> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Rümeysa binti Mılhan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Rümeysa binti Mılhan  (Okunma Sayısı 25435 defa)
03 Mayıs 2011, 16:27:24
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Mayıs 2011, 16:27:24 »



Hz. Rümeysa Binti Mılhan (R.Anha)


Ümmü Süleym (R.anha) Rasûlullah (sav) efendimizin süt halası... Meşhur sahabe Enes'in annesi... Mehri İslâm olan, evliliği iman kurtaran bir iman eri.. Kocası Ebû Talhâ'nm oruçlu iken üzülmemesi için iftarını bitirinceye kadar çocuğunun öldüğünü gizleyen, sabır ve metanet sahibi kadere teslim olmuş cennetlik bir hanım sahabe...

O Medine'lidir. Hazrec kabilesinin Neccar oğuliarmdandır. Babası, Milhan tbni Hâlid'dir. Annesi, Melike binti Mâlik'tir. Asıl adı konusunda bir kaç rivayet vardır. Rumeysa en meşhurudur. Diğer rivyetlerde geçen isimleri de; Sehle, Rumeyle, Gumeysâ olarak nakledilmektedir.

O, Ümmü Süleym künyesiyle meşhur olmuştur. Sevgili Peygam­berimiz uğrunda şehid düşen meşhur sahâbî Haram İbni Milhan (R.a.) onun erkek kardeşidir. Kıbrıs'ın fethinde şehid olan Ümmü Haram radıyallahu anhâ da kızkardeşidir. Ümmü Süleym'in doğum tarihi ve vefatı kesin olarak bilinmemektedir.

Ümmü Süleym müslüman olmadan önce ilk evliliğini kendi kabilesin­den Mâlik İbni Nadr ile yapmıştı. Enes İbni Mâlik bu evlilikten olmuştur. Enes'in dünyaya gelmeden önce Mekke'de İslâm güneşi doğmuştu. Hıra'dan parlayan nur Medine'nin ufuklarını aydınlatmaya başlamıştı.

Ümmü Süleym aklı başında, muhakemesi yerinde bir hanımdı. Medine'den İslâm'ın nuruna ilk koşanlar arasında yer aldı. Rasûllüllah (sav) efendimize ilk bey'at edenlerden oldu. İslâm'la şereflendi. Kocası Mâlik ise müşrik olarak geride kaldı. İlâhi ışığa koşamadı. Putları bıraka­madı. Hanımının müslüman olduğundan da haberdar olamadı.

Ümmü Süleym (R.anha) kocasının İslâmiyeti kabul etmeyeceğini, kendisine de müdahalede bulunacağını biliyordu. Buna rağmen o Allah yolunda her türlü tepkiye ve sıkıntıya katlanmayı göze almıştı. Onun tek arzusu, o sırada henüz çocuk yaşta bulunan Enes'i müslüman olarak yetiştirmekti. Sık sık ona kelime-i şehâdeti söyletirdi.

Birgün yine yavrucuğu Enes'e kelime-i şehâdeti öğretirken kocası Mâlik eve geldi. Hanımının çocuğuna öğrettiklerini görünce çok kızdı ve hiddetle: "Ne o, sende mi dinini değiştirdin." diye çıkıştı. Ümmü Süleym sakin, yumuşak ve vakur bir tavırla: "Hayır, sâdece Muhammet! (sav.)'in Peygamber olduğuna İman ettim." dedi.

Kocası Mâlik hanımından böyle bir cevap alacağını hiç tahmin etme­mişti. Sessiz ve sakin olarak tanıdığı hanımının bu cesareti nereden aldığım bir türlü anlayamamıştı. Çok kızmıştı. Öfkeli bir şekilde: "Oğlu­mun ahlâkını ve inancını bozmaya çalışma." diyerek sert bir dille onu tehdit etti. Ümmü Süleym (R.anha) kocasına yumuşak bir dille: "Ben onun inancını bozmuyorum. Bilâkis düzeltmeye çalışıyorum." dedi.

Gözünü, gönlünü cehalet karanlığı bürüyen Mâlik inad etti. Öfkesini hakikat adına yutamadı. Hanımına küserek evini terk etti. Şam tarafına doğru çekip gitti. Kaderin garip bir tecellisidir ki, yolculuğu sırasında kendisini takip eden bir düşmanı tarafından öldürüldü. Ümmü Süleym dul, yavrusu Enes de küçük yaşta babadan yetim kaldı.

Bu hadise ilk bakışta bir felâket gibi görüldüyse de Ümmü Süleym (R.anha) ve yavrucuğu Enes için bir rahmet olmuştu. Çünkü Mâlik bir İslâm düşmanıydı. Anne ve oğulun İslâm pınarından kana kana içmeler­ine mâni olacağı şüphesizdi. Yüceler yücesi olan Allah Teâlâ onlara mer­hamet etti. Hz. Enes'i ve annesini müşrik babadan kurtardı.

Ümmü Süleym (R.anha) kadere teslim olmuş sabırlı bir hanımdı. Allah'tan gelen her şeyde bir hayır olduğuna inanırdı. Sabır ve mefanetle hayatına devam ediyordu. Tekrar evlenmeyi şimdilik düşünmüyordu. Zira biricik oğlu Enes'i üvey baba baskısı altında ezilmiş görmek istemiyordu. Onu yetiştirmek hususunda karşılaşacağı bütün sıkıntıları peşinen kabul ederek,  Enes  büyüyünceye  kadar  evlenmemeğe  karar  verdi.  Kendi kendine: "Oğlum Enes büyüyüp bana müsaade etmedikçe evlenmeye­ceğim" diye söz verdi.

O fakir ve yoksulluk içerisinde sıkıntılı bir hayat sürdü. Kimseden birşey istemedi. Allah Teâlâ'nın, "Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.[128] müjdesine güvendi. Onun mutlaka birgün gerçek­leşeceğine inandı. O'na tevekkül ederek Enes'in büyümesini bekledi. Gün geçtikçe gelişen, Enes'i hicretten sonra Fahr-i Kâinat (sav) efendimizin hizmetine verdi. Peygamberimizin hanesinde, dizinin dibinde büyümesi­ni istedi. Küçük Enes bir filiz gibi ilim, edeb deryasında yetişti. İki cihan güneşi efendimizden öğrendiği, duyduğu güzellikleri nakletmeye başladı. Artık meclislerde söz sahibi olacak duruma geldi.

Ümmü Süleym (R.anha) sözünü yerine getirmenin mutluluğu içinde hayatını devam ettiriyordu. Evlilik konusunda da kendisine teklifler geliyordu. Medine'li Ebû Talha ilk isteyenlerdendi. Zengin, hatırı sayılır bir kimse idi. Fakat henüz İslâm'la buluşamamıştı. Birkaç defa evlilik teklifinde bulundu. Bir sefer Ümmü Süleym'in yanma geldi ve: "Artık Enes büyüdü. Meclislerde söz sahibi oldu" dedi. Ona ilk dul kaldığı sıradaki sözünü hatırlatmak istedi.

Ümmü Süleym (R.anha) zeki bir hanımdı. Ebû Talha'nın ne demek istediğini anladı. Onun kendisiyle evlenmekte ısrarlı olduğunu görünce nâzik bir ifade ile ona: "Aslında senin gibisi reddolunmaz. Fakat sen müşriksin. Seninle evlenirsem bana tabî olarak iman eder misin? Yoksa küfrünü gizleyerek mi yaşarsın? Zira ben müslümanim Allah'a ve Rasûlü'ne iman ettim" dedi.

Ebû Talha şöyle bir kendini dinledi. Gönlünün sesine kulak verdi ve sıcaklık duymaktaydı. Gönlünü bir ışık aydınlatmaktaydı. Zâten İslâm Medine'de yayılmağa başlamıştı. Kendisine de bir kaç defa müsüman olması için teklifte bulunulmuştu. Birden evet diyemedi. Fakat düşünceli bir vaziyette: "Ben de zaman zaman bu fikirler üzerinde kafa yormak­tayım." dedi. Bu sözlerden cesaret alan Ümmü Süleym (R.anha) Onun aklına ve gönlüne hitap edercesine:

Yâ Ebâ Talha tapmakta bulunduğun putun ya bir taş yahut bir ağaç parçasıdır. Taş veya ağaç parçası sana ne fayda sağlayabilir? Sana gelecek zarara engel olabilir mi?" Bir marangozun senin için yonttuğu ağaç parçasından ne beklersin?" diyerek gönlündeki sevgi taşlarını yerinden oynatmaya çalıştı.

Ümmü Süleym (r.anhâ)'nın bu yürekten, samimi sözleri düşünen insanın reddedemeyeceği hakikatlerdi. Onun bu sağlam inancı Ebû Talhâ'nın kalbinde derin izler bırakmıştı. Karşısında söyleyecek bir şey bulamadı ve: "Bana biraz mühlet ver de düşüneyim" diyerek oradan ayrıldı.

Ümmü Süleym (R.anhâ) bir insana iman hakikatlerini benimsetmenin zorluğunu biliyordu. Fakat azim ve gayretle hak yolda sebat ederek bunun üstesinden geleceğine inanıyordu. Onun müslüman olması için her türlü imkân ve fırsatı değerlendirmek istiyordu. Evliliği de onun şirk batak­lığından kurtulmasına vesile bildi.

Ebû Talha tekrar geldi ve teklifini yeniledi. İstediği kadar para vere­ceğini söyledi. Ancak Ümmü Süleym (R.anhâ) ne kadar zengin olursa olsun müşrik birisiyle evlenmek istemiyordu. Müslüman olmadıkça tek­lifini kabul etmemekte ısrarlıydı. Onun tek bir gayesi vardı. Ebû Talhâ'nın imanını kurtarmak. Bunun için devamlı onun gönlünü yumuşat­acak davranışlar sergiledi. Gücünün üstünde fedâkârlıklar yaparak Ebû Talha'ya:

"Ey Ebû Talha! Ben senden para pul istemiyorum. Sadece senin müslüman olmanı istiyorum. Sen ilâh diye taptığın putu ateşe tutacak olsan, onun yanıp kül olacağını bilmez misin? Sen böyle yok olup giden bir şeyin karşısında eğilmekten utanmıyor musun? Eğer Allah'tan başka ilâh bulunmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şehadet edersen, ben bunu evlilikte mehir olarak kabul edeceğim. Senden ayrıca bir mehir, karşılık, bedel de istemeye­ceğim" dedi.

Ümmü Süleym (R.anhâ) bu tatlı sözleri ve teklifiyle Ebû Talhâ'nın gönlünü fethetti. Zihnindeki putperestliğe dair fikirleri, düşünceleri teker teker yıkmış oldu. Ebû Talhâ'nın kalbinde iman nuru parlamaya başladı. Artık İslâm'dan kaçışın bir manası olmadığını anladı. Kendi taptıklarının yok olup giden şeyler olduğunu kabul etti. Akıllı insanın böyle gülünç, anlamsız kendisine faydası zararı olmayan, güçsüz kuvvetsiz putlara inanmaması gerektiği kararma vardı. Gönül huzuru içerisinde Ümmü Süleym (R.anhâ)'ya: "Bana yaptığın teklifi kabul ettim. Allah'tan başka ilâh bulunmadığına ve Muhammed'in Allah'ın rasûlü olduğu­na şehâdet ederim." diyerek İslâm'la şereflendi.

Ne azim!.. Ne irâde!.Ne ihlâs! Ne sabır!.. Ne samimiyet!.. Müs­lüman hanımlara ne güzel örnek!.. Neticesi ne güzel davranışlar!. Bir insanın imanını kurtarmak ne büyük saadet!.. Mutluluk ve saadet için fedâkârlık ve hizmet gerek!. İnancını paylaşan hayat arkadaşı gerek!.. Zenginliğe, şöhrete, güzelliğe takılmamak gerek!.. İslâm, iman potasında erimek gerek!.. Mü'mine kadının evlilikte dindar olanı tercih etmesi Veya bu şartın üzerinde ısrar etmesi, bir hidayet vesilesi olabilir. Dünyanın en hayırlı evliliği, temeli imana dayanan evliliktir. Evlilik esnasında kadın olsun, erekek olsun iman yoklamasını yapmaları şarttır.

Ümmü Süleym (R.anhâ)'nın hâlis niyyeti ve sabrı böyle güzel netice verdi. Büyük sahabeler arasına katılan, Uhud'da sevgili Peygamberimizi korumak için kendi vücudunu oklara siper eden peygamber âşığını İslâm safına kazandırdı. Sözünde durdu ve İslâm'la şereflenen Ebû Talha (r.a.) ile evlendi. Oğlu Enes'e: "Kalk ey Enes! Ebû Talha'yı benimle evlendirmek için gereğini yap!" dedi. Ebu Talha (R.a.)'m İslâm'a girişi mehir kabul edilerek nikâhları kıyıldı.

Her iki tarafta mesut ve bahtiyardı. Ümmü Süleym (R.anhâ) Ebû Talhâ'nın imanını kurtardığı için, Ebu Talhâ (R.a.) da iman fedaisi bir hayat arkadaşına sahip olduğu için çok sevinçliydi. Birlikte, neşe ve sürür dolu, bereketli bir ömür geçirdiler.

Ümmü Süleym, Onun bir hanım sahabe olarak güzelliklerini, Peygamber aşkını daha önce anlatmıştık. Ama asıl adı Rumeys...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Rümeysa binti Mılhan
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:32:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Rümeysa binti Mılhan rüya tabiri,Hz. Rümeysa binti Mılhan mekke canlı, Hz. Rümeysa binti Mılhan kabe canlı yayın, Hz. Rümeysa binti Mılhan Üç boyutlu kuran oku Hz. Rümeysa binti Mılhan kuran ı kerim, Hz. Rümeysa binti Mılhan peygamber kıssaları,Hz. Rümeysa binti Mılhan ilitam ders soruları, Hz. Rümeysa binti Mılhanönlisans arapça,
Logged
27 Nisan 2016, 11:47:50
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 27 Nisan 2016, 11:47:50 »

Allah razi olsun.Ümmü Süleym hakkinda bilgimi de artirdim vesilenile.
Rabbim bu mubarek sahabeyi ornek alabilmeyi nasip eylesininsallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

24 Aralık 2018, 17:12:00
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 24 Aralık 2018, 17:12:00 »

Esselamu aleyküm Rabbim bizleri sahabe efendilerimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes