Fıkıh Usulü 1. Ünite Özetleri1.ÜNİTE FIKIH USULÜ İLMİ FIKIH USULÜNÜN MAHİYETİ Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com Fıkıh usulü Arapça ifadesiyle usulu’l fıqh , fıkhın asılları anlamına gelmektedir. Usul asıl kelimesinin cemidir. Lügatte kök ,
kaide, metod anlamlarına gelir. Fıkıh ise derinden anlama manasına gelir.
TERİM OLARAK FIKQH : Müslümanlar için şer’i(dini hukuki)hükümleri ifade ve izah eden bir ilimdir.
Fıkıh usulü; İslam’ın temel kaynakları Kuran ve sünnetteki hükümleri doğru anlama ve bunlardan gerekli hükümleri elde etmek için bir ölçüdür. Fıkıh usulüne fıkhın mantığını ortaya koyan bir ilim olarak bakmak mümkündür.
TARİFİ VE KONUSU
TARİFİ: Fıkıh usulü müctehidin, şer’i ameli hükümlerin her birini kendi özel delilinden elde etmesine yardım eden kaidelerdir.
İZAH: Fıkıh ilminde pek çok hüküm vardır. Bu hükümlerin her birine fer’i hüküm denir. MESELA: Günde 5 vakit namaz kılmak farzdır, zina haramdır, vitir namazı vaciptir,cemaatle namaz sünnettir. Fer’i hükümlerin elde edildiği ölçülere ‘asl’ veya ‘kaide’ denir. Fıkıh usulü asıl ve kaideden meydana gelir. Kaideden maksat fer’i hükümlerin dayadığı prensiplerdir.
MESELA: Her emir vücub içindir. Emir vaciplik ifade eder. Bir usulü fıkıh kaidesidir. Bu kaideyle farz kabilinden birçok meselenin hükmünü bilebiliriz.
ÖRNEK: NAMAZ VE ZEKAT ile ilgili ayetler bakar. Emir vücub (farziyyet ) ifade eder. Namaz kılın ve Zekat verin(emir sigası)
Bir başka kaid: Her nehiy haramlık bildirmek içindir.Nehiy haramlık bildirmek içindir. MESELA: ZİNA ya yaklaşmayın(nehiy sigası) Fakih dini hükümleri (farz, vacip, helal, haram ,mekruh olduğunu Kitap ve Sünnetin ilgili nassından bulduğunu söyler. Usulcü ise vacip(vücub), haram(hurmet), mekruh(kerahet),mübah (ibaha) hükümleri nasıl elde eder? Fakih daha çok ne? Sorusuna cevap verirken, usulcü ise nereden, nasıl sorularının muhatabıdır.
MÜCTEHİD, USULCÜ, FAKİH VE ALİMTarifte dini hükümleri tafsili delillerden müctehidin çıkaracağı ifade edilir. İslami ilimlerde belli bir seviyeye gelmiş kişiye Alim denilebilir. Fakat müctehid, usulcü, fakih özel isimlerdir. En başta müctehid gelir çünkü; ictihad ehliyetine sahip, Kuran ve sünnette yer alan hükümleri ve onların gaye, maksatlarını bilir. Kimseye muhtaç olmadan naslardan hüküm çıkarabilir. Bu gibi Alimlere ^mutlak müctehid^ denir. Bunlar müstakil usul oluşturan, metod geliştiren Alimlerdir. Fıkıh ilmiyle uğraşan, mutlak içtihad seviyesine ulaşmamış kişilere ^^fakih^^denir(Belli konularda ictihad edebilselerde, başka Alimler tarafından geliştirilen usule tabi kaldıkları için mutlak ictihad seviyesinde sayılmazlar. Her fakih aynı zamanda Alimdir. Ama her Alim fakih değildir.
FAKİH VE USULCÜNÜN YÖNTEMİ Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com İlk dönem İslam Alimler için geçerli olmak üzere her fakih aynı zamanda usulcü, usulcüde aynı zamanda fakihtir. Bu özellikleri taşımayan naslardan hüküm çıkaramaz. Dini meselelere bakarken bir usulcü bir de fakih gözüyle bakmak söz konusudur. USULCÜ :Kitap ,sünnet ve diğer delilleri inceler.Arap dili kuralları yardımıyla amm, hass ,mutlak, mukayyet, delalet,..durumları tespit eder ve bundan hareketle kaideler tespit eder. Kuran ve sünnette emirleri inceler, hükmünü tespit etti. Sonra naslarda yer alan emirlerin ‘bir şeyi yapmayı talep etme ‘ anlamında ortak manaya delalet ettiklerini, ancak bütün emirlerde aynı olmadığını görür. Çünkü bunların bir kısmı vücub. Bir kısmı ibaha, bir kısmı mübahlık, bir kısmı tehdit ifade eder. Kuran ve sünnette yer alan emirlere önce vücub ifade ediyor gözüyle bakılır. Manayı engelleyen bir karine yoksa emir bu şekilde kabul edilir. Şayet engelleyici karine varsa ona göre amel edilir.
Kuran ve sünnetteki nehiyleri inceleyen usulcü bunların ‘bir şey yapmama konusunda ortak mana ya delalet ettikleri, fakat bu talep bütün nehiylerde aynı olmadığını tespit eder. Ve şu kaideyi ortaya koyar: ‘Haram kılmayı engelleyici bir durum bir karine bulunmadıkça nehiy sigası hürmet ifade eder.
USULCÜ Kuran ve sünnetteki umum sıygalarını inceler ve manalarını tespit etmeye çalışır. UMUM SIYGASI bütün fertlere kesin olarak delalet ettiği görülür. Ve şu kaideyi koyar: Amm lafız bütün fertlerini kesin bir delalet açıklar.
Kuran ve sünnette yer alan lafızların delaleti konusunda da farklılıklar bulan alim, delalet açısından lafızları ayırır ve inceler. Lafızlarının bir kısmının işaresiyle, bir kısmına delaletiyle, bir kısmına iktizasıyla delalet ettiği görülür. Her bir delalet şeklinin hükmünü tespit eder. Usulcü sadece dil kurallarıyla göre kaideler tespit etmekle yetinmez. Makasıdus-şeria adı verilen dinin genel maksatlarını, hühkümlerin taşıdığı illet ve maslahatları ortaya bulup çıkarır.
Fakihin esas görevi mükellefin fiilerinin hükmünü belirlemek ve ona yöneltilen sorulara düne uygun ve tutarlı cevap vermektir.
USULCÜNÜN CEVAP VERDİĞİ SORULARDAN BAZILARI,1. Dini hükümler hangi kaynaklardan ve delillerden ve nasıl tespit edilir?
2. Dini naslar tefsir edilirken dil kurallarından ne şekilde faydalanılır?
3. Dini hükümlerin dayandığı maksat ve maslahatlar nelerdir?
4. Bilgi kaynağı ve delil olarak Kuranın özellikleri nelerdir?
5Bilgi kaynağı ve delil olacak haberler (hadis, sünnet) hangileridir ve bunlarla amel etmenin şartları nelerdir?
6İslam hukukunun nasslar dışında kaynakları var mıdır, varsa bunlara nasıl ve neden itimat etmeliyiz?
7Örf ve adetin dinde delil olması mümkün müdür?
8Nasslar arasında birbiriyle çelişkili gibi gözüken hususlar nasıl halledilmelidir?
KONUSU: Fıkıh usulünün esas konusu, şeri deliller ve hükümlerdir.
GAYESİ VE FAYDALARI
GAYESİ: Fıkıh usulü öğrenmenin temel ve en genel gayesi Kuran ve sünnetten gerekli hükümleri doğru ve sistematik bir şekilde ele alır.
Faydası: Hakkında nas bulunmayan meselelerin hükmünü çeşitli metodlar kullanarak elde etmek Hakkında nas bulunmayan konularda imkan varsa nas bulunana kıyas eder. Kıyasa imkan olmayan durumlarda maslahat ve makasıt esasına göre çözüm bulur.
KISA TARİHİFıkıh usulü, hukuk metodolojisini öğreten, Müslümanlar tarafından icad edilmiştir. Bu konuda ilk eseri İMAM ŞAFİİ(204/819) tarafından yazıldığı tespit edilmiştir. Fıkıh usulü İmam Şafii ile başlamıştır demek yanlış kanaat meydana getirir. Fıkıh usulünün tarihi Hz Peygamber e kadar uzanır. Fahreddin Razi İmam Şafi den önceki fakihlerin de usulü fıkıh problemleriyle meşgul oldukları ancak bu problemle ilgili takip edecekleri genel prensipleri olmadığı için bunu İmam Şafii yapmıştır. Mantık ilminde Aristo ne ise, İlahi hukuk ilmine nisbetle İmam Şafinin yeri odur. Fıkıh usulü binasının temeli sayılan usul i fıkıh kurallarının da fıkıhtan önce mevcut olması gerekir. Hz Peygamber döneminde olduğu kadar ve sonraki dönemlerde de ictihad eden sahabenin hep belli prensiplerle yola çıkmışlardır. ÖRNEK: HZ ALİ içki cezasını belirlerken.
Gerek sahabe gerek tabiin müctehidleri bu benzeri olayları usul prensibine dayanmadan sırf fer i delille hükmetmedikleri anlaşılmıştır. Sahabe fakihlerinin bazen maslahat (kamu yararı), bazen kıyas ve bazen de istihsan adı verilen yöntemleri takip etmişlerdir.
METODLARIFıkıh usulü alanında yazılan eserler genellikle aynı konuları ele alsalar da, metod açısından incelendiği zaman farklılık arz ettikleri görülür. FUKAHA:HANEFİYYE,MÜTEKELLİMUN:ŞAFİYYE, MEMZUC(KARMA) olmak üzere3 kısma ayrılır:
1. FUKAHA METODUBu metodu ilk kullanan HANEFİ USULCÜLER olduğundan HANEFİ METODU VEYA HANEFİ MESLEĞİ adı da verilmiştir.(Bunun nedeni ilk usul eserlerinin telif edildiği dönemde Hanefi fakihleri fıkıh konularını kelam konularıyla karıştırmaktan sakınmaları sebebiyle bu adı seçmişlerdir.
METODUN ÖZELLİĞİ: Cüzi meselelerden hareketle genel kaideler oluşturmaktır. Mantık ilmindeki tümevarımı(endüksiyon)metodunu andırır. Bu metodla eser yazan ilk Hanefi fakih ve usulcüleri, hocaları tarafından kendilerine bırakılan kurallar olmadığından ellerinde mevcut tespit edilmiş kaidelerden hareket etmemişlerdir. Ellerindeki malzeme Mezhep imamı olan hocalarının fetva ve ictihadlarıdır. Bunları inceleyip fıkıh usulü kuralları oluşturmuşlardır. Bu metodu takip eden eserlerde furü i fıkıh hükümleri kullanılmıştır. Furu fıkıh hükümleri usulün hizmetçisi değil usule hakim durumdadır.
ESERLER: Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com 1. Ebu Bekr Ahmed b. Ali el-Cessas(370/980)
2. Ebu Zeyd Ubeydullah b. Ömer ed-Debusi(430-1038)
3. Şemsu’l eimme es Serahsi(483/1090) Usulü’s –serahsi
4. Fahru’l İslam Ali b. Muhammed el-Bezdevi(482-1089) el-Usul
5. Alauddin Muhammed b. Ahmed es Semerkandi (533/1139)Mizanul usul fi netaicu’l-ukul
6. Ebu’l Berekat Hafizuddin en Nesefi(710/1311)Menaru’l-envar
2. MÜTEKELLİM METODU Daha çok Mutezile ve Şia usulcüleri takip etmiş. Hanbeli ,Maliki ve fıkıh usulüne tedvine başladıkları zaman Caferi mezhebine mensup usulcülerde bu metodu kullanıp eser yazmışlar. Kelam alimlerinin benimseyip kullanmaları sebebiyle Mütekellim Mesleği, uygulayanların çoğunun Şafii olması sebebiyle de Şafii mesleği adı verilir.
METODUN ÖZELLİĞİ: Usul kurallarını ,mezhebe mensup önceki alimlerinin ictihadlarından değilde , delillerden tespit edilmiştir.Bu metodu kullanan usul alimleri herhangi bir mesleğin ictihadlarını göz önünde bulundurmayıp , delillerin desteklediği kuralları kabul etmiş, aykırı olanları reddetmişlerdir.Fukaha metoduna göre daha serbest bir anlayışla geliştirilen bu metod mantık ilmindeki tümdengelim(dedüksiyon) metoduna benzemektedir.Bu me...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın