sayısı 754 defa)
12 Eylül 2011, 11:17:37
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 12 Eylül 2011, 11:17:37 »



Maslahatlara Götüren Vesileler


Allah'a itaate götüren vesilelerin gayeleri ve onlardan elde edilecek mas­lahatların farklılık arzetmesine paralel olarak vesilelerden elde edilecek se­vaplar da farklılık arzeder. En üstün gayeye götüren vesile en üstün olandır.

Allah (cc)'ın zatını ve sıfatlarını bilmeye vesile olan şey, O'nun insanlar için koyduğu hükümleri bilmeye vesile olandan; O'nun insanlar için koydu­ğu hükümleri bilmeye vesile olan şey, bu hükümlerin gerçekleştirileceği günleri bilmeye vesile olan şeyden; cihada koşmaya vesile olan şey, Cuma namazına koşmaya vesile olandan; Cuma namazına koşmaya vesile olan şey, diğer farz namazlar için cemaate koşmaya vesile olandan; farz namazlar için cemaate koşmaya vesile olan şey, cemaatle kılınmaları emredilen bay­ram namazları, güneş ve ay tutulması namazı gibi mendup namazlara koş­maya vesilen olandan daha üstündür.

Maslahatın tam olarak elde edilmesine vesile olan şey, eksik olarak elde edilmesine vesile olandan üstündür. Allah (cc)'ın risaletini insanlara tebliğ etmek vesilelerin en üstünlerindendir. Çünkü bu, peygamberlerin yönlen­dirdiği tüm maslahatları elde etmeyi ve sakındırdığı tüm mefsedetleri izale etmeyi sağlar. Sakındırma, Allah'ı inkar ve O'na itaatsizlik etme mefsedetle­rini izaleye vesiledir. Müjdeleme, Allah'a iman ve Ö'na itaat etmeye vesile­dir. Aynı şekilde methetme ve kınama da birer vesiledir.

İyilikleri emretme, emredilen iyiliğin maslahatını elde etmeye vesiledir, iyiliği emretmenin sevap ve üstünlük bakımından derecesi emredilen fiilin maslahatının derecesine göredir, imanın emredilmesi, en üstün olandır. Farz olan amelleri emretme, nafile olanları emretmekten daha üstündür. Yoldaki engelleri ortadan kaldırmayı emretmek, iyilikleri emretmenin en düşük mer-tebesidir. Allah Resulü şöyle buyurmuştur: ''iman yetmiş küsur şubedir. En üstünü "La ilahe illallah" sözüdür. En düşüğü ise yollardaki engelleri orta­dan kaldırmaktır." [115]

Daha önce açıkladığımız, iki ayrı maslahatı aynı anda elde etme imkanı olan kimsenin her ikisini birden elde etmesi gerektiği prensibi gereğince, ay­nı anda iki ayrı iyiliği emretmeye gücü yeten kimsenin, ikisini birden emret­mesi gerekir. Şayet ikisini birden emretmek mümkün olmazsa, daha üstün olanını emreder. Nitekim daha üstün maslahatın daha alt seviyedeki masla­hata tercih edileceğini beyan etmiştik, tki ya da daha fazla iyiliği aynı anda emretmeye şöyle bir misal verilebilir: farz olan namazın vakti geçmek üzere olduğu halde hâlâ kılmamış bir grup gören kimse onların hepsine birden na­maz kılın ya da namaza kalkın der. Çünkü onların her birine hemen namazı emretmek vaciptir.

insanlara öğretilmesi, anlatılması gereken şeylerin de dereceleri farklı farklıdır. Bunlar iki kısımda ele alınabilir:

a- Bizzat gaye olana vesile olan öğretme. Tevhid inananın öğretilmesi, Allah'ın sıfatlarının öğretilmesi böyledir. Çünkü bunların bilinmesi en üstün maslahatlardandır. Dolayısıyla bunlara vesile olan şeyler de en üstün vesilelerdendir.

b-  Bir başka vesileye vesile olan öğretme. Mesela dinî hükümleri öğret­mek böyledir. Çünkü bu dinî hükümleri bilmeye vesiledir ki bu da Al­lah'a itaat etmeye vesiledir. Allah'a itaat de sevaba ve O'nun rızasını kazanmaya vesiledir. Bunlar da en üstün gayelerdendir.

Cihada vesile olmanın faziletine Allah (cc)'ın şu ayeti işaret etmektedir: "işte onların Allah yolunda bir susuzluğa, bir yorgunluğa ve bir açlığa du­çar olmaları, kafirleri öfkelendirecek bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları, ancak bunların karşılığında kendilerine salih bir amel yazılması içindir." [116] Bizzat kendi yaptıkları bir fiil olmamasına rağ­men susuzluk ve yorgunluktan ötürü sevaba nail olurlar. Çünkü sefere çık­maları ve gayretleriyle bunların meydana gelmesine sebep olmuşlardır.

Cihad için yola çıkma hazırlığı yapma, at, silah ve kalkan hazırlamak d-had için birer vesiledir. Cihad ise dinin yüceltilmesi ve benzeri diğer gayelere vesiledir. Cihadın gayeleri, cihadın onların elde edilmesi için farz kılınma­sına sebep olan şeylerdir. Cihad bu gayeler için bir vesiledir. Cihada sebep olan her şey de cihad için birer vesiledir. Cihad da, ondan elde edilecek ga­yelerin vesilesidir. Cihada hazırlık ise vesilenin vesilesi kabilindendir.

Hz. Peygamberin şu sözü Cuma namazı ve diğer farz namazları cemaat­le eda etmeye vesile olan şeylerin faziletine delalet eder: "Kim evinde abdest alır, Allah'ın farz kıldığı namazlardan birini eda etmek üzere O'nun mescit­lerinden birine giderse, attığı her iki adımdan biri günahlarını ortadan kaldı­rırken diğeri derecesini yükseltir." [117] Burada yazılan sevaplar ve silinen gü­nahlar kılmaya gidilen namazın derecesine göre farklılık arzeder. Ayet-i ce-lile şöyledir: "Kim Allah huzuruna iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır." [118] On misli verilen sevabın derecesi de yapılan iyiliğin derecesine göre değişir. Bir hurma bağışlayana on misli sevap verileceği gibi büyük miktarda para bağışlayana da on misli sevap verilir ki bunun fazileti bir hur­mayla mukayese bile edilmez.

Velayetlerin derecesi de elde edilen maslahat ve izale edilen mefsedetlere göre farklılık arzeder. En büyük velayet yani devlet başkanlığı diğer tüm ve­layetlerden daha üstündür. Çünkü elde edilen maslahat ve izale edilen mef-sedetler geneldir. Devlet başkanlığından sonra hakimlik velayeti gelir. Çün­kü bu da diğer velayetlerden daha geneldir. Ordu komutanlığı şeklindeki velayet, hac ibadetindeki velayetten daha üstündür. Çünkü cihadın fazileti, haccm faziletinden daha fazladır. Bunların dışındaki velayetlerin dereceleri elde edilen maslahat ve izale edilen mefsedetlerin umumî ve hususî oluşuna göre farklılık arzeder.

Hiç şüphe yok ki, gayeler ortadan kalkınca vesileler de kalkar. Cuma na­mazını veya farz namazları cemaatle kılma ya da cihada çıkma sorumluluğu düşen kimseden bunlara vesile olan şeyleri yapma sorumluluğu da düşer. Çünkü vesile olan şeylerin vacip olması gaye olan şeylerin vacip olmasına binaendir. Mendup olan amellere dair sorumluluğun düşmesiyle onlara ve­sile olan şeylerin sorumluluğu da düşer. Çünkü vesile olan şeylerin mendup oluşu, gaye olanın mendup oluşuna bağlıdır.

Farz olan iki namazdan hangisini eda etmediğini unutan kimsenin ikisi­ni de kaza etmesi gerekir. Birini farz olduğu için kaza eder, diğerini farz na­mazı kılma maslahatını elde etmeye vesile olduğu için kaza eder. İkincisini kaza edeceği zaman, kaza etmesi gereken namazın önce kıldığı namaz oldu­ğunu hatırlarsa ikincisini kaza etme yükümlülüğü ortadan kalkar. Zira artık farzın ifası maslahatını elde etmeye vesile olma durumu söz konusu de­ğildir.

Her iki namaz da kılınmışsa, hakikatte kazası gerekmeyen namaz yok hükmünde mi olur, yoksa nafile olarak kılınmış mı olur? Belli bir namaza niyet ettiği halde o namazı kılmış olmayan kimsenin namazının yok hük­münde mi yoksa nafile mi kabul edileceğine dair ihtilafa binaen bu konu da tartışmalıdır, tki görüş var; birincisine göre ilk namazı kılarken, kaza etme­si gereken namazın o namaz olduğunu hatırlarsa namazını tamamlar ve ikincisini kaza etme yükümlülüğü ortadan kalkar. İkinci görüşe göre, kaza etmesi gereken namazın ikinci namaz olduğunu hatırlarsa birinci namazın farz olması hükmü düşer. Nafile olarak eda edilmiş olmasında ise ihtilaf vardır.

iki namazın her birinin farz oluşunda tereddüt varken niyet nasıl geçerli olur, şeklindeki soruya şöyle cevap veririz: Her iki niyet de geçerli olur. Zi­ra her birinin zimmette kaza edilmesi gereken birer farz namaz olduğu kabul edilir. Bundan dolayı da niyet geçerli olur. Çünkü ikisinin de kazası ge­reken farz namaz olabileceğine dair zan vardır. Bu durum şu meseleyle ben­zerlik arzeder: belli bir farz namazı eda edip etmediğinde şüpheye düşen ki­şi bu şüpheyle beraber o namazı eda eder. Buradaki niyet, o namazın zim­mette borç olarak durduğuna dayanır.

Gaye ortadan kalkınca ona götüren vesilenin de hükmünün kalmayacağı konusunda bir istisna vardır. Başında hiç saç olmayıp hac ibadetini ifa eden kişinin usturayı başında gezdirmesi gerekir. Halbuki bize göre usturanın başta gezdirilmesi, saçların kesilmesine vesile olduğu için gereklidir. Ancak bu konuda usturanın başta gezdirilmesinin vesile değil bizatihi gaye olduğu düşünülürse; bu mesele, iki şeyi yapması emredilip birine güç yetirdiği hal­de diğerine güç yetiremeyen kişinin durumu gibi olur.

Dinî ilimleri bilmek, dinin emirlerini bilmeye vesiledir. Ezan, bir açıdan vesile bir açıdan gayedir. Allah (ce)'a övgü içeren zikirlerden oluşması itiba­riyle gaye, namazın ilam açısından ise vesiledir. Özellikle "hayye ale's-sala-ti" ve hayye ale'l-felah" kısımları namaz vaktinin ilanına ve Cuma namazı ile sair farz namazlara davete vesiledir. İmamın tekbir alırken sesini yükseltme­si ona uyulmasına yardımcı ve vesiledir. Müezzin tarafından cemaat için tekbirlerin tekrar edilmesinde iki ayrı sevap vardır. Birincisi Allah Teala'ya yapılan övgüden Ötürü, diğeri ise cemaate namazın başladığının ve rükünle­rin duyurulmasından ötürüdür.

Mubah olan bir şey hususunda birine yardım etmek, mubah olan. o şeyin maslahatının elde edilmesine vesiledir. Bu yardımın maslahatı ise uhrevîdir.

Dolayısıyla bu vesilenin sevabı gayesinden daha üstündür. Çünkü bunun se­vabı, mubah olan bir şeyin maslahatından daha üstün ve kalıcıdır.

Malî ibadetlerin hepsi verenlerin sevap kazanmasına, alanların ise ihti­yaçlarını gidermesine vesiledir. Zekat, kefaret, vakıf, hibe, hediye verme, va­siyet; tüm bunları verenlerin ahirette ecir kazanmasına, alanların dünyada veya ahirette ya da her ikisinde maslahat elde etmesine vesiledir.

Kişinin nefsini; yeme içme v...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Maslahatlara Götüren Vesileler
« Posted on: 08 Mayıs 2024, 09:40:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Maslahatlara Götüren Vesileler rüya tabiri,Maslahatlara Götüren Vesileler mekke canlı, Maslahatlara Götüren Vesileler kabe canlı yayın, Maslahatlara Götüren Vesileler Üç boyutlu kuran oku Maslahatlara Götüren Vesileler kuran ı kerim, Maslahatlara Götüren Vesileler peygamber kıssaları,Maslahatlara Götüren Vesileler ilitam ders soruları, Maslahatlara Götüren Vesilelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes