> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Gündem > Gündemden
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gündemden  (Okunma Sayısı 1148 defa)
08 Temmuz 2012, 16:04:49
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 08 Temmuz 2012, 16:04:49 »



Gündemden
Selçuk Uygur • 71. Sayı / GÜNDEMDEN


WIKILEAKS DEPREMİ
251 bin gizli belge görücüye çıktı


Wikileaks’i çoğumuz ilk defa Nisan ayında ABD ordusunun Afganistan’da sivilleri katlettiğini gösteren bir görüntü kaydı yayınlamasıyla duymuştuk. Temmuz ayında ise bu kez ABD’nin Irak’ı işgali ve burada gerçekleşen sivil katliamlara dair 90 bin belgenin yine Wikileaks tarafından yayınlanması dünya kamuoyunda derin bir sarsıntıya neden oldu. Wikileaks’in son büyük habercilik başarısı geride bıraktığımız Aralık ayında gerçekleşti. İnternet sitesi tüm dünyadaki ABD elçiliklerindeki diplomatların ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği 251 bin belgeyi yayınlamaya başladı. Belgelerin içeriklerinin paylaşılmasıyla birlikte belgelerde adı geçen tüm ülkelerde önemli siyasi sarsıntılar ve tartışmalar yaşandı. Bu denli büyük bir belge sızdırma olayı son olarak Vietnam Savaşı döneminde yaşanmıştı. Dönemin ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Robert McNamara’nın başkanlığında bir ekibin hazırladığı gizli belgeler, Saygon’daki Amerikan elçiliğinde müsteşar olarak çalışan Neil Sheehan tarafından 1971’de New York Times gazetesi muhabiri Daniel Elsberg’e sızdırılmıştı. Bu belgeler ise ideolojik fanatizmden başka meşruluğu olmayan Vietnam Savaşı’nın bitmesinde büyük rol oynamıştı. Şimdi yeni Neil Sheehan olarak gösterilen Wikileaks’in kurucusu Julian Assange, bundan çok daha ses getiren bir olaya imza atarak dünya tarihine geçti. Belgelerin içeriği genel hatlarıyla ABD’nin gizli politikaları ve diplomatların görevli oldukları ülkelerin politikacılarına dair dedikodularından oluşuyor. ABD bu rezalet karşısında “diplomatların kendi görüşüdür, resmî dış politikamızı yansıtmaz” kartını oynamış olsa da, otoriteler, ABD dış politikasının her konuda büyük ölçüde bu belgelere dayandığını ifade ediyorlar. Şimdi dünya diplomasisi ve siyaseti açık bir yol ayrımında. Bu noktadan sonra ya Assange gibi gazetecilik sorumluluğunu yerine getiren isimler büyük bir baskıyla karşılaşarak sindirilecekler, ya da siyaset ve diplomasi şeffaflaşacak, daha özgür bir basın ortaya çıkacak.

BALYOZ DAVASI BAŞLADI
İlk kez bir darbe planı yargılanıyor


Türkiye, uzun bir süredir gündemini meşgul eden “Balyoz Harekât Planı”nı, 20 Ocak’ta Taraf gazetesinin manşet haberiyle duymuştu. İçerdiği Çarşaf, Sakal, Suga ve Oraj kod adlı eylem planları, 5 bin sayfalık belge ve çok sayıda CD’yle adli soruşturma konusu olan plan, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek davaya dönüştürülmüştü. Aralarında emekli ve muzavvaf generallerin de bulunduğu 196 sanıklı dava, 16 Aralık’ta İstanbul Silivri’de görülmeye başlandı. 968 sayfalık iddianamede sanıklara "Türkiye Cumhuriyeti yürütme organını cebren ıskat ve vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs etmek" suçlaması yöneltilirken, eski Türk Ceza Kanunu’nun 61/1. maddesine dayanılarak "eksik teşebbüs" nedeniyle cezalarda indirim yapılması istendi ve her sanık için 15 yıldan 20 yıla kadar hapis talep edildi. Bir numaralı sanığın eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan olduğu dava, Türkiye’de bir darbe girişiminin ilk kez plan aşamasında yargılanmaya başlandığı dava olarak tarihe geçti. Yakın tarihte iki askeri darbe ve çok sayıda muhtıranın gerçekleştiği ülkemizde, bir darbenin henüz plan aşamasında yargılanması, askerî vesayetten çok çekmiş ülkemizde halk iradesi ve hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının gelişmesi adına oldukça önemli bir gelişme. Bu olumlu gelişmeye rağmen, yakın tarihte gerçekleşmiş askerî darbeler ve verilen muhtıraların sorumlularının halen yargıya taşınmamış olması, ülke olarak bir ayıbımızı ortaya koyuyor. Şüphesiz ki, Balyoz Davası’nın görülmeye başlanması ve bu davada sanık konumunda bulunan üç generalin geçtiğimiz ay bağlı bulundukları bakanlarca açığa alınmaları sivil irade ve siyasetin güçlenmesi, askerî vesayetin gücünü yitirmesi açısından önemli. Fakat bu gelişmeler yeterli değil. 12 Eylül’de gerçekleşen referandumla kabul edilen darbecilerin yargılanmasının önünü açan kanun maddesinin, Türkiye’de gerçekleşen tüm darbe ve muhtıraların sorumluları için bir an önce işletilmesi gerekiyor. Adalet, hakkaniyet ve hukukun üstünlüğünü sağlamak adına bu girişim bir zaruret. – Sadık Şanlı

TBMM İÇİŞLERİ KOMİSYONU’NDAN BÜYÜK HATA
Ruhsatlı silah alma yaşı 18’e indi


TBMM İçişleri Alt Komisyonu’nda kabul edilen Silah Yasa Tasarı’na göre, ruhsatlı silah satın almak için 21 yaşını doldurmuş olmak şartı 18’e indirildi. Tasarının TBMM’de kabul edilmesi durumunda 18 yaşını doldurmuş olanlar istemeleri durumunda beş silaha sahip olabilecek. Tasarı, bireysel silahlanmayı ve toplumsal şiddeti artıracağı gerekçesiyle kamuoyunun tepkisine neden olurken, AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, tasarının kamuoyunda yanlış anlaşıldığını ve silahlanmanın asla teşvik edilmeyeceğini söyledi. Kılıç aynı zamanda silah ruhsatı almanın koşullarının heyet raporu, nerolojik ve psikolojik muayenelerden geçilmesi şartına bağlı olacağını belirtti. Özetle, bu muayenelerden başarıyla geçenler, istemeleri durumunda silah satın alabilecekler. Kılıç’ın söyleminin aksine tasarının bireysel silahlanmayı artıracağı bir gerçek. Bu noktada Avrupa devletlerinin geçmiş deneyimlerinden yararlanmakta fayda var. Silah alımında yaş sınırının düşürülmesiyle birlikte Avrupa ülkelerinde gençler tarafından birçok okul basma, cinayet ve yaralama olayı gerçekleştirilmiş, Avrupalılar yaptıkları hatadan çark ederek yasaları yeniden sertleştirilmişlerdi. Tasarının 2,5 milyon ruhsatlı, 7,5 milyon ruhsatsız silahın bulunduğu ülkemizde silahları ruhsat ile denetim altına alma amacını taşıması olumlu fakat silah satın alma yaşının indirilmesinin toplumsal açıdan kabul edilebilir bir yanı yok. İçişleri Komisyonu Başkanı Ziyaettin Akbulut, tasarının TBMM’nin yoğun programı nedeniyle 2011 seçimlerine kalabileceğini ve kamuoyunun eleştirilerinin mutlaka göz önüne alınacağını belirtse de, bu tatminkâr bir açıklama değil. Temennimiz o ki, silah satın alma yaşı düşürülmez ve Avrupa’nın en sert silah yasasına sahip ülkesi Almanya’da olduğu gibi silahlara imal edildiği anda belirli işaretler konularak, ruhsatlandırılmaları esnasındaki şartlar ağırlaştırılır. Ayrıca silahları satın alan ve kullananlara ait bilgilerin merkezî bir veri bankasında saklanmasıyla polis teşkilatının da bu silahları izlemesi daha mümkün hale gelebilir. Aksi takdirde son yıllarda artan bireysel ve toplumsal şiddet oranında büyük bir artış yaşanması kaçınılmaz hale gelir.

EKONOMİK BÜYÜME SÜRÜYOR
Türkiye son çeyrekte yüzde 5.5 büyüdü


Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5.5 büyüdüğünü açıkladı. 9 aylık dönemde büyüme yüzde 8.9 olarak hesaplanırken, sanayi üretim endeksi ise Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.8 oranında arttı. Bakanlar Kurulu’nun 2011 yılı programında yaptığı düzeltme üzerine satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli gelir 2 bin 354 dolar artışla 15 bin 392 dolara çıktı. Düzeltme ile toplam milli gelir de 171.1 milyar dolar artarak 1 trilyon 119 milyon dolara ulaştı. Milli gelir oranlarına göre dünyada 16. sırada yer alan Türkiye, düzeltme sonrası Endonezya’yı geçerek 15. sıraya yerleşti. Ülkemizde ekonomik alanda yaşanan bu gelişme, 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma hedefine Türkiye’yi bir adım daha yaklaştırdı. Bundan sonraki süreçte yapılması gereken ise ekonomik büyümenin başta enerji, ulaşım, inşaat ve sanayi sektörleri olmak üzere tüm iş alanlarında gerçekleştirilecek yatırımlarla ve istihdamlarla ülke geneline yayılarak kalıcı hale getirilmesi. Böylece 2023 hedefine ulaşmak kolaylaşırken, ekonomik büyüme ve istikrarda süreklilik sağlanacak.

ABD İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Irak’ın nükleer enerji üretimine onay


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın başkanlığında yaptığı toplantı sonucu Irak’a uygulanan 19 yıllık “gıda karşılığı petrol programı”nı tümden kaldırma kararı aldı. Irak hükümetine kendi petrol ve doğalgaz gelirleri üzerindeki kontrol yetkisini 30 Haziran 2011 itibariyle geri verme kararına da varılan toplantıdan şaşırtıcı bir karar daha çıktı. Buna göre Irak, nükleer enerji üretimi yapabilecek. Bu sonuç ise nükleer enerji üretmek isteyen İran’a karşı dünyayı ayağa kaldıran ABD’nin, Irak için neden böyle bir izin verdiği sorusunu akla getiriyor. Konu hakkında öne çıkan değerlendirmelere göre, bu gelişmenin iki önemli sebebi var. Bunlardan ilki ABD’nin iç siyaseti ile ilgili. Hatırlanacağı üzere kısa bir süre önce ABD’nin içine girdiği borç batağı Irak’taki harcamalar ile birleşince Obama üzerinde büyük bir kamuoyu baskısı oluşturmuş. ABD’de yapılan son federal seçimlerde Cumhuriyetçilerin birçok bölgeyi Demokratlardan almalarının hemen ardından Obama, başkanlık seçimlerini kurtarma ümidiyle ABD’nin Irak’tan yakın zamanda tümüyle çekileceğini açıklamıştı. Obama böylece, ABD halkının çoğunluğunun destek vermediği Irak’ın işgaline tamamen son vererek azalan kamuoyu desteğini artırmak yoluna gidecek. Diğer önemli neden ise işgal sonrası henüz siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanamadığı Irak’tan ABD’nin çekilmesiyle oluşacak otorite boşluğunu kimin dolduracağının henüz belirsizliğini koruması. Uzmanlara göre bu konjonktürde ABD’nin çekilmesi sonrası, silah gücü yüksek fakat nüfus gücü az olan İsrail ile ABD’nin kontrol etmekte zorlandığı İran’ın dizginlenebilmesi için Irak’a büyük bir görev düşüyor. ABD, tıpkı Hindistan ve Pakistan’ın nükleer enerjiyle birbirlerine karşı dengelendikleri gibi Irak’a nükleer izni vererek İsrail ve İran’a karşı bir güç dengesi sağlamayı amaçlıyor. Burada merak edilen İran’ın bu gelişmeye nasıl tepki vereceği. İran bu durumu sineye çekerek Ba...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gündemden
« Posted on: 04 Mayıs 2024, 21:18:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gündemden rüya tabiri,Gündemden mekke canlı, Gündemden kabe canlı yayın, Gündemden Üç boyutlu kuran oku Gündemden kuran ı kerim, Gündemden peygamber kıssaları,Gündemden ilitam ders soruları, Gündemdenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes