VE ALEYKÜM SELAM,
İnsanları kabaca ikiye ayırabiliriz;Ruhuyla bedeniyle insan olanlar birde esfeli sefilinler yani Kitabın deyimiyle aşağılarında aşağısı olanlar.Bu ikinciler sureta insana benzer ,insanı anımsatabilirler ama sireta(ruh itibarıyla)insanla uzaktan yakından ilgileri yoktur.Bunların sayıları şimdi milyarlarcadır ve tarih boyunca da milyarlarcası gelip gitmiştir.Bunları fil,çakal,kurbağa,köpek yada balığı ile aynı sınıfta saymanın ve onlar gibi çaresizliği öğrenebileceklerini söylemenın bir sakıncası yoktur ve doğrudur da.Hatta çoğu zaman öyle şeyler yaparlarki bunlara hayvan demek hayvanlara hakaret olur.Ülkemiz zengin örnekleriyle doludur.
Ama "insan"a kimse çaresizliği öğretemez.Benim sözlüğümde çarsizlik diye bir kavram yok..
Çaresizlik öğrenilebildiği gibi bütün zincirler kırılıp güçlülükte öğrenilebilir. Beyinlerimizdeki zincirleri fark edebilmek bu noktada çok önemlidir. Hayat ve koşullar sabit değildir. İnsan değişime gelişime açık bir varlıktır ve benzer durumlarda aynı sonucun alınması her zaman olası değildir. Bu noktada zincirlerimizi fark edip kırmak için çaresizlik içeren her düşüncenin üzerine gitmeli, önce beynimizi sonra ruhumuzu özgür bırakabilmeliyiz. Hemen şimdi yapamayacağımızı düşündüğümüz her şeyi gözden geçirme vaktidir. Zincirsiz bir yaşam da sadece bizim elimizdedir .
Teşekkürler
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın