> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Fasıl abdest
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fasıl abdest  (Okunma Sayısı 1010 defa)
03 Şubat 2011, 19:18:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Şubat 2011, 19:18:20 »



Fasıl: Abdest:


Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

“Temizlik imanın yarısıdır.” [960]

Burada imandan maksat, taharet ve huşu (ihbât) nurundan mürekkep bulunan heyet-i nefsâniyyedir. Bu manada “ihsan” on­dan daha açıktır ve hiç kuşku yoktur ki temizlik, onun yarısıdır.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

“Kim abdest alır, abdestin hakkını verirse, hataları bütün be­deninden, hatta tırnaklarının altından çıkar.” [961]

Nefis üzerinde etkili olan temizlik, ona kudsiyet kazandırır ve onu melekleştirir. Bu haliyle nefis, aşağılık (pis) hallerden birçoğu­nu unutur. Dolayısıyla nefsin bu özelliği, o heyet-i nefsâniyyenin kalıbı, mahalli ve yeri mahiyetinde olan abdestin özelliği sayılır.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz ümmetim kıyamet gününde abdest eserinden yüzle­ri ve ayakları nurlu (sakar ve sekir) olarak geleceklerdir. Dolayı­sıyla sizden hanginiz nurunu artırabilirse bunu hemen yapsın!” [962]

“Mü’minin nuru (veya cennet ziyneti) abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır.” [963]

Bilindiği gibi taharetin şekli, beş organın yıkanması ve meshedilmesi şeklindedir. Bu itibarla nefsin bunlardan haz alması, bir defasında bu organların ziyneti, bir defasında da alında sakarlık, ayakta seki(r)lik şeklinde sembolize edilmiştir; aynen korkaklığın ada tavşanı, şecaatin de arslanla sembolize edilmesi gibi.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

“Abdeste ancak mü’min olan müdavim olur.” [964]

Abdeste müdavim olmak zordur; ancak abdestli olmanın ka­zandıracağı büyük faydaların şuurunda olan kimseler bunu yapa­bilir. İşte bu yüzden abdeste müdavim olmak, imanın bir belirtisi kılınmıştır.

 

Abdestin Şekli:

 

Hz. Osman, Hz. Ali, Abdullah b. Zeyd ve daha başka sahâbîlerin -Allah, onlardan razı olsun!- Rasûlullah’tan (s.a.) anlattıkları, dahası ondan tevatür yoluyla daha sonraki nesillere ulaştığı, ümmetin de üzerinde mutabık olduğu şekliyle abdest şöy­le alınır: Kişi, ellerini kaba daldırmadan [965] önce yıkar, ağzına su alır ve çalkalar, burnuna su verir ve sümkürür, sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkar, başını mesheder, sonunda da topuklarına kadar ayaklarını yıkar.

Heva ve heveslerinin peşine kapılıp giden ve bunun sonucu olarak âyetin zahirine sarılıp ayakları yıkama hükmünü inkâr eden topluluğun iddiası kale alınmaz. Bence bu görüşü benimse­yenlerle, gün ortasında güneş gibi aşikâr olan Bedir ve Uhud sa­vaşlarını inkâra yeltenenler arasında fark yoktur.

Evet, bazıları ihtiyata uygun olan, hem yıkamak hem de meshetmektir görüşünü ileri sürmüşlerdir, bazıları farzın en alt sevi­yesi meshetmektir; bununla birlikte yıkamanın terki halinde son derece şiddetli bir kınama bulunur, demişlerdir. Dolayısıyla bu, ulemanın işin hakikati ortaya çıkıncaya kadar kesin tavır alma­maları gereken bir konudur.

Rasûlullah’ın (s.a.) ağzı çalkalama, buruna su çekme, tertibe uyma fiillerini terkettiğini açıkça ifade eden tek bir sahih hadise rastlamadım. Şu halde bunlar, abdestte son derece müekked olan sünnetlerdir. Bunlar, yani ağza ve buruna su vermek ve temizle­mek, fıtrat özelliklerinden olan müstakil iki taharet şekli olmakta, abdeste onlar da eklenmekte, böylece abdest, bu iki taharet için bir zamanlama halini almaktadır. Çünkü bu iki haslet, kir toplayan ve sık sık yıkanarak temizlenmesi istenilen yerlerin temizlenmesi­dir. Bunların arka arkaya yapılması, aksi durumdan daha sahih­tir.



[960] Müslim, Taharet, 1.

[961] Müslim, Taharet, 33.

[962] Müslim, Taharet, 35.

Hadisin lâfzı tercümesi şöyle: "Şüphesiz ümmetim kıyamet gününde abdest eserinden yüzleri sakar, ayakları sekir olarak geleceklerdir. Dolayısıyla sizden hanginiz sakarlığını uzatabilırse bunu hemen yapsın!"

Sakar, atın alnındaki, seki(r) de ayaklarındaki beyazlığa denir. Bu ifadeler insan için Türkçe'de pek gitmediğinden onların yerine nurlu kelimesini kullandık. (Ç)

[963] Müslim, Taharet, 40.

[964] Muvatta, Taharet, 36; İbn Mâee, Taharet, 4.

[965] Eskiden su yayvan kaplarda tutulur ve kullanılırken dökülmez, el batırılarak su avuç avuç alınır ve öyle kullanılırdı. Şarıl şarıl akan musluk bir tarafa, ibrikle bile su ihtiyaçtan fazla kullanılır. Suyun avuçlanarak alınması halinde ise su israfı hiç olmaz. Suyun kıt olması, taşınmasının zorluğu belki de eskileri böyle bir kullanıma bilinçli olarak itmişti. (Ç)


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fasıl abdest
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:04:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fasıl abdest rüya tabiri,Fasıl abdest mekke canlı, Fasıl abdest kabe canlı yayın, Fasıl abdest Üç boyutlu kuran oku Fasıl abdest kuran ı kerim, Fasıl abdest peygamber kıssaları,Fasıl abdest ilitam ders soruları, Fasıl abdestönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes