2. Araştırlacak Sözün Hadis Olduğu Kesin Belli Değildir:
Bu takdirde en yakın ihtimal olarak şu iki hal düşünülebilir:
a. Halk Dilinde Dolaşan sözlerdendir. Ya da hadistir ama, kısalığı ve veciz oluşu sebebiyle kelâm-ı kibar gibi dillerde dolaşır olmuştur.
Bu halde yapılacak iş, metnin ilk kelimesine göre alfabetik olarak bu kabil sözler hakkında bilgi veren el-Mekasıdu'1-Hasene ve Keşfu'1-hafâ gibi eserlere başvurmaktır.
b. Hadis Diye Uydurulmuş sözlerdendir.
Bu takdirde de Mevzuat Edebiyatına, meselâ îbn Arrâk'm Tenzihu'ş-şe-ria'sma veya Aliyyu'l-Kaarî'nin el-Esrâru'l-merfû'a veya el-Masnu'una başvurulmalıdır.
Hadis olduğu kesin olarak belli olmayan sözlerin ilk kelimesi elde ise, Mevzuat Edebiyatının alfabetik olanlarına; konusu biliniyorsa ale'l-ebvâb olanlarına başvurmak kısa yoldan o sözün uydurma olup olmadığını anlamaya yarayacaktır.[675]
Şimdi bütün söylediklerimizi şöyle bir çizimle şekillendirebiliriz. [676]
[675] Hadis bulmakta Türkçede bir başka problem süz konusudur. Şöyleki, çoğu kişi duyduğu ya da takvim yapraklarında okuduğu Türkçe sözlerin gelip hadis olup olmadıklarını, hadis ise kaynağını sormaktadırlar. Bu takdirde yapılacak iş, sözün konusundan hareketle alel-ebvab eserlere başvurmaktır. Ya da o Türkçe metnin, Arapçasınm ne olabileceğini düşünüp tahmin edilen kelimelerden hareketle bulmaya çalışmak gerekmektedir. Tabiatıyla bu iş, zaman zaman oldukça yorucu olmaktadır. Belki Türkçede yaygın sözleri Türkçe olarak alfabetik bir sıra içinde verdikten sonra Arapça metinlerini kaydeden bir çalışma bu ihtiyacı karşılayacaktır.
[676] Doç. Dr. İsmail Lütfi Çakar, Hadis Edebiyâtı, İfav Yayınları: 222-223.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın