>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
Usulü Fıkıh Eserleri
>
El- Muvafakat - Şatibi
>
Emir Ve Nehiy
Sayfa: [
1
]
2
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Emir Ve Nehiy (Okunma Sayısı 5272 defa)
29 Eylül 2010, 00:31:37
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Emir Ve Nehiy
«
:
29 Eylül 2010, 00:31:37 »
Emir Ve Nehiy
Üçüncü Fasıl Emir Ve Nehiy
Konu onsekiz mesele altında incelenecektir.
Birinci Mesele:
Emir ve nehiy, emredende bulunan bir istek ve iradeyi[1] gerekli kılar. Emir, emredilen şeyin istenmesi ve gerçekleştirilmesinin irade edilmesi unsurunu; nehiy ise, yasak edilenin terki talebini ve onun gerçekleştirilmemesi iradesini içerir. Bununla birlikte, emredilen şeyin işlenmesi, yasaklanan şeyin de terki bir irade unsuru içerir ya da gerektirir[2]; fiil ya da terkin gerçekleşip gerçekleşmemesi de işte bu irade iledir.
Açıklamak gerekirse: irade (dileme), şeriatta iki anlama gelir: Birincisi: Her irade edilene yönelik kader ve yaratılışla ilgili iradedir (kaderi irade). Meselâ bu anlamda şöyle denir: ´ALLAH´ın olmasını dilediği olur. Olmamasını dilediği de olmaz.´ Veya: ´Olmasını dilemediği şeyin olması imkansızdır.[3]
İkincisi: Emredilenin gerçekleştirilmesi, yasak edilenin de
gerçekleştirilmemesi isteğine taalluk eden emirle ilgili irade (emrî irade).[4]Bu çeşit irade; ALLAH, emrettiği şeyin işlenmesini sever ve ondan hoşnud olur, anlamına gelir. Emredilmiş olması hasebiyle emrolunanın onu yapmasını sever ve ondan hoşnud olur. Nehiyde de durum aynıdır; yani ALLAH, yasak edilenin terkedümesini sever ve ondan hoşnud olur.
ALLAH Teâlâ, kullarına çeşitli emirler vermiş ve O´nun yüce iradesi ikinci anlamında olmak üzere bu emirlere taalluk etmiştir. Çünkü emir iradeyi gerektirir. Zira emir mahiyet itibarıyla, mükellefi fiilin işlenmesine ya da terkine zorlama (ilzam) anlamı taşır. Öyle ise, bu zorlamanın murad edilmiş olması gerekir. Aksi takdirde ne bir ilzâmden söz edilebilir ne de onun (emir) için anlaşılabilir bir mânâ düşünülebilir. Sonra, yukarıda sözü edilen anlamda, kendisi ile ilzam edilen şeyin gerçekleştirilmesi murad olunmaksızın ilzamın murad olunması mümkün değildir. Oysa ki ALLAH tâat ehline yardımcı olmaktadır ve O, aynı zamanda onlardan tâatın vukuunu da murad etmiş olmaktadır. Bu durumda (tâat), birinci yani kaderi anlamında iradesine uygun olarak meydana gelmiştir. Günahkârlara ise yardımcı olmamaktadır ve onlardan tâatın vukuunu murad etmemiştir. Bunun sonucunda da meydana gelen terk olmuştur. Bu da birinci anlamda irâdesinin gereği olmaktadır. Emir, bu birinci anlamda irâdeyi, zorunlu olarak gerektirmez. Dolayısıyla dilemediği birşeyi emretmiş olabilir. Dilediği birşeyi de yasaklamış olabilir, ikinci (yani emrî irâde) anlamında ise, ancak irade ettiği şeyi emreder; sadece irade etmediği şeyleri yasaklar.İrâde, her iki anlamda da şer´î nasslarda kullanılmıştır: Birinci anlamda irâde hakkında Yüce ALLAH şöyle buyurmuştur: "ALLAH kimi doğru yola koymak murad ederse onun kalbini İslâmiyet´e açar, kimi de saptırmak murad ederse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. ALLAH böylece inanmayanları küfür bataklığında bırakır.[5] Hz. Nuh´un (as.) sözünü hikaye tarzında da şöyle buyuruyor: "Ancak ALLAH murad ederse onu başınıza getirir, siz O´nu âciz bırakamazsınız. ALLAH sizi azdırmak murad ederse, ben size öğüt vermek istesem de faydası olmaz.[6]Başka bir âyette de şöyle buyurur: "ALLAH murad etseydi, belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardından birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler, kimi inandı kimi inkâr etti. ALLAH murad etseydi birbirlerini öldürmezlerdi, lâkin ALLAH istediğini yapar. [7]Bu mânâda nasslar pek çoktur.
İkinci anlamda irâde hakkında da şöyle buyurur: "ALLAH size kolaylık murad ederse zorluk istemez[8]"ALLAH sizi zorlamak istemez, ALLAH sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak murad eder ki şükredesiniz[9]; "ALLAH size açıklamak ve sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tevbenizi kabul etmek murad eder. ALLAH bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. ALLAH sizin tevbenizi kabul etmek murad eder, şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa gitmenizi isterler, insan zayıf yaratılmış olduğundan ALLAH sizden yükü hafifletmek murad eder[10] "Ey Peygamberin ev halkı! Şüphesiz ALLAH sizden kusuru giderip sizi tertemiz yapmak murad eder.[11] Bu anlamda kullanılan "irâde" kelimesi de aynı şekilde pek çoktur.
Fahreddin Râzî şöyle demiştir: Mutezile bu âyeti delil olarak kullanarak, kuldan ALLAH´ın istemediği şeylerin vâki olabileceğini söylemişlerdir. Çünkü meselâ hasta bir kimse tekellüfe girip orucunu tutsa, bu durumda o ALLAH´ın murad etmediği zorluğu işlemiş olacaktır. Râzî, onlara ´´Yüce Allah´ın iradesi bizzat zorluğun vukuu ile ilgili değildir, O, zorlukla emretmiş olmayı murad etmemiştir" şeklinde cevap vermiştir. Ne Alûsî´de ne de Bağavî´de, bu âyetlerdeki "irâde"nin müellifin dediği gibi rıza ve muhabbetle tefsir edildiğini de görmedim. Mutezile´nin çıkmazını en iyi giderecek çözüm, kelimenin sözlük anlamında bulunacak bir dayanaktır. Kâmûs´da şöyle denir: "İrâde, meşîettir (yani dilemektir)." Şârih ise, bu mânâya herhangi bir ilavede bulunmamıştır. Lisânul-Arab´da ise şöyle denir: "Birşeyi irâde etti" demek, onu dilemek (meşîet) demektir. Sonra da şöyle der: "Birşeyi irâde etti" demek, onu sevdi ve onunla ilgilendi demektir." Bu durumda Müellifin (r.a.) muradı tamamlanmış olmaktadır.
Bu iki tür irâde arasındaki farktan gaflet yüzünden konu ile ilgili yanlış anlamalar olmuştur. Bazıları mutlak surette emir ve ne-hiyde irâdenin bulunmadığını iddia etmişlerdir.[12] Bazıları emredilmeyen şeylerde mutlak olarak bulunmadığını, emredilen şeylerde ise mutlak surette bulunduğunu söylemişlerdir.[13]Her iki yer arasındaki farkı kavrayanlar ise, bu konuda herhangi bir karıştırma durumu içerisine düşmemişlerdir. Emri irâde, sonuç itibarıyla teşrî iradesi[14]demektir ve bu durumda emirde irâdenin mutlak surette bulunması gerekecektir. Kaderî irâde ise, tekvin (yaratma) irâdesi demektir. Buna göre, bu kayıtlama sadedinde "kasıd" lafzının kullanıldığını ve Şâri´e izafe edildiğini görürsen bil ki, ben onunla teşrî iradesi anlamına işaret etmekteyim. Bu aynı zamanda teklif iradesi olmaktadır. Usûlcülerin "tekvin irâdesi" demeleri ve bununla da ikinci mânâsı ile bu kitapta "kasıd" lafzı ile anılacak olan şeyi kastetmeleri[15] yaygındır. Tabiî bu bir ıstılah meselesidir ve ıstılahlarda fazla katılık göstermenin bir anlamı yoktur. Yardım ancak ALLAH´tan istenir. [16]
İkinci Mesele:
Mutlak (herhangi bir kayıt taşımayan) şeylerin emredilmiş olması, Sâri´ Teâlâ´nm onların gerçekleştirilmesine yönelik kasdı bulunduğunu gerektirir. Nitekim nehiy de, mutlak olarak yasaklanan o şeyin gerçekleştirilmeme sine ve terkine yönelik kasdının bulunmasını gerekli kılar. Şöyle ki:
1.
Emrin mânâsı fiilin, nehyin mânâsı da terkin[17] iktizâsı (gerekli kılınması) demektir. İktizâ ise, talep olmaktadır. Talep de talep edilen şeyin varlığını ve o şeyin gerçekleştirilmesine yönelik kasdm bulunmasını gerekli kılar.[18] Talebin bunun dışında başka bir mânâsı yoktur.
2.
İkinci bir husus: Eğer kendisinde talep edilen şeyin gerçekleştirilmesine yönelik bir kasdm bulunmasını gerektirmeyecek bir talebin varlığı tasavvur edilebilecek olursa, o zaman emrolunan şeyin gerçekleştirilmeme sine yönelik bir kasıt ile birlikte bir emrin; işle-nilmesine yönelik bir kasdın bulunması ile birlikte de bir nehyin gelmesi mümkün olurdu. Bu durumda da ne emir, emir olur; ne de nehiy, nehiy olurdu. Bu tam bir çelişkidir. Dahası emrin nehye, nehyin de emre dönüşmesi sahih olurdu. Keza işlenmesine ya da [123] terkine yönelik herhangi bir kasıt içermeyen bir emir ya da nehyin bulunması mümkün olurdu ve bu durumda emredilen ya da yasaklanılan şey mubah ya da meskûtun anh (hakkında hüküm verilmeyen ve sükût geçilen) olurdu. Bütün bunlar muhal olan şeylerdir.
3.
Üçüncü bir nokta daha var: Emredilen şeyin gerçekleştirilmesine, nehyedilen şeyin de terkedilmesine yönelik bir kasıt içermeyen emir ve nehiy, kendinde olmayan kimsenin (sâhî), uyuyanın ve mecnûnun sözü olur. Bunlar ise, ittifakla emir ve nehiy değildir. Konu, hakkında delil aramaya ihtiyaç duyulmayacak kadar açıktır.
İtiraz: Bu (yani emrin, emredilen şeyin gerçekleştirilmesine yönelik Şâri´in kasdınm bulunmasını lâzım kılması), birkaç yönden
problem arzeder:
1.
Bu esasa göre, takat yetmeyecek şeyle yükümlü kılma, o şeyin gerçekleştirilmesine yönelik kasıt içermiş olur. Oysa ki tahkîk erbabı âlimler fiilen vuku bulmuş olmasa da takat üstü yükümlülüğü ittifakla caiz görmektedirler. Onun caiz olması, takat üstü yükümlülük konusu şeyin gerçekleştirilmesine yönelik kasdın sahih olmasını gerektirir. (Adeten) mümkün olmayan birşeyin gerçekleştirilmesine yönelik kasıt ise, abestir. Dolayısıyla bundan, takat üstü birşeyi emretmeye yönelik kasdın da abes olması sonucu lâzım gelir. ALLAH hakkında abesle iştigali caiz görmek ise muhaldir. Kendisinden muhal lâzım gelen herşey de muhaldir. O da (emirde), emredilen şeyin işlenmesine yönelik kasdın lâzım gelmesidir.
´Emir, emredilen şeyin gerçekleştirilmesine yönelik bir kasdm bulunmasını lâzım kılmaz´ dediğimiz zaman ise durum farklı olur. Çünkü bu durumda aklî bir mahzur ortaya çıkmamaktadır. Dolayısıyla da onu kabul etmek gerekecektir.
2.
Bunun benzeri[19] efendi hakkında lâzım gelir. Şöyle ki: Kendisini kölesini dövdüğü için cezalandırmak isteyen hükümdar huzurunda efendi kölesine kendisine itaat etmeyeceği düşüncesiyle bir emirde bulunur ve bununla hükümdarın huzurunda dileyeceği özre bir ön hazırlık olmasını ister. Bu Örnekte efendi, köleye, emrettiği şeyi gerçekleştirmesini kastetmeksizin emirde bulunmuştur. Çünkü burada onda bö...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
«
Son Düzenleme: 29 Eylül 2010, 00:32:57 Gönderen: Ayten
»
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Emir Ve Nehiy
«
Posted on:
06 Mayıs 2024, 06:25:39 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Emir Ve Nehiy rüya tabiri,Emir Ve Nehiy mekke canlı, Emir Ve Nehiy kabe canlı yayın, Emir Ve Nehiy Üç boyutlu kuran oku Emir Ve Nehiy kuran ı kerim, Emir Ve Nehiy peygamber kıssaları,Emir Ve Nehiy ilitam ders soruları, Emir Ve Nehiyönlisans arapça,
Logged
29 Eylül 2010, 00:37:29
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Emir Ve Nehiy
«
Yanıtla #1 :
29 Eylül 2010, 00:37:29 »
Fasıl:
Bu sabit olduğu ve amelde bulunan kimse emir ve nehyin illetinden anlaşılan muktezâya uygun olarak amel ettiği zamari^o kimse güçlü bir yol üzere yürümüş, girdisinde çıktısında her hususta Şâri´in kasdına uygun hareket etmiş olacaktır. O yüzdendir ki selef-i sâlih, kendilerini ibadete verme ve azimetleri araştırma ve onlarla amel etme konusuna vermişler ve nefislerini Allah´a kulluk uğrunda meşakkat ve sıkıntılann altında ezmişlerdir. Çünkü onlar emir ve nehiylerin emreden ve nehyeden cihetinden geldiğini ve onların "Nasıl yaptıklarınıza bakmak için[107] "Hanginizin daha güzel amel işleyeceğini sınamak için"[108]olduğunu; ancak mükellefin bünyece zayıf, irade açısından güçsüz, sabır bakımından yetersiz olması hasebiyle, onun öyle olduğunu bilen ve onu o şekilde yaratan Allah Teâlâ, kulunu mazur görmüş ve zayıflığı sebebiyle ona acıyarak amellere girme konusunda dayanabileceği kolaylıklar getirmiştir. Bu cümleden olmak üzere onun kalbine taat sevgisini koymuş ve onu güçlendirmiş, bazı huzur bozucu ve sarsıntı verici durumlar, zihni kanştırıcı düşünceler karşısında sabretmesi halinde onunla birlikte olmuş, ona olan rahmetinin bir tecellisi olmak üzere meşakkatlerle karşılaşma halinde güçlük ve sıkıntılann kal-dınlacağı bir alan kılmış, amele ilk başlama anında hafifletme yoluyla bir hazırlık devresi kılmış ve bu şekilde devamlılığın ağırlığını karşılamak istemiş, bunun sonucunda yükümlülükler üzerinde devamlılığın kendisine ağır gelmemesini amaçlamıştır. Eğer kula hayır işleme tutkusu girerse ve kendisine meşakkatlann kolaylaşması kapısı aralanırsa, bundan böyle ağır olan, ona hafif gelmeye başlar ve Allah Teâlâ´nın "Herşeyi bırakıp yalnız O´na yönel[109]"Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri için yarattım"[110] gibi âyetlerinde ifadesini bulan mutlak kulluk emrini ifaya kendini verir. Sanki meşakkat ve zıddı kolaylık hakîkî değil tamamen izafî (göreli) şeylerdir. Nitekim bu konu Ruhsatlar bahsinde geçmişti. Şimdi emir yöneltilmiştir ve emir karşısında herkes kendi nefsinin fakîhidir. Emir ve nehiylerle kullara karşı rahmet ve genişlik murad olunduğuna göre, aynı kasdın bulunması konusunda bunlarla ruhsatlar birleşmiş olurlar. Bu durumda azimetler konusunda emir ve nehiyler genel anlamda uyulması maksûd olan şeyler olurlar; rıfk konusunda ise onlar kula yönelik olur: Eğer kul bu durumda rıfk ve kolaylık yönünü tercih ederse, o ruhsat gibi olur. Eğer aksi tarafını tercih edecek olursa o zaman da "Herşeyi bırakıp yalnız O´na yönel"[111]buyruğunun vb. gereği olan azimet doğrultusunda hareket etmiş olur.
Fasıl :
Sarih olmayan emir ve nehiylere gelince bunlar birkaç kısımdan oluşur:
1.
Hükmün ifadesi haber cümlesi şeklinde gelir. Örnekler: "Oruç
size yazıldı[112] "Anneler çocuklarını tam iki yıl emzirirler[113]"Allah, inkarcılara, inananlar aleyhine asla fırsat vermeyecektir[114] "Onun keffâreti on yoksulu doyurmaktır[115]Bunlar ve benzeri içerisinde emir mânâsı bulunan fakat haber cümlesi (inşâî değil de ihbârî) şeklinde gelen nasslar bu türden olmaktadır. Bu kısmın hükmü açıktır ve bunlar sarih emir ve nehiyler gibi işlem görürler.
2.
Fiilin ya da o fiili işleyenin övülmesi; ya da fiilin ya da o fiili işleyenin yerilmesi; emirler hakkında fiili işleyene sevap verileceğinin, nehiyler hakkında ise o fiili işleyene azap edileceğinin belirtilmesi; ya da emirler hakkında fiili işleyeni Allah´ın seveceğinin, ne-hiylerde ise fiili işleyene Allah´ın buğzedeceğinin ve hoşlanmayacağının veya sevmeyeceğinin bildirilmesi. Bu kısmın Örnekleri de açıktır. Meselâ: "Allah´a ve peygamberlerine inananlar, işte onlar dosdoğru olanlardır[116] "Bilakis siz aşırı giden bir topluluksunuz[117] "Ve kim Allah´a ve Peygamberine itaat ederse, onu cennetlere sokarız[118] "Kim Allah´a ve Rasûlüne isyan eder ve O´nun sınırlarını aşarsa, onu cehenneme sokarız[119] "Allah, iyilik yapanları sever[120] "Şüphesiz O, israfçıları sevmez[121]"Kulları için küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden hoşnud olur"[122]. gibi.Bunlar da açıktır dedik, çünkü bu ifadeler tartışmasız olarak övülen konularda o fiilin işlenmesine, yerilen konularda da o fiilin ter-kedilmesine yönelik zımnî bir talep içermektedirler.
3.
Talep konusu şeylerin gerçekleşmesi kendilerine bağlı olan şeyler: "Vacibin ancak kendisi ile tamamlanabildiği şey de vacip midir [123]"Birşeyi emretmiş olmak onun zıddını da yasaklamış olmak mıdır "[124]el-Ka´bî´nin görüşüne[125] göre, "Birşeyin mubah olması, onun emredilmiş olması demek midir " ve daha başka benzeri aslında maksûd olmadıkları halde talep konusu olan şeylerin işlenmesi ya da terkedilmesi için zorunlu olarak bulunması gereken şeyler de bu kısmı teşkil etmektedir.
Âlimler gerek bu konularda ve gerekse bunların dikkate alınıp alınmayacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bu konular usûl kitaplarında işlenmiştir. Ancak, şayet biz bunların dikkate alınmaları gerektiğini söyleyecek olursak, bu aslî kasıt üzerine değil talî (ikinci) kasıt üzerine olmuş olacaktır. Hatta bunlar derece bakımından "Alış verişi bırakın" gibi tâbi durumda olan sarîh emir ve nehiyler-den daha zayıf olacaklardır.[126]Çünkü dikkate alma konusunda sarîh olan emrin rütbesi hiçbir zaman zımnî olanın rütbesi gibi değildir.
Makâsıd bölümünde geçtiği üzre şer´î maksatlar iki kısımdı: a) Aslî maksatlar, b) Tâbi maksatlar. Emir ve nehiylerle ilgili burada zikredilen bu kısım işte o taksimden doğmaktadır. Bu ikisi arasın- [157] da çok büyük fıkhî incelikler bulunmaktadır.[127] O yüzden konunun açıklığa kavuşması ve sonunda Allah´ın izniyle başka benzerlerini de yerlerine oturtabileceğin bir kıstasa ulaşabilmen için bir fasıl açıp orada bir mesele[128] zikriyle izahat vermemiz gerekmektedir.
Fasıl :
Fukahaya göre "gasb" rakabe üzerine teaddîde bulunmak demektir. "Teaddî" ise, rakabe üzerine değil de menfaatler üzerine tecavüzde bulunmaya has bir ifadedir.
Gâsıb, gasbedilen şeyin rakabesine mâlik olmayı kastederse, bu ona yasaklanmıştır ve kasdı cihetinden yaptığı şeyden dolayı günahkârdır.[129]Bu durumda kişi sadece rakabeyi kastetmiş olmaktadır. Bu itibarla nehiy öncelikle rakabe üzerinde malikiyet kurması maksadına yöneliktir.
Menfaatler üzerine teaddîye gelince, burada kasıt rakabeye değil menfaatlerin elde edilmesine yönelik olmaktadır. O bu kasdı sebebiyle o şeyle faydalanmaktan yasaklanmış olmaktadır. Bu durumda o, sadece menfaatlere yönelik bir kasıt bulundurmuş olmaktadır. Ancak her iki durum da, tâbiyet hükmü yoluyla birinci (aslî) kasıtla değil de ikinci (tâbi) kasıtla diğerinin bulunmasını zorunlu kılmaktadır.[130]
Kişi eğer gâsıb ise, menfaatleri değil, rakabeyi tazminle sorumlu olacaktır ve rakabenin sadece gasb günündeki kıymetini tazmin edecek, (onu gasbdan hüküm anına kadar geçen süre içerisinde ulaştığı) en yüksek kıymetten ödemeyecektir. Çünkü faydalanma rakabeye tâbi durumdadır. O tâbi durumda olunca, ondan faydalanma hakkında gelen yasak da rakabeye el koyma yasağına tâbi durumunda olacaktır. O yüzden de menfaatlerin kıymetini tazmin etmeyecektir; ancak bazı âlimlerin görüşüne göre menfaatlerin tazmini söz konusu olacaktır ve bunlar görüşlerini "gâsıbm rakabe ile birlikte aynı anda aslî kasıtla menfaatlere yönelik de kasıt bulundurmuş olacağı" esasına bina etmektedirler. Daha açık görüşe göre rakabe gâsıbı üzerine menfaatlerin tazmini gerekmemelidir; çünkü bir genel kaide getiren "el-Harâcu bi´d-damân" (= Cereme kime semere ona.[131]) hadisinin genel kapsamına bu da girmektedir.[132]Bunun sebebi zikredildiği üzere, gasbedilen şeyden faydalanmayı yasaklama bizatihi maksûd değildir; aksine o gasb yasağına tâbi durumdadır. Bu haliyle o, cuma vaktinde yapılan alış verişin durumuna benzemektedir. Açıkça yasak bulunmasına rağmen bu vakitte yapılan alış veriş yasaktan gözetilen maksat bizzat alış verişi yasaklamak olmadığı için bir kısım âlimlere göre sahih olunca, zımnî nehiy ile yasaklanmış olması durumunda onun öncelikli olarak sahih olması gerekecektir.[133]Bu bahis "Vacibin ancak kendisi ile tamamlanabildiği şey de vacip midir " meselesinde de aynen geçerlidir. Eğer biz vacip değil dersek, o takdirde bir problem bulunmayacaktır. Yok vacip diyecek olursak o zaman onun vacipliği bizatihi olmayacaktır. Aynı şekilde "Eirşeyi emretmiş olmak onun zıddını da yasaklamış olmak mıdır ", yine "Birşeyi yasaklamış olmak onun zıdlarından birini emretmiş olmak mıdır " meselelerinde de durum aynıdır. Eğer biz öyle dersek, o zaman bu bizatihi maksûd olmayacaktır ve bu durumda emir ve nehiy için kesin bir hüküm bulunmayacak; ancak bilfarz aslî kasıt ile maksûd olması takdirinde kesinlik kazanabilecektir; oysa ki durum öyle değildir.
Eğer (gâsıb değil de) müteaddî ise, o takdirde tazmin sorumluluğu gasb değil de teaddî tazmini[134] şeklinde olacaktır; çünkü bu durumda rakabe tâbi durumda olmaktadır. Durum böyle olunca rakabeye el koyma yasağı, menfaatlere el koyma yasağına tâbi olmaktadır. Bu yüzden de mutlak surette en üstün kıymetinden[135] tazmin edecektir ve az çok ne varsa tazminle yükümlü olacaktır. Teaddî durumunda rakabenin tazmini ise, sadece malın telef olması[136] halinde söz konusudur. Çünkü onun telefi menfaatlerinde telefi sonucunu doğurmaktadır. Bunlarda gasb hali İse böyle değildir.
Eğer bunlar aynı olsaydı o zaman ne İmam Mâlik ne de başkaları bunların aralarını ayırmazlardı. İmam Mâlik gâsıb ve hırsız (sârik) hakkında şöyle demiştir: "Gasbedilen ya da çalman şeyi piyasasından ve menfaatlerinden alıkoyar ve sonra olduğu gibi geri iade ederlerse sahibinin tazmin ettirme hakkı yoktur.[137] Eğer iâreten almış (müsteîr) ya da kiralamış (mütekârî) (ve teaddîde bulunmuş ise[138]o takdirde kıymetini tazmin...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
29 Eylül 2010, 00:41:27
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Emir Ve Nehiy
«
Yanıtla #2 :
29 Eylül 2010, 00:41:27 »
Dokuzuncu Mesele:
İki şey hakkında emir ve nehiy bulunsa ve bu şeylerden her biri diğerinin tâbisi durumunda olmasa, aralarında ne varlık ne de geçerli bulunan örf bakımından telâzum (birbirini zorunlu olarak gerektirme durumu) da bulunmasa, ancak mükellef amaç itibarıyla bu iki şeyi tek bir fiil içerisinde ve ve tek bir garazla bir araya getirme kasdı bulundursa meselâ tek bir akit içerisinde haram ve helâli bir arada toplamak gibi bu durumda (hüküm ne olur )
Biz bu konuya "emrin ibâha yerine konulması" demek istiyoruz. Çünkü hüküm her ikisinde de birdir. Zira emir bazen ibâha için olabilmektedir. Meselâ şu âyette böyledir: "Namaz kılındığı zaman, yeryüzüne dağdın ve ALLAH´ın lütfundan (nasibinizi) arayın"[220] Burada bu ıstılahla sadece ihtisarda bulunma kastedilmiştir. Mânâ siyak ve sibaktan anlaşılmaktadır.
Malum olduğu üzere onlardan her biri bilfarz kasıt konusunda tabi durumunda değildir ve onların münferit hükmünde kabul edilmesi de mümkün olmamaktadır. Çünkü bu kasıt ile bağdaşmamaktadır. Zira maksatlar tasarruflarda dikkate alınmaktadır. Yine şer´î mesâil üzerinde yapılan istikra ortaya koymaktadır ki; hükümler konusunda, iki şeyin bir arada olmasının, yalnız başına bulunmaları durumunda olmayan tesirleri vardır[221]
Bu konuda emredilen birşeyle, yasaklanılan bir şeyin yada emredilen iki şeyin veyahut da yasaklanılan iki şeyin bir araya gelmiş olması arasında fark bulunmamaktadır. Hz. Peygamber bey´ ve selefi yasaklamıştır.[222] Halbuki bunlardan her biri tek başına ele alındıklarında caiz olmaktadır. ALLAH Teâlâ iki kız kardeşin aynı nikah altında toplanmasını yasaklamıştır. Halbuki teker teker olmak kaydı ile her biri üzerine akitte bulunmak caizdir. Hadiste de bir kadının, halası ve teyzesi ile birlikte bir arada nikâh altında tutulması yasaklanmıştır.[223] Hz. Peygamber gerekçe olarak da bu yasağa şu sözü ile işaret buyurmuştur: "Eğer siz bunu yaparsanız, o zaman akrabalık bağlarını koparmış olursunuz" Bu konu da, mânâ bakımından konumuza dahil olmaktadır; çünkü burada toplama halindeki hüküm, onların teker teker olan hükümlerinden farklı olmaktadır. Dolayısıyla bir arada bulunmanın hükme tesiri bulunmaktadır ve bu bir delildir. Bu tür nikahların tesiri akrabalık bağlarının kesilmesi konusundadır ve bubirliğin kaldırılmasıdır. Bu bir arada olmanın tesiri olduğu hakkında da delil olmaktadır. Yine hadiste sadece cuma gününde oruç tutmak yasaklanmış[224] ve bir gün Öncesi ya da bir gün sonrası ile birlikte tutulması istenmiştir. Aynı şekilde Ramazan ayından bir ya da iki gün Önce oruç tutmaya başlamak da yasaklanmıştır.[225]Fıtır bayramı gününde oruç tutmak da böyledir.[226] Zekat yükümlülüğünden kaçmak için ayrı olan zekât matrahı malları birleştirmek, birleşik olanları da ayırmak da yasaklanmıştır.[227] Bütün bunlar bir arada bulunma (içtimâ) halinin, tek başına bulunma (infirâd) haline ait olmayan etkileri bulunduğunu gerektirir. İnfirâd hali için, içtimâ halinden farklı hükmün bulunması gereği, içtimâ haline ait, infirâd halininin hükmünden farklı bir hükmün bulunduğunu içtimâ halinde, infirâd haline dönme Özelliği ortadan kalksa bile[228] açıklar. Yine Hz. Peygamber içecekler bahsinde (üzüm ve hurma gibi) iki ayrı şeyin birbirine karıştırılmasını yasaklamıştır.[229] Çünkü bunların birbirine katıştırılmalan sarhoşluk verme özelliğini çabuklaştırıcı bir etki göstermektedir. (Satılan) anne cariye ile çocuğunun aralarının ayrılmasını yasaklamıştır. Bu hadis Sahih´te bulunmaktadır.[230] Aynı şekilde iki kardeşin arasının ayrılmasını yasaklamıştır.[231] Bu da hasen bir hadis olmaktadır. Şeriatta bu türden örnekler çoktur.
Sonra bir arada bulunma (içtimâ) hakkında delil ikâmesi konusunda daha genel bir anlamda[232] yaklaşıldığı zaman, onun kısmen dikkate alınmış olduğunu gösterecek deliller daha da çoğalacaktır.Meselâ birlik halinde olmanın emredilip, ayrılık halinde olmanın yasaklanması gibi. Çünkü birlikte olma halinde, yalnız olma halinde bulunmayan özellikler vardır: Meselâ dayanışma ve yardımlaşma, İslâm´ın güç ve kudretini gösterme, küfrün egemenliğine son verme gibi. İşte bu noktadan hareketle dînî etkinliklerden olmak üzere cemâatler, cumalar, bayramlar konulmuş; özel olarak akrabalar arasında, genel olarak da bütün müslümanlar arasında bağlar tesis edilmiş ve bunlar arasında irtibat kurulması istenilmiştir. Toplu halde olmak övülmüş, ayrılık hali yerilmiştir. İnsanların aralarının bulunması emredilmiş, bunun aksine hareketler ve sonuç itibarıyla ayrılık doğuracak her türlü faaliyetler yerilmiştir.
Keza nazarî yaklaşım da, beraberlik haline ait, ayrılık hali için bulunmayan hususiyetlerin mevcudiyetine hükmeder.
Bu, beraber olma (içtimâ) halinin etki edeceğinin ve onun dikkate alınacağının izahı olmaktadır.
Ayrı bulunma (iftirâk) halinin de bir başka yönden etkisi vardır: Ayrılık halinde bulunmayan bazı hususiyetlerin, beraberlik hali için söz konusu olduğu gibi, ayrılık hali için de bazı özellikler vardır ve bunları beraberlik hali ortadan kaldırmaz. Meselâ bir arada olan bey´ (satış) ve selefi (karz) yasaklayan hadis, tek başlarına bulundukları zaman bunlardan her birine ait bazı hususiyetlerin bulunduğuna ve bunların bir arada bulunma halinde ortadan kalkmayacağına hükmeder. Bu özellik bunlardan her biri ile istifade durumudur ve bu, bir arada olma durumunda ortadan kalkmaz. Ancak bu birleşme sonucunda bunların arasında ilave bir özellik vücuda gelir ki, yasak da işte bundan dolayı gelmiştir. Beraber olma halinde doğan bu ilave özellik, tek olarak bulunma halinde mevcut özellikleri tümden ortadan kaldırmaz. İki kız kardeşi aynı anda bir arada nikah altında tutma[233] ve delillerin zikri sırasında belirtilen benzeri diğer konularda da durum aynıdır.
Sonra nasıl ki, beraber bulunma halinde ayrı iken mevcut olmayan bazı özellikler var idiyse, münferit halde iken mevcut olup beraber bulunma halinde ortadan kalkmayan bazı özellikler de vardır. Çünkü bir araya gelenlerin her birinin kendisine ait var olan özelliği, eğer bir araya gelme sebebiyle ortadan kalkacak olsaydı, o zaman birleşme (içtimâ) halinin özellikleri ortadan kalkmış olurdu. Aynen insanla, organlar arasındaki ilişkide olduğu gibi. Bu organların toplamı insanı oluşturmaktadır. Ancak bu organların tek yönden birleşmiş olmaları ya da tek bir özelliği ortaya koymuş olmak için birleşmeleri düşünülecek olsaydı, o zaman insan ortaya çıkmazdı.[234] Baş, elin göstermediği özelliği göstermekte; el ise ayağın vermediği faydayı sağlamaktadır. Kemikler, sinirler ve damarlar gibi birbirine benzer halde bulunan diğer organlarda da durum aynıdır. Bunlar farklı özellikler taşımakta ve birleşme anında bu özelliklerini yitirmemekte ve bütün bunların toplamından insan meydana gelmektedir. Eğer insan ve organlar için tatbik ettiğimiz bu husus anlaşıldıysa, diğer birleşme (içtimâ) hallerinde de durumun aynı olduğu anlaşılacaktır.
Şu halde birlik halinde olmayı isteyen emir ve ayrılığı yasaklayan nehiy, içtimâ halinde iken cüzlerin faydalarını[235]ortadan kaldirmaz. İçtimâ hali yoluyla fayda meydana geldiği gibi, içtimâ halinde iken de cüzlerin ayrı ayrı ele alınması yönünden fayda hasıl olmaktadır. Sonra iki şeyin bir arada bulunması (içtimâi) durumunda, bunlardan her birinin, o açıdan itibara alınması sahih olacak bir hüküm ile müstakil olarak ele alınması mümkün olduğu gibi, meselemiz gibi olan yerlerde birbirleri ile tearuz halinde de olabilirler ve bu halde mesele üzerinde durmak gerekir. Bu durumda sadece içtimâ halinin dikkate alınması, infirad halinin dikkate alınmasından daha öncelikli (evlâ) değildir.[236]
Her birinin, müctehidlerin bakış açılarını üzerlerine çekecek izah ve dayanakları vardır.
Hal böyle olunca, maksat açısından her iki durumun da birbiri içerisine girmesi halinde, bunlar hüküm açısından varlık ve yokluk bakımından birbirleri ile bağıntı (telâzum) halinde bulunan ve hükümleri tek bir şeyin hükmü gibi olan iki şey olurlar. Bu durumda emir ve nehyin beraberce onlar üzerine gelmiş olması (içtimâi) birbirleri arasında varlık ve yokluk bakmmdan bağıntı (telâzum) bulunan şeylerde olduğu gibi mümkün değildir. Bu durumda mutlaka emir ya da nehiy yoluyla onların her ikisine birden yönelen bir hükmün bulunması gerekecek midir Yoksa gerekmeyecek midir Alimlerden bir kısmı, onlar üzerine çözülme ve müstakil olma hükmünü uygulamaktadır ve bunlar örf-i vücûdî ile istimali dikkate almaktadırlar. Tabiî bu her birinin diğer eşinden ayrı olarak ele alınması mümkün olduğu zaman için söz konusudur. Alimler arasındaki görüş ayrılığı "haram ve helali içeren akit" meselesinde sürmektedir ve her iki tarafın görüşlerinin izahı ortaya çıkmıştır.
İtiraz: Delilin desteklemiş olduğu görüş birincisidir. Çünkü bir arada olma (içtimâ) halinin bir tesiri bulunduğu ve ona ait yalnız başına bulunma halinden farklı hüküm olduğu sabit olduğuna göre, o zaman bütüne nisbetle iki şeyden her biri, asıla´(metbû) nisbetle tâbi halini almış olur. Çünkü her biri bütünün bir parçası durumundadır. Bütünün bir kısmı, o bütüne tâbi durumundadır. Bunu [198] destekleyen delillerden biri de Hükümler bahsinde geçen, birşeyin cüz itibarıyla mubah, kül itibarıyla ise matlûp veya cüz itibarıyla mendûb, kül itibarıyla ise vacip olmasıdır. Diğer hükümlerde de aynı şekilde cüz itibarıyla ele alındığında farklı, kül itibarıyla ele alındığında ise daha farklı hükümler doğmaktaydı. Bu durumda emir ve nehyin aynı anda gelmiş olması düşünülemez. Biz bütüne baktığımızda, nehye mahal olan şeyin bütün içerisinde mevcut olduğunu görürüz. Bu durumda nehiy, o şey içerisinde ilgili olduğu şeye yönelmiş olacaktır. Bu durum, Mâzirî´nin talîlinde ve onunla birlikte zikredilen şeylerde izahını bulmaktadır.
Cevap: İtiraz yerinde değildir. Eğer bütünü meydana getiren cüzlerden h...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
«
Son Düzenleme: 29 Eylül 2010, 00:44:02 Gönderen: Ayten
»
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
29 Eylül 2010, 00:46:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Emir Ve Nehiy
«
Yanıtla #3 :
29 Eylül 2010, 00:46:32 »
Üçüncü yöne gelince, eğer onun emredilen bir şeye hadim olduğu farzedilecek olursa, bu takdirde o birinci kısımdan olacaktır. Kişinin hanımı ile oynaşması, at talimi vb. yollarla eğlenmesi gibi. Ancak bunların emredilmiş olan şeylere hadim olmaları birinci kasıtla değil ikinci kasıtla olmaktadır. Zira bu tür oyunlarla oynadığı o anda, kül olarak yapılması matlup bulunan bir amelle kendisini gaflet ve tenbellikten uyaracak bir başka amel işlemesi mümkündü; zevce ile oynaşmak gibi. Bunun için herşeyi terketmek suretiyle istirahate çekilmesi de yeterlidir. Uyumak ve başka yollarla dinlenmek sonucunda, her zaman için çalışma yorgunluğu ortadan kalkmayabilir. Bütün bunlar (yani uyku vb. şeyler) mubahtır. Çünkü birinci kasıt ile matlûp olan şeye hadim bulunmaktadır. Oyun ve eğlence yolu ile dinlenme ise, böyle değildir. Eğer kişi bu oyunlardan devamlılık olmamak kaydı ile oynar ve eğlenirse, o zaman işlenmesi matlup şeye hadim olan birşeyi içeren bir iş[355] yapmış olur. Onun hâdimliği ise birinci kasıtla değil, ikinci kasıtladır. Dolayısıyla birinci kısımdan ayrılmış olur. Zira birinci kısımdan olanda ibtidaen hadim olan şey yapılmış iken, bu kısımda terki matlup olan şeye hadim olan işlenmiştir. Şu kadar var ki, devamlılık olmadığı takdirde[356] oyun, işlenmesi matlup olan şeye hizmet mânâsı da içermektedir. Düşünen kimse için bu açıktır.
Fasıl:
İtiraz: Burada şöyle denilebilir: Bu bahis, fıkhı bir faydası olmayan lüzumsuz bir tetkiktir. Çünkü her iki kısım da, aslî konumunun gereğinin zıddını içermektedir.[357] Bu durumda yapılması gereken şey, mubahın kullanılması ya da terki konusunda durum ne gerektiriyorsa[358] o şekilde amel etmektir. Bunun ötesinde kalan şeylerin göründüğü kadarı ile hiçbir faydası yoktur. Yapılan sadece mevhum bir duruma zihnin takılması ve yorumlara gidilmesidir. Böyle birşey ise ciddî ilim adamlarına yakışmaz.
Cevap: Bilakis bu konu üzerine hem fıkhı durumlar[359] hem de
amelî esaslar terettüp eder:
1.
Bunlardan birincisi şudur: Bu konu, fesadı gerektiren arızî durumların ortaya çıkması halinde, mubahlardan vazgeçilmesi istenilecek olanla, böyle bir durumda fesadı gerektiren arızî engellere rağmen terki istenmeyecek olan kısımlar arasını ayırmamıza imkân verir. Şöyle ki: Alış veriş, birlikte yaşama, birlikte ikamet et- [232] me... gibi asıl olmak üzere meşru kılınan esasları ele alalım: Yeryüzünü fesat kaplasa ve her tarafta münker olan şeyler yayılsa, öyle ki mükellef, ihtiyaçlarını gidermesi ve lüzumlu tasarruflarda bulunması halinde genelde bu tür münkerât ile karşılaşmak ve onlara bulaşmaktan kurtulamasa; zahir, bu durumda onun böyle bir sonuca götürecek herşeyi bırakmasını gerektirecektir. Fakat hakikat öyle değildir; onun mutlaka ihtiyaçlarını işlenmesi ister cüz, ister kül olarak matlup bulunsun gidermesini gerekli kılar. Giderilmesi gerekli kılman bu ihtiyaçlar ya aslî üzere matluptur ya da, aslî olarak matlup olana hadim durumdadır. Çünkü, eğer bu durumda mükellefin ihtiyaçlarından el çekmesi istenecek olursa bu sıkıntı ve zorluğa (harec) ya da takat üstü yükümlülüğe götürür. Bunlar ise bu ümmetten kaldırılmış olan zor ya da imkânsız yükümlülüklerdir. İnsan için bu tür ihtiyaçların giderilmesi kaçınılmazdır. Ancak elinden geldiği kadar karşılaşacağı bu münker şeylerden kaçınmaya çalışır; güç yetiremediklerinden de affolunur (ma´fuvvun anh).[360] Zira bunlar (yani karşılaşılan münkerât), asıl hükmüyle değil tâbilik hükmüyle ortaya çıkmaktadır. İmam Gazzâlî, Ehyâ adlı kitabının helâl ve haram bahsinde konuyu bundan daha husûsî bir biçimde[361] ele almış ve orada açmıştır. Bu genel bir kaide olarak alındığı zaman süreklilik ve bidüziyelik gösterecektir.
İbnu´l-Arabî, hamama girmenin caiz olduğunu belirttikten sonra şöyle der: "Eğer denirse ki: Hamam çoğu kez münkerâtm görüldüğü bir yerdir; dolayısıyla oraya girmenin hükmünün haram olması, mekruh olmasından daha isabetli gözükmektedir. Bu durumda caiz olması da nerede kaldı Biz de deriz ki: Hamam tedavi olunan, temizlik yapılan bir yerdir. Bir nehir mesabesindedir. Nehirde de avret yerlerinin açılması ve münker şeylerin yapılması gibi şer´an hoş kabul edilmeyen durumlar galip halde bulunabilir. Bununla birlikte insan, ihtiyaç duyduğu zaman ona girer ve mümkün mertebe gözünü ve kulağını esirgemeye çalışır. Münker olan şeyler bugün mescidlerdedir; ülkeyi kaplamıştır. Hamam da genel olarak ülke, özel olarak da nehir gibidir" Onun sözü böyle. Bu sözün, konumuza delâleti açıktır.[362]
Asıl itibarıyla meşru olan her konuda değerlendirme bu şekilde olacaktır. Bu ortaya çıkan arızî durumdan sakınma hali, sıkıntıya maruz bırakacaksa böyledir. Ama böyle bir sonuca götürmeyecekse ve farzedilen durum ile nehyin bulunduğu konuda bir çıkış noktası bulunuyorsa sedd-i zerâi´de olduğu gibi o zaman mesele üzerinde düşünmek gerekecektir. Bu halde iki taraf birbirini tartmış olacaktır; kim arızî olan yönü dikkate alacak olursa, fesada giden yolu kapatacaktır; üstü örtülü riba satışları (büyûu´l-âcâl) ve benzeri hi-yel yollarında olduğu gibi. Kim de aslı dikkate alacak olursa, o da yasak olan şey açıkça ortaya çıkmadığı sürece men yoluna gitmeyecektir.
Meseleye, aynı zamanda asıl olan ile galip halde bulunanın çatışması (tearuzu) durumu da dahil olmaktadır. Çünkü asla itibarın önemli bir yeri vardır Diğer hususları dikkate almak ise, yardımlaşma kabilinden tamamlayıcı unsur mahiyetindedir.[363] Bu konu da açıktır.Ama mubah, kül olarak terki matlup olan türden ise, durum bunun aksinedir. Hiçbir kimse için musikî dinleme, mubah olduğunu kabul etsek bile eğer bu sırada yasak olan şeyler ortaya çıkıyorsa veya yolunda varsa caiz olmaz. Çünkü musikî dinlemek, haddizatında işlenmesi matlup olan şey değildir. İşlenmesi istenilen birşeye hadim durumda da değildir. Bu durumda, hal böyle iken mükellefin musikîden nasibini alması mümkün olamaz ve onu tümden terketmesi gerekir. Oyun vb. diğer şeylerde de durum aynıdır. Hükümler kitabının Ruhsatlar faslında bu konu için yeterince açıklama yapılmıştı. Dünya hayatının cazibesi ve fitneleri karşısında gelen haberlerden kiminin onlara karşı uyarıcı ve onlardan kaçınmayı teşvik edici ifadeler içermesi, diğer bir kısmının ise bu tür ifadeler içermemesi arasını bulma (telif) da işte bu noktanın dikkate alınması yoluyla olacaktır.
İtiraz: Selef, mefsedetlere götüren şeylerden her ne kadar aslı kül olarak matlup olsa ya da matlup olana hadim bulunsa da uzak durulması konusunda uyarmışlardır. Onlar bu yüzden cemaati, cenaze merasimlerine katılmayı vb. şer´an matlup bulunan birçok şeyleri terketmişlerdir. Birçokları evliliğin terki ve çor çocuk sahibi olmama konusunda ruhsat vermiştir; çünkü bu gibi şeylere pek çok münkerât girmişti. İmam Mâlik´ten zikre dil diğine göre o cumaları, cemaatleri, ilim öğretmeyi, cenazelere katılmayı vb. ancak insanlar arasına katılmak suretiyle yapılabilen ve matlup olan şeyleri terketmiştir.[364] Diğerleri de böyle. Onlar büyük âlimler, fa-kihler ve veli kullardı; hayır işlemek, sevap elde etmek konusunda son derece hırslı kimselerdi. Bütün bunlar hakkında şeriatta delil de vardır: Meselâ Hz. Peygamber[ Bİevehs´iumtu ] ŞÖyle buyurur: "Çok sürmez müslümanın en hayırlı malı koyun olur; vadilerde, yağmur düşen yerlerde onu yayar. Dinini kurtarmak için fitnelerden ka-çar[365] Benzer daha başka uzleti teşvik eden hadisler vardır. Böyle bir hayat, kül ya da cüz olarak yapılması mendup ya da vacip olmak üzere matlup olan, bir başkasına hadim bulunan ya da bizatihi maksud olan pek çok şeyin terki neticesini içerir. Vacip için durum böyle olursa mubahın durumu ne olur
Cevap: Bu itiraz iki yönden yerinde değildir:
a) Biz, zarurî ve diğer ihtiyaçların giderilmesi konusunda insanlarla birlikte olmanın caizliğini söylemiş olduk. Bir kimse iki caizden biri doğrultusunda hareket ederse, bunda herhangi bir sakınca olmaz. Cüz olarak matlup olan bize karşı
ileri sürülemez. Çünkü biz bu meselede o konuya girmek durumunda değiliz.
b) Hakkında uyan bulunan ve selefin yapmış oldukları şeyler, terkettikleri konularda onların kendi ictihadları sonunda gördükleri daha güçlü bir muarız sebebiyledir. Meselâ fitnelerden kaçmak gibi. Çünkü fitne zamanlarında bunlara karışmak, zarurî olan esasların bir çoğunu zedeleyecek sonuçlara sebep olabilmektedir; haksız yere müslümanlar arasında kan dökülmesi gibi. Yahut da insanlarla beraber olma durumunda elde edecekleri faydalarla, kaybedecekleri değerler ve uğrayacakları zararlar arasında bir tercih yapmaları sonucunda olmuştur. Veyahut da aşırı takva sahibi kimseler kendilerine başkaları için ağır gelebilecek meşakkatler yüklerler. Meşakkatler ise, izafi olup kişiden kişiye değişir. Nitekim Hükümler bahsinde geçmişti. Dolayısıyla bütün bunlar bizim ortaya koyduğumuz hususu zedeleyecek mahiyette değildir.
Fasıl:
2.
İkinci fayda, mubahlardan niyet ile tâate dönüşenler ile dönüş-meyenler arasındaki ayırımın yapılmasıdır. Şöyle ki: Mubahlardan emrolunmuş birşeye hadim olanın niyet ile tâat şekline dönüşmesi mümkündür. Çünkü yemek, içmek, cinsî ilişkide bulunmak ve benzeri şeyler, zarurî olan bir esasın gerçekleştirilmesi için sebep olmaktadırlar. Bu durumda alınan şeyin lezzet ve kalitenin en üst mertebesinde olup olmaması arasında fark yoktur. Bu ikisi arasında, onların mutlak haz sebebiyle ya da şer´î hitap açısından alınmış olmaları dışında dikkate alınacak bir fark yoktur. Eğer haz cihetinden alınırlarsa, o bizzat mubah olmuş olur. Şer´î izin açısından alınmaları durumunda ise, o kül olarak matlup demektir.[366] Çünkü şer´î kasıtta matlûp olana hadim unsur vardır ve onun talebi birinci kasıtla olmaktadır. Bu taksim Hükümler bölümünde açıklanmıştı.
Bu sabit olunca, işlenmesi mat...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
29 Eylül 2010, 00:47:50
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Emir Ve Nehiy
«
Yanıtla #4 :
29 Eylül 2010, 00:47:50 »
[42] Nisa 4/17.
[43] ´Genelde´ ifadesinin dışında kalan hususlardan biri de meselâ gasbdır. Bu insan tabiatının meyledebileceği bir fiil olmakla birlikte hakkında belli bir had ve bedenî ceza konulmamıştır. Çünkü bundan sakınmak ve gasbedilen şeyi mahkemeye baş vurmak suretiyle geri almak kolayca mümkündür. Gasbeden kimse genelde, gasbettiği şeyin kendisine ait olduğunu iddia eder. Bu durumda hakkın kime ait oîdduğunun mahkemede isbatmdan başka bir yol kalmaz. Gasb hakkında gelen "Kim bir karış kadar bir yer gasbederse, yedi kat yer (yarın kıyamette) boynuna dolanır..." şeklindeki ceza âhiret âlemi ile ilgilidir. Tabiî bu tür kimseler için dünyada hâkimin uygun göreceği ve gasbm önünü almaya matuf bir tazir cezası da bulunmaktadır.
[44] Meselâ yalnız başına da olsa namaz halinde iken avret yerlerinin örtül-
mesi vaciptir. Bu durumda örtünme iyi âdet ve üstün ahlâk anlayışının bir tezahürü olmaktadır. Avret yerlerinin eşler dışında başka insanlardan örtülmesi ise zarurî esasların tamamlayıcı unsurlarından olmaktadır. Çünkü avret yerinin açık olması şehveti tahrik eder ve zinaya bir kapı açar. Zinanın haramlığı ise zarurî esaslardan olmaktadır.
[45] Dördüncü Nev´i, Üçüncü Mesele´de.
[46] Şâtıbi, el-Muvâfakât, İz Yayıncılık: 3/125-130
[47] Bu emredilenlerin birçoğu birbiri aitma girse ya da birbirinin lâzımı bir
sonucu olsa da bunlar kitap ve sünnet nasslarında emir şeklinde geldikleri için burada ayn ayrı zikredilmişlerdir. Yasaklarla ilgili olarak sayılanlar da aynı şekildedir.
[48] Hadiste acele edilmediği zaman duaların kabul edileceği belirtilmiştir. Keza başka bir hadiste de aceleciliğin şeytandan olduğu bildirilmiştir.
[49] Çünkü böyle bir tavır sabırsızlığın ve ALLAH´a itimadın olmamasının tabiî bir sonucudur.
[50] Yani nassda emredilen ya da yasaklanılan şeyin hali ile başka bir hal arası ayrılmaksızm mutlak gelmesi halinde. Bu durumda nasslar tamamen kayıttan uzak bir şekilde gelmekte ve eğer şöyle olursa vacip, şöyle olursa, mendup, şöyle olursa, mekruh olur gibi bir açıklama içermemektedir. Aksine tam anlamıyla mutlak olarak gelmekte herhangi bir kayıt bulundurmamaktadır. Talep konusu olan şeyin vacip mi, mendûp mu yoksa mubah mı, yasak ise haram mı hatta küfre götürecek birşey mi olduğunu belirtecek talebin kuvvetini gösterecek herhangi bir belirtiden uzak olmaktadır. Yukanda yetmişüç kadar sayılan hasletlerde galip olan emir şekli böyledir. Doksanbir kadar sayılan yasak konusu hasletlerde de durum aynıdır.
Burada şöyle bir itiraz ileri sürülebilir: ALLAH´a ibadette ortak koşmak, ALLAH´ın rahmetinden ümit kesmek, AUa´ın âyetleri ile istihzada bulunmak, ALLAH´ı unutmak ve daha başkaları gibi bazı yasak konulan vardır ki, bunlar hep aynıdır ve bunların cüzileri biri diğerinden farklılık göstermez. Çünkü bunlar hep bir derecededir ve o da küfürdür.
Cevap: İtiraz yerinde değildir. Çünkü: Bunlar kendi aralarında farklı farklı olan şeylerdir. Meselâ şirk koşma hakkında gelen: "Ben koşulan ortaklar içerisinde ortağa en müstağni olanım. Kim bir amel işler ve amelinde bana bir başkasını ortak kılarsa, onu şirki ile başbaşa bırakırım" hadisini ele alalım. Burada sözü edilen ortak koşma, bazen riya yolu ile olabilir. Riya da şirkin bir nev´idir; ama küfrü gerektirmemektedir. Keza kalbin ALLAH´ın emirlerini yerine getirme konusunda gaflet içerisinde bulunması ALLAH´ı unutma olur ve bu bazen ALLAH´ın âyetleri ile istihza şeklinde nitelenebilir. Bu şekliyle bu ikisi küfür derecesine ulaşmayan günahlardan olur. "ALLAH´ın âyetlerini istihza konusu etmeyin´´ âyetinin tefsiri sırasında bildirildiği üzere bu âyet, zevceye Önce talâk, sonra rücû, sonra talak, tekrar rücû... yolu ile zarar verme hakkında inmiştir. Aynı şekilde diğer sayılan hasletler hakkında da düşündüğün zaman onların da müellifin belirttiği gibi olduğunu göreceksin.
[51] Daha önce geçti [bkz. 2/203],
[52] Nahl 16/90.
[53] Nahl 16/90.
[54] Yani bazen emir ve nehiyier mutlak olur ve ne büyük sevaplar vadeder ne de şiddetli azapla korkutma unsuru içerir; bazen de birşeyin yapılmasını isteyen emir sığası, en üst düzeyde tekid unsurları içererek, meseleye gereken heybeti vererek gelir. Böylece mükellefin o konuda gevşeklik göstermemesini temin amaçlanmış olur. Emrin sarih (açık) olması île sarih mânâsında olması arasında fark yoktur.
Örnekler: "Bana uyun ki ALLAH sizi sevsin." (3/31) ; "Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (59/9) ; "Eğer ALLAH´a güzel bir ödünç takdiminde bulunursanız, onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar..." (64/17) ; "Kim ALLAH´a ve rasûlüne itaat ederse, ALLAH onu cennetlere sokar."; "Hiçbir sığır ve koyun sahibi yoktur ki onların hakkını vermesin de, kıyamet günü geldiğinde düz ve geniş bir yerde onların allına serilerek, adı geçen hayvanlardan hiçbiri hariç kalmamak ve içlerinde çarpık boynuzlu, boynuzsuz, kırık boynuzlu bulunmamak şartı ile onu boynuzları ile toslamasın, tırnakları ile ezmesin..." (Buhârî, Zekât, 43 ; Müslim, Zekât, 24) hadisi ; ALLAH´ın yarattığı canlılara şefkat göstermeyi isteyen "Bir kadın, bağlayıp hapsettiği bir kedi . yüzünden cehenneme girdi" (Müslim, Tevbe, 25 ; Birr, 125) hadîsi ve benzeri sayılamayacak kadar çok olan emirler gibi.
Yasaklara Örnek olarak da şunları verebiliriz: "ALLAH´ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz." (12/87) ; "Doğru yol kendisine apaçık belli olduktan sonra, peygamberden ayrılıp, inananların yolundan başkasına uyan kimseyi, döndüğü yere döndürür ve onu cehenneme sokarız." (4/115) ; "Mü´minler, mü´minleri bırakıp kâfirleri dost edinmesinler; kim böyle yaparsa ALLAH katında bir değeri yoktur..." (3/28) ; "Bana yalan isnadında bulunmayın. Kim bile bile bana yalan isnadında bulunursa ateşe girer." (Buhârî, İlim, 38 ; Tirmizî, İlim, 8) ; pek şiddetli tehdit içeren riya hadisleri gibi.
[55] Burada şöyle bir itiraz ileri sürülebilir: Bunun ortaya çıkabilmesi için şer´î delilde belirtilen iki gayenin tek bir haslete taalluk etmesi gerekir. Onunla ilgili emir büyük sevap vadiyle, zıddı olan şeyi yasaklayan talep de şiddetli azap haberiyle birlikte gelir. Bunun sonucunda o şeyin biri övülmüş, diğeri de yerilmiş olmak üzere iki ucu bulunur. Bu iki uç arasında ise mertebeler vardır ve akıl onların her iki uca olan yakınlık ya da uzaklıklarına bakar ve onların yerlerini belirler. Bu tüm emir ve nehiyier hakkında bidüziye (muttarit) olmayan bir husustur. Cevap: İtiraz yerinde değildir. Çünkü durum bizim dediğimiz gibidir. Şöyle ki: Bir konuda sadece emrin gelmiş olduğunu farzetmemiz halinde, yerilmiş olan ikinci taraf ki nehiy tarafı oluyor her ne kadar hakkında özel bir delil olmasa bile onun delili, bizzat zıddından neh-yi gerektiren emir olmaktadır. Aksi durumda da söylenecek söz aynıdır. Kaldı ki bu, iki ucun anlamı hakkında burada lâzım da değildir. Aksine murat, içerisinde vaad bulunan emri yerine getirmek suretiyle umut (recâ) gerektiren genel taraf ile bunun mukabili olan taraftır; o da Allah´ın gazabından genel anlamda korkmayı gerekli kılan diğer genel taraf olmaktadır.
[56] Hz. Ebû Bekir bu rivayete göre cehennem ehlini hatırlaması durumunda korku içerisine düşme meylindedir. Cennet ehlini hatırladığında ise, nefsi umuda kapılmıyor ve aksine kusurlarını zikrederek çalışması gerektiğini ifade ediyor ve ümitvar olmuyor; her iki halde de korku makamında bulunuyor. Dolayısıyla bu rivayette onun daha önce geçen mânâya uygun olarak iki uç arasında dönmekte olduğuna dair bir delalet yoktur. Birazdan gelecek olan ikinci rivayette ise, mânâ arzedilen noktaya uygun düşmektedir. Öyle gözüküyor ki, birinci rivayet bizzat Hz. Ebû Bekir´in kendi halini ortaya koyuyor. Bilindiği gibi onda galip olan hal hep korku makamı idi. İkinci rivayette ise o, başkalarının dili ile konuşmuş oluyor
[57] Nahl 16/90.
[58] Lokman 31/13.
[59] Nahl 16/116.
[60] En´âm 6/82.
[61] Lokman 31713.
[62] Lokman 31/13.
[63] Bu durumda âyet, "Onların çoğu, ortak koşmadan ALLAH´a inanmazlar" (12/106) âyeti kabilinden olmuş olur. Bu durumda "İmanın şirkle karıştırılması nasıl olabilir; halbuki iman şirkle bir arada bulunmaz " gibi bir soru sorulamaz. Âyetle ilgili sahabenin durumunda ve hadiste, bu tür sarih olmayan mutlak nehiy sığalarının, belli bir sınır belirlemediği konusunda açık delâlet vardır. Ayet ve hadiste bu tür mutlak nehiy sığaları nehyin en üst mertebesinde olmaktadır. Sahabe, bu tür nehyin diğer alt mertebelere de şâmil olduğu düşüncesine kapılmıştır ve onların bu düşünceleri Hz. Peygamber (s.a.) tarafından tashih edilmiştir.
[64] bkz. İbn Kesir, 2/152-154 ; 3/444.
[65] Buhârî, îman, 24 ; Müslim, îmân, 107, 109.
[66] Münâfıkûn 63/1.
[67] Tevbe 9/75.
[68] Ahzâb 33/72.
[69] Hadisin kaynağını Kütübü Tis´a içerisinde bulamadık.
[70] Şâtıbi, el-Muvâfakât, İz Yayıncılık: 3/130-138
[71] Buharı, Savm, 49; Müslim, İmân, 199
[72] Cuma 62/9.
[73] Müslim, Sıyâm, 141.
[74] Buhârî, Savm, 48.
[75] Yani belirtilerin bir gereği olmak üzere. İkinci bakış açısını izah sırasında bu birinci bakış açısının bu âyet ve hadislere tatbiki keyfiyeti daha iyi anlaşılacaktır.
[76] Enfâl 8/24.
[77] bkz.îbn Kesir, 2/297.
[78] Burada şöyle denilebilir: Bu âyet, namaz kılan kimse üzerine konuşmamasını gerekli kılan "Gönülden boyun eğerek ALLAH için namaza durun" {2/238} âyetini tahsis etmiş olmaktadır. Bu itibarla Hz. Peygamber (s.a.) bu hadisi ile tahsise işaret etmiş ve kişi namazda da olsa icabet âyetinin bir gereği olarak Rasûlullah´ın çağırışına cevap vermenin vacip olduğunu göstermiş olmaktadır. Dolayısıyla bu hadiste müellifi...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
«
Son Düzenleme: 29 Eylül 2010, 00:49:34 Gönderen: Ayten
»
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa: [
1
]
2
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...