> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Kabul Edildiği Durumlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kabul Edildiği Durumlar  (Okunma Sayısı 668 defa)
17 Ağustos 2011, 13:45:03
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 17 Ağustos 2011, 13:45:03 »



Umum İfadeyi Tahsis Etmede, Mutlak İfadeyi Takyid Etmede Ve Bunların, Dışındaki Durumlarda Adetlerin Ve' Hal Karinelerinin Sarih/Açık İfadelergibi Kabul Edildiği Durumlar


Bunun çeşitli örnekleri vardır:

1- Mutlak satım akdinde yapılan vekalet akdinde vekalet, emsal bedel ve bölgede yaygın olarak kullanılan nakid ile sınırlıdır. Zira dine göre, halk arasmda uygula nagelenyaygın durum, akit ve tasarruflarda açık­ça ifade edilmiş gibi kabul edilir. Müvekkil şöyje demiş kabul edilir: "Bu malı bu ülkede tek para birimi kullanılıyorsa kullanılan bu para birimi üzerinden, birden fazla para birimi kullanılıyorsa en yaygın olan birim üzerinden emsal bedel ile sat"

Şu durum bunu gösterir: Bir kimse vekiline "Benim bu evirni sat" dese, kişi de bir ceviz karşılığında evi satsa, örf ehli yukarıdaki sözle bunun kaste-dilmediğini, sözün kapsamına bunun girmediğini kesin olarak söylerler. Yi­ne kişi bin dirhem değerindeki bir cariyesini satmak üzere birini vekil tayin etse, vekil de onu bir hurma tanesine satsa, aklı başında olan herkes, bu ko­nuda vekilin yaptığının aksini gösteren yerleşik bir örf bulunduğundan, sö­zün kapsamına bu fiilin girmeyeceğini kesin olarak bilir.

2- Kadının evlendirme konusunda verdiği iznin; kendisine denk bir kimse ile ve emsal mehir karşılığında verilmiş bir izin olduğu her­kesçe bilinir. Şu durum bunu gösterir: İnsanların en şerefli, faziletli ve zenginlerinden bir şahıs, bir kimseye "kızımı evlendirme konu­sunda seni vekil kıldım" dese, adam da kızı yaratılışı çirkin, fasık bir köle ile yarım dirhem karşılığında evlendirse, örf ehli müvekkilin sö­zünden bunıın kastedilmediğini kesin olarak bilir. Çünkü onlara gö­re müvekkilin.sözü, denk bir şahısla ve emsal bir mehirle sınırlandı­rılmıştır. Hiç şüphesiz bu, sözün asıl anlamına (örf ile) eklenen bir anlamdır.

3- Kişi evini bir seneliğine kiraya verme konusunda birini vekil kılsa, evin emsal kira bedeli de bin dirhem olsa, vekil evi yarım dirheme kiralasa kira akdi, satımda belirttiğimiz sebeple geçerli olmaz.

Kişi eşine "bana bin dirhem verirsen boşsun" dese, bu konudaki örf sebe­biyle paranın verilmesi peşin olmakla sınırlandırılır. Bu mesele farklı ihti­mallerin de söz konusu olabileceği tartışılabilir bir konudur.

Yine kişi eşine "dilersen boşsun" dese, bu konudaki örf sebebiyle, kadının dilemesi hemen orada yapılması kaydı ile sınırlanır. Bu iki konudaki örf, sa­tım ve kira akitlerinde akdin malın değeri ve ülke para birimi üzerinden ya­pılması konusundaki örften daha düşük seviyededir.

4- Kişi olgunlaşmaya başlayan meyveyi sattığında, toplama vaktine kadar bekletilmesi ve o tarlanın suyu ile sulanmaya izin verilmesi gerekir Çünkü bu ikisi örf ile şart koşulmuştur. Örf ile şart koşulan şey sözlü olarak şart koşulmuş gibi kabul edilir.

Şöyle bir itiraz söz konusu olabilir: Bir kimse bir koyun alarak satıcının onu sulaması ve yemini vermesini şart koşsa veya bir süre satıcının mülkiye­tinde kalmasını şart koşsa bu geçerli olmaz. Öyleyse diğer meseledeki şart koşma nasıl geçerli oluyor?

Buna şu şekilde cevap veririz: Çünkü ihtiyaç bunu gerektirmektedir. Söz konusu mesele, bu akdin maslahatını elde etmek için genel kaideden yapıl­mış istisnalardan biri olmaktadır.

5- Vedialar ve emanetlerle ilgili akitlerde kullanılan sözler, malın emsalnin korunacağı şartlara hamledilir. Örneğin kıymetli cevherler ve altın, kumaş ve odunların korunduğu yer ve şekilde korunmaz. Bu konuda yerleşik örf gereği, emanet edilen şeyin benzerlerinin korunduğu yer ve şekilde korunması açıkça söylemek gibi kabul edilir.

6- Bir nesne üzerinde yapılacak sanatlar, o konudaki benzer işçiliğe hamledilir. Örneğin kişi kalın pamuklu bir kumaşı ve dipkî gibi ince kuma­şı dikmek üzere ücretle tutulduğunda, bu akit âdeten her birinin dikiş şekline göre yapılmış kabul edilir. Terzi dipkî kumaşını pamuklu ku­maşlar tarzında dikerse hiçbir ücrete hak kazanamaz. Zira bu konuda kişinin söylediği sözle beraber, dikilecek şeyin emsallerinin dikiş tar­zında olması açıkça söylenmiş gibi kabul edilir.

Bina yapımı için adam tutulmasında da böyledir. Her bir akit, binanın la­yık olduğu, emsal binalarda bulunan düzenlemenin güzelliği ve uyum ile aynı dereceye hamledilir.

Yemek pişirmek ve ekmek yapmak için adam tutmada da akit, aynı şekil­de ne aşırı ne de az, emsalinin pişirileceği kadar olacak şekilde yapılmış sayılır. Adeten emsallerinde olduğu şekilde işçi ekmeği fırında bıraksa sonra her iki taraf da ekmeğin yandığında ittifak etseler, işçinin un bedelini tazmin etmesi gerekmez, çünkü Örfün gereği, açık olarak söylenen lafız gibi kabul edilir. Eğer un sahibi bunu lafzen söylemiş olsaydı, işçinin yine tazmin etme­si gerekmezdi. Çünkü işçi unu, sahibinin izni ile itlaf etmiştir. Aynı şekilde örfün izni ile itlaf etmek de sözlü izin ile itlaf etmek gibi kabul edilir.

Binek hayvanlarının kiralanmasında akdin, adete uygun gidiş ve adete uygun mesafe ile sınırlanması da böyledir. Yolculuklarda binmek için kira­lanan hayvanlarda kişisel eşyaların, yemek ve içecek kaplarının taşınması da, bu konudaki yerleşik Örf sebebiyle akitte açık olarak dile getirilmiş gibi kabul edilir. Köyler ve şehirler arasında gidip gelmek için hayvanın kiralan­ması durumu ise bundan farklıdır.

Akitte açıkça şart koşulmasa da, arazi kiralanması durumunda kuyu ve nehir sularının, örf sebebiyle akde girmesi de böyledir. Hizmet için tutulan kişinin hizmetinin, kiralayan kişinin rütbe, makam ve haline layık olacak hizmetle kayıtlı olması da böyledir.

Kitapları yazarak çoğaltan kişinin mürekkebi ve terzinin ipi konusunda Örfte farklı uygulamalar bulunduğundan ihtilaf edilmiştir.

Yine örfün hükmü ile namaz vakitleri, yeme, içme süreleri ve gecenin ki­ra akdinde söz konusu menfaatten istisna edilmesi de böyledir. Örfte hizmet süresine dahil sayılan vakitlerden farklı olarak yukarıda belirtilen süreler hizmet süresinden istisna edilir. Akitte kullanılan lafızlar, örfte bulunan uy­gulama ile sınırlanır. Örfteki uygulama açıkça konuşulmuş gibi kabul edilir, çünkü örfün delaleti lafzın delaleti gibidir.

Bunun ibadetlerdeki benzeri itikaftaki kişinin ihtiyaçlarını görme zaman­larında itikaf yaptığı yerden çıkmasıdır. Kişi sanki şöyle demiş gibi kabul edilir: ihtiyaç zamanları dışında bir ay itikaf edeceğim.

Kira, belirli bir süre ile-sınırlandırıldığında işçinin çalışma şekli yavaşlık ve hızlılık konusunda adete ters düşmeksizin Örfte bulunan orta derecede çalışma ile sınırlı olur.

7- Tek bir akitle birden fazla'malın satılması durumunda, değer satılan mallara bölünür, tek bir akitle birden fazla menfaatin kiralanması du­rumunda, kira bedeli kiralanan menfaatlere bölünür. Örneğin satım akdinde kişi biri. bin dirhem, diğeri beş yüz dirhem değe­rinde iki cariyeyi toplam dokuz yüz dirheme satsa, bunun altı yüz dirhemi­ni bin dirhem değerindeki cariye için, üç yüz dirhemini beş yüz dirhem de­ğerindeki cariye için kabul ederiz.   .....

Kira akdinde, Mekke'de bir evin kiralanmasını düşünelim. Hac zamanın­da burada bir evin aylık kirası on dirheme, senenin geriye kalan tüm ayları­nın kirası da on dirheme denktir. Bu sebeple hac ayının kirası olarak kira be­delinin yarısı, senenin geri kalan kısmı için de kiranın geri kalanı hesaplamr. Örfe göre insanlar bedelin en üstününü en üstün şeye, bedelin en düşüğünü en düşük şeye harcarlar. Üstün olanı üstün ile, düşük olanı düşük ile muka­bele ederler. Kira akitlerinde de böyledir.

Akıllı bir kimse şunda şüphe etmez: Bir kimse bin dirheme bir boncuk ve bir İnci satın alsa bedelin çoğunu inciye verdiğini, azını boncuğa verdiğini bilir. Yine bir kimse değerli bir evle birlikte değersiz bir ev, yavaş bir atla bir­likte hızlı bir at, kesmeyen bir kılıçla birlikte keskin bir kılıç kiralasa kira be­delinin büyük kısmını menfaati çok olana, bedelin az olan bölümünü men­faati az olana verdiğini bilir.

Bu kaideden dolayı; "birlnüd_aeve hurması"[24] ve muratala[25] geçersiz ol­muştur. Yine bu kaideye binaen kişinin bedelden belirlediği bir payı almak da geçersiz olmuştur. Bir bedel karşılığında iki köle satın alan kişinin bedeli kölelerin değerine göre taksim edip sonra her bir köleyi bu ayırımın gerek­tirdiği bedele satın aldığını bildirmesi caizdir.

Bazı alimlerin "bir müd acve hurması" meselesinde, ribanın geçerli oldu­ğu malı, kendi mislinden ribanın geçerli olduğu diğer malla mukabele etme­leri gerçekten uzaktır. Çünkü bu görüşte olan alimin belirttiği durum, akdi yapan iki kişinin hiçbirinin aklına gelmez. Tek bedelle satın alman mallarda, bedelin malların değerine taksim edilmesi ise böyle değildir. Bu yaygın olan ve anlaşılan bir durumdur.

Şöyle bir şey söylenebilir: Akitlerin vaz edilişinde temel prensip bedelin, elde edilmesi amaçlanan şey karşılığında olması ve bedelin bölümlerinin amaçlanan şeyin bölümlerine dağıtılmasıdır. Buna göre bir bedel karşılığı hac yapan kişi hac esnasında ölürse ücretin tümünün düşmesi gerekmez mi? Çünkü Ölen kişi, adına hac yaptığı kişinin amaçladığı şeylerin hiç birini ger­çekleştirememiştir.

Buna şu şekilde cevap veririz: Eğer, ücretle hac yapan kişinin yarıda bı­raktığını başkasının tamamlamasını kabul edersek bu durumda kiralanan ki­şi amaçlanan şeyin bir kısmını elde etmiştir. Bunu kabul etmezsek bu du­rumda şu iki görüş söz konusudur:

a- Kiralanan kişi hiçbir şeye hak kazanamaz. Kıyasa uygun olan da bu görüştür. Çünkü kiralayan kişinin amaçlarından hiçbirini gerçekleştirememiş­tir. Zira kiralayanın amacı hac borcundan kurtulmaktır. Oysa kiralayan hac rükünlerinin hiçbirinden kurtulmamıştır. Diğer kiralama akitleri bundan farklıdır. Örneğin duvar yapmak üzer...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kabul Edildiği Durumlar
« Posted on: 26 Nisan 2024, 22:30:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kabul Edildiği Durumlar rüya tabiri,Kabul Edildiği Durumlar mekke canlı, Kabul Edildiği Durumlar kabe canlı yayın, Kabul Edildiği Durumlar Üç boyutlu kuran oku Kabul Edildiği Durumlar kuran ı kerim, Kabul Edildiği Durumlar peygamber kıssaları,Kabul Edildiği Durumlar ilitam ders soruları, Kabul Edildiği Durumlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes