> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > İstiva
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstiva  (Okunma Sayısı 579 defa)
24 Şubat 2010, 17:35:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 24 Şubat 2010, 17:35:20 »



İSTİVÂ




Allahu Teâlâ´nın haberi sıfatlarından istilâ ulüvv, suûd ve irtifa anlamlarında haberî bir terim.

Kur´ân-ı Kerîm´de "istivâ" sözcüğü dokuz yerde kullanılmaktadır. Bu kullanışların hepsinde fiil olarak "istevâ: istivâ etti" şeklindedir. Bunlardan ikisi, "ilâ:...e doğru" edatı ile kullanılmıştır. Söz konusu ayetler şöyledir: "O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı, sonra göğe yöneldi (istevâ), onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir" (Bakara, 2/29); "Sonra duman halinde olan göğe yöneldi (istevâ)..." (Fussilet, 41/11).

Allah Teâlâ hakkında "istivâ" söz konusu edilirken, bu iki ayetteki kullanılış pek bir problem teşkil etmemektedir.

Diğer yedi yerde ise, "istivâ" sözcüğü "alâ: üzerine, üzerinde" edatıyla kullanılmıştır. Bunların altısında "sümmâstevâ ale´l-Arş" şeklinde kullanılmıştır (bk. el-A´râf, 7/54; Yunus, 10/3; er-Ra´d, 13/2; el-Furkân, 25/59; es-Secde, 32/4; el-Hadîd, 57/4). Bir yerde de "er-Rahmanu ale´l-Arşi istevâ: O Rahman Arş´a istivâ etti" (Tâhâ, 20/5) şeklinde kullanılmıştır.

"İstivâ" denildiğinde bu yedi yerdeki kullanılış kastedilir. Allah´ın haberi sıfatları konusunda farklı görüşlerin en çok ileri sürüldüğü meselelerin başında, "istivâ" meselesi gelir. İstiva ile ilgili olarak görüş ileri süren alimleri önce iki gruba ayırmak mümkündür.

a- Te´vil yolunu seçenler.

b- Te´vil yoluna sapmayıp sözü zâhiri üzere kabul edenler.


İslâm tarihinde Allah´ın sıfatları konusunda te´vil çığırını başlatanlar, Mu´tezilî âlimleridir. Onlara göre "istivâ", istilâ ve hâkimiyeti altına alma anlamındadır (Eş´arî, Makalâtü´l İslâmiyyîn, Kahire 1969, 1, 285; İbn Hazm, el-Fısal fi´l-Milel ve´n-Nihal, Beyrut 1975, 11, 123).

Mu´tezile, Allah Teâlâ´nın kulların vasıflandığı sıfatlarla nitelenmesinin caiz olmayacağını, bunların kabulünün teşbihi gerektireceğini söylemiştir. Bu çığırı ilk başlatan Ca´d b. Dirhem (118/736) dır. Ondan Cehm b. Safvân (128/745) bu görüşü almıştır (İbnu´l-Esir, el-Kâmil, V, 236).

Niçin te´vil yoluna gittiklerini de şöyle izah ederler: "İstivâ sözünü zahirine hamledersek, Allah hakkında mekân ve yön tayin etmiş oluruz ki, bu, ancak cisimler için söz konusudur." Bu sebeple de bu âyetleri te´vil etmeyenleri Mücessime ve Müşebbihe olmakla itham ederler. Onlara göre Allah bir yerde değil, her yerdedir. Mu´tezile te´vil´in gerektiğini ileri sürerek Allah´ın bu sıfatlarını nefyetmiş olacağından, onları haberi sıfatları nefyedenler olarak tesbit etmek de mümkündür (Metin Yurdagür, Allah´ın Sıfatları, s. 239).

Te´vile sapmayıp "istiva" lafzını zâhiri üzere anlayanları da iki gruba ayırmak mümkündür:

a- Allah´ın cisim olduğunu söyleyenler.

b- Allah´ı yaratıklarına benzetmeyenler.

Allah´ın cisim olduğunu söyleyenler, söz konusu ayetleri, insanın kürsiye oturması gibi Allah´ın Arş´a oturduğunu; insanlarda olduğu gibi Allah´ın da et, kemik ve kandan olup el, ayak, baş ve gövdesinin bulunduğunu söylerler. Bu sebepledir ki bunlara "Mücessime ve Müşebbihe" ismi verilmiştir.

Allah´ı yaratıklarına benzetmeyi reddederek "İstiva"yı kabul edenlere gelince, Ehl-i Sünnet ve ümmetin selefinin görüşü budur. Eş´arî (ö. 324/935) meşhur "Makalâtü´l İslâmiyyin" isimli eserinde bu konudaki fırkaların görüşlerini serdederken şöyle demektedir: "Ehl-i Sünnet ve hadis ehli dedi ki: Allah cisim değildir ve yaratıklara benzemez. O, Arş´ın üzerindedir. Nitekim;"O Rahman, Arş´a istivâ etti" buyurulmuştur. Allah´ın söylediğinden öteye gitmez, söz söylemeyiz. Aksine, keyfiyetsiz olarak istivâ etmiştir, deriz" (Eş´arî, a.g.e., I. 285).

Eş´arî, bu sözleriyle Allah´ın, Arş´ın yukarısında olduğunu, bunun nasıllığının tarafımızdan bilinemeyeceğini, istivâyı te´vil etmenin ve Allah´ı yaratıklara benzetmenin yanlış olduğunu söylemek istemektedir. Nitekim"el-İbâne an Usûli´l-Diyâne" isimli eserinde meseleyi daha geniş bir şekilde şöyle izah eder: "Biri çıkıp: İstivâ hakkında ne dersiniz? diyecek olursa, ona deriz ki: Allah, Arş´ı üzerine istivâ etmiştir. Nitekim Allah şöyle buyurmaktadır: "O Rahman Arş´a istivâ etti" (Tâhâ, 20/5); "Güzel söz O´na çıkar" (el-Fâtır, 35/105;) "Hayır Allah onu (İsâ´yı) kendisine yükseltti" (en-Nisâ, 4/158); "(Allah, yaratma) işi (ni) gökten yere düzenler" (es-Secde, 32/5). Allah, Firavun´dan nakille şöyle buyuruyor: "Firavun dedi: Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap ki o sebeplere (yollara) erişeyim, (yani göklerin yollarına erişeyim de Mûsâ´nın tanrısına çıkıp bakayım" (el-Mümin, 40/36-37). Bu sözleriyle Firavun, Mûsâ (a.s.)´ın, Allah´ın göklerin yukarısında olduğu şeklindeki sözünü yalanlamaktadır. Allah Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır: "Gökte olanın, sizi yere batırmayacağından emin misiniz?" (el-Mülk, 67/16). Göklerin yukarısında Arş vardır. Arş, göklerin yukarısında olunca "Gökte olandan emin misiniz?" buyurmuştur. Çünkü Allah, göklerin üzerindeki Arş´a istivâ etmiştir. Her yukarıda olan, göktür. Arş, göklerin en yukarısıdır" (İmam el-Eş´ârî, el-İbâne an Usûlü´d-Diyâne, Medine 1975, s. 30-31). Eş´arî bu konuya devam ederek, dua esnasında insanların ellerini Arş´a doğru kaldırdıklarını, Mu´tezile, Cehmiyye ve Hâriciyye mezheplerine müntesib olanların, istivâ´yı istilâ, .mülk ve kahr gibi şeylerle te´vil ederek Allah´ın her yerde olduğunu söylediklerini, Hak ehlinin görüşü olan Allah´ın Arş´ın üzerinde´ olduğu görüşüne karşı çıktıklarını anlatır ve bu konuda daha pek çok delil sıralar.

Maturidîler istiva ve diğer haberî sıfatları te´vil etmemişlerdir (Süleyman Uludağ, Kelâm İlmi ve İslâm Akâidi, s. 50).

İmam Maturudî (333/944) Kitabu´t-Tevhîd´de, "İstiva" ayeti ile ilgili muhtemel bir çok te´villeri (mülk, ulûvv, Arşı ta´zim ve teşrif, istilâ, kasd vb.) sıralayıp, teşbihe kaçan anlayışları reddeddikten sonra şöyle demektedir:

"Bu mevzuda bize göre aslolan şudur ki, Allah Teâlâ; "Hiç bir şey O´nun benzeri olamaz" buyurmak suretiyle kendini mahlukatına benzetmekten tenzih etmiştir. Nitekim biz de O´nun fiillerinde ve sıfatlarında benzeri bulunmadığını, benzerlerinden münezzeh olduğunu yukarıda beyan etmiştik. Bundan ötürü, "Rahman´ın Arş üzerine istivâsını " vahyin getirdiği ve akılda sabit olduğu gibi kabul etmemiz gerekir. Artık biz bu ayetin belli bir anlam ile kesin te´viline hükmedemeyiz. Çünkü zikrettiğimiz te´villerden herhangi birine ihtimali olduğu kadar; henüz bize ulaşmamış, teşbih şâibesi taşımayan başka bir manaya gelmesi de muhtemeldir. Biz ancak bu ayette Allah´ın o tabirle muradı ne ise, ona iman ederiz. Vahy ile sabit olan ru´yetullah vb. diğer meselelerde de inancımız böyledir. Bu hususlarda teşbihi nefyederek, hiç bir yorum yapmadan murâd-ı ilâhi her ne ise ona iman gereklidir (Maturidî, Kitabu´t-Tevhîd, s. 74).

Hanefi mezhebinin imamı Ebû Hanife (öl. 150/766) de ayni görüştedir. O şöyle demektedir: "Bilmiyorum, Rabbim gökte midir, yerde midir" diyen kâfir olur. "Allah Arş´ın üzerindedir ama Arş gökte midir, yoksa yerde midir, onu bilmiyorum" diyen de kâfir olur. Allah´a dua ederken yukarıya yönelinir, aşağıya değil. Çünkü aşağının rubûbiyet ve ulûhiyyet vasfıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Nitekim şu hadis de bunu anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber´e siyah bir cariye getirdi ve:

- Benim üzerime mümin bir köle azat etmek vacip oldu. Bu kâfi midir? diye sordu. Peygamber (s.a.s) o cariyeye sordu:

"Sen mümin misin?" Cariye:

"Evet" dedi. Peygamber (s.a.s): "Peki, Allah nerededir?" diye sordu. Cariye göğe işaret etti. Bunun üzerine Peygamber: "Onu azat et, o mümindir" dedi (İmam-ı Azam´ın Beş Eseri, İstanbul, 1981, s. 45-48 Arapça kısmı). Nitekim Ebû Hanife´nin talebesi Ebû Yusuf, Allah´ın gökte (yukarıda) olduğunu reddeden Bişr el-Merisî´yi bu görüşünden dolayı hesaba çekmiş ve tövbe etmesini istemiştir. (İbnu Ebi´l-İzz el-Hanefi, Şerhu´l Akîdeti´t-Tahâviyye, Beyrut 1988, s. 288)

Görülüyor ki, kelâm metodunu büyük çapta benimseyen imamlarımızdan Eş´ari´de müşahede edilen haberî sıfatların (ve müteşabihatın) te´vili konusunda muhafazakârlık, İmam Maturîdî´de de aynen mevcuttur. Ancak, Ehl-i Sünnetin her iki koluna mensup müteahhir âlimlerin aynı tutumu devam ettirmedikleri, te´vili benimsediklerini de biliyoruz. Müteahhirin´in bu tutumunun sebepleri arasında avâmın yanlış yorumlarla teşbihe düşmelerini önlemek gayesini sayabiliriz. Onlar bu gayeyle Arap dilinin müsaadesi çerçevesinde bu sıfatların mecazi mâhiyette te´vilini caiz görmüşler, fakat yapılan bu te´villerin ihtimal dairesinin ötesine geçemediğini ve kesin olmadığını da belirtmeyi ihmâl etmemişlerdir (el-Beydâvî, İşârâtü´l-Merâm min İbârâti´l İmâm, 186-189; krş: Gazzâlî, el-İktisâd, s. 52-53).

İmam Mâlik´e Allah´ın Arş´a nasıl istivâ ettiği sorulduğunda; "O Rahman, kendini vasıfladığı şekilde Arş´a istivâ etmiştir, O´nun hakkında nasıl sorusu sorulmaz" demiştir. Başka bir rivayete göre ise şöyle demiştir:

"İstivâ (Arap dilinde anlamı) meçhul değildir. Keyfiyeti akıl ile bilinmez. Buna iman etmek vaciptir ve bu konuda soru sormak bid´attir" (Beyhakî, el-Esmâ´ ve´s-Sıfât; Mısır 1358, s. 408). Selef hakkında şöyle denebilir: Onlar, nassların sınırlarını aşmamak için bu gibi konularda çok titiz davranır ve fazla izahatta bulunmaz, teferruata dalmazlardı.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstiva
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:26:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstiva rüya tabiri,İstiva mekke canlı, İstiva kabe canlı yayın, İstiva Üç boyutlu kuran oku İstiva kuran ı kerim, İstiva peygamber kıssaları,İstiva ilitam ders soruları, İstivaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes