> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > İcmâ
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İcmâ  (Okunma Sayısı 624 defa)
25 Eylül 2010, 09:00:54
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 25 Eylül 2010, 09:00:54 »



İCMÂ


İcmânın tarifi hakkında ulemanın muhtelif beyanları vardır. İmam Şafiî Rahmetullahi aleyhe göre, İcmâ-deni­len husus; o şeyin, ismidir ki. "Bir mesele veya meseleler hakkında, ehli ilim tamamiyle ittifak etsinler ve bunların arasında herhangi bir ihtilâf olmasın" İbn-i Cerîr Taberî ve Ebu Bekir Er-Razî'nin ıstılahında, ekseriyetin kavline de "İcmâ" denmektedir. İmam Ahmed Rahmetullahı aleyh de bazı meseleler hakkında şu hususu ileri sür­müştür: "Bizim ilmimizde bir kavlin hilafına başka bir kavil yoksa, yani biz bu kavlin hilâfına, başka bir kavil olduğunu bilmiyorsak, burada "icmâ" vardır." De­mek ki adı geçen imam Rahmetullahı aleyhin ıstılahına göre de İcmâ bir kavlin hilâfına başka bir kavlin bulunduğuna dair malûmatın olmamasıdır. Bu hususun en doğrusu İcmâ'nın hüccet oluşudur. Yani, kıyas ve içtihat üzerine yahut da herhangi bir kanun hakkında maslahat icabı ümmetin icmâ'ı olursa, o şeye ittiba edip, onu kabul et­mek icabeder. Fakat ihtilâf şu noktadadır ki, icmâ'nın olduğu ve ispatı icabeder. Yoksa aslında icmâ'nın kendi­sinin hüccet olması zarurî değildir. Hülefa-i Raşidin, dev­rine ait olan hususlarda ve o zamanki devirde, İslâmî nizam, usulü dairesinde yürütüldüğünden, bu nizam, Şûra ve müşavere üzerinde devam ettiriliyordu. Bunun için o zamanki icmâî ve cumhurî (çoğunlukla varılan ne­tice) hükümler malûm ve muteber rivayetlerle sabittir. Fakat ondan sonraki devirlerde, nizamın vaziyeti karı­şınca, şûra (müşavere) usulü de karıştı. Hükümlerin belli olmasına da artık imkân kalmadı. Hakikatte hangi husu­sun icmâ ile ortaya konduğu, hangisinin konmadığı ma­lûm olmadı. Buna göre, Hülefai Raşidin devrinin icmâ'î hükümlerini ilmen reddetmeden, kanunî mahiyette kabul etmek ica­beder. Fakat sonraki devirlerde, herhangi bir kimse, filan mesele hakkında icmâ vardır diye iddiada bulunduğu takdirde, o zaman araştırmacılar ve ilim er­babı bu kimsenin idia­sını reddedebilirler.

Bu şekilde ve bize göre, hangi meselede icmâ olup, hangi meselede icmâ olmadığını belirtmek için, yine İs­lâmî Nizamın ayakta tutulmuş olması zarurîdir.

Umumiyetle şu da meşhurdur: İmam Şafiî Rahmetullahi aleyh ile İmam Ahmed İbn-i Hanbel Rahmetullahı aleyhin, her ikisinin görüşlerine göre esa­sen icmânın olmadığı kanaati vardır. Yahut da herhangi bir imam bunu reddederse, şu demek değildir ki, bütün meselelerin hepsinde de icmâ yoktur. Asıl mesele şûra­dadır ki, herhangi bir mesele üzerinde durulurken, bir kimse ortaya çıkıp da şöyle bir iddiada bulunabilir: Ben bu hususta bir nazariye ortaya atarsam, bunda icmâ var­dır. Ve artık bu mesele söz konusu edilmez. Halbuki, bu iddiada bulunan kimse de bu iddiasını bir delille ispat edememektedir. O zaman, halk böyle bir iddia sahibinin davasını kabul etmez ve edemezler.

İmam Şafiî Rahmetullahi aleyh, kendi telifi olan İcmâ'ül - ilm isimli kitabında bu mesele üzerinde etraflıca durmuş ve bu mevzuya geniş bir yer vermiştir. Ve bu mevzuda şu kıymetli bilgi bulunmaktadır:

"İslâm dünyasının genişlemiş bulunması, İlim ehlinin her tarafa dağılmış olmaları, cemaat nizamının da kar­makarışık hale gelmesinden sonra, ferî ve cüz'î mesele­lere ait hükümlerde, ulemanın akval ve nazariyelerinin neler olduğunu tayin etmek pek zor bir iş olmuştur. Bu­nun içindir ki, ferî meselelerde ve cüziyatta icmâ bulun­duğunu iddia etmek hatadır. Elbette ki, İslâmın usulleri ve erkânı ve büyük meselelerde icmâ olduğunu kabul etmek icabeder. Meselâ namazın beş vakit olduğu yahut da orucun Ölçüleri ve saire gibi..."

Bu hususu İmam İbn-i Teymiye Rahmetullahi aleyh şu şekilde izah eder:

"İcmâ'nın manası şudur: Herhangi bir hüküm hak­kında bütün İslâm ülemasının ittifak etmesidir. Ve İslâm ülemasının ittifakla kabul ettikleri herhangi bir hüküm veya meselede icmâ bulunduğu sabit olunca, artık kim­senin bu hükmü tekrar ele almak hakkı olmaz. Nitekim bütün ümmet hiçbir zaman adalet üzerine ittifak etmezler. Fakat bir çok meselelerde öyle vaziyet olur ki, bazı kim­seler bazı mevzularda icmâ bulunduğunu zannederler. Halbuki aslında bu meselelerde icmâ yoktur. Hatta çok vakit böyle meselelerde ikinci kavli muteber saymak icabeder."

(Fetava, li - ibn-i Teymiye, Cilt: 1, Sahife: 406). Yuka­rıda ele alman mevzudan şu husus iyice anlaşılır: Her­hangi bir meselede Nass-ı Şer'î ile tabir, kıyas, istinbat yahut da herhangi bir tedbir ve maslahata binaen ehl-i hall ü akd'in icmâ'ı veya ekseriyetin (çoğunluğu) hükmü bulunursa o zaman o mesele hüccet olacak ve kanunluk olma niteliği taşıyacaktır. Bütün islâm dünyasının Ehl-i Hall ü Akd'i böyle bir hüküm verirlerse, o zaman bütün islâm dünyası için bu hüküm kanunî bir nitelik taşıyacak­tır. Yoksa herhangi bir islâm ülkesinin Ehl-i hall ü akd'i böyle bir hüküm verirse, bu hüküm de ancak, o Ehl-i Hal ve akd'in bulunduğu ülke için kanun mahiyetinde buluna­caktır.


V.  İSLAM NİZAMINA GÖRE İHTİLAFLI İŞLERiN HALLEDİLMESİNDE SAHİH USUL

Soru: Kur'an-ı Kerimde şu şekilde bir hidayet beyan edilmiştir:

"Ey iman etmiş bulunan kimseler, Allaha itaat edin, Resule de itaat edin, kendinizden olan ülülemre de. Bir şeyde ihtilâfa düşerseniz ve eğer siz Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız bunu Allaha ve O'nun Resu­lüne havale edin. Bu en iyi ve en güzel tevildir."

(En – Nisa: 59).

Bu âyet-i kerimenin tefsiri hakkında Zat-ı Faziletme abları (Mevlânâ Mevdûdî) Tefhim - ül - Kur'an'da şöyle beyan buyurmuştur:

Bahis mevzuu olan bu âyet-i kerimenin alâkadar ol­duğu meselelerde müstakil ve kat'î usul ile şu noktayı gözönüne almak icabeder. İslâmî nizam'da (rejimde) Allahın hükmü ve Resulün usulü, temel kanun ve son mesned özelliğine sahiptir. Müslümanlar arasında, yahut da müslümanlarla müslüman devlet ve hükümet arasında ihtilaflı bir mesele baş gösterince, bu ihtilâfı halletmek için Kur'an ve Sünnete baş vurulacaktır. Bundan elde edilen ne tice ne olursa olsun herkes tarafından kabul edilip herkes bu neticeye teslim olacaktır. Bu şekilde de bütün yaşayış meselelerinde, Allahın Kitabı ve Allah Re­sulünün Sünneti son mesned ve merci olup son söz ola­rak kabul edilmesi ve bunların ahkâmına baş eğmek İs­lâmî rejimin lâzım gelen hususiyetlerindendir ki, bu ni­zamı kâfirane yaşayış nizamlarından ayırır.

Zat-ı Faziletlerinin açıklamalarından şu nokta kesin olarak anlaşılır. Bütün ihtilaflı meselelerde son kararı verecek merci, Allah ve O'nun Resulünün hükümleridir. Bu meyanda şöyle karışık bir durumla karşılaşabiliriz: Nebî Sallallahu aleyhi ve sellemin hayatlarında elbette ki, bu İş mümkün idi. O" zaman, herhangi bir ihtilâf ortaya çıkınca, Resulü Ekrem Sallalahu aleyhi ve sellemin mü­barek huzurlarına aksettirilir ve ihtilâf halledilirdi. Fakat mademki Zatı Risaletpenahileri Sallallahu aleyhi ve sellem bizim aramızda bulunmamaktadır. Ve sadece O'nun tâlimi bizim önümüzde duruyor. Ne zaman İslamda bir hükmün tabiri meselesiyle karşılaşırsak, İslâm niza­mına göre, bir şahıs, idare veya kurulun bu gibi işleri çözmeye yetki sahibi olması icabeder ki, bu hususta Şe­riatın ortaya koyacağı hükmü gözönüne alarak, işi hallet­sin veya etsinler. Ümit ederiz ki, Zatı Faziletleri (Mevlânâ Mevdûdî) bu noktada bizi aydınlatırlar ve bizi minnettar kılarlar.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İcmâ
« Posted on: 23 Nisan 2024, 13:57:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İcmâ rüya tabiri,İcmâ mekke canlı, İcmâ kabe canlı yayın, İcmâ Üç boyutlu kuran oku İcmâ kuran ı kerim, İcmâ peygamber kıssaları,İcmâ ilitam ders soruları, İcmâönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes