Fıkıh Usulü 2. Ünite Özetleri2. ÜNİTE ASLİ DELİLLER(KURAN)1. ASLİ DELİLLERİslam dininde yer alan her hükmün muhakkak bir delili vardır ve olmalıdır. Bu durum İslam dinini diğer din ve sistemlerden ayırdığı gibi, din adına keyfi davranmaya son vermiştir. Din adına söz söyleyen kimse her şeyden önce yeterli bilgi birikimine sahip olmalı ve söylediği sözün dayanağı olmalıdır. Gösterilen bu dayanak “delil”adını almaktadır.
1.1. DELİLİN TARİFİ: ]Delil kelimesi lügatta, rehber, bir işi gösteren, ona delalet eden, ona götüren her şeydir. Fıkıh usulü terimi olarak delil:”kat’i olsun zanni olsun, kendisinden şer’i ameli hükmün çıkarıldığı şeydir. DAHA KAPSAMLI TARİFİ:”Üzerinde doğru bir şekilde düşünüldüğü zaman istenen sonuca(şer’i hükme )ulaştıran şeydir.
1.2 ÇEŞİTLERİ: Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com Deliller; asli ve fer’i, akli ve nakli, nass olan ve nass olmayan, vahye dayanan ve vahye dayanmayan, icmali ve tafsili olmak üzere çeşitli kısımlara ayrılır. Kitap ve Sünnet asli, nakli, nass olan ve vahye dayanan deliller olarak değerlendirilmiştir. Dinin esas kaynağı oldukları gibi, diğer bütün delillerin de dayanağıdırlar. Dini delil denince ilk akla gelen bunlardır. Bu bakımdan ASLi adını alır. Bunları ancak nakil yoluyla bilebileceğimiz için NAKLİ diye isimlendirilirler. Bunlar yazılı metin oldukları için nas, vahye dayalı oldukları için de vahiy adını alırlar. Kıyas, icma, istihsan, mesalih’i mürsele, ıstıhsab ve örf gibi deliller ise FER’İ , AKL’İ, NASS OLMAYAN VE VAHYE DAYANMAYAN deliller kategorisine girer. Bunlar asli delillere dayalı olarak ve açık hüküm bulunulmaması durumunda başvuruldukları için FER’İ akla dayalı olarak geliştirdikleri için akli, yazılı metin halinde olmadıkları için nass olmayan ve vahye dayalı olmadıkları için de vahiy olmayan adını almışlardır.
Her bir dini meselenin özel deliline tafsili, bütün şer’i delilleri temsil eden ve bütün şer’i hükümlerin kaynağını oluşturan delillere ise icmali delil denir. Fıkıh usulünde, delil başlığı altında ele alacağımız hususlar icmali delilleri oluşturmaktadır.
Deliller Zanni ve Kati gibi kısımlara da ayrılmıştır. Kati delil kesin olan delil demektir. Zanni ise kesin olmayan ihtimali delil demektir. Bu ayırımın temel sebebi delillerin bir kısmının sübut yönünden kat’i delalet yönünden ise zanni olmasıdır. Kuran sübutu ka’i bir delildir. Çünkü Kuran’ın Allah’tan Hz Peygambere gelişinde ve bizlere kadar nakledilmesinde hiçbir şüphe yoktur. Bütün ayetler sübut bakımından yani kaynağına ait olması yönüyle kat’i dir. Şer’i deliller, hükme delaletinin kuvvetine göre, kat’ive zann’i şeklinde ikiye ayrılır. Sünni usulculere göre asli deliller kitap, sünnet, icma ve kıyastır. İstihsan, istishab, örf, mesalih-i mürsele gibi deliller ise fer’i delillerdir.
DELİLLERLE İLGİLİ GENEL BİLGİ: Şer’i deliller, nakli ve akli deliller olmak üzere iki nevidir. Nakli delilleri bilmenin yolu nakildir. Yani Kitap ve Sünnetin oluşumunda müctehidin hiçbir katkısı yoktur. Akli deliller ise, nakli delil ile bağlantılı olmakla birlikte, bunlarda akli muhakeme ve beşeri yorum ağırlıklıdır. Bu sebeple bu gibi delillerin oluşumunda müctehidin katkısı bulunmaktadır.Kıyas, mesalih-i mürsele ve bazı istihsan şekilleri akli delillere en bilinen örnekleridir. Şeri deliler aklıselime ters düşmez.
DELİLLER ARASINDA SIRALAMA İslam huhukundaki bir takım delillere dayalı olarak ortaya konulmuştur. Kitap, sünnet, icma ve kıyas, delil olduğunda görüş birliğine varılmıştır. Sünni usülcülere göre ittifak edilen delilleri oluştururlar. Bunların dışında kalan anlaşma sağlanamadığı için ihtilaflı delillerdir. Bu delillerin hükme delaleti ve delil olma sırası aynı derecede değildir. Kitap, Sünnet, İcma, Kıyas şeklindedir. Bu sıralamanın dayanağı Muazbin Cebel ile Hz.Peygamber arasında geçen konuşmadır. Hz Ömer’inhüküm vermede takip ettiği usül: Kufe kadısı Şurayh’a şöyle nakledilmiştir. Allah’ın kitabı ile hükmet. Onda aradığın hükmü Bulamazsan, Allah Rasülünün hükmü ile yani sünnetle hükmet.Sünnetle bulamazsan, doğru yol üzerindeki imamların görüşlerinden sana doğruluğunu Bazen bir hüküm için kitaba ve sünnete beraber, bazen kitap ve icmaya , sünnet ve icmaya birlikte bakılabilir. Bazen bir hüküm Kuran da bulunur yeteri kadar açık olmayabilir, sünnet bu hükmü açıklığa kavuşturabilir.
Asli deliller: Kitap, Sünnet, İcma, Kıyas . Fer’i deliller: İstihsan, mesalih-i mürsele, istishab, örf, şer’u men kablena, sedd-i zeraidir.
2. KURAN(KİTAP)
2.1. TARİFİ: Peygamberimize indirilmiş, Mushaflarda yazılı, ondan tevatüren nakledilmiş, okunması ile ibadet edilen, beşerin benzerini getirmekten aciz kaldığı nazm-i celildir
2.2 ÖZELLİKLERİ : Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com a. Kuran Arapça dilinde indirilmiştir: Kuran apaçık Arap diliyle indirilmiştir. Onun ilk muhatapları Araplardır. Hz.Peygamberin Kureyşli olması sebebiyle Kureyş Lehçesi ağırlıklıdır. Bununla birlikte Kuran’da diğer fasih lehçelerin unsurları da bulunmaktadır. Kuran’da akaid esasları, hukuki(teşrii)hükümler, kıssalar gibi hususlardan her biri farklı üsluplarla anlatılmış,inkarcılara yönelik uyarı ve tehditlerle müminlere verilen müjdeler değişik şekillerde ifade edilmiştir. Kuran Arapça olarak indirildiği için başka dillere tercüme edilmiş şekli Kuran sayılmaz ve Kuran’ın tercümesine dayanılarak hüküm istinbat edilmez. Arap şair ve edebiyatçılar onun bir benzerini yazamamışlardır. Kuran bu yönüyle MU’CİZ bir kitaptır.
b. Kuran’ın lafzı ve manası Allah tarafından indirilmiştir: Hem lafız hem de manayı meydana getiren ilahi kitaba Kuran denilmiştir. Usul alimleri “Kuran manaya delalet eden nazımdır” demişlerdir.
c. Kuran tevatür yoluyla nakledilmiştir: Tevatür yalan üzere birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir topluluğun aynı özelliği taşıyan bir başka topluluktan yaptığı rivayettir. Bir haberin ve olayın tevatür yoluyla nakledilmesi ona kesinlik kazandırır ve duyanlarda kesin bir bilgi meydana getirir. Kuran’ın sübutu konusunda Müslümanlar arasında hiçbir ihtilaf yoktur.
d. Kuran geçmiş ve gelecek olayları haber vermektedir: Kuran bize Ad, Semud, Medyen halkından, Lut ,Nuh ve İbrahim peygamberden onların kavimlerinden bahsetmektedir. Kuran bize bu kavimleri anlatırken ibret almamız gereken unsurları en güzel bir üslupla anlatmaktadır.
e. Kuran ilmi gelişmelere ışık tutar: Kuran bilim kitabı değildir. Fen , matematik, biyoloji, fizik bilimlerde sistematik ve doyurucu bilgi bulmak mümkün değildir. Ancak Kuran tıp, astronomi, coğrafya, biyoloji gibi ilimlerin bazı meselelerine mucizevi bir şekilde işaret etmiştir. Kuran da işaret edilen bu ilmi gerçekler indiği dönemde bugünkü şekliyle bilinmemekteydi. Ancak ilmi gelişmeler ve keşiflerden sonra bilinebilmiştir. Halbuki Kuran on dört asır önce yani ilmi gelişmelerden önce bu durumlara işaret etmiştir.
f. KURAN Hz Muhammed’e vahiy yoluyla ve parça parça indirilmiştir: Kuran Hz Muhammed’e 23 yıllık peygamberlik süresi içinde olaylara göre ve yeri geldikçe parça parça indirilmiştir. Bir kısmı Mekke’de hicretten önce bir kısmı Medine’de yani hicretten sonra indirilmiştir. Mekke’de nazil olan ayetler: İslam inanç esaslarını Allah’ın birliğine, meleklere, peygamberlere, kitaplara ve ahiret gününe imanı açıklar. Medine’de nazil olan ayetler aile ve miras hukukuna dair hükümleri açıklar. Müslüman kendileriyle ve diğer insanlarla olan münasebetlerini, savaş ve barışı ve ahlaki esasları açıklayan ayetler daha çok Medine döneminde indirilmiştir. Kuran bir defada değil de parça parça ve ihtiyacı göre indirilmiştir.
2.3.MUHTEVASI:Kuran insan hayatının bütün safhalarını ihtiva eden hükümler getirmiştir. Bu hükümleri üç ana altında toplamak mümkündür.
a.İTİKADİ( İnançla ilgili hükümler)
b. Ahlaki Hükümler
c. Ameli-Fıkhı Hükümler
Bu hükümler içerisinde fıkıh ve fıkıh usulünü doğrudan ilgilendiren sadece ameli-fıkhi hükümlerdir. Bunlar 500 kadar olduğu ifade edilir. Fıkhı-ameli hükümleri tespit ederken kabul edilen kıstaslara göre bu ayetlerin sayısını artırmak ve eksiltmek de mümkündür. Ameli-fıkhı bir hususu kesin olarak emretmesi ve yasaklaması bu kıstaslardan biridir. Ameli-fıkhi hükümler kendi aralarında ibadetlere ait hükümler ve muameleta dair hükümler olmak üzere iki kısma ayrılabilir:
1.İBADETLERE AİT HÜKÜMLERİbadetler, fertlerin Allah ile olan münasebetlerini tanzim eden dini yükümlülüklerdir. Müslüman fert ibadet etmekle Allah karşısındaki sorumluluğunu yerine getirmeye, Allah ile irtibatını güçlendirmeye ve Allah’ın verdiği nimetlerin şükrünü eda etmeye çalışır. Kuran’a göre ibadet insanların ve cinlerin yaratılış gayesidir. Kuran’ın üzerinde durduğu temel meselelerden ve ihtiva ettiği esas hükümlerden biri olmakla birlikte ibadetler Kuran ‘da tafsili değil icmali olarak yer alır.
2. MUAMELATTA(İnsanlar arası ilişkilere)Dair Hükümler : Kuran, ferdin ferd ile, ferdin cemiyet ile ve cemiyetin başka bir cemiyet ile olan münasebetlerine dair birtakım hükümler ihtiva etmektedir.
a. AİLE HUKUKU İLE İLGİLİ HÜKÜMLER :
Kuran diğer hükümlere nazaran aile hukuku ile hükümlere daha tafsilatlı olarak, yer vermiştir. Evlenme ve boşanma hükümleri, evlenilmesi caiz olmayan kadınlar, kadının kocasının ölmesi veya boşanma durumunda beklemesi gereken müddet(iddet) Kuran’da genişçe açıklanmıştır.
b. BORÇLAR HUKUKU İLE İLGİLİ HÜKÜMLER:
Kuran’da borçlar hukukunun temel prensiplerine dair ayetler bulunduğu gibi, helal kazanç elde etmenin belli...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın