> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Hükümlerin Delilleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hükümlerin Delilleri  (Okunma Sayısı 658 defa)
19 Ağustos 2011, 14:13:42
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 19 Ağustos 2011, 14:13:42 »



Hükümlerin Delilleri


[Delillerinin Türleri]

Deliller iki türlüdür:

1- Hükümlerin şer'iyyetini / meşruiyetini gösteren deliller.

2- Hükümlerin sebeplerine bağlı olarak meydana gelişini gösteren deliller. Sebepler hükümleri meydana getirir, deliller ise gösterir.

[1. Hükümlerin Meşruiyetini Gösteren Deliller]

Hükümlerin meşruiyetini gösteren deliller: Kitap, sünnet, sahih kıyas, muteber istidlaldir.

[2. Hükümlerin Ve Hükümle ilgili Hususların Vukuunu Gösteren Deliller]

Hükümlerin kendilerinin, sebeplerinin, şartlarının, manilerinin, vakitleri-ıin, vadelerinin gerçekleştiğini gösteren deliller ise iki türlüdür.

Birinci Tür: Sebeplerin gerçekleştiği ve kendisinin vuku bulduğu kesin >larak bilinen şeyler.

Örneğin fecrin doğuşu sabah namazının ve bu namazdan önce ifa edilen •abahın ezam, kamet, sünnet gibi hükümlerin sebebidir. Güneşin zevali öğ-e namazının ve ona bağlı hususların sebebidir. Kişinin gölgesinin kendisi kadar oluşu, güneşin batışı ve kızıl şafağın ortadan kaybolması da ikindi, ak­şam ve yatsı namazları ve bu namazlara bağlı hususların sebepleridir. Fiille­re bağlı öldürme ve kesme gibi sebepler, işitmeye bağlı boşama ve azat gibi sebepler ve bedelli akitler de böyledir.

İkinci Tür: Sebeplerinin gerçekleştiği ve kendisinin vuku bulduğu kuvvet ve zayıflık açısından çeşitli derecede zanlarla bilinen şeyler.

Bunlar da kendi içinde birkaç çeşittir.

• Sırasıyla ikrarda bulunanların ikrarı, adaletli oldukları tespit edilen dört kişinin şahitliği, iki mümin erkeğin şahitliği, salih bir erkek ve iki ka­dının şahitliği, yeminle birlikte adil bir erkeğin şahitliği.

• Adil erkeklerin çoğunlukla muttali olamayacağı konularda dört kadının şahitliği.

•  Yeminden kaçınanların kaçınmasından sonra karşı tarafın yaptığı yemin.

Öldürülenler hakkında şüpheli delilin bulunması durumunda kasâme yeminleri.

Zina isnadında bulunanlar üzerine gerekli olan lian yeminleri. Davalı­nın yemini ve kadınların lian yeminleri dava konusunu def eder, bir hükmü gerekli kılmaz.

Vakitlerin girişi, kıble yönünün tarifi, kaplara düşen necasetlerin tarifi konularında tek kişinin haberi.

Malların değerini belirleyen kişilerin değer belirleme işlemi, mesheden-lerin mesh işlemi, taksim edenlerin taksim işlemi, tarladan çıkan ürü­nü tahmin yoluyla hesaplayanların tahmin işlemi.

Başkasının nesebini kendi üzerine alanların tasarrufu, kaiflerin kıyafet ilmi yöntemleri ile nesebi belirlemeleri, kaif bulunmayan durumlarda bir ana-babaya intisap.

Bir gelinin veya onun dışında başka kadınların kendi kocası olduğunu haber verdiği bir erkekle gerdeğe girmesi.

Kadının âdet ve temizliğini haber vermesi.

Mükellefin elindeki şeyin kendi mülkiyeti olduğunu haber vermesi.

Mükellefin, ancak kendisinin açıklaması ile bilinecek bir şeyi haber ver­mesi. Örneğin borçlar konusundaki niyetler, ticaret yapma konusunda izinli köle ile velinin velayet altındaki kişi lehine yaptıkları muamele­yi haber vermeleri.

• Buluntu malın niteliklerini, çantasını, bağını haber vermek. Bu buluntu

malı sahibine vermeyi caiz kılan durumdur.

• Zilyedliğin hak sahiplerinin hakkına delaleti.

• Ziîyedlik ve tasarrufun maliklerin mülklerine delaleti.

• Yaygın haberin, yaygın olan konudaki hak sahipliğine delaleti.

• İslam ülkesinin, buluntu çocuğun müslümanlığına delaleti.

• Binaların sağlamlık ve şekillerinin, hak sahiplerinin haklarına delaleti.

• Yolun iki tarafından biri kapalı olduğunda, yolu kullanmanın mahalle sakinlerinin yolda ortak olduğuna delaleti.

• Yan cepheler, oluklar, su kanalları, su arkları, su dolapları ve nehirlerin bunların bitişik olduğu mülklerin sahiplerine ait olduğuna delalet etmesi.

• İnsanlarda yaygın durumun rüşd ve hürriyet olmasına binaen rüşdü ve hür olduğu bilinmeyen kişi ile muamelede bulunmak.

Eğer muameleler rüşd ve hürriyetin ispat edilmesine bağlı olsaydı gelip ge­çen tüccarın pek çoğu ve mukim olup çarşı-pazarda mal alıp satanlardan pek çoğu ile ayrıca ayakkabıcı, marangoz vb. gibi insanlara iş yapan meslek erba­bının pek çoğu ile muamele yapamazdık. Yine insanlardan bir şeyler isteyen kişinin, fakirin ve borçluların, zekat ve sadakayı ancak kendileri nezdinde hürriyet ve rüşdü sabit olanlardan istemesi caiz olurdu. Bunda ise muamele­leri, muhakemeleri ve bağışları ortadan kaldırma sonucuna götüren şiddetli bir zorluğun bulunduğu açıktır. Bu, müslümanların icmaina aykırıdır.

Bu, dış görünüşün kesin olan asi istıshabına üstün tutulduğu bir konu­dur. Şöyle ki: Biz herkesin bir zamanlar küçükken kısıtlama altında olduğu­nu kesin olarak biliyoruz. Çocuklukta olan kısıtlılık ergenlikle ortadan kal­kar. Bunun ortadan kalkmasından sonra ya rüşd hali ya da sefeh sebebiyle kısıtlama söz konusu olur. Bu iki ihtimalden biri diğerinden üstün değildir. Bu yüzden buluğa yaklaşan kişi, reşit olup olmamasmdaki şüphe sebebiyle, hatta buluğa yakın olanlarda çoğunlukla sefeh halinin bulunması sebebiyle kısıtlılık altında tutulur. Kişi, insanda rüşdün hakim olduğu raddeye ulaşın­ca, rüşd halinin egemen olması sebebiyle reşit olduğuna hükmedilir. Yine daha önce belirttiğimiz üzere yaygın olarak rüşd sınırına ulaşan ergin şahıs­lar ile bunların durumu bilinmese de muamele yapılması konusunda müslü-manlar icma etmişlerdir.

• Asılların istishabı. Örneğin üzerinde abdest, namaz, zekat, oruç, hac, umre borcu veya bir insana ait borç olup da bunu veya rükün yahut şartlarından birini yerine getirip getirmediğinde şüphe eden kişi bunu yerine getirmelidir. Çünkü aslolan bu borçların kişinin zimmetinde varlığını devam ettirmesidir.

Kişi bunlardan herhangi bir şeyin kendisine gerekli olup olmadığında, bir borcun zimmetinde olup olmadığında, elindeki bir malın başkasına ait olup olmadığında, kölesini azat edip etmediğinde, eşini boşayıp boşamadığmda, herhangi bir adak veya belirttiğimiz şeylerden birinde şüphe etse bunlardan hiçbir şey kendisine gerekli olmaz. Çünkü aslolan kişinin zimmetinin beri ol­masıdır. Zira Yüce Allah, vacip olma sebepleri gerçekleşinceye kadar kulları­nı zimmetleri ve bedenleri Allah ve kul haklarından beri olarak yarattı. Bu yüzden mesela neseplerin babalara bağlanmasında yaygın söylenti ile yetinil-miştir. Çünkü bunun içyüzünü bilmek mümkün değildir. Nesep yaygın söy­lenti yolu ile sabit kabul edilmeseydi nesepleri ispat etme yolu kapanırdı.

Mallar ve mallardan elde edilen menfaatler ile ilgili davalarda, bunlarda çokça tasarrufta bulunulması, sefer ve ikamet hallerinde bunlardan yarar­lanma sebebiyle bir şahit ve bir yemin ile yetinilmiştir. Birden fazla şahit şart koşulursa pek çok durumda ispat imkansız hale gelir. Çünkü ikamet ve yol­culuk halinde her yerde birden fazla şahit kolay bulunmayabilir. Erkeklerin çoğunlukla muttali olamayacağı durumlarda yalnızca kadınların şahitliği ile yetinilmiştir. Aksi takdirde hakkın zayi olup ortadan kalkması yaygın bir hal alır.

Fakihlerden biri tıpkı zina gibi adam öldürme konusunda da dört şahiti şart koşmuştur. Çünkü öldürme, zina suçundan daha büyüktür. Oysa iş bu fakihin düşündüğü gibi değildir.. Zina suçunda çok şahidin şart koşulması­nın sebebi insanların iffet ve namusları ile ilgili konulan ifşa etmeden ört­mek, aşiretler ve kabilelerden utanç durumunu kaldırmaktır. Din, kötülük­lerini ortadan kaldırmak için zinanın ispat yollarını daraltmıştır. Çünkü dört adil şahidin iki kişinin zina fiilinde hazır bulunmaları kolay olmaz. Oysa adam öldürmede yaygın durum açısından utanç söz konusu olmaz. Aksine çoğu insanlar düşmanlarını öldürmekle övünür, aşiretleri bunu övünç vesi­lesi sayar. Bu, Arap şiirlerinde çokça görülen yaygın bir durumdur. İnsanla­rın tümü zina ve livata gibi fuhuş fiillerini büyük bir titizlikle gizlerler. Bu yüzdendir ki bazı- kasidelerinde zinaya götüren fiilleri zikrettiği için Im-rü'ü'1-Kays eleştirilmiştir.

Bir müslümanın yalan söylemesi ve sözünden dönmesi düşünülemez. Zarının yalan olması ve doğru çıkmaması ise düşünülebilir. Ancak yaygın olan, zannm doğru ve gerçeğe uygun çıkmasıdır. Bu yüzden din, zannı mu­teber kabul etmiş, akıl sahibi insanlar da dünyevi tasarruflarda ona uymuşlardır. Belirtilen delillerin tümünden elde edilen zan doğru ise dinin zahirde ve batında maslahatları elde etme ve mefsedetleri ortadan kaldırma amacı gerçekleşmiştir. Zan doğru çıkmazsa maslahatlar kaçırılmış, mefsedetler ise gerçekleşmiş olur. Dinin bu konudaki amacı gerçekleşmemiş olur. O zanna göre amel edenlerin zannın gerçek dışı olduğunu bilmemeleri sebebiyle zan-nın doğru çıkmaması affedilir. Allah herkesi ancak güç ve kapasitesi oranın­da sorumlu tutar.

[Delillerin Tearuzu Halinde izlenecek Yol]

Şöyle bir soru sorulabilir: Deliller tearuz ettiğinde ne yapılır?

Bu soruya şöyle cevap veririz: En doğru görüşe göre şeriat belirleyen ve hükümleri koyan delillerde müctehid iki delil arasında seçim yapamaz. Nesh veya başka bir ihtimal ile delillerden birinin üstünlüğü ortaya çıkınca­ya kadar bekler. Çaba sarfettiği halde herhangi bir tercih etmeyi gerektiren bir şey elde edemezse kıyasa başvurur. Çünkü çatışan iki delilden biri diğe­rinden daha öncelikli değildir.

Gerçekte ne iki bilgi ne de iki zan çelişir. Çünkü çelişki aynı anda aynı şey üzerinde hem nefiy hem de isbatı bir araya getirmektir. Çelişki yalnızca bil­gi ve zanların delillerinde olur. Aynı şekilde asıl ve zahir de çatışır.

Zan ifade eden deliller çeliştiğinde, çelişki birbirini nakzeden iki şahitlik veya iki haber gibi iki zahir arasında ise bakı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hükümlerin Delilleri
« Posted on: 28 Nisan 2024, 13:24:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hükümlerin Delilleri rüya tabiri,Hükümlerin Delilleri mekke canlı, Hükümlerin Delilleri kabe canlı yayın, Hükümlerin Delilleri Üç boyutlu kuran oku Hükümlerin Delilleri kuran ı kerim, Hükümlerin Delilleri peygamber kıssaları,Hükümlerin Delilleri ilitam ders soruları, Hükümlerin Delilleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes