>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
Tasavvuf Eserleri
>
İşarat - Şeyh Taği K.S
>
Letaiflerin Eğitimi
Sayfa: [
1
]
2
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Letaiflerin Eğitimi (Okunma Sayısı 19519 defa)
22 Aralık 2009, 18:06:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Letaiflerin Eğitimi
«
:
22 Aralık 2009, 18:06:15 »
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyuruyor:
-Cenab-ı Hakk (c.c), mahlukatı (âlem-i halk) yaratmadan önce, mutlak bir varlık idi. Âlem ise mutlak bir yokluk idi. Gerçi âlem Cenâb-ı Hakk´ın kadim ilminde var idi. Ama Allah (C.C) âlemi var edip ortaya çıkarmaktan tam manasıyla müstağni idi.
Bununla beraber irade serbestliği ile birleşen zatının güzelliği, varlıkları yaratmasını gerektirdi. O vakit, mutlak varlıktan bir miktarı alarak yokluğa serpirce ışığa tutulmuş karanlıktaki cisimlerin ortaya çıkışı gibi yokluk varlığa dönüştü.
Cenab-ı Hakk´ın gücü her şeye yeter. Cenab-ı Hakk´ın saltanatı karşısında, kendisini sevip ona hizmet etmekten bir an dahi geri kalmayacak hizmetçileri, melekleri yarattı. O´nun yüce saltanatı ve varlığı karşısında boyun eğip duran uzay cisimleri (felekleri) ve hayvanları yarattı.
Cenab-ı Hakk´ın azameti, yüceliği, aman bilmeyen düşmanları olmasını ve onları kahretmek suretiyle, kahharlığını göstermesini gerektirdiği için nefis, şeytan ve onların hizmetçilerini yarattı. Yine Cenab-ı Hakk´ın yüce saltanatı, düşmanlar ile savaşıp Allah ism-i şerifinin yüceliğini göstermek için insanı yarattı.
Cenab-ı Allah (C.C) insanı on maddeden mütevellid yaratmıştır. Bunların beşi mahlukat âlemi denilen (âlem-i Halk)´dandır.
Bunlar: maddede anasır-ı erbaa denilen; toprak, ateş, su ve nefistir. Bunların başkanı, hakimi ise nefistir.
Diğer beş unsur ise âlem-i emirden olan: kalb, ruh, sır hafi ve ahfadır. Bu letaiflerin vucuddaki yerleri ise şöyledir: Kalb, sol memenin dört parmak altmda; ruh, sağ memenin dört parmak altında; sır, sol memenin iki parmak üstünde; hafi, sağ memenin iki parmak üstünde; ahfa, boyun kemiğinin iki parmak kadar altındadır. Âlem-i emirde bulunan bu beş latifenin lideri, sultanı, hakimi ise ruhtur.
Ruh ile nefis bir araya gelince nefis, ruha galip gelir. Aralarında bir sevgi ve ilgi belirir. Bunun hikmet ve sebebi ise ruhun nefis vasıtasıyla kemale ermesidir. Bu hikmete binâen, ruha karşı üstünlük kuran nefis onu bedene yerleştirirken kendi âleminden ve asıl yurdundan habersiz hale getirir. Onun hizmetinin aydınlığı ile cezbesinin şevkini söndürür.
Kalb ruhun sarayı hükmündedir. Nefis, zamanla kalbi istila edip prensiblerini kor.
Nefis; dünyalık arzuları bakımından çöplüğe, düşmanlık bakımından yılana, zalimlik ve gücü bakımından sırtlana benzer.
Kalbi, nefis tamamen istila ettiği zaman orada Allah için bir şey kalmaz. Ruh bu durumda nefsin arzularına bağımlı hale gelir. Artık makbul olacak hiç bir durumu kalmaz. Ölmüşcesine gaflete düşerler.
İnsanın bu durumu, bir Mürşid-i Kâmilin elinden tevbe alıp, intisap edip, eğitilinceye kadar devam eder. Mürşid-i Kâmil, intisap eden müride zikir telkin eder. Bu zikrin nuru ise önce kalbe, sonraları diğer letaiflere sirayet eder. Önce kalbden mâsivâ gider, zikre geçer. Böylece gaflet gider. Zikir sayesinde insanın sıfatları değişir. İnsanda, Cenab-ı Hakk’ın sıfatları tecelli eder. O´nun sıfatlarına dönüşür. Münâfıklık, nefsin sıfatlarından biridir. Vücüdun maddi unsurlarından suya bağımlıdır. Bu sıfat, Mürşid-i Kâmilin himmet ve tasarrufu ile mütevâziliğe ve alçak gönüllü olmaya dönüşür. Cenâb-ı Hakk, bir âyet-i Kerimede şöyle buyuruyor:
"Mü´minlerden sana tâbi olanlara kanadını indir." (Şuarâ sûresi:215)
Bu hâle karşılık, ateş unsuruna bağlı olan celâl, zulüm ve hiddet sıfatı, İslâm’ın emir ve hükümleri karşısında ince davranmaya ve taraftarlığa dönüşür. Şu âyet bu duruma ne güzel işarettir:
"(Dokunulması) Haram olan o aylar çıktığı zaman artık o müşrikleri,onların bütün geçit yerlerini tutun. Eğer Tevbe ederler, (tevbelerini ve imanlarını tasdik için) namaz kı-larlar, zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir." (Tevbe, ayet: 5)
Yine vücudun ana unsurlarından birisi olan havadan ileri gelen kibirlilik ve üstünlük taslama sıfatı ise yine aynı özellikleri taşıyan iyi huylara dönüşür. Şu ayet-i kerime bu hali ne güzel cevap veriyor:
"Çok yemin eden alçaklara itaat etme." (Kalem sûresi, 10)
Bu saydıklarımızın yanında, toprak unsurundan mütevellit ileri geleni; tembellik,uyuşukluk gibi durumlar, sabır ve efendilik sıfatına dönüşür. Yine şu ayet bu hale ne güzel işaret ediyor:
"Ki onlar kendilerine bir bela geldiği zaman "Biz (dünyada) Allah´ın (teslim olmuş kulları)yız ve biz (ahirette) ancak ona dünücüleriz" diyenlerdir." (Bakara, ayet: 156)
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) buyuruyor: Cenab-ı Hakk insanı dört ana unsur ile nefisten yarattı. Sonra ona eksik bir nisbetle karışık olarak ruh üflemek istedi. Sonra dört letaifle birlikte ruh da kattı. Ruh ile letaif kendi alemlerine karşı meyilli ve Rablerini sever olarak yaratıldı. Anasından doğan bir çocuğun doğum anında ağlaması gibi ruh bu alemle ilgi kuramadığından asıl vatanından ayrı düşmesinden dolayı gariplik çekip, asıl vatanı olan emir alemine karşı bir özlem duyar.
Zahidleri yetiştirmek için yazılan bir kitapta ehl-i dünyanın yemeğini yemek evinde abdest almak, evindeki kapları kullanmak vs. şeyler yasaklanmaktadır.
Cenab-ı Hakk bu ehli tarikata şöyle bir nimet ihsan etmiştir. Ehl-i dünya bu cemaatın sohbetine gelince dünyaya olan muhabbetleri azalır. Eğer ki böyle olmasaydı ehl-i tarikat, ehl-i dünya ile beraber aynı cemaatte bulunup sohbet edemezdi.
Abdurrahmân-i Tâği (k.s), Sadi-i Şirazî´nin şu beyitlerini şöyle açıkladı:
"Sevgilinin cemâli olmaksızın canın cihana karşı meyli yok.
Berikine sahip olmayan gerçekten ötekine sahip değildir."
Şöyle ki: İnsan şeyhini veya Allah´ı sevmedikçe şeyhinin memleketini veya misal âlemini sevemez. Üstadın semti ve misal aleminin muhabbeti bir kimsede yoksa üstadın sevgisi ve Allah sevgiside yoktur. Mürşidini seven kimsenin mürşidinin memleketine ve O´na taalluk eden her şeye muhabbeti olur. Allah´u Teâlâ´yı seven kimsenin de O´nun muhabbetine delâlet eden mânâ âlemine ve her şeye sevgisi olur. Mânâ âleminin üstün mânevi zevkleri ve lezzetlerinden istifade edebilmek ancak ve ancak Allah´ü Teâlâ´nın sevgisini kazanmakla mümkündür.
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) İmamı Rabbani´nin (k.s) şu sözlerini nakletti: Emri bilmaruf ve nehyi anil münkeri tebliğ etmeyen beldenin imamları o beldede şeytanın vekilleridir. Seyda-i Tâğî (k.s) diyor: İmamlar o beldenin önderlerdir. Önder olmalarından dolayı yöre halkını ya cennete ya da cehenneme götürürler.
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) şöyle buyuruyor: Katiyyen sünnetleri terk etmeyiniz. Tarikata intisab eden bir kişi sureti katiyetle sünneti terk etmemelidir. Bilhassa sünnet-i müekkedeleri, iki rekatlı fecir ve işrak sünnetlerini, sekiz rekattık teheccüd namazı ile üç rekatlık vitr namazını terk edilmemelidir.
Normal zamanlarda sünnneti terkeden kimse, sekre düştüğünde farzları da terkeder.
Tarikat-ı Nakşibendiyye sünnetleri ihyaya dayanır. Tarikattan maksat bidatları ve ruhsatları terk edip şeriatın prensiplerini takva ehli olarak uygulamaktır.
Şeriatın emir ve hükümlerinden dışarı çıkmayıp bidat ve ruhsat verilen kolaylıkları terk eden tarikat kalıcıdır, sona ermez. Şevk ve heyecana dayanan tarikat kısa zamanda yok olup etkisini kaybeder.
Seyda´ya bu sözlerinden sonra sordum:
-Efendimiz, tarikata yeni intisab edildiği zaman, nefsi bütün bidatlerden, ruhsatlardan uzak tutmak müridde hal lezzetini azaltmaz mı?
-Olsun bir şey farketmez. Ölçü şeriattır. Sahibine mülk olarak kalan cezbe şeriatın emir ve hükümleri dairesinde tahsil edilen cezbedir. Şevk ve heyecan ile elde edilen cezbe sahibine mülk olmaz.
Abdurrahman-ı Tâği´ye (k.s) sorduk:
-Efendimiz, kalb hastalıkları yok olmadan nafile ibadet yapmak zararlı olmaz mı?
- Zararı olmaz, nafile ibadet yapılabilir. Şunu biliniz ki Gavs´ın kapısından bizim öğrendiğimiz gerçeklerden birisi de şudur: Her türlü vird ve amellerden gaye ve maksat sevap değil muhabbettir.
Sözlerinin burasında kendilerine İmam-ı Rabbâni´nin (k.s) Mektubat adlı eserindeki mektuplardan biri olan ve içinde "kalp hastalıklarını gidermeden önce işlenmiş olan nafileler faydasız, hatta zararlıdır, çünkü o durumda nefsin arzusuna tapılmış olur" şeklinde bir ifade bulunan mektubu arzedince kendilerinden şu cevabı aldım:
-O mektupta söz konusu edilen durum bir takım zahidlerin tutumudur. Onları sevap kazanmak maksadıyla mağaralara kapanarak mesela bin rekat nafile namaz kılarlar. Oysa normal sünnetlerle nafile ibadetleri işlemeyi hem Mevlana Halid ve hem de Gavs-ı Azam hazretleri emretmiştir."
Seyda´nın bu sözleri üzerine yine dedim ki: "Gavs´ın halifesi Şeyh Halid, Gavs´dan şöyle naklediyor:"Nafile ibadetler ile meşgul olmak, müridi cezbeden alıkoyar." Seyda (k.s) dedi:
"O sözden maksat bazı zahidlerin nafileleridir. Fakat Mürşid-i Kâmil, müridin bazı zaman nafile ibadetleri artırmasını, bazı zamanda azaltmasını, emredebilir. Sizler nafile ibadetleri yapmayı emrediniz. Nafile namazları terkeden birini görünce kendisine farz kazaların mı var ki, bu yüzden nafile kılmıyorsun? diye sorunuz ve adamı nafile (sünnet) namazları kılmaya teşvik ediniz. (Safi mezhebine göre, kaza namazı olanın nafile ve sünnet kılmayıp kazasını bitirmesi gerekir.)
Abdurrahman-ı Tâği (k.s), Ebrar ile Mukerrebûn arasındaki farkları şöyle izah etti: Cenab-ı Hakk’a sevab karşılığında ibadet edenlere Ebrar denilir.
Mukerrebûn ise, Cenab-ı Hakk’ı sevdikleri için karşılıksız olarak ibadet edenlerdir.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Letaiflerin Eğitimi
«
Posted on:
08 Mayıs 2024, 07:13:44 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Letaiflerin Eğitimi rüya tabiri,Letaiflerin Eğitimi mekke canlı, Letaiflerin Eğitimi kabe canlı yayın, Letaiflerin Eğitimi Üç boyutlu kuran oku Letaiflerin Eğitimi kuran ı kerim, Letaiflerin Eğitimi peygamber kıssaları,Letaiflerin Eğitimi ilitam ders soruları, Letaiflerin Eğitimiönlisans arapça,
Logged
22 Aralık 2009, 18:08:17
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Letaiflerin Eğitimi
«
Yanıtla #1 :
22 Aralık 2009, 18:08:17 »
Hz.Ömer (r.a) şöyle demiştir:
"Cennet ve Cehennem olmasa bile ibadet etmekten vazgeçmem. Hz.Ömer (r.a) Süheyb-i Rumi´yi şu sözlerle taltif ve takdir etmiştir:"Allah´tan korkmamış olsa bile, yine de Cenab-ı Hakk’a karşı gelmezdi."
Ayrıca Hace Azizan hz.leri bir şeyhle müridi arasında geçen şu kıssayı naklederlerdi.
Keşif yoluyla bir müride şeyhinin makamı gösterilir. Mürid bakar ki şeyhinin durumu kötüdür. Hemen ondan yüz çevirir. Bu duruma vakıf olan şeyh der ki:
-Ey himmeti eksik kişi senin gördüğün durumu ben otuz senedir görüp biliyorum, ama elimden ne gelir. Ben bu durumdan mütevellid muhabbetimi eksiltip gevşemedim. Ben kulum, kulluğun gereği olan ibadet, taat ve duamı hiç azaltmayıp devam ettim...
Şeyh hz.leri demek istedi ki, insanın yaratılışının gaye ve maksadı Allah´ı tanıyıp O´na kulluk gereği ibadet ve taat yapmaktır. Değilse sevap kazanıp cennete gireyim, cehenneme düşmeyeyim diye değildir.
Bir ayet-i kerimede şöyle buyuruluyor: "Ben insanları ve cinleri sırf bana ibadet etsinler diye yarattım" (Mutaffifin -22-28)
Bir Hadis-i Kudside şöyle buyuruluyor: "Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim. İşte varlıkları beni tanısınlar bilsinler diye yarattım." (Keşful-HafaII/Hadis no:2016) ( Bu haber, bu lafızlarla hadis olarak Resulullah´dan sabit değildir. Fakat manası uygundur.)
Bu sohbetleri dinleyen müridin, mürşidine karşı ve bu yola karşı ihlası daha çok artar. Müridin mutlaka zat-i muhabbet sahip olması gerekir. Böyle olursa onun nazarında elem ve nimet aynı olur.
Bu sözlerden sonra şu farşça beyitleri okudu:
Allah´ın hem lutfuna hem de kahrına aşıkım
Ne kadar acaibtir ki her iki durumda da O´na aşığım.
Teslimiyyet her zaman olmalı ve hale mahsus kalmamalıdır.
Abdurrahmân-i Tâğî daha sonra şöyle buyurdu: Mukerrebûnun Cennetteki içecekleri Tesnim´dir. Ebrarın içeceklerine ise bir damla tesnim karıştırılır. Rahik adı verilen bir içecektir.
Cenab-ı Hak bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor:
Mukarrebunların gaye ve maksadlarında sevap elde etmek yoktur. Ama onların sahip olacakları çok büyük sevaplar vardır. Onlarda aynı zamanda Allah´a yakınlık makamı vardır.
Ebrâr´ın durumu ise böyle değildir. İmam-ı Rabbani (k.s) Hazretlerinin deyimi ile zahidlere benzerler. Mukarrebunun ve Ebrarın durumunu kıyaslar isek, Mukarrebun bir padişahın vezirlerine benzerler; ebrar ise saray sakileri gibidir.
Zahidler, mukarrebundan daha çok riyazet ve nefis mücadelesi yaparlar, ama mukarrebunun makam ve mevkilerini elde edemezler.
Bakınız, size şunları da söyleyeyim.(seyda).Gerek haller gerekse tahsil edilen manevi merdivenler ebedi saadeti garanti etmezler. Tersine bu durumlar Cenab-ı Hakk´ın başka bir muradının eseri olarak da meydana gelebilir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:
"Cenab-ı Hak bu dini facir biri vasıtası ile de destekletir." (Keşful Hafa,1-373 /Hadis No:720)
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) hz.leri şöyle buyuruyor:
-Kerametleri, haller ve mükaşefeleri saymazsanız bu tarikat Hz.Peygamber´in (A.S.V) şeriatından ibarettir. Akaidde ise ehl-isünnettir.
Sözlerine devamla hepimize şeriata sarılmayı, şer´î meseleleri Kitab´ul-Envâr adlı eserden arkadaşlarımıza öğretmemizi emretti. Seyyid Tâhâ hz.leri de fetva meselelerinde bu kitabı esas almıştır. Namaz, zekat, oruç ve hacc ibadetlerinin hiç birinde sünneti ihmal etmemiştir. Şeyh hz.leri sohbetinin bir yerinde şunları da söyledi:
-Bakmız; şeriata bağlı olan, ama zayıf bir ehl-i muhabbet kişi, benim yanımda şer’i emirlere uymayan ehl-i muhabbetten daha efdaldir.
Sizler, müekked sünnetleri, vitri, işrak namazını ve kuşluk namazını asla terketmeyin.(Emir derecesinde tavsiye)
Abdurrahman-ı Tahi hz.leri bizim tarikatımızda salikliğin belirli bir süresi yoktur. Mevlâna Halid Bağdadî hz.leri "Saliklik ne zaman son bulur" şeklindeki bir soruya karşılık:"- Beşikten mezara kadar devam eder"demiştir. Bizim tarikatımız sevgili uğruna ruhu feda etme yoludur. Mürid bu konuda ne zaman ihmalkâr davransa durum aleyhine döner.
Müridin kalbi şeyhin sevgisiyle dolu olmalıdır. Mürid bu sevginin dışındaki bütün sevgileri terkedip unutmalıdır. Şu beyitler ne güzeldir:
Tevhid yolu iki kıbleyle doğru şekilde aşılamaz.
Ya sevgilinin rızasını veya nefsin arzusunu tercih etmelisin.
Bakınız Alâuddîn Attar (k.s) ne diyor:
"Aşkı daha çok olanın fena alanındaki mertebesi daha yüksektir."
Gavs´ın (k.s) kapısında, Ali Can ile sûfi Said adında iki mürid var idi. Bunlardan Ali Can´ın Gavs´a çok muhabbeti var idi, ta ki hiç bir muhabbet onun yerini alamadı. Hatta Gavs (k.s) ile beraber Seyyid Tâhâ´nın yanına giderler, sohbet ve teveccühe dahi girmezdi.
Bu duruma Gavs (k.s) itiraz edip neden sohbet ve teveccühe katılmadığını sordu. Ali Can dedi:
"Sizin buraya gelmekten maksadınız bir kâr elde etmektir. Ben ise buradan bir şey talep etmiyorum. Bu konuda Gavs (k.s), bir daha konuşmadı.
Sûfi Said ise Gavs´dan daha çok muhabbeti başka bir şeyhe besliyordu. Bu yüzden düştüğü hamlık bataklığından kurtulup sülük edemedi. Ali Can ise, seyri sülük yapıp kemale ermiştir. Abdurrahaman-i Tâği (k.s) şöyle buyuruyor: Gavs´ın (k.s) vefatından sonra halifesi Şeyh Halid´e (k.s) mektup ile şeyhimizin oğlu Celaleddîn´in bana yaptığı bir haksızlıktan dolayı şikayet etmiştim. Şeyh Halid (k.s) bana yazdığı cevapta şöyle diyor: Muhabbetin sultanı ortaklık kabul etmez. Sen madem ki Gavs´a (k.s) karşı muhabbet beslediğini iddia ettin o halde mutlak surette bazı belalara mübtela olasın ki, kalbin başkasına meyil etmesin.
Ruh öyle bir latifedir ki; nefs gibi sıkıntı ve elemlerden etkilenmez. Bizzat tam tersi olup nefsin elem ve sıkıntılara maruz kalmasından dolayı sevinir.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) buyurdu: Tebehhür denen makamda zahirî ilim harika bir şekilde artar. Cizre tarafından Şeyh Azrai isminde bir halife gördüm. Önceleri birinci derecedeki ilim kitaplarını okutamazdı. Okuttuğu zamanda mahcup olmamak için gizli bir yere giderdi. Halife olduktan sonra ilmi o kadar arttı ki memleketimizdeki talebeler buradaki hocaların ilmiyle kanaat etmeyip uzak olmasına rağmen ona gidip icazet alırlardı. Tebehhür makamı ise Vahdet-i Vücuttan önceki bir makamdır. Bu makamda Vahdet-i Vücudun hayali vardır. Maiyyet seyrinde de zahiri ilim artar. Nitekim üstadımızın halifelerinden birisinin de bu şekilde ilmi arttı.
Muhabbetin artmasıyla akıl arttığı için mantık ve akaid ilimleri gibi aklî ilimler de artar. Fıkıh gibi naklî ilimler ise muhabbetle artmaz.
Abdurrahmân-i Tâğî´nin (k.s) bu sohbeti üzerine ben şöyle sordum: Büyüklerin herhangi bir ibareyi okurlarken hem lafız hem de irab bakımından yanlış okuduklarını görüyorum. Bunun üzerine Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şu beyti okudu:
"Surete bağlı kaldığın müddetçe ebediyen mananın kokusunu duyamazsın."
Beytini okuyarak büyüklerin manaya önem verdiğini işaret etti. Sonra yanlış okumaları lafza önem vermemelerindendir dedi. Aynı şekilde Gavs-ı Hizani (k.s) şöyle buyurdu: Bu tarikatın büyüklerinden müçtehid çıkamamıştır.
Seyda (k.s) Cizreli fazilet sahibi Molla Ahmed´in beyti:
"Ey Hüma kuşuna benzeyen mahbubum seni avlamak ümidiyle yalnız Mela ağ kurmamıştır. Buyurunuz bakınız seni avlamak için hepsi ağ kurmuştur."
Molla Cizrevi’nin bu mısraları öyle bir makama işarettir ki, bu makamda her şeyde Allah´ın tecelliyatı görülür. Her şey Hakk’ın aynasıdır. Bu makamı elde etmek letaif seyrinde hayalini Allah´ta toplamakla olur.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) buyurdu: Boğaların birleşmesine mürid kesinlikle bakmamalıdır. Bu manzara müride büyük zarar verir. Terketmeden zararın farkına varmaz. Salikin birisi şöyle dedi: Ben bir sefer boğaların birleşmesine baktım, kırk gün o nazarın zararını hissettim.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) buyurdu: Kalb üzerinde lafza-i Celâl´in beşbinden eksik olması tarikatın adabına göre caiz değildir.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) buyurdu: Tevbe için yıkanmayan ve istihare namazı kılmayan teveccühe katılamaz.
Bir başka seferde şöyle buyurdu:
"Bu nakşi tarikatına mensup olup da tevbe için guslü emretmeyen şeyhlerin müridlerini teveccüh ve hatmeden menetmeyin. Onların yolunu daraltmayın."
Seyda (k.s) bid´atle amel eden bazı halifeler hakkında şöyle dedi:"Biz onların tarikatlarını ve nisbetlerini inkar etmiyoruz. Ancak biz onların Nakşibendî olmadıklarını ve Şah-ı Nakşibendin adabını tatbik etmediklerni söylüyoruz.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) buyurdu:
Bir mürid üsîadının yolunda tedbir sahibi olmayınca nisbet alamaz. Tedbir ehli demek evinin ihtiyacını gördükten sonra, mürşidin yânına gidip aklı fikri evinde olmayandır. Daha fazla nisbet almaya ehil olan kimse ise ne evin ihtiyacıyla meşgul olur ne de aklı evinde kalır.
Seyda´nın (k.s) bu sözü üzerine ben:"Bu kimseler murad olan kimselerden midir?
Seyda(k.s):
"Siz murad olan kulların gayret ve çalışmaya ihtiyacı olmadığını mı zannediyorsunuz? Muradlık tevbe edilene kadardır. Tarikatten fayda görme gayret ve çalışmayla birlikte müridin kendi arzu ve iradesini, üstadın arzu ve iradesine bırakmasına bağlıdır.
Seyda (k.s) bir yolculuğunda ottan yapılmış bir minder üzerine oturmuştu. Bu arada şöyle dedi:"Benim yaptıklarıma uymayın sözlerime göre hareket edin", sonra şöyle devam etti:
-Kendi nefsimde düşündüm ki böyle yumuşak döşeklerde oturmak müride zarar verir. Bunun için onlarda nefis kaldığı müddetçe bu hareketlerden men ediyorum. Onlar nefislerinin esaretinden kurtulup benim gibi iyi oldukları zaman benim gibi rahat döşeğe oturmalarında sakınca yortur...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
22 Aralık 2009, 18:09:38
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Letaiflerin Eğitimi
«
Yanıtla #2 :
22 Aralık 2009, 18:09:38 »
Abdurrahmâni Tâği (k.s ) diyor:
- Tarikat, insanlar arasında dolaşır, şeriata bağlı olanın da olmayanın da kalbine girer. Fakat bir süre sonra, şeriata bağlı olanda kalırken, şeriata bağlı olmayandan çıkıverir.
Gavs ´ın (k.s) zamanında bir sûfiye var idi. Diğer sûfiye kadınlar ise onun halini beğenmeyip derlerdi ki: Onda aşk ve muhabbet yoktur. Gavs (k.s) vefat ettikten sonra sırf muhabbetle yaşayan bu kadınlar söndü, ama bu sûfiye hanım, kendini koruduğu gibi gibi çevreye de faydalı oldu.
Ayrıca Cizre bölgesinde bulunan halifeler, büyüklerden olmadıkları halde, sırf şeriata bağlılıklarından dolayı tarikatı aralarında yaşatmışlardır.
Şevk uzak olana mahsustur. Kişi uzakta olduğu zaman, dostuyla buluşmaya iştiyaklı olur. Muhabbet ise hazır olan kişiler içindir. Öyleyse zikir, muhabbet ve huzur yolu üzere yapılmalıdır. Hasretle ve uzakta olana bağlanarak zikir yapılmamalıdır. Bu şekildeki zikir, yolu uzatır. Zaman, gaflet ve bid´at zamanı olduğundan kısa yolu tercih etmek gerekir.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s), İmam-ı Rabbani´den (k.s) rivayetle şöyle buyuruyor:
-Dünyayı sevmek, manevi bir küfürdür. Peygamber (s.a.v); Dünya olmadan da yaşanabilir dediği halde, Nemrut ve Firavn bunun tersini söylemişlerdir.
Buna göre dünyayı seven, Peygamberle (s.a.v) aynı görüşü paylaşmaktan uzaklaşır, Nemrut ve Firavn´a hak vermek durumuna düşer. Dünyayı seven kişi, Peygamber´in (s.a.v) aklını beğenmemiş, Firavn ve Nemrut´un aklını beğenmiş olur. Nitekim Hadis-i Şerifte:
"Gerek dünya, gerekse dünyada bulunan her şey mel´undur. Yalnız Allah´ı zikretmek müstesna" buyrulmuştur. (Keşfu´l-Hafa:1/496)
Ayrıca dünya, nefsin sevdiği ve arzuladığı bir yerdir .Nefs ise Allah´a düşmandır. O halde nefsin arzularını sevmek, Cenab-ı Hakk´a düşmanlığı gösterir.
Bakınız size ömrüme yemin ederek söylüyorum: Bence ıslanmış bir köpekle bir arada durmak, dünyayı seven bir kişiyle bir arada olmaktan daha iyidir.
Gavs-ı Hizanî (k.s) birgün bizlere şu vakıayı anlattı:
-Müridliğimin ilk zamanlarında, veliler ve salihler yurdu olarak bilinen Ervas mescidine gidiyordum. Ama onların gafilliklerini müşahede edince, kötü kokularından sakınmak için tuvalet kapılarında beklemeyi âdet edinmiştim.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyuruyor:
-Gerçekten samimi bir müridlik, ancak halis ve doğru bir niyet ile olur. Bu niyyet ise şudur: Şeriata bağlılık ve ehli sünnet vel cemaat itikadına uyduktan sonra, varlıktan sıyrılıp verilen amelleri yapmaktır.
Mürid için en zararlı duygu ve düşünce başa geçme arzusudur. Cizre beldesinden tarikatın gerileyip yol alamamasının sebebi sûfilerin halifelik sevdasıdır. Çünkü onların sırf gailesi halife olma arzusu idi.
Mürid, kendi iradesini şeyhinin iradesine teslim etmelidir. O halde sizler önce niyetlerinizi doğru yapınız ve hizmet etmeyi kendinize gaye edinip bununla uğraşınız.
Mürid, mürşidini nefsten ve şeytandan gelen kılınç darbelerine karşı kalkan yapmalıdır. Mürid kendisinde bir şey olmadığını, bundan dolayı da mürşid eli tuttuğunu o ele yapışması gerektiğini, eğer kendisinde bir şey olsaydı babasının evinde kalması gerektiğini düşünmelidir. Bir varlığı olmadığından dolayı mürşidin gölgesine sığınmayı kabul etmelidir.
Gavs-i Hizanî (k.s) bir gün şöyle demişti:
-Değerli çoban, uyuzlu da olsa oğlağını çöllerde kurtlara terketmez. Mürid kendi amelini uyuz oğlak gibi kabul edip mürşidinin sürüsüne katmalıdır.
-Abdurrahmân-i Tâğî (k.s), halifesi Şeyh Fethullah´a (k.s) niyyet konusunda şunları söyledi:
-Müridlikten maksad, varlık duygusundan sıyrılmaktır. Onun içindir ki bir şeyh, şöyle bir yol takib ederdi: Yakın müridlerini cariyelerine sarkıntılık ettikleri gerekçesiyle hapse attırır, hakarete maruz bırakırdı. Müridler de şeyhlerinin sözünü inkâr etmezlerdi. O şeyh vefat ederken şöyle dedi:
-Daha önce müridlerimin hakkındaki söylediklerim yalandır. Müridlerim öyle şeyleri yapmamıştır. Maksadım onları varlık duygusundan tamamen sıyırmaktı.
Hiç bir şeyh fena mertebesine gelmiş müridini reddetmez. Zira"Fena reddedilmez" denmiştir. Ayrıca Gavs ´ın (k.s) halifesi Şeyh Halid de (k.s) böyle demiştir.
Gavs´ın (k.s) baş müridlerinden olacağı tahmin edilen bir müridi var idi. Bu zat aldığı bir üzüm bağına kalbini kaptırıp yolda kaldı. Terakki edip istenileni elde edemedi.
Tarikatın temeli ihlas, muhabbet ve şeriata bağlılıktır. Tarikatın gayesi ise marifetin sırlı meselelerini açığa kavuşturup sert hükümlerin inceliklerini öğretmektir. Mesela mürid, abdestte bir kısım azaların, gusülde ise bütün bedenin birlikte yıkamasının hikmetlerini öğrenir. Abdest ve gusülden maksad bazı hareketlerden doğan kirliliği gidermektir. Bazı hareketlerin yol açtığı kirlilik diğerlerine göre daha fazladır.
En üstün keramet; istikamet ve cezbedir. İnsanlardan yüz çevirip Allah´a sığınan kimse velidir.
İnsan kılmadığı bir tek namaza karşılık seksenbin yıl azabı vardır. Eğer Allah´ın affına mazhar olmazsa. Akaidi sağlam olmayanın, kelime-i şehadeti doğru söyliyemeyenin imanı yoktur. Fatiha´yı okuyamıyan kimsenin nikahı batıldır. Kendisi zinâkâr olur. Çocuğu zina çocuğu olur. (Şafi mezhebine göre)
Abdurrahmân-i Tâğî´in (k.s) bu sözünü büyük alimlere sormuşlardır. Münkirler bu fetvayı bozmak istedikleri halde bozamamışlardır. Seyda´nın (k.s) bu sözü zamanın büyük alimi Gavs’ın (k.s) halifesi Şeyh Halid´e ulaştığı zaman şöyle demiştir:
-Nikah kıyıldığı zaman veliden izin alınmamışsa veyahut velinin fatihası düzgün değilse, Seyda´nın sözü doğrudur. (Bu hüküm Şafi mezhebine göredir)
Nisbet; vakte, yerlere ve oralarda bulunan insanların durumuna göre değişir. Bir vaktin feyiz ve bereketi diğer vakte göre farklıdır. Buna göre farklı zamanları gözetlemek gerekir.
Köylerin nisbeti de birbirine göre değişiktir. Halkı arasında hiç bir mürid bulunmayan köyün nisbeti başka, tamamıyla münkir olan köyün nisbeti başkadır. Halkı kâfir olan bir köyün müridine gelen nisbet başkadır.
Daha önce yaşayıp göçen şeyhler kendilerinden sonra gelenlerden nisbet beklerler. Hiç kimsenin nisbeti başkasının nisbetine benzemez. Mürid nisbet almak istediği zaman kendi halinden sıyrılıp, nisbet tahsil edeceği zatın haline bürünmelidir. Mürid her yerde ve her zaman kendi nisbetinden sıyrılmalıdır.
Sözlerinin bu kısmında müridin kendi nisbetinden nasıl sıyrılabileceğini sordum. Sözleri şöyle devam etti:
-Müridin kendi nisbetinden sıyrılması demek, kemal sıfatlara talib olmpsi demektir. Evin nisbeti odanın nisbetinden farklıdır. Evinin nisbetinden sıyrılmadan odanın nisbetini göremem.Bu söylediğimin tersi de doğrudur.
Alimlerle cahillerin nisbeti bir değildir. Bir arada toplanırlarsa nisbetleri başka olur. Kendi aralarında toplanırlarsa nisbetleri daha başka olur.
Ben bazen alimlerin avamla birlikte teveccühde bulunmalarını tercih ederim. Çünkü feyiz sayıya göre gelir.
Bazen alimlerin ayrıca teveccühde bulunmalarını tercih ederim. Çünkü onların teveccühü avamınkinden farklıdır.
Alimler, avamla birlikte teveccühe girdiklerinde, kıskançlık ihtimali olmadığı müddetçe birarada olmalarını isterim. Hased etme ihtimali ortaya çıktığı takdirde ayrı ayrı olmalarını isterim. Çünkü alimlerin teveccühü birbirinden farklıdır. Bazen birinin teveccühü bir saat sürerken, diğerine hiç teveccüh edilmemesi mümkündür.
Abdurrahamna-i Tâği (k.s) buyurdu:
-Bu tarikattan gaye, nefsin alçaklığının farkına varmaktır. Fazilet şükürdedir. Şükretmek ise elimizde değildir. Çünkü insanda bulunan her iyi haslet, yüce Allah´dandır. Kötülük ise kendi nefsimizdendir. Kul, şükretmeye Allah´ın yardımıyla muvaffak olduğuna göre yine kendisine hiç bir şey kalmaz. Böylece kusurlu durumdan çıkmış sayılmaz. Bu durumda şu ayet-i kerimeyi düşünmek gerekir:
"Hemen Rabb´ini hamd ile, tesbih ile (ve tenzih) et. O´nun yargılamasını iste. Şüphesiz ki O, tevbeleri çok kabul edendir." (Nasr/3)
Bu ayet-i kerime, Hz.Peygamber´in (s.a.v) vefatından kısa bir süre önce inmiştir. Bu ayet-i kerimede mağfiret dilenmesi istenilen kusurlar ya şeriatla ilgilidir ki peygamber (a.s) bunlardan masumdur. Yahut varlık duygusundan ileri gelen kusurlardır. ( Peygamber (a.s) bundan da masumdur.)
Bu duruma göre insan iyilikleri Allah´a dayandırmalı ve kötülükleri kendinden bilerek her zaman yüce Allah´dan mağfiret dilemelidir.
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) şöyle buyuruyor:
-Gecenin ilk zamanının nisbet ve feyzi son zamanındakinden farklıdır. Gecenin son kısmının nisbeti ise gündüzün ilk zamanının nisbetinden, gündüzün orta kısmının nisbeti, sonundan farklıdır. Bir meclisin nisbeti diğerinden farklıdır. Zira feyizler devamlı surette geldiği için her feyiz öbür feyizden farklıdır. Her zaman nuzura dikkat edip, nisbeti almaya hazır olmak gerekir.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
22 Aralık 2009, 18:10:27
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Letaiflerin Eğitimi
«
Yanıtla #3 :
22 Aralık 2009, 18:10:27 »
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) diyor ki:
-Sohbetlerimde ben iki konu işlerim. Bu konular aslında Nakşibendi sohbetlerinin özellikleri arasında yer almaz.
a)Ölümü konu alan sohbetlerimiz. Bundan gayemiz kalbin göçmeyi kendisine gaye edinmesidir.
b)Dünyayı kötüleyen sohbetlerimiz.
Dünyayı kötüleyerek, kalbin ondan nefret edip yüz çevirmesini sağlamayı amaçlıyor.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyurdular:
Göğsün açılıp genişlemesinden sonra nisbetin en kuvvetli gelişi denizin dalgaları gibi olandır. Daha sonra sırası ile; çığ gibi, duman gibi ve koku şeklindeki nisbetler gelir.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) bir gün bana (İbrahim Çokreşî) dedi:
-Sana (emretmiş) vermiş olduğum virdlerini çekiyor musun? Dedim: Hayır Efendim. O zaman bana dedi:
"-Virdleri terk etmek benlik (varlık) duygusundan ileri gelir. Neden virdlerini terk ediyorsun?
Abdurrahaman-ı Tâği (k.s), birgün Gavs ´ın (k.s) şu sözlerini naklen söyledi:
Hace Muhammed Parisa´nın (k.s) kalbine Allah’tan başkası sığmadı, dardı. Terakkiyeti sınırlı kaldı. Alaüddîn Attar´ın (k.s) durumu ise değişikti. O´nun kalbine hem Allah hem de gayri şığmış. Bu hal üzere olduğu için nefsini daim gaflette olmadığı halde kendini gaflette görmüştü. Onun için terakkiyeti devamlı oldu. Ama o gafil değildi.
Ben o sırada: Alaüddîn Attar´ın kalbinin geniş olması ihtiyari midir? Değil midir? diye sordum. Şöyle cevapladılar:
-Bunun başlangıcı şudur: Varlık duygusunu terkedip ondan sıyrılma seyrini diğer alanlardaki seyirden öne almaktır. Ömrüm üzerine yemin ediyorum, bu mübarek sözleri dinlerken, anladım ki şeyhlerin kabiliyeti (yetenekli) sûfilerinin müşahade ve cezbe alanındaki gelişmelerini ertelemelerinin sebebi, onların kalplerini genişleterek daha çok terâkki etmelerini sağlamaktır. Yani bu hal, şeyhlerin o müridlere karşı bahşettiği bir lûtuftur. O büyük bir lûtuftur. Onun içindir ki hiç bir sûfi gelişip terakkiyetim geri kaldı diye üzülmesin. Bütün gayreti ile varlık duygusunu bırakmaya çalışsın. Bakınız, İmam-ı Şa´rani´nin (k.s) tabakatında bir kıssa naklediyor: Azizan´nın (k.s) âdetlerinden şöyle bir durum var idi: Bir müridi terakki ettirecekleri zaman onu "cariyeme sarkıntılık etti" diye şikayet ederdi. Şikayet edilen mürid, yargılnıp, cezalandırılırdı. Bu mürid cezası bittiği zaman yine de mürşidinin huzuruna gelirdi. Mürşidini terk etmezdi. Azizan (k.s) hz.leri ölüm anında "Olup bitenlerin hepsi yalandır. Benim müridlerim öyle şeyler yapmamıştır" demiştir.
Azizan hz.lerine neden böyle yaptın? diye sorulduğu zaman
-Sûfilerin varlık ve benlik duygusundan tamamen kurtulmalarını sağlamak içn böyle yapıyorum, demiştir.
Üstad hz.leri son olarak şöyle buyurdu:
-Ben de sizleri bu hikayedeki vakıa gibi imtihan etmek istedim, ama münkirlerin çıkaracağı fitneleri düşünüp vazgeçtim.
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) varlık duygusundan ayrılmanın faydasını belirten bir sohbetinde şöyle buyurdular:
İçerimde bir kuşku doğdu: "Bizim yaptığımız ameller, başkalarının yaptığı amel gibi değildir." endişesine düştüm. Halbuki bizim amellerimizin az olmasına rağmen, nisbetimiz, ameli bizden çok olanların nisbetinden daha fazlaydı.
Bana denildi ki: Nisbet herkese gelir. Yalnız varlık duygusundan sıyrılanların nisbeti kalır, diğerlerinin ise geldiği gibi kalmaz. Bizim varlık duygusundan sıyrılmamız en üstün sıyrılmadır. Çünkü böyle sıyrılış hem dünyayı hem de ahireti kapsamı içine alır. Bizim dışımızdakilerin ise durumu böyle değildir. Onların varlıktan sıyrılışı ise ayrıdır.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyuruyor:
-Bizim yolumuzda başkalarındaki gibi ders değiştirilmez. Meselâ; keşif ve kerametinden dolayı kimsenin dersi değişmez. Ancak şer´î bir nedene dayanırsa müridin dersi değişir.
Tevbe eden bir müride istihareden sonra rüyada ne gördüğü sorulur. Çünkü rüyasında gördüğüne göre ya korku ile veyahut sevgi ile terbiye edilsin, istihareden sonra mutlak surette rüyada ne gördüğünü talimat veren sorsun. Bir şey gördü ise şeyhe arzetmelidir. Bir mürid rüyada bir şey görmezse onun nasıl eğitileceği şeyhin görüşüne bağlıdır.
Bir şeyh istihareye çok önem verirdi. Çeşitli sebeblerle yedi defa istihare yapmayı emir ederdi. Bir zata iki defa istihare yapması emredildi. Birinci istiharede tarikata girip girmeme hususuna açıklık için diğeri ise müridlik içindir. Bana göre ise istihare kişinin meşrebini açığa çıkaracak bir rüya görmesi içindir. Ben üç defa istihare yaptım. İkisi bu yola intisab edeceğim sırada idi, diğeri ise müridlik içindir.
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) bu yola yeni intisab etmiş bir sûfi adayına verilecek talimatı şöyle anlattı:
A-Abdest almak,
B-Tevbe edip, Allah´a sığınmak niyeti ile gusül almak,
C-İki rekat istihare sünneti kılmak. (Şeriatın emri gibi kılınanı istihare değil), benim görüşüme göre müridin meşrebini belirlemek içindir.
D-Tevbe etmek. Yani birinci olarak işlemiş olduğu hata ve günahlara tevbe, ikinci olarak da mürşidin elini tutup tarikat tevbesi yapmaktır.
Mürşidin elinden tevbe ederken, mürid mürşidin her türlü emir ve yasaklarına uyacağına, hayır ve hasenatından ecir ummayacağına, ne de azabdan korkacağına yalnız ve yalnız Şeyhin emirlerine uyacağına dair tevbe eder.
E-Yirmibeş defa ile yetmiş defa arası tevbe eder.
F-Silsileye fatiha okur. Fakat yalnız kendi şeyhine bir fatiha okusa da yeterlidir.
G-Ölüm rabıtası yapar. Şöyle ki; vefat ettiğini, cenazesinin yıkanıp kefenlenip toprağa verildiğini böylece bir mevtanın başından geçen olayları düşünür.
H-Mürşide rabıta yapar.
Bu usülleri yaptıktan sonra malı, varsa teveccüh vaktine, sonra da talimata kadar konuşmamalıdır.
Seyda intisabını şöyle açıkladı: Ben ders alırken bana herkesten ayrı olarak bir odaya kapanıp kalmam emir edilmişti. Ben aklıma velev ki bir zarar gelebilir diye bunu yapmadım. Bunun üzerine bana teveccüh vaktine kadar sufılerin yanında yalnız oturmam emir buyuruldu.
Gavs’ın (k.s) bazı zamanlar mürid adayını yalnız gusül ve rabıta yaptırıp teveccühe aldığı olmuştur. Bir gün Gavs (k.s) halife olan evlâdından bir tanesinin bir sufiye yalnız gusül ve rabıta tarif etmesi üzerine, Gavs (k.s) bu duruma karşı çıkıp dedi ki:
-Bu yaptığın şey her halifenin yapacağı bir iş değildir.
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) şöyle buyuruyor-
-Tarikata yeni intisab edenlerin talimatını düzgün veriniz. Taki temeli düzgün ola. Talimattan sonra onlarla sohbet edip, âdâbı anlatınız. Bazı müridlerin bu yoldan ayrılmasının sebebi, ders verme anındaki hatâlardır. Yâni ders vermeye gerekli önemin gösterilmemesidir.
Seyda (k.s) bir gün tarikat dersi veren birini eleştirerek ona dedi ki:
-Ben sizin ders vermeye gereken önemi vermediğinizi görüyorum. Halbuki ders vermek şeyhliğin yarısıdır. Diğer yarısı ise teveccühdür. Biz abdestli olarak ders veriyorduk. Ders vermezden önce ise ders veren kimse, tevbe edip, Cenab-ı Hakk´tan (C.C) afvu mağfiret dilemelidir.
Tevbe ve tarikat almak isteyen mürid adaylarına; hem korkutarak hem de müjdeleyerek bu yolun makbûliyetini anlatınız.
Onlara, Mürşid-i Kâmilin azametini ve tatlılığını anlatmız. Teveccühün önem ve makbûliyetini, ayrıca teveccühlere Sâdât-ı Kiramın ruhlarının iştirak ettiğini söyleyiniz.
Ders veren kişi, mutlak surette abdestli olmalıdır. Ders verdikten sonra, âdabı mutlaka anlatınız.
Ders vermenin şartı ders veren kimsenin abdestli olması, ders vermeye önem vermesi, mürid adaylarına teveccühe nasıl oturulacağını öğretinceye kadar hiç bir şey yememesi ve tütün iç-memesi, ayrıca teveccüh sabahına kadar sohbetle veya başka bir ahiret ameli ile meşgul olmalıdır. Allah´a devamlı yalvarmalı, istiğfar etmelidir.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
22 Aralık 2009, 18:11:44
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Letaiflerin Eğitimi
«
Yanıtla #4 :
22 Aralık 2009, 18:11:44 »
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) bir kimseye zikir telkin ederken şöyle dedi:
-Bu tarikat, şeriatın aynısıdır. Ne eksiği ne de fazlası var. Seyyid Tâhâ (k.s), Gavs´a (k.s) gönderdiği bir mektubunda şöyle diyor:
"Bir kişi, ihlas ve muhabbet sahibi olup, şeriatın emir ve hükümleri dahilinde amel yaparsa, biliniz ki o zât velidir. İsterse bu zatta hiç bir hâl vuku bulmasın."
Bu saydığımız vasıflar bir zatta yoksa o zatta ne şekilde haller vuku bulursa bulsun istidraçtır. O şakilerdendir. Cenab-ı Hakk (C.C) hepimizi bu duruma düşmekten muhafaza buyursun.
Bir mürid, bid´at ve ruhsatlı kolaylıkları terk etmelidir. Bu hal için ruhu feda etmek lazımdır.
Zikir ederken, Cenab-ı Hakk´ın sıfatlarını değil, yakîn bir şekilde zatını hayal ediniz. Çünkü öncelik vahdet içindir, tevhid için değildir. Varlık yalnız Allah´a mahsustur. Vahdet Allah´ın varlığı ve birliğidir. Kimse yaratılmamış iken bile O bir olarak vardı. Tevhid ise bizim Allah´ı birlememizdir. Kainatta bulunan her şey ya vehimdir veya hayaldir. Varlıkları kendilerinden olmadıkları için vehim ve hayalden ibarettirler. Cenab-ı Hakk (C.C), âlem var olmadan önce var idi. Âlem ise yoktu.
Örneğin, yaratılmamış bir çocuk âlemin bir parçasıdır. Fakat henüz Allah´ın (C.C) ışığı ile aydınlanmadığı için idrak edilemez. Yani kesin olarak yoktur.
Bugün doğan bir çocuğa gelince Cenab-ı Hakk´ın (C.C) varlığının ufak bir kısmı ona yansıdığı için vücudu küçüktür. Bu varlığın artışına göre çocuğun vücudu da buna bağlı olarak büyür.
Ayrıca ölen bir kişiye bakınız. Bu zat yıllarca yaşayıp büyümüştür. Ama birden yok olmuştur. Çünkü Cenab-ı Hakk´ın (C.C) lütuf ettiği varlık üzerinden kalkmıştır. Eğer konuşma gücü, bu kişinin elinde olsa öldükten sonra da bu kişi konuşurdu. Hayatta iken yaptığını vefatından sonra da yapmak isterdi.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle dedi:
-Kalb zikri en az beşbin, ortası onbirbin, en fazlası yirmibeş bindir.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) buyurdu:
Zamanımızın velileri, tabiin velilerinden daha büyüktür. Bir Hadis-i Şerifte Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:"Zamanların en hayırlısı benim yaşadığım zamandır. Sonra bunu takib eden devir, daha sonra onu takip eden devirdir."
Bu hadis-i şerif genel durumu göz önünde tutuyor: Havas hakkında değildir. Bu devrin havassı önceki zamanın havassından hayırlıdır. Hatta İmam-ı Rabbâni´nin (k.s) mektubatında açıkça bildirdiğine göre onların kemalatı sahabelere benziyor. Ben de aynı şeyi ümid ediyorum. Çünkü üstünlük nefsi ıslah edip kalbi tasfiye etmekle olur.
Hicrî bininci yıldan sonraki insanların kalblerinin hastalığı, daha öncekilerin hastalıklarından fazladır.
Umulur ki zikrettiğimiz hadis olmasaydı bu devrin velileri, sahabelerden daha üstün sayılacaktı. Çünkü biz sahabelerin fazilet ve kemâlâtlarını yeteri kadar anlamaktan uzağız.
Peygamber Efendimiz´in (s.a.v):
"Ümmetim bereketli bir ümmettir. Öncesi veya sonrası mı hayırlıdır bilinmez." (Keşful Hafa, l/Hadis no: 598)
Hadis-i şerifindeki bilinmezden maksat Peygamber Efendimiz´den (s.a.v) başkasının bilmemesidir. Sahabelerin daha faziletli ve şerefli olduklarının kabul edilmesi Peygamber’in (a.s) bildirmesi iledir.
Nefis ise, mahlukat alemine karşı bir özlem duyar. Nefis, ruhu emri altına alırsa ruh nefse hizmet eder. Eğer ki ruh nefse hakim olursa o zaman nefis ruha hizmet eder.
Nefis, yaratılış gereği aşırı derecede istek ve arzulara sahiptir. Bundan dolayı ruha hakim olup, ona asli vatanını unutturur. Kendisinin zevk aldığı şeylerden ruhun da zevk almasını sağlar. Böylece ruh, asli vatanına terakki edemez. Terakki edebilmesi aşağıdaki şartlara riayetle mümkündür.
1-Rucu makamına ermiş bir velinin sohbeti ile,
2-Mürşid-i Kâmilin emiri ve kalb zikri usulüyle lafza-i celali her bir latife üzerinde en az iki bin çekmekle,
3-Yeri insanın alnında bulunan nefis üzerine zikir çekmekle. Burada en az bin çekilir.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyuruyor:
-Kötü sıfatlardan arınmış nefs, kemal sıfatlardan ve manevi hakikatların tecellisinden arınmış olan ruhun karşılığıdır. Bu makam yalnız iman makamıdır.
Kalb ise, asıl özelliği tembellik olarak toprağın karşılığıdır. Sır ateşin mukabilidir. Ateş tabakası toprak tabakasından beş bin yıl uzaktadır. Belirli bir süre halinde bulunmaktadır. Özelliği ise hiddet ve öfkedir.
Hafa latifesi ise suyun karşılığıdır. Su tabakası ise ateş tabakasının beşbin yıl altında bulunur. Suyun kendisine has bir rengi yoktur. En yakınının rengine bürünür. Bu hal ise münafıklık alametidir. Bundan dolayı insan arkadaşlık ettiği kimselerden karekterini alır.
Ahfa latifesi ise hava unsurunun karşılığıdır. Hava tabakası ise su tabakasının birkaç tabaka altında bulunur. Havanın özelliği büyüklük ve kibir taslamaktır. Bakınız Ayet-i Kerimede ne buyuruluyor:
"Sonra onu (insanı) en aşağıya düşürdük." (Tin,4)
Bir mürşid-i kamil kendisine teslim olan bir müridine, önce hava unsurunun vermiş olduğu kibirliliği tasfiye ederek irşada başlar. O zaman âhfa latifesi bu huydan kurtularak yükselip terakki etmeye başlar. Münafıklığı giderdiği zaman akabinde hafa latifesi terakki eder. Daha sonra hiddet ve öfkeyi giderir, böylece sır letaifi terakki eder.
Akabinde, insandaki uyuşukluğu tedavi eder. Böylece kalb yükselip terakki eder.
Böylece izah ettiğimiz dört letaif nakısiyetlerini ve kötü vasıflarını bırakıp, sabır, tevazu, İslam’ın emir ve hükümlerine teslimiyet, Allah´dan gayrı hiç kimseye muhtaç olmama gibi güzel huy ve vasıfları kazanırlar.
Cenab-ı Hak bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:
"Onlar boş şeylerle karşılaşınca yanlarından şerefle geçerler." (Furkan,72)
Bundan sonra ruh da nefs muhabbetinden sıyrılarak Allah´ın muhabbetini tahsil eder. Bundan sonra insanda bulunan letaifler Allah´a yakınlık kazanırlar. Nefs çok zalimdir. Kendisine ait bir gücü vardır. Bu güç vasıtası ile bazı zaman ruha galebe çalar. Onu egemenliğine alır. Böylece onu eski yerine döndürür. Bazı zaman olur ki ruh nefsi kendi hegomanyasına alarak terakkiyetini sürdürür.
Bu hal üzre devam ederken nefs zayıflar. Ruh ise güç kazanır. Bu halin sonunda letaifler, kalbin arş üzerinde bulunan makamına ulaşır. Bu makama temkin makamı denir. Bu makamdan sonra artık letaifler nefsin baskısı ile tekrar bu aleme dönmezler.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyuruyor:
-Arş´a, kalbe bağlı olduğu için Arş denmiştir. Asıl arş ise kalbdir. Sohbetimizden konu ettiğimiz asliyet ve tebaiyyet ilahi tecelliler bakımındandır.
Ruhun makamı, kalbin makamının üzerinde bulunur. Onun üzerinde ahfanın makamı bulunur.
Nefsin makamı; mahlukat âlemi, ruh ile kalbin makamı âlem-i emir; sırrın, hefa´nın ve ahfanın makamı ise âlem-i zattır.
Sır´rın , hafa´nın ve ahfa´nın seyri ise zat aleminde gerçekleşir.
Âlem-i emir ise mahlukat âlemi ile zât alemi arasında bulunur.
Âlem-i emirde bulunan vasıflar sevmek ve sevilmektir. Bu vasıflardan dolayı yine uzaklık söz konusudur. Zat aleminde ise hiç bir vasıf bulunmaz. Letaiflerin geri dönüşü ise altı çeşittir. Bunlardan birisi nefsin makamından, çirkin sıfatların makamına dönerek olur. O zaman ise bütün alemi harap olur. Bazı zamanlarda letaifler kalbin makamından geri döner. O zaman bu makamın sahibi eksiği olup kemale eremeyenlerden kabul edilir.Tam geri dönüş ise ahfa´nın makamından nefsin makamına inerek gerçekleşen geri dönüştür.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle dedi:
Dervişin kelime manası; muhtaç, ıstılahtaki manası ise Allah´a muhtaç kimse demektir. lstılahtaki manaya sahip bir dervişe yük yük altın ve gümüş verseniz muhtaç olma ve fakirlik vasfından çıkmaz. Çünki meramı Allah´tır
Derviş sözcüğü Nakşibendilik dışında kalan diğer tarikatların mensuplarının unvanıdır.
Biz ümid ediyoruz ki şu kelam-ı kibarın içeriğine ancak nakşiler dahildir:
"Hakk’ın cezbelerinden bir cezbe, insanlar ile cinlerin amellerine denktir."
Bir mürid, cezbe haline düşünce nakşi olur. Ama bir nakşibendi sûfisi cezbeye düşmedikçe gerçek anlamda Nakşibendi olamaz. Diğer tarikatların mensupları terki terk makamına eremezler. Nakşibendi sûfileri ise gerçek anlamı ile derviştirler. Çünkü bu yolun mensupları şu safhaları terk ederler:
A-Dünyayı terk etmek,
B-Ahireti terk etmek,
C-Varlığı terk etmek,
O-Yokluğu terk etmek,
E-Terk-i terk (terk etmeyi terk etmek)
Derviş sözcüğünü meydana getiren harfler şu manayı ifade ederler:
Dal : Dünyayı terki,
Re : Ahireti terki,
vav : Varlığı terki,
ya : Yokluğu terki,
şin harfi ise: terki terk işarettir. Bu mana işaretler Nakşibendi ıstılahına göredir.
Abdurrahman-ı Tâği (k.s) şöyle buyuruyor:
-Bir kişinin tarikata intisab edip, mürşide bağlanmasından gaye ve maksad nefs ve şeytanın hilelerine düşmeyip, şeyhin gölgesine sığınarak vâsıl-ı ilallah olmaktır.
Şeyhin gölgesine girmek demek: Kulluk ve itaattır. Bir mürid, şeyhinin gölgesinin üzerine düştüğünü nasıl anlayabilir? diye sorulan bir soruyu Abdurrahmân-i Tâğî şöyle cevapladı:
-Şeyhin gölgesine girmek müridin kendi ihtiyari dahilindedir.
Bakınız bir kişi ağacın gölgesine nasıl sığınır, bir ağacın gölgesi altına girmek mutlak kişinin kendi iradesi dahilindedir.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyuruyor:
-Makbul mürid ilkbahar aylarında daha çok amel işlemeye gayret gösteren müriddir. Çünkü ilkbahar bitkilerin filizlenme dönemidir. İnsan da toprak unsurundan yaratıldığından bahar mevsiminde bitmesi, filizlenmesi gerekir. Bu filizlenme ya gaflete ya da uyanklığa doğru olur.
İnsan çok amel işlemeli ki gaflet damarı kesilsin. Uyanıklık damarları açılsın.
Seyrüsülûk etmek isteyenler seher vakti uyumamalı. Çünkü vakt-i seher çok önemlidir. Gelişme zamanıdır. Onun için seyru sülük yapmak için bu vakitlerden daha makbul bir vakit yoktur.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa: [
1
]
2
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...