> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Zeyd > Hariciler 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hariciler 2  (Okunma Sayısı 2962 defa)
15 Eylül 2010, 19:24:10
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Eylül 2010, 19:24:10 »



HARICILER 2

2- Necedat


108- Bunlar Hanıife oğullarından Necdet b. Uveymir´in yanlılarıdır. Ezarika, muha­lifleri ile savaşa çıkmayarak geri duran haricileri kafir saymaları konusunda muhalefet ettiler. Çocukları katletmeyi helal görme konusunda onlara karşı çıkmaları gibi. Ve yine muhalifleriyle işbirliği İçerisinde olan zımmilerle ilgili hüküm verme hususunda onlara muhalefet etmeleri gibi. Çünkü Ezarika müsîumanların güvencesi altına giren zımmiîe-rin anlaşmasına hü´rmetcn kanlarının mubah sayılamayacağı görüşündedirler. Necedat ise, onların kanlarının, himayelerinde yaşadıkları karşıt kişilerin kanlarının mübahlığı gibi mubah olduğu düşüncesindedirler.

Daha önce de işaret ettiğimiz gibi Necedat, bir imamı başa geçirmenin dini gerekli­lik anlamında bir vucubiyet olmadığı, aksine müslümanlar kendi aralarında hakça tavsi­yelerde bulunsalardı ve uygulama alanına koysalardı ona ihtiyaç duyulmayacağından, bir imamın başa geçirilmesinin gerekli olmayacağı anlamında toplum çıkarına ait bir ge­reklilik olduğu görüşündedirler.

Necedat, diğer harici fırkalarından lakiyye metodunu benimsemeyi, başka bir deyim­le bir haricinin kendi kanım şırınga etmesi amacıyla beraber bulunduğu cemaaten oldu­ğunu izhar etmeyi caiz görmeleri noktasından aynim aktadırlar.

Necedat, diğer haricilerin içinde bulunduğu durum gibi kendi topluluklarını fırka fır­ka yapan ikinci derecede küçük hesaplarda ayrılığa düşmüşler ve yadırgadıktan birçok işlerde emirleri olan Necdet´e karşı koymuşlardır.

Bunlardan birisi, oğlunu ordunun başına kumandan olarak göndermesi, kadınları esir almaları, ganimetleri peşkeş çekmeleri ve taksim etmeden önce ganimetlerden bir bölü­münü aşırmaları, buna karşılık onları mazur görüp, sorgulamam asıdır.

Yine onlardan birisi, had cezasını gerektiren bir suç işleyen kimseyi kafir saymama-» elkı de Allah onu affeder; azap etse bile cehennemin dışında azap eder ve sonra cen­nete girdirir demesidir.

ecdet bu görüşü ile günah işleyen kişinin kafir olacağı hükmünü amir olan haricile-rm genel besine ters düşmektedir,

ecdet, günah işleyen haricilere toleranslı davranıyor, ancak onların dışındakilere müsamaha göstermiyordu.

Yine onlardan birisi, bir orduyu deniz cephesine gönderip, bir orduyu da kara cephe­sine gönderdikten sonra, ganimetlerin taksimi esnasında karadaki orduyu denizdeki or­duya üstün saymasıdir.

Ayrılıklar bu ve diğer konular etrafında çıkmaza girerek şiddetlendi. Bunun üzerine üç taife ortaya çıktı:

Bir taife Hanife oğullarından olan Atiyye b. Esved ile birlikte Sicistan´a gitti.

Bir taife de Necdet´e karşı ayaklanarak onu öldürdü ve yerine Ebu Fudeyk´i getirdi. Necdet´in istila ettiği yerleri ele geçirdi. Abdulmelik b. Mervan üzerine bir ordu gönde­rip bozguna uğratıncaya değin gücünü devam ettirdi.

Üçüncü taife de yaptıklarından dolayı Necdet´den özür dileyen taifedir. Güçsüz bir halde kendi kendine varlığına son verinceye kadar kısa bir süre ayakta kaldı. [11]


3- Sufriyye


109- Bunlar, Ziyad b. Asfar´ın yanlıları olup, görüşlerinde ileride açıklayacağımız gibi Ezarika´dan daha az tarafgir ve îbadiyye´den daha serttirler.

Günah işleyen konusunda Ezarika´ya karşı çıkmışlardır. Ezarika günah işleyenleri müşrik sayarken, Sufriyye müşrik olmaları noktasında ittifak etmemişler, aksine onların bir bölümü üzerinde kararlaştırılmış had cezası bulunan günahları işleyen kişinin Allah Teala´nın kendilerini zani. hırsız ve iftiracı olarak nitelendirdiklerinin dışına çıkarmaya­cağı, hakkında had cezası bulunmayan suçları işleyen kişinin ise kafir sayılacağı görü­şündedirler. Yine onların bir bölümü de günah işleyen kişinin valinin belli bir ceza tak­dirine kadar kafir .sayılamayacağı düşüncesindedirler.

Sufrilerden olan Ebu Bilal Mirdas çok değerli bir zattı. Yezid b. Muaviyc günlerinde Basra´nın bir kasabasında kıyam etti. Fakat kendisini halka açmadı. Ancak eğer başarıya ulaşırsa devlet malından kendisine yetecek kadarım alacaktı. Savaşı istemiyor, arzu bile etmiyordu. Fakat Abdullah b. Ziyad onu katleden kişiyi üzerine saldı.

Yine Sufrilerden şair ve zahid bir kimse olan îmran b. Hiffan, İslam yörelerinde ken­di batıl inanışını yayarak dolaşıp duruyordu. İşte Sufriyye. Ebu Bilal Mirdas´dan sonra bunu kendilerine imam seçti.

Bu taifenin yöneticiliğini üstlenen kişilerin haberlerinden, müslümanların kanlarını mubah saymamaları, muhaliflerinin yurtlarının darülharp sayılamayacağı, kadınların esir edilebileceğini uygun bulmayışları, hatta sulianm kışlası dışında hiçbir kimseyle savaşmayı onaylamayişlan açıklık kazanmaktadır. [12]


4- Acaride


110- Bunlar, Necdet´e karşı kıyam eden Afiyye b. Esved´in yanlılarından birisi olan Abdülkerim b. Acred taraftarlarıdır. Taifesiyle birlikte Sicistan´a gitmiştir. Dolayısıyle bunlar, görüşlerinde Necedat´a yakındırlar.

Belli başlı görüşleri şunlardır: Muttaki olduğunu biliyorlarsa, haricilerden, birlikte savaşa katılmayanları imam yapabiliyorlar, muhaliflerinin vatanlarından hicret etmeyi zorunluluk değil aksine bir fazilet örneği sayıyorlar, mallarını mubah saymayı uygun bulmuyorlar, muhalifin malını ancak öldürüldüğü zaman mubah görüyor, kendileriyle savaşmayan kişiyi de öldürmüyorlardı.

Acaride de çeşitli durumlar sebebiyle birçok fırkalara ayrılmışlardır. Bunlar arasında kaderle ve kulun iş yapma gücüyle ilgili olanlar bulunduğu gibi, yine onlar arasında ço­cukların hükümleri ile ilgili olanlar da bulunmaktadır. Konu cedelleşme ile başlıyor, ce-delleşme sürtüşmeyle, o da bir fırkanın doğmasıyla sonuçlanıyordu.

Bunun örneklerinden birisi de şudur: İsmi Şuayb olan bir adam Meymun ismindeki bir kimseye borçlanır. Bu adam alacağını isteyince Şuayb:

- İnşaallah onu sana öderim.

- Allah onu şu saatte dilemiştir.

- Eğer dilemiş olsaydı, onu mutlaka sana ödeyebilmem gerekirdi.

- Allah borcu Ödemeni emretmiştir. Her emrettiğini dilemiş demektir. Çünkü O, dile­mediği bir şeyi emretmez.

Bunun üzerine Şuayb ve Meymun reisleri ve imamları olan Abdülkerim İcrid´e bir elçi gönderdiler. İcrid, iki görüşe de ihtimali olan kapalı bir cevap verdi ve şöyle dedi: "Sen ancak Allah´ın dilediğini söylüyorsun ve o da oluyor, dilemediği şey meydana gel­mez ve Allah´a kötülük işlemez."

Cevaptaki bu kapalılık yüzünden, her ikisi de verilen cevabın kendi görüşüne uygun olduğunu ileri sürdü. Böylece Acaride, Şuaybiyye ve Meymuniyye olarak iki kısma ay­rıldı.

Sürtüşme sebepleri konusunda rivayet edilen hu ^îardan birisi de şudur: Adı Sa´Ie-beolan İcridinin bir kızı vardı. Başka bir îcridi, onunula evlenmeye talip oldu ve istetmek için annesine birisini gönderdi. İsteğinde şöyle diyordu:

"Eğer buluğa ermişse ve Acaride´nin itibar ettiği şartlara göre İslam´ı benimsemişse, mihrinin ne kadar olacağı önemli değil."

Anne şu karşılığı verdi: "O, baliğ olsun veya olmasın, velayet konusunda serbesttir."

Durum Abdülkerim´e iletilince, o da çocukların velayetinden beri olmayı yeğledi. Sa´lebe bu görüşe karşı çıktı ve bu fırkadan Sa´lebiyye adlı diğer bir fırka doğdu.

İşte böylece biz, iki fırkaya bölünmeye veya kendi içinden başlı başına bir fırkanın doğmasına zemin hazırlayan, siyasetle hiçbir ilişkisi bulunmayan böylesine küçük sür­tüşmelere şahit oluyoruz. [13]


5-İbadiyye


111- Bunlar, Abdullah b. İbad yanlılarıdırlar. En ılımlı ve düşüncelerini ortaya koy­ma açısından islami cemaate en yakın hariciler oldukları gibi, aynı zamanda zulüm ve taşkınlıktan da en uzak olanlarıdır. İşte bu yüzden ayakta kalabilmişlerdir. İyi bir fıkıh­ları bulunduğu gibi, seçkin alimleri vardır. Bir kışımı taifelnda Batı Sahra, bazı kesimle­rinde, bir bölümü de Zengibar beldelerinde ikamet etmektedirler. Bunların kendilerine has fıkhi görüşleri vardır. Bu görüşlerin bir kısmı Mısır anayasası yer almıştır. Bu da azad etme velayetinden dolayı, varisi bulunmayıp da ölen köleye varislik konusundadır. Çünkü Mısır kanunları bu kimseyi bütün varislerden; hatta karı veya kocadan birisine reddiye yaptıktan sonraya bırakıyor. Oysa ki dört mezhebin tümü böyle bir kimseyi ne­sep yoluyla asaba olanların sonuna bırakmakta ve onu ashabı feraiz üzerine reddiye yapmaktan önceye almaktadır.

Bunların belli başlı görüşleri aşağıdaki şekildedir:

a) Muhalifleri olan müslümanlar, müşrik olmadıkları gibi, mü´miiî de değildirler. Onlara, nimete küfredenler biçiminde yorumladıkları kafirler adını veriyorlardı. Çünkü onlar, Allah´ı inkar etmemişler fakat Allah taraftan olma konusunda kusur işlemişlerdir.

b) Muhaliflerinin kanlan haramdır. Sultanın kışlası hariç, yurtlan da tevhid ve İslam yurdudur. Fakat bu düşüncelerini açıkça söylemiyor, muhaliflerinin yurtlanyla kanlan-nın haram oluşunu kalplerinde gizliyorlardı.

c) Atları, silahlan ve savaşlarda kuvvet olarak kullanılan şeylerin dışında kendileriy­le savaşan müslümanlann ganimet mallarından hiçbir şey helaî değildir. Altın ve gümü­şü sahiplerine geri veriyorlardı.

d) Muhaliflerin şahitlikleri ve onlardan kız alıp-vermek caizdir. Ayrıca onlarla hari­ciler arasında biribirlerine varis olma geçerlidir.

İşte bütün bunlardan, ılımlılıkları ve muhaliflerine karşı insaflı davranmalan açıkça belli olmaktadır. [14]


Müslüman Sayılmayan Hariciler


112- Harici mezhebi, dini konularda şiddet yanlısı olma ve taşkınlık yapma üzerine kurulmuştur. Lakin onlar, nasslann zahirlerine göre hükmetmişler ve İslami gerçekleri kavrama konusunda öze inememişlerdi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hariciler 2
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:32:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hariciler 2 rüya tabiri,Hariciler 2 mekke canlı, Hariciler 2 kabe canlı yayın, Hariciler 2 Üç boyutlu kuran oku Hariciler 2 kuran ı kerim, Hariciler 2 peygamber kıssaları,Hariciler 2 ilitam ders soruları, Hariciler 2önlisans arapça,
Logged
30 Nisan 2014, 21:17:35
8-D fatma zehra

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 402


« Yanıtla #1 : 30 Nisan 2014, 21:17:35 »

Bunun örneklerinden birisi de şudur: İsmi Şuayb olan bir adam Meymun ismindeki bir kimseye borçlanır. Bu adam alacağını isteyince Şuayb:

- İnşaallah onu sana öderim.

- ALLAH onu şu saatte dilemiştir.

- Eğer dilemiş olsaydı, onu mutlaka sana ödeyebilmem gerekirdi.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Bir günah işlediğinde hemen tövbe et, insan suya düştüğü için boğulmaz, çıkamadığı için boğulur.
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes