> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hanefi Fıkhı > Hidaye Tercümesi > Kadınlara Ait Haller
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kadınlara Ait Haller  (Okunma Sayısı 1749 defa)
10 Mayıs 2010, 16:24:01
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 10 Mayıs 2010, 16:24:01 »



Hidaye Tercümesi / Kadınlara Ait Haller


Bîr Fasıl
Kadınların Loğusalık Hali


KADINLARIN AYBAŞI İLE İSTİHAZA HALLERİ BABI


(Aybaşı halinin en kısa süresi üç gündür. Bundan az süren ay­başı kanı, aybaşı hali olmayıp istihazadır.) Zira Peygamber Efendi­miz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :Bakire kız olsun evlenmiş olsun, kadının aybaşı hali enaz üç, en çok on gün sürer» ([1]) buyurmuştur. Bu hadis, -Aybaşı hali sü­resinin en kısası yirmi dört saattir- diyen İmam-ı Şafiî´ nin görüşüne karşı bir delildir. İmam Ebû Yûsuf tan, gü­nün çoğunu günün tamamı hükmünde görerek: «Aybaşı halinin en kısa süresi, iki gün ile üçüncü günün çoğu­dur» diye söylediği rivayet olunmuştur. Biz diyoruz ki: bu, şeriatın koyduğu miktardan kısmaktır. (Aybaşı halinin en uzun süresi de) yukarıdaki hadise binaen (on gündür. Bundan fazla süren kan, aybaşı hali olmayıp İstihazadir.)

Yukarıdaki hadis, bunda da İmam-ı Şafii´ nin görüşüne karşıdır. Zira İmam-ı Şafiî, en uzun sürenin onbeş gün ol­duğuna kaildir. Bu sürelerden az veya fazla süren kanlar, aybaşı ka­nı olmayıp istihaza kanıdır. Zira Şeriatın aybaşı hali için süre belirt­mesi, bu sürelere uymayan kanlan aybaşı saymaya mânidir.

(Kadının, aybaşı günlerinde -kırmızı, san ve bulanık renkler­de- gördüğü yaşlıkların hepsi aybaşı kanıdır. Ancak ne zaman ki yaşlığın rengi tamamen ağarırsa, o zaman aybaşı kanı kesilmiş de­mektir. İmam Ebû Yûsuf:

-Eğer kandan sonra olmazsa, rengi bulanık olan yaşlık aybaşı kam değildir» demiştir. Çünkü bu yaşlık rahimden inmiş olsaydı, Önce duru, sonra bulanık olarak inerdi. İmam Ebü Hanife ile İmam Muhammed, Hz. Aişe (Radıyaîlâhü an-hâ) ´nin tam beyaz olmayan bir çeşit yaşlığı aybaşı kanı saydığına ilişkin rivayete ([2]) dayanmışlardır. Çünkü böyle şeyler ancak işit­mekle bilinebilir. Kaldı ki rahim başaşağı olduğu için ondan, yaş­lık önce bulanık, sonra duru olarak boşalır. Nasıl ki içinde tortu bi­riken bir küp, altından delindiği zaman ondan önce tortu, ondan sonra, içindeki sıvı ne ise akar. Rengi yeşil olan yaşlığa gelince ; Sahih olan görüşe göre, eğer kadın aybaşı halini görenlerden ise, yaşlık aybaşı kanı olup, yeşil­liği kadının aldığı bozuk bir besinden ileri gelmektedir. Eğer kadın yaşlı olup aybaşı halini görmi yeni erden ise ve gördüğü yaşlık da hep yeşil ise, gördüğü yaşlık aybaşı kanı olmayıp bünye bozukluğunun bir sonucudur.(Aybaşı halinde olan kadın namaz kılamaz ve oruç tutamaz. Orucu, aybaşı halinden çıktıktan sonra kaza eder. Fakat namazın kazası kendisine lâzım gelmez.) Zira H z. Â i ş e (Radıyaîlâhü anhâ) : -Peygamber Efendimiz {Sallallahü Aleyhi ve Sellem) zamanın­da biz, aybaşı halinden temizlenince orucu kaza eder, fakat namazı kaza etmezdik» ([3]) demiştir. Hem de namaz çok olduğu için biriktiği zaman kaza edilmesi güçtür. Oruç ise, az olduğu için kaza edil­mesinde güçlük yoktur.

(Aybaşı halinde olan kadın, cami ve mescitlere de giremez.) Cünüp olan kimse de öyledir. Zira Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) -Ben mescidi, ne aybaşı halindeki kadına ve ne de cünüp olan kimseye caiz kılmam- ([4]) buyurmuş­tur. Görüldüğü gibi Hadiste herhangi bir kayıt veya istisna bulun­madığı için, -Cünüp olan kimse, camide duramaz. Fakat içinden ge­çebilir- diyen Imam-ı Şafii´ nin görüşüne karşıdır.

(Aybaşı halinde olan kadın, Kabe´yi de tavaf edemez ve kocası onunla cinsel ilişkide de bulunamaz.) Zira Cenâb-ı Hak (Azze ve Celle) : «Kadınlara, temizlenip yıkanmadıkça yaklaşmayınız» ([5]) bu­yurmuştur. (Aybaşı halinde veya loğusa olan kadın ile, cünüp olan kimse, Kur´an´dan da hiç bir şey okuyamazlar.) Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) : -Ne aybaşı halinde olan kadın ve ne de cünüp olan kimse, Kur´­an´dan hiç bir şey okuyamazlar- ([6]) buyurmuştur. Bu hadis de, ay­başı halindeki kadına camiye girmeyi caiz gören İmam Mâ­li k´ in görüşüne karşıdır. Hadisteki «Hiç bir şey- deyimi mutlak olduğu için bir âyetten az olan miktara da şamildir ve bu itibarla hadis- Aybaşı halindeki kadın ile cünüp olan kimsenin, Kur´ân´dan okumak istedikleri miktar bir âyetten az olduğu zaman, caizdir» di­yen T a h a v i´ nin de görüşüne karşıdır. (Aybaşı halindeki kadın, loğusa ve cünüp olan kimse, ne Kur´ân-Kerim´e ve ne de üzerinde Kur´ân´m herhangi bir sûresi yazılı bu­lunan paraya çıplak olarak el değdiremezler. Abdestsiz olan kimse de çıplak olarak Kur´ân´a el değdiremez. ´Bunlar Kur´ân´a ancak, kıIıfı ve paraya da kesesi içinde el değdirebilirler.) Zira Peygamber Efendimiz (Aleyhi s-salâtü ve´s-selâm);

«Kur´ân´a ancak teiniz olan kimse el değdirebilir« ([7]) buyurmuştur. Sonra, hem abdestsizlik, hem cünüplük ele girdiği için, abdestsiz olan kimse ile cünüp olan kimse, Kur´ân´a el değdirmede aynı hükme tabidirler. Fakat abdestsiz olan kimsenin ağzı abdestsiz olmadığı, cünüp olan kimsenin ise, ağzı da cünüp ol­duğu için, abdestsiz olan kimse Kur´ân okuyabilir, cünüp olan kim­se ise, okuyamaz. Kur´ân´ın kılıfı dediğimiz şey de; sahih olan görü­şe göre, gövdeden soyulmuş deri gibi Kur´ân´a yapışık olmayan ka­bı demektir. Sahih olan görüşe göre, cünüp veya abdestsiz olan kim­senin, elbisesinin kolu iîe Kur´ân´ı tutması mekruhtur. Çünkü elbi­senin kolu elbise sahibine tabi olan bîr şeydir. Fakat hadis ve fıkıh kitapları Kur´ân gibi olmayıp sahipleri elbiselerinin kollan ile, zaruret­ten dolayı onlan tutabilirler. Abdestsiz olan çocuklara, çıplak olarak Kur´ân´ı vermekte -sahih olan kavle göre- sakınca yoktur. Çünkü çocukları abdestsiz olarak Kur´ân´ı tutmaktan menetmekte Kur´ân´ın zayi olma tehlikesi, onları abdest almaya zorlamada da güçlük var­dır.(Aybaşı kanı on gün sürmeden kesilirse, kadın yıkanmadıkça onunla cinsel ilişkide bulunmak caiz olamaz.) Çünkü kanın duru­mu belli olmaz; Gâh kesilir, gâh gelir. Ancak kadın yıkanınca onun kesilmiş olma ihtimali ağırlık kazanmış olur. (Şayet kadın yıkanma­da gecikirse, aradan yıkanıp iftitah tekbiresini alabilecek kadar bir zaman geçince onunla cinsel ilişkide bulunmak helâl olur.Çünkü bu durumda namaz, kadının boynuna bir borç olarak geçmiş oldu­ğu için kadın hükmen temizlenmiş sayılır. (Eğer kan üç günden fazla sürer ve fakat kadının eski âdet sü­resini doldurmadan kesilirse, kadın yıkansa bile -eski âdet süresi tamam olmadıkça- onunla cinsel ilişkide bulunmak helâl olmaz.) Çünkü âdet günleri içinde kesilen kanın tekrar akması kuvvetle muhtemeldir. Bunun için ihtiyaten sakınmak gerekir. (Eğer kan on gün sürdükten sonra kesilirse, yıkanmadan onun­la cinsel ilişkide bulunmak caizdir.) Zira aybaşı kanının en uzun sü­resi on gündür. Bununla beraber, kadın yıkanmadan onunla cinsel ilişkide bulunmak sevilen bir şey değildir. Çünkü âyetteki Yathürne kelimesi Yattahherne şeklinde de okunmuştur, ki bu kıraate göre

âyetin mânâsı «Kadınlara, temizlenip yıkanmadıkça yaklaşmayın-demek olur. (Aybaşı halinin süresi içindeki kan kesintileri, kanm devamlı gel­mesi hükmündedir.) Ben diyorum ki: Bu, İmam Ebû Hanife1 den gelen rivayetlerden bi­ridir. Sebebi de şudur: Aybaşı halinin devamı süresince kanm gel­mesi icma ile şart değildir. Zira herhangi bir mala nasıl -yılın or­talarında nisaptan aşağıya düşse bile- eğer yılın başında ve sonun­da nisap varsa zekât düşüyorsa, burada da aybaşı hali süresinin başı ile sonu göz önünde bulundurulup sürenin ortalarındaki kan kesintilerine itibar olunmamıştır. İmam Ebû Yûsuf da İmam Ebû Hanife´ den şunu rivayet etmiştir: «İki kan arasındaki kesinti, eğer onbeş günden aşağı olursa te­mizlik değildir. Çünkü onbeş günden aşağı olan kesinti bozuk bir âdet olup temizlik sayılmaz.» Kimisi: -Bu, İmam Ebü Hanife´ nin son görüşüdür» demiştir. (Temizliğin de en kısa süresi onbeş gündür.) İbrahim N a -h a i´ den böyle rivayet edilmiştir. İbrahim Nahaî her­halde bir Sahabiden, Sahabi de Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve SellemVden işitmiştir. Zira miktarlar, ancak işitmekle öğ­renilebilir. (Temizlik süresinin en uzunu hakkında ise, belirli bir sı­nır yoktur.) Zira temizlik bazen bir sene iki sene sürer. Bazen de ka­dın hiç kan görmez. Bunun için temizliğin en uzun süresi diye bir şey yoktur. Ancak eğer müstahaza olursa, yani ondan devamlı kan geliyorsa, o zaman ona -eğer varsa- eski âdetine göre hüküm edi­lir. (Istihaza kanı, devamlı burun kanaması gibi ne namaza, ne oru­ca ve ne de cinsel ilişkiye mâni değildir. Çünkü Peygamber Efen­dimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), müstahaza olan kadına:-Kan hasırın üstüne damlasa bile. abdest al namaz kıl- ([8]) buyurmuştur. Hadisten namazın hükmü anlaşılınca, icma ile oruç ve cinsel ilişki de ona kıyas edil­miştir. (Eğer kan on günden fazla sürer ve kadının da bilinen bir eski âdeti bulunup on günden aşağı ise, kadının eski âdeti kaç gün idiy­se o kadar gün aybaşı hali, gerisi istihazadır.) Çünkü Peygamber Efendimiz (Aleyhi´s-salâtü ve´s-selâm) :-Müstahaza olan kadın, sadece aybaşı hali günlerinde namazı bırakır ( ([9]) buyurmuştur, riem de kadının âdetinden fazla olan günler on günden fazla olan günler gi­bidir.. Çünkü on gün şer´i miktar kadının âdeti de adi miktardır. Bu itibarla her birinden fazla olan günler, miktardan fazlalık vas­fında ortaktırlar. Bunun için, on günden fazla süren kan nasıl is-tihaza ise, kadının kan gelimi devamlı bir hal aldığında onun eski âdetinden fazla olan günlerin de istihaza olması lâzım gelir. Şayet kadın müstahaza olarak baliğ olup eski âdeti yoksa, yani erginlik çağma girer girmez kendisinden kan sürekli gelmeye başlarsa, o zaman her aydan on gün onun için aybaşı hali, gerisi istihazadır. Zira bu kadından kan gelimi on günü aştıktan sonra, üç günden fazla olanı aybaşı kanı mı, istihaza mı? diye şüpheye düşüyoruz. İş­te sonradan hâsıl olan bu şüphe ile, daha önceki kesin bilgimizin hükmü -Allah daha iyi bilir- kalkmaz.[10]



Bîr Fasıl



(Müstahaza olan kadın ile, bevlini kendinde t...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kadınlara Ait Haller
« Posted on: 04 Mayıs 2024, 17:04:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kadınlara Ait Haller rüya tabiri,Kadınlara Ait Haller mekke canlı, Kadınlara Ait Haller kabe canlı yayın, Kadınlara Ait Haller Üç boyutlu kuran oku Kadınlara Ait Haller kuran ı kerim, Kadınlara Ait Haller peygamber kıssaları,Kadınlara Ait Haller ilitam ders soruları, Kadınlara Ait Hallerönlisans arapça,
Logged
14 Haziran 2015, 19:26:53
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 14 Haziran 2015, 19:26:53 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Ay hali en az üç gün en fazla 10 sürüyor.Bu durumlarda bayanlar  eşleri ile cinsel ilişkide bulunamazlar.Ay hali bittiğin de gusul abdest alıp ibadetlerine devam edilebilir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes