Kararlar, Mele-i A’lâ’dan Çıkar:
Kararlar burada sonuca bağlanır (kazâ) ve “Her hikmetlibuyruk o gecede ayrılır.” [161] Ayetinde sözü edilen şeyler belirlenir ve kesinlik kazanır. Şer’î hükümler bir tür burada kararlaştırılır.
Mele-i A’lâ Üç Kısımdır:
1. Hak Teâlâ ezelî ilmiyle, hayır düzeninin bazı varlıklara bağlı olduğunu biliyordu. Bu yüzden Hz. Musa’nın ateşi gibi nurdan cisimler yarattı ve onlara temiz ruhlar (nefisler) üfledi. (İşte birinci kısım bunlardır.)
2. Unsurlardan (elementler) oluşan latif buharlardan bir mizaç (karışım) oluş(tur)muştur. Bunlar hayvânî eğilimleri şiddetle reddeden ve üstün ruhların feyzini gerekli kılan bir mahiyet arzetmiştir. (İkinci kısmı da bunlar oluşturur.)
3. Üçüncü kısım insan ruhlarıdır. Bunlar Mele-i a’lâ’ya yakın evsaftadırlar. (Bunların sahipleri) ölünceye kadar sürekli kendilerinin Mele-i a’lâ’ya katılmasını gerektirecek sâlih ameller işlerler ve (ölümle) onların arasına katılırlar ve onlardan sayılırlar.
Mele-i a’lâ’nın özelliği, sadece Rab Teâlâ’ya teveccühte bulunmaları ve bir başka şeye asla iltifat etmemeleridir. “Arş’ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunan (melekler) Rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na iman ederler.” [162] Ayetinin manası işte budur.
Onlar Rablerinden, ilâhî nizamın nasıl güzel olacağını, aksinin ise ne kadar kötü olacağını öğrenirler ve bu Allah Teâlâ’nın cömertlik hazinelerinden bir kapıyı çalar:
“...Mü’minlerin de bağışlanmasını (şöyle) isterler: ‘Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe edin ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru!.” [163] Buyruğunun manası da işte budur.
[161] Duhân: 44/4.
[162] Gâfir/Mü'min: 40/7-9.
[163] Gâfir/Mü'min: 40/7-9.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın