> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Hadis te Metin Tenkidi Metodları > Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması  (Okunma Sayısı 1738 defa)
15 Haziran 2011, 20:06:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Haziran 2011, 20:06:55 »



V. Hadisin Lafzı Ve Mânasının Bozuk Olması




Hadisin lafız ve anlamının, peygamberler, özellikle de Resûlullah ta­rafından söylenmeyecek tarzda bozuk olması, -bu ifadenin zayıf ve ale­lade olmasından veya Hz. Peygamber'in emrettiği veya yasakladığı tür­den olmayan bir işe delalet etmesi, ya da insanın duyu ve tecrübelerinin onun yanlış olduğunu göstermesi... gibi nübüvvet makamının kendisin­den uzak olduğu bir mânayı içermesi sebebiyle olabilir- hadisin sahih olmadığının ölçülerinden biridir. Bu durum, hadisin bir peygamberin söylemeyeceği türden lafızlar, emredip yasaklaması mümkün olmayan ve duyu ve tecrübelere aykırı hükümler içermek gibi nübüvvet makamına yakışmayan hususlar taşıması sebebiyle olabilir. Böyle bir durumda mânanın bozuk ve akla uzak olması, lafzın bozukluğundan daha öncelik­lidir. Zira râvi Hz. Peygamber'in sözlerini lafzında tasarrufta bulunarak, söylemek istediği mânayı asgarî ifade edecek ve Resûlullah'ın sözlerine uygun düşecek şekilde kendine ait kelimeler kullanarak manen rivayet edebilir. Bu durumda ravinin ifadesi bozuk veya Araplar tarafından kul­lanılmayan yabancı bir kelime kullanmış ise, hadisin lafzında bozukluk meydana gelmiş olur. Bu gibi hallerde, anlam bozuk olmadıkça söz ko­nusu hadisin sahih olmadığına hükmetmeyiz. Şu halde bu ölçü de ha­disin mânası ve bununla ilgili hususlar ön plana çıkmaktadır. İster güzel ve süslü bir lafızla, isterse bozuk ve yanlış sözlerle ifade edilmiş olsun, Resûlullah'ın ifade kasdetmesi mümkün olmayan bir mâna içeren her­hangi bir rivayet ona nispet edilemez ve uydurma olduğuna hükmedilir.

Burada metni anlam bakımından incelemenin asıl olduğunda şüphe yoktur. Lafzın bozukluğu ise, söz konusu rivayetin sahih olmadığı husu­sunda mânaya bakışı destekleyen ikinci bir delil ve yardımcı bir unsurdan başka bir şey değildir.

Muhaddislerin, bu ölçüyü kullanarak tenkit ettikleri hadislerin sa­yısı gerçekten çoktur. Bunların örnekleri Mevzuat kitaplarında bol mik­tarda bulunmaktadır. Bu nevi rivayetler, aynı zamanda çoğunlukla isnad cihetinden de zayıf olup, aralarında isnadı sahih denilebilecek olan da bulunmamaktadır. Aksine, böylesi rivayetlerin senedleri de zayıf olup hâvilerinin çoğu yalancı ve hadis uyduruculandır. Bu rivayetlerin râvileri hakkında söylenebilecek en iyimser söz, "hadis uydurmakla itham olun­muşlardır" ifadesidir.

Madem ki bu ölçü, hadislerin mücerred olarak lafız ve ibarelerine bakmaktan daha çok, mâna ve delaletini göz önünde bulundurmaktadır; öyleyse muhaddisler senedi sahih hadisler içinde, sadece mânası münker olanı bulamıyorlar mı, yoksa bu ölçü, isnadı sahih olanlarda kullanılma­makta ve sadece isnadı zayıf olan hadislerle sınırlı mı kalmaktadır?

Bu konuda araştırdığını örneklerin çoğunda muhaddislerin ekseri­yetinin, hadisin senedinin sahih olması halinde bu ölçüyü kullanmadıkla­rını tespit ettim. Muhaddislerin, el-Berîd hadisini [505] değerlendirirken ih­tilafa düşmeleri bunu teyit etmektedir. Nitekim onlardan bir kısmı bu ha­disin sahih veya hasen olduğuna hükmederken, diğerleri zayıf veya uy­durma olduğunu söylemektedirler. Söz konusu hadisi zikretmeden önce, bu kapsama giren genel bir kuralı ifade etmemiz yerinde olacaktır:

İbn Kayyim'e göre, içinde yüzü güzel olanların zikredilip övüldüğü, onlara bakmanın veya onları istihdam etmenin emredildiği, yahut da onların ce­henneme girmeyeceklerini ifade eden bütün rivayetler yalan, uydurma ye iftiradır [506]. Bu tür rivayetlere örnek olarak şunlar gösterilebilir:

a. Güzel yüzlü ve siyah gözlüleri size tavsiye ederim. Çünkü Allah, güzel yüze cehennemde azap etmekten haya eder [507].

b. Güzel yüze bakmak ibadettir [508].

c. Yeşillik, akan su ve güzel yüz olmak üzere üç şeye bakmak göze kuvvet verir [509].

d. "Bana postacı gönderdiğinizde, adı ve yüzü güzel olanı gönde­rin". İbn Kayyım, bu hadisin senedinde Ömer b. Râşid'in yer aldığını, İbn Hibban'ın onun "hadis uyduran biri olduğunu" söylediğini, Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzi’nin ise, bu hadisi el-Mevzûât'ında zikrettiğini" kay­detmektedir [510].

Bu sonuncu örnek daha önce sözünü ettiğimiz "el-Berîd hadisi"dir. Bunun senedinde yer alan Ömer b. Raşid'i İbn Hibban hadis uy­durmakla itham etmekte ve hakkında:

"O, mevzu haberleri güvenilir râvilerden rivayet edenlerdendir. Onun adını kitaplarda, sadece tenkit ama­cıyla zikretmek ve hadisini ibret gayesiyle yazmak caizdir" [511] demekte, bu rivayeti de İbn Hacer'in yaptığı gibi [512] zayıf olarak nitelendirmek­tedir.

Buna rağmen Heysemî bu hadisin sahih, Münavî ise hasen olduğu­nu [513] ileri sürmekte, Suyûtî ise, inancıma göre bu hadis hasen-sahihtir, onun senedlerini bir cüzde topladım, demektedir [514].

Her ne kadar içlerinde kendisi ile ihticac olunamayacak kadar zayıf olanlar yanında, Ömer b. Raşid gibi sika râviler adına hadis uyduran ya­lancılar bulunuyorsa da, bu hadisin sahih veya hasen olduğunu söyleyen­ler onun değişik tariklerden gelmesine itibar etmişlerdir. Halbuki onlar, hadisin metnini tetkik edecek olsalardı, söz konusu rivayetin hüccet ola­rak kullanılamayacak derecede zayıf senetlerinin bulunduğu, ayrıca met­ninin de uydurma olduğuna hükmetme hususunda da tereddüde düş­mezlerdi, Muhaddislerin bu tutumu, söz konusu ölçüyü kullanma husu­sundaki ihmallerini ve bizzat bu hadisi tenkit ederken sözü edilen ölçü­nün gücünü ve etkisini kavramadıklarını ortaya koyar. Suyûtî'nin böyle bir hadisi sahih görmesi garîb karşılanmamalıdır. Çünkü onun eserlerinde bu nevi birçok rivayete sahih hükmü verdiği bilinmektedir. Onun senede gösterdiği ilgiyi metne göstermemesi, el-Leâliü'l-masnûa isimli kitabının birçok yerinde İbnü'l-Cevzî ile ilgili tenkitlerinde açıkça görülmektedir.

Bu hadis konusunda sözü uzatmamızın amacı, onun sahih olup olmadığını tespit değildir. Aksine amacımız, hadisin metninde akla aykırı hususlar bulunmasına ve senedi de zayıf olmasına rağmen, muhaddislerin, metindeki bu duruma bakmadan, senedi erinin çokluğuna dayanarak, onun hakkında hüküm vermiş olduklarını ortaya koymaktır.

Muhaddisler "el-Berîd hadisini" değerlendirirken ihtilafa düştük­leri gibi, daha önce zikrettiğimiz "size güzel yüzlüleri tavsiye ederim", "güzel yüze bakmak ibadettir" gibi diğer hadisleri değerlendirirken de ihtilafa düşmüşlerdir. Çünkü bu anlamların akla aykırı olduğu el-Berîd hadisinden daha açık bir şekilde görülmektedir. Şöyle ki; bunları tevil mümkün değilken, Gazzâlî'nin dediği gibi, bir ölçüde yüz güzelliğini kilo ve boy arasındaki dengeye, uzuvların birbirine uygunluğuna ve yüzün fıtraten bakmaktan hoşlanacağı şekilde güzel yaratılmış olmasına hamletmek veya sevimliliğe ve sempatik olmaya yorumlamak mümkün­dür [515]. Bu yorumlar, her ne kadar akıl dışı görünüyorsa da, hadisin an­lam bozukluğunu hafifletir mahiyettedir. Halbuki diğer hadisler akla ay­kırı oldukları gibi, herhangi bir şekilde yorumlanmaları mümkün değil­dir.

e. "Dört şey dört şeyden doymaz:

 Kadın erkekten, yer yağmurdan, göz bakmaktan ve kulak duymaktan." [516]

f. Eğer pirinç bir adam olsaydı, ağırbaşlı olurdu. O, kendisini yiyen bütün açları doyurur." [517]

g. "Horoza sövmeyin, zira o benim arkadaşımdır. İnsanoğlu onun sesindeki sırrı bilseydi, onun tüyünü ve etini altın karşılığı satın alırdı." [518]

Böyle bir sözü, insanların bilgisi, anlayışı, hatta aklı en kıt olanının dahi söylemesi mümkün değilken, Allah'ın elçisi nasıl söylemiş olabilir? Onu bu tür ithamlardan tenzih ederiz. Bu, İslâm'a ve onun elçisine düş­man olan birinin uydurduğu anlamsız bir sözdür.

İnsanların alay ettiği bu nevi saçma sapan rivayetlerden bir kısmı da aşağıda zikredeceğimiz muayyen bir şeyi yemeye teşvik eden, onun hastalıkları iyileştirdiği, hatta sıkıntıları giderdiği iddia edilen hadislerdir.

h. "Cebrail bana cennetten bir tatlı getirdi. Onu yediğimde bana kırk kişide mevcut olan cinsel güç verildi." [519]

k. "Patlıcan yenildiği amaca göre etki eder. Patlıcan bütün hastalık­lara şifadır, dedi." [520]

l. "Size mercimek yemeği tavsiye ederim. Çünkü o, kalbi incelten, göz yaşını artıran mübarek bir yiyecektir. Onu yediği için yetmiş pey­gamber yüceltilmiştir." [521]

Abdullah b. Mübarek'e bu son rivayet sorulduğunda şöyle demiş­tir:

Mercimekte en fazla bulunan şey yahudi şehvetidir. Yetmiş peygam­ber bir tarafa, eğer onun sayesinde bir peygamber yüceltilmiş olsaydı o bütün hastalıklara şifa olurdu. Halbuki Allah Teâlâ, onun çok da değerli olmadığını bildirmiş soğan ve sarımsakla bir tutmuş ve onu kudret helvası ve bıldırcın kuşuna tercih edeni kınamıştır [522].

İnsanların duyu, tecrübe ve akıllarına aykırı mânalar içermesi sebe­biyle âlimlerin Resûlullah'a nisbetini reddetmede tereddüt etmedikleri ve Hz. Peygamber'in asla söylemiş olamayacağı hadislerden bazıları da şunlardır:

m. "Misvak kullanmak kişinin düzgün konuşmasını artırır" [523].

n. "Bir dağın yerinden kaydığnını duyduğunuzda kabul edin fakat bir kişinin huyunun değiştiğini duyduğunuzda kabul etmeyin. Zira kişi ancak yaratıldığı üzere hareket eder." [524]

o. "Balık yemek, haset duygusunu giderir" [525].

Bu rivayetleri değerlendirecek olursak; hiç bir kimse, misvak kullanmanın, insanın konuşma kabiliyetini zayıflatmayacağı gibi, güçlendirmeyeceğinden de şüphe etmez. Nitekim Sağanî de bu rivayet aynı mânada değerlendirmiş ve onun açık bir uydurma olduğunu söylemiştir [526]. Doğrusu da budur. Zira misvak kullanma, dişleri kirlerden korur. Misvakın güzel konuşma kabiliyeti ile hiçbir ilgisi yoktur. Zira konuşma kabiliyeti, insanın aklı, kişiliği ve Allah'ın ona verdiği konuşma gücü ile alâkalı bir husustur.

İkin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması
« Posted on: 08 Mayıs 2024, 14:04:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması rüya tabiri,Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması mekke canlı, Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması kabe canlı yayın, Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması Üç boyutlu kuran oku Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması kuran ı kerim, Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması peygamber kıssaları,Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olması ilitam ders soruları, Hadisin lafzı ve mânasının bozuk olmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes