> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Yeme ve içme üzerine edilen yeminler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yeme ve içme üzerine edilen yeminler  (Okunma Sayısı 1267 defa)
22 Mart 2011, 12:36:36
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Mart 2011, 12:36:36 »



Yeme Ve İçme Üzerine Edilen Yeminler




Şu buğdaydan yemeyeceğim' diye yemin eden bir kimse onu dişleri ile tane olarak yemedikçe; yemini bozulmaz: O buğdayın ekmeğinden veya kavutundan yerse, yemini bozulmaz. İmameyn dediler ki; 'o buğdayın ekmeğini yerse, örfen yemini bozulur.' Ebû Hanîfe'ye göre burada kelime hakiki mânasında kullanılmıştır. Bu buğday kavrularak (meselâ kavurga olarak) veya kaynatılarak (hedik şeklinde) tane halinde yenebilir. Yenilince de yemin bozulur. Kelimeyi hakiki mânasında kullanmak, mecazî mânada kullanmayı hükümsüz kılar.

'Şu undan...' diye yemin edilmişse, unun kendisinden değil de ekmeğinden   yerse, yemini bozulur: Unun kendisinden yemek alışılmış bir şey olmadığından; bu yemin o undan yapılan şeye, yani ekmeğe yönelir. O buğdaydan yapılan bulamaç, helva veya kadayıfı yerse, yemini bozulur. Ancak o unun kendisini yemeyeceğine niyyet etmişse, o şeyleri yemekle yemini bozulmaz. Çünkü o sözünün hakikatine niyyet etmiştir. Aynı şekilde bir kimse âdeten yenilmeyen bir şeyi yememeğe niyyet etmişse; ettiği yemin o şeyden imal edilen yiyecekleri yemesine mâni olur. Çünkü örfen makbul olan mecaz, metruk hakikate tercih edilir.

Ekmek denilince de o belde halkının yemeği âdet edindiği ekmek anlaşılır: Çünkü yemin; âdet temeli üzerine kurulur. Yeme yasağı; yeminin mânası tahakkuk etsin diye mûtad olan şeyin üzerine vâki olur. Ekmek yememeğe yemin eden bir kimse tirid yerse; Ebû'l-Leys'e göre Örfden dolayı yemini bozulmaz. Tirid bir taamdır. Taam ise; yenilip tadı alınan şeydir. Örfe göre taam; yenilen şeylerin bir kısmına verilen addır. Bilindiği gibi ilaç da yenilir ama, ona taam denmez. Gül macunu ve benzeri şeyler her ne kadar yenilip bunlarla gidalanılsa da, bunlara da taam (yemek) denilemez. Zeytinyağı, sirke ve tuz âdeten ekmeğe katık yapılıp yenildiklerinden, kendilerine taam denilir.

Ebû Yûsuf a göre nebiz bir meşrubattır. Ama İmam Muhammed'e göre taamdır. Meyve de taamdır. Taam satın almamaya yemin eden bir kimse buğday, un ve ekmek satın almadıkça, yemini bozulmaz. Bu hüküm istihsanen verilmiş olup, örfe uygundur. Bizim örfümüze göre bu kişi arpa, dan vb. şeyleri satın almakla da, yeminini bozmuş olur.

Kebap denilince, etten olana yorumlanır. Çünkü kebap denilince mutlak olarak bu mâna anlaşılır. Bilindiği gibi, kebapçı denilince başka şey değil, pişmiş eti satan kimse akla gelir. Bir kimse pişmiş eti yemedikçe; pişmiş patlıcan ve balık yese de, onun hakkında; 'kebap yemedi' demek doğru olur. Ama kebap yemeyeceğine yemin eden bir kimse bununla pişmiş her şeyi kastederse, niyyeti sahih olur. Kıyasa uygun olan da budur. Çünkü kebap; yemesi kolaylaşsın diye ateşte pişirilen şeye denir ki, bu her şeyde mevcuttur. Ancak örfe göre -evvelce de açıkladığımız gibi- kebap kelimesi sadece pişirilmiş ete verilen bir isimdir.

Yahni denilince de suda pişmiş et yemeği olduğuna yorumlanır: Bu örfe göre böyledir. Ama bu kelimeyi söyleyen kimse bununla haşlanan her şeye niyyet ettiğini söylerse, sözü doğru kabul edilir. Çünkü bu durumda o, işi kendisine zorlaştırmış olmaktadır. Ve (yahninin) suyundan yemekle de yemin bozulur: Çünkü bu suyun içinde de etin cüzleri vardır.

Nevâdir'de denildi ki; 'bir kimse haşlanmış hiç bir şey yememeğe yemin eder de, kuru bir kavurma yerse ve bunun içinde et suyu yoksa; yemini bozulmaz. Çünkü et suyu yoksa, bu yediğine haşlama denilemez, buna kavurma denilir. Ancak suda kaynatılana haşlama denilir.

Suda kaynatılmış balık yerse; yine yemini bozulmaz. Çünkü kesinlikle buna da haşlama denmez. Bunula alâkalı olarak İbn. Semmâa'nın şöyle dediği rivayet edilir; haşlama iç yağı ile yapılandır. Meselâ mercimek veya pirinç etin yağı ile haşlanırsa, buna haşlama denilir. Ama sade yağ veya zeytin yağı ile yapılırsa, buna haşlama denmez. Aslında bunda örf nazar-ı itibara alınur.

Tabîh (pişirici) ateşi tutuşturan kimsedir. Yoksa ocağa tencereyi koyup içine eti, suyu ve diğer malzemeleri boşaltan kimse değildir. Habîz (ekmekçi) hamuru yoğurup açan değil, ekmeği tandıra süren kimsedir.

'Falanın yaptığı yahniden yemeyeceğim' diye yemin eden bir kimse falan ile bir başkasının beraberce yaptıkları yahniden yerse, yemini bozulmuş olur. Çünkü yediğinin her bir cüz'üne yahni denir. Keza, 'falanın yaptığı ekmekten yemeyeceğim' diye yemin eden bir kimse falan ile bir başkasının beraberce yaptıklan ekmekten yerse, yemini bozulmuş olur. Yine, 'falanın satın aldığı nardan yemeyeceğim' diye yemin eden bir kimse falan ile bir başkasının beraberce satın aldıklân nardan yerse, yemini bozulmuş olur. Aynı şekilde; 'falanın dokuduğu elbiseyi giymeyeceğim' diye yemin eden bir kimse falan ile bir başkasının beraberce dokuduklan bir elbiseyi giyerse, yemini bozulmuş olur.

Ama, 'falanın yaptığı miktarda o yahniden yemeyeceğim' derse; falanın bir başkası ile beraber yaptığı yahniden yerse, yemini bozulmaz. Çünkü falanın bir başkası ile beraberce yaptığı yahninin her cüz'ü onun yapacağı miktardan değildir. Keza, 'falanın yaptığı pideden...' veya; 'falanın satın aldığı nardan...' veya; 'falanın dokuduğu bir elbiseden...' demişse, yemini bozulmaz. Bunun sebebini açıklamıştık.

Falan kadının büktüğü ipten dokunan bir elbiseyi giymeyeceğine yemin eden bir kimsenin yemininin bozulması için, giydiği elbisenin tamamının o kadının büktüğü ipten dokunmuş olması şarttır. Hatta o elbisenin binde bir parçası başkasının büktüğü ipden dokunmuşsa, yemini bozulmuş olmaz. Bunu Hişam İmam Muhammed'den rivayet etmiştir.

Falanın mükiyetinde bulunduğu müddetçe şu yiyecekten yemeyeceğine yemin eden bir kimse, falanın o yiyeceğin bir kısmını satmasından sonra kalan kısmını yerse yemini bozulmuş olmaz. Bunu Hasan anlatmıştır. 'Falanın malından şu yiyeceği yemeyeceğim' diye yemin ettikten sonra bir kimse bir kaç arkadaşıyla aralarında para toplayarak o yemeği alıp beraberce yerlerse, yemini bozulmuş olmaz. Çünkü bu durumda Örfen o kendi malını yemiştir. Bunu MuallâEbû Yûsuf dan rivayet etmiştir.

Falan ile ortak bir kaç dirhemi bulunan bir kimse, 'falandan bir şey yemeyeceğim' diye yemin eder de, o dirhemlerden biri ile bir şey satın alıp yerse, yemini bozulmuş olmaz. Ortağının yemeğinden yememeğe yemin eden bir kimse, ikisinin müşterek malı olan bir yemekten yerse, yemini bozulmuş olmaz. Çünkü o kendi hissesini yemiştir. Bilindiği gibi o kendi hissesini alma hakkına sahiptir.

'Kelleleri yemem' denilince de fırınlarda pişirilip çarşılarda satılanlar anlaşılır: Zira örf bu şekilde caridir. Ebû Hanîfe'den rivayet edilen bir görüşe göre; sığır ve deve kelleleri bu yeminin kapsamına girerler. İmameyn'e göre ise, bu yeminin kapsamına sadece koyun kelleleri girer. Bu ihtilâf âdete ve çoğa göredir.

Taze hurma, üzüm, nar, hıyar ve acur meyve değildir: İmameyn dediler ki; 'taze hurma, üzüm ve nar meyvedir. Zira diğer meyveler gibi bunları yiyen kimse meyve yemiş olur. Hatta bunların satıcısına da 'meyveci' denilir. Ebû Hanîfe bunların meyve olmadıklarını söylerken şu âyet-i kerîmeye dayanmaktardır;

"İkisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardır. "(Rahman: 68). Bu sebeple başka bir âyet-i kerîmede de meyve kelimesi üzüm üzerine atfedilmiştir. Yani Abese sûresinin 28. âyet-i kerîmesi; "Üzüm bağları, sebzeler...", 31. âyet-i kerîmede olan; "Meyveler ve çayırlar..."'âyet-i kerîmesine atfedilmiştir. Çünkü atfedilen şey, üzerine atfedilenden başka bir şeydir. Bu âyet-i kerîmeler Allah (cc) m kullarına lûtfunu bildirme sadedinde zikredilmişlerdir. Kerem ve hikmet sahibi Allah (cc) aynı şey için lûtrunu iki kez bildirmeyi tekrarlamaz. Zira meyve, yemekten evvel ve sonra yenen şeyin adıdır. Tazesi ve kurusu doymak için yenilmez. Oysa üzüm ve hurma gıda olmak ve doymak için yenilir. Nar ise, ilaç maksadıyla yenilir. Bunlarda meyve mânası eksik kalır. Mutlak olarak söylendiklerinde bunlar meyve kapsamına girmezler. Ama meyve yemeyeceğine yemin eden bir kimse bunları da yememeğe niyyet ederse, niyyeti sahih olur. Çünkü o kendisini zora sokmuştur.

Kuru hurma, kuru üzüm ve nar tanesi katıktır, meyve değildir. Bu hususta icmâ vardır. Elma, armut, ayva, kayısı, şeftali ve incir ise, meyvedirler. Çünkü bunlar doymak için değil, eğlenip lezzet almak için yenilirler. Kavun meyvedir. Ağaçlardaki ürünlerin kurusu da meyvedir. Ama kavunun kurusu -yenmesi mûtad olmadığından dolayı- meyve değildir. Hıyar, acur, havuç ve taze bakla ise, bakliyattır.

İmam Muhammed dedi ki; 'dut meyvedir. Çünkü o da meyve gibi yenir, şeker kamışı ve kırmızı hurma çağlası meyvedir.1 Bizim örfümüze göre ceviz meyve değildir. Çünkü o meyve niyyetiyle yenmez. Muallâ'nın İmam Muhammed'den rivayet ettiği bir görüşe göre; kuru ceviz meyve değildir. Çünkü o ekseriyetle ekmekle beraber yenir. Ama tazesi sadece meyve olarak yenir. Ebû Yûsuf dan nakledilen bir görüşe göre; badem ve innab meyvedir. Tazeleri taze meyvelerden, kurusu da kuru meyvelerdendir.

İmam Muhammed'den rivayet edilen bir görüşe göre; bir kimse; 'bu senenin meyvesini... ' veya; 'ürününü yemeyeceğim1 diye yemin eder de, bu yemini taze meyve zamanında ederse, taze meyve yemekle yemini bozulmuş   olur.   Ama bu yemini taze meyve zamanı geçtikten sonra ederse, kuru meyve yemekle yemini bozulmuş olur. Örf bu şekilde câridir. Ama yeminini taze meyve zamanında etmiş ise; ne taze ne de kuru meyve yememesi daha münasip olur. Çünkü meyve adı kurusunu da içine alır. Ancak bu görüş istihsana göredir. Çünkü onların, 'bu senenin meyvesi' demelerinde âdet eğer taze meyve zamanında bulunuluyorsa, bununla kuruyu değil de, taze meyveyi kastetmiş olurlar. Eğer yemin etme zamanında taze meyve yoksa, ortada kuru meyve kalır ve kuru meyve yenilince yemini bozulmuş olur. [41]




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yeme ve içme üzerine edilen yeminler
« Posted on: 29 Mart 2024, 07:43:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yeme ve içme üzerine edilen yeminler rüya tabiri,Yeme ve içme üzerine edilen yeminler mekke canlı, Yeme ve içme üzerine edilen yeminler kabe canlı yayın, Yeme ve içme üzerine edilen yeminler Üç boyutlu kuran oku Yeme ve içme üzerine edilen yeminler kuran ı kerim, Yeme ve içme üzerine edilen yeminler peygamber kıssaları,Yeme ve içme üzerine edilen yeminler ilitam ders soruları, Yeme ve içme üzerine edilen yeminlerönlisans arapça,
Logged
17 Temmuz 2020, 16:26:42
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 17 Temmuz 2020, 16:26:42 »

Esselamu aleyküm Rabbim bizleri ilim öğrenen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

18 Temmuz 2020, 04:04:59
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 18 Temmuz 2020, 04:04:59 »

Aleyküm Selâm. Paylaşım için Allah razı olsun kardeşim. Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes