> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu  (Okunma Sayısı 788 defa)
29 Eylül 2010, 20:41:16
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 29 Eylül 2010, 20:41:16 »






İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu


Zamanımızda Müslüman cemaatlerini "Kavim" veya "Millet" kelimeleriyle mânalandırmak yaygın bir adet haline geldiği gibi aynı kelimeler ıstılah olarak da kulla­nılmaktadır. Bu kelimeler İslâm'a has bir toplumun vazi­yetini belirtmek hususunda revaç bulmuştur. Bazı kim­seler bu ıstılahın Kur'an-ı Kerim'de kullanıldığını hesaba katarak, kendi fikirlerini ileri sürmek maksadiyle suiistimal yoluna gidiyorlar. Kur'an-ı Kerim'de ve Hadis-i Şerif'te Müslüman topluluklar için "Kavm" kelimesinin kullanıl­masını (Nation: Millet) mânasına alıyorlar ve bu millet mânasını da günümüzdeki ırka daya­lı­millet mefhumu şeklinde anlıyorlar. Halbuki Kur'an-ı Kerim'deki ve Hadis-i Şerif'deki kavim kelimesi (Nation: Millet) mânasına gel­memektedir.

Hülâsa olarak şunu belirtmek isterim ki, bu lafızların bu şekilde kullanılması ve böyle bir mâna çıkarılması haddi zatında İslâmda kabul edilebilir değildir. Kur'an-ı Kerim'de ve Hadis-i Şerif' de kullanılan diğer kelimeler de vardır. Bu sadece bir ilmi bahis değildir, bizim umumi olarak hatalı tasavvurumuz ve hatalı düşüncemizdir ki, kelimenin asıl manasını ve mefhumunu bırakıp da ken­dimiz bir mefhum uyduruyor ve bu mefhum üzerinde kendi yaşayışımıza göre içtihadlara girişiyor ve yaşayış nizamımızı da buna göre düzenlemeye kalkıyoruz.

"Kavim: Millet" lafzının İngilizce karşılığı "Nation" dur. Bunlar cahiIiye devrinin ıstılahlarıdır. Cahiliye dev­rindeki "kavmiyet: Milliyet" (Nationality) hiçbir zaman hususi bir medeniyet topluluğu ifade etmez. Gerçek bir medeni temele (Cultural Basis) dayanamaz. Ne eski ca­hiliye devrinde ne de yeni ve modern cahiliyede kavmiyet veya milliyet bir kültür temeline bağlı değildir. Orada gö­nül ve düşünce kökü, nesle, nesebe, ırka ve bir takım rivayetlere dayalı ilgilere sevgi beslemek esasına daya­nır. Bir de bazı tarihî rivayetleri birbirine ekleyerek bir kavmiyet tasavvuru: Milliyet tasavvuru, ortaya çıkabiliyor. Bu milliyet ve kavmiyet tasavvuru, şaibelerden uzak de­ğildir.

Eski Araplarda "Kavim: Millet" kelimesi umumiyetle bir soya, bir kabileye, bir ırk bölümüne, bir aşiret halkına isim olarak verildi. Bu şekilde İngilizce "Nation: Millet" de yine bir kimsenin neslinden gelenlerin müşterek cinsi (Camımın Descent) diye tasavvur edilirdi.

Bu şekilde düşünmek, İslâmî kavmiyet veya milliyet tasavvurunun tamamen hilâfınadır. Kur'an-ı Kerim'deki "Kavim: Millet" mânasına kullanılan kelimeleri, hakikatte Millet diye tercüme edemiyeceğiz; bu kelimenin karşılı­ğına diğer Arapça bir kelime koymak istersek "Şaab: ulus" ve buna benzer kelimeler kullanacağız ki, islâm milletine de bu kelimeleri kullanmak doğru olmaz. Müs­lüman cemaatler için de bu ıstılah kullanılmamıştır. Bu ıstılah kullanıldığı takdirde, kelimenin mefhumu içinde, kan birliği, nesil ve ırk birliği yahut da toprak ve ülke bir­liği ve saire bulunmaktadır. Fakat bahsettiğimiz gibi İs­lâmî cemaatlerde ve islâmî topluluklarda bu gibi bağlar­dan kurtulmak ve kesin bir şekilde bütün bu alâkalardan sıyrılmak lâzım gelmektedir. Nesebden, toprak birliğin­den ve maddî alâkaların cümlesinden kurtulmak gerek­mektedir.

Kur'an-ı Kerim'de, islâm topluluğunu ifade etmek için kullanılan kelime "hizb" kelimesidir. Bunun da İngilizce karşılığı "Party" dir. Kavimler, nesil, soy, toprak birliği ve saireye bağlıdır. Fakat partilerde böyle bir şey yoktur. Yalnız meslek ve düşünce birliği vardır. Nitekim partiler yalnız kendi maksat ve amaçlarının peşinde koşarlar. Maksat ve amaçlarına son derece bağlıdırlar. Bunlar bir usûl, bir meslek ve bir amaca inanırlar; o usul, o maksat ve o amacın yolunda çalışır giderler. Bu usul, bu maksatve amaca bağlı olmayanları — isterse en yakın kimseleri bulunsun, — kendilerinden saymazlar.

Kur'an-ı Kerim, bütün yeryüzünde, yeryüzünün mâ­mur ülkelerinde, meskûn bölgelerinde sadece iki partiyi (hizbi)dikkate almaktadır İki partinin dışında başka bir parti tanımaz. Bu partilerden bir tanesi "Allah Partisi" (Hizbullah) dır, Kur'an-ı Kerim'in tanıdığı ve mevcudiye­tini bildirdiği ikinci parti ise "Gayrullah partisi" yani Al­lah'a bağlı olmayanlar partisidir. Biz buna Şeytan partisi: Hizb - üş - şeytan diyeceğiz. Bu şeytan partisi mensup­ları ister usul, meslek ve amaç bakımından birbirleriyle aynı olsunlar, ister birbirleriyle ihtilaflı bulunsunlar, Kur'an-ı Kerim bunları bir partiden sayar. Nitekim her ne şekilde olursa olsun, her ne surette bulunursa bulunsun, onların partisinde İslâmî renk yoktur. Aralarında az veya çok ihtilâflar olsa dahi; İslâmî olmayınca şeytanî parti olmakta müttefiktirler.

Kur'an-ı Kerim'de şöylebuyurulmuştur:

"Onların üzerine şeytan çullanıp, Allahı zikretmeyi unutturdu. İşte bunlar şeytan partisindendir. Dikkat!. Şeytan partisi mensupları zarar görenlerdirler."

(Mücadile: 19)


Bu durumun aksine, Allah partisine dahil olanlar, is­ter, soy sop, nesil neseb, ırk olsun; ister vatan, memleket ve yurt olsun; isterse lisan, yahut da tarihi rivayetler birliği olsun, her hususta birbirleriyle ayrı olabilirler Hatta bunla­rın arasında dededen ve atadan kalma kan davası dahi olsa, bunların hepsini bir tarafa bırakırlar ve yalnız Allahu Taalâ'nın gösterdiği yolda bir fikir birliği içinde olur, bir meslek ve bir amaç için birleşirler, birbirlerine sarılırlar, birbirleriyle birleşir giderler. Bunlar sanki Allah'ın ipine (Hablullah): "İlâhî Riştec" de birbirlerine sımsıkı bağla­narak, sarılarak her bakımdan örnek bir topluluk mey­dana getirirler. Bu Allah ipinde yeni bir partinin azaları (üyeleri) mahiyetine girerler. Şeytanî parti mesuplarından tamamen ve her bakımdan her yönden alâkalarını ke­serler.

Parti ihtilâfları, baba ile evladın arasını açar, hatta evladı baba mirasından bile mahrum eder. Hadis-i Şerif-de bu­yu­rulmuştur:

"İki ayrı milletin (ümmetin) mensupları birbirlerinden, miras almazlar."

Parti ihtilâfı kadını kocasından ayırır. Bu inanç ayrı­lığı bu çiftin tekrar nikahlanmalarını da haram kılar. Hayat yolunda bu ailenin iki ferdini iki başka yola sevkeder. Kur'an-ı Kerim'de buyurulmuştur:

"Ne o kadınlar o erkeklere helâldirler ne de o erkek­ler o kadınlara helâl olurlar."

(El – Mümtehinne: 10)


Parti ihtilâfı bir kardeşi bir kardeşten uzaklaştırdı

ğı gibi, bir kimseyi de bütün aile efradından ayırır. O kimseyi, bütün aile efradiyle görüşmekten ve her türlü alâka göstermekten meneder. Hattâ Hizbullah mensup­ları, bazı yakın akrabaları ile de evlenmekten menedil­mişlerdir ki, Hizbüşşeytan mensupları ile tam mânasiyle her türlü alaka sebepleri ortadan kalkmış olsun. Kur'anı Kerim buyurmuştur:

"Müşrik kadınlar imâna gelmedikleri müddetce ken­dileriyle evlenmeyiniz ve nikâhlanmayınız. Mümin cariye, müşrik hür kadından iyidir, hoşunuza gitmese dahi; kendi kadınlarınızı da iman etmedikçe müşrik erkeklerle evlen­dirmeyiniz, nikahlamayınız. İsterse hoşunuza gitmesin, elbette ki, iman sahibi köle, hür bir müşrikten daha iyidir, isterse sizin hoşunuza gitmesin."

Bu partide yalnız, nesil, vatan, ülke, kavmiyet ihtilâf­ları ortadan kalkmakla kalmaz, belki bu partiler ayrılarak bir davayı yürütmek için birleşir ve Allah partisinin usul ve amacını kabul ederler. Başka her türlü bağlardan da alâ­kalarını kesmiş olurlar. Kur'an-ı Kerim'-de buyurulmuştur:

"İbrahim ve onun yanındakiler sizin için en güzel bir örnek idiler. Hani onlar kavimlerine demişlerdi ki: Bizim sizinle ve Allah'ı bırakarak ibadet ettiklerinizle alâkamız yoktur; biz sizi kabul etmiyoruz. İşte böylelikle bizimle sizin aranızda ebedî olarak adavet ve düşmanlık başla­mıştır. Siz bir olan Allah'a iman edinceye kadar da hu düşmanlık sürüp gidecektir. İşte İbrahim de babasına, ancak senin için afv isterim, demişti."

(El – Mümtehine: 4)

Yine aynı şekilde:

"İbrahimin babası için mağfiret talep etmesi ona vaad ettiği sözünü tutmak içindi. Fakat, ne zaman, onun (ba­basının) Allaha düşman olduğu açığa çıkıncas, o da (ba­basından) uzaklaştı."

(Tevbe: 114)

İşte bu parti ihtilâfları, yakınların ve aile efradının arasındaki bağları da haram kılar. Hatta baba, kardeş veya oğul Şeytan partisine mensup olurlarsa, Hizbullah mensuplarına karşı da gaddarlık yoluna giderlerse, o zaman Hizbullah mensupları, onlarla olan sevgiyi keser­ler. Kur'an-ı Kerim'de buyurulmuştur:

"Allah ve ahiret gününe inanan kavim (cemaat) tara­fında bulunanlardan Allah ve O'nun Resulüne karşı cephe alanlarla dost olamaz. İsterse, bunlar babaları olsun, isterse evlatları olsun, isterse kardeşleri olsun, isterse aşiret mensupları olsun Bunlar Allah partisi (men­suplarıdırlar) ndendirler. Dikkat Allah partisi (mensupları) felah bulanlardırlar."

(Mücadile: 22)

Kur'an-ı Kerim'de Müslümanlar için bu şekilde parti mefhumu ifade eden ikinci bir kelime daha kullanılmıştır. Bu kelime de "Ümmet" lafzıdır. Bu kelime Hadisi Şerif­lerde daha fazla kullanılmıştır. Ümmet demek miayyen bir gaye için toplanan camia demektir. Bu camianın ef­radı arasında müşterek bir gaye, müşterek bir amaç ve maksat bulunur. Bu cihetle de bunlar "Ümmet" olurlar, bunlara "ümmet" denir. Bunun gibi aynı devirde yaşayan cemaatlerin efradına da yani asırdaşlara da "ümmet" denir. Hattâ bir nesilden gelen, bir soya mensup veyahut da bir ülke halkına, bir memleket ahalisine dahi ümmet denir. Müslümanların ümmet olmalarındaki esas ise, böyle nesil, toprak, ülke, geçim birliği meseleleri üzerine dayalı değildir; onların ümmet olmaları amaç, meslek ve gaye birliğine...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu
« Posted on: 02 Mayıs 2024, 09:50:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu rüya tabiri,İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu mekke canlı, İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu kabe canlı yayın, İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu Üç boyutlu kuran oku İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu kuran ı kerim, İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu peygamber kıssaları,İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumu ilitam ders soruları, İslâmi Milliyetin Hakikî Mefhumuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes