> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye > Osman B. Affan´ın Halîfeliği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Osman B. Affan´ın Halîfeliği  (Okunma Sayısı 1111 defa)
03 Aralık 2010, 11:11:24
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 03 Aralık 2010, 11:11:24 »



Osman B. Affan´ın Halîfeliği


Hlcretîn Yirmîüçüncü Senesi

Fesa Ve Dar-I Ebcerd´ln Fetht İle Sariye B. Zenim´in Kıssası

Kürtlerle Yapılan Savaş.

Seleme B. Kays El-Eşcaî Ve Kürtler.

Hz. Ömer´în Vefatı

Hz. Ömer´in Evsafı

Hz.Ömer´în Zevceleri, Oğulları Ve Kızları

Hz. Ömer Îçîn Söylenen Mersiyeler.

Akra B. Habis.

Habbab B. Münztr.

Rebia B. Haris B. Abdülmuttalib.

Alkame B. Ulase.

Alkame B. Mücezziz.

Uveymb. Saîde.

Gaylan B. Seleme Es-Sakafî

Mamer B. Harîs.

Meysereb. Mesrur El-Absî

Vakid B. Abdullah.

Ebu Hiraş El-Hüzeli Eş-Şair.

Ebu Leyla Abdurrahman B. Ka´b.

Şevde Binti Zem´a.

Hind Bintî Utbe.

Osman B. Affan´ın Halîfeliği

Hîcretîn Yirmîbeşinci Senesi

Hicretin Yirmialtıncı Senesi

Hicretin Yirmîyedincî Senesi

Afrika Gazvesi

Endülüs Gazvesi

Berber Melîkl Cercîr´le Müslümanlar Arasında Geçen Savaş.

Hicretin Yîrmîsekîzîncî Senesi Ve Kıbrıs´ın Fethî



Hlcretîn Yirmîüçüncü Senesi


VaHdî ve Ebu Maşer dediler ki: Bu senede Istahr ve Hemedan şehir­leri fethedildi.

Seyf b. Ömer et-Temimî dedi ki: Tevvec´in ikinci kez fethinden sonra Istahr ve Hemedan şehirleri fethedildi. Tevvec şehrini Mücaşi b. Mesud fethetti. O zat, Farshlardan çok sayıda asker öldürdükten ve onlardan çok miktarda ganimet ele geçirdikten üzerlerine cizye tarhettikten, zimmi statüsüne aldıktan sonra Tevvec´i fethetti. Fetihten sonra müj­deyi ve ganimetlerin beşte birini Hz. Ömer, gönderdi.

Osman b. Ebi´l-As, bundan sonra şiddetli bir çarpışma sonucu Gur şehrini fethetti. Bundan sonra Müslümanlar, Istahr şehrini ikinci kez fethettiler. Çünkü Istahr ahalisi, Alâ b.Hadremf nin kendileriyle yap­mış olduğu barış antlaşmasının hükümlerini çiğnemişlerdi. Alâ, Bah­reyn diyarından denizi geçip Istah/a vardığı, Tavus denen yerde Farslı-larla savaştığı, sonra da onlarla barış antlaşması yaparak şehri ele ge­çirdiği zaman Istahr şehri birinci kez fethedilmiş oldu. Nitekim bunun­la ilgili açıklama önceki kısımlarda verilmişti.

Bundan sonra Osman b. Ebi´l-As ile Herbed, barış antlaşması yaptı­lar. Cizye verilecek ve müşrikler zımmi statüsüne alınacaktı. Sonra Os­man b. Ebi´l-As, ganimetlerin beşte birini ve fetih müjdesini Hz. Ömer´e gönderdi.

îbn Cerir dedi ki: Elçilerin ödülleri vardı. Onların ihtiyacı karşıla­nırdı. Nitekim Rasûlullah (s.a.v.) da elçilere bu şekilde muamele ederdi. Sonra Şehrek, bu ahdi bozdu. Banş antlaşmasını hiçe saydı. Zimmilik statüsünü bozdu. Farshları savaşa çağırdı. Onlar da barış antlaşması­nın hükümlerini çiğnediler. Osman b. Ebi´l-As, oğlunu ve kardeşi Ha-kem´i üzerlerine gönderdi. Bunlar, Farshlarla savaştılar. Cenab-ı Al­lah, müşriklerin askerlerini hezimete uğrattı. Hakem b. Ebil-As, Şeh-rek´i ve oğlunu öldürdü.

Ebu Maşer dedi ki: Farisü´1-Ûlâ ve ikinci Istahr savaşları, Hz. Os­man´ın hilafeti zamanında hicretin yirmisekizinci senesinde vuku bul­du. Farisül-Ahire savaşı ile Gur savaşları ise hicretin yirmidokuzuncu senesinde vuku buldu. [1]



Fesa Ve Dar-I Ebcerd´ln Fetht İle Sariye B. Zenim´in Kıssası


Sariye b. Zenim ed-Düelî, Fesa ve Dar-ı Ebcerd´e doğru yola çıkarak düşmanların karargahına yakın bir yere varıp kendi karargahını kur­muş ve onları Allah´ın yardımıyla kuşatmıştı. Düşman askerleri, her yandan yardımlar almış, toplayabildiği kadar çokça asker toplamış ve ayrıca İran Kürtleri de onlara katılıp büyük bir ordu meydana getirmiş­lerdi. Hz. Ömer, savaştan bir gece önce rüyasında gündüzün tam orta­sında Müslüman askerlerinin İranlılarla savaşa tutuştuklarını ve o an­da içinde bulundukları durumu görmüştü. Ertesi gün olunca aynı saat­lere yakın bir anda müslümanları topluca namaza davet etmiş ve rüya­sında gördüğü saati bekleyerek hutbe irad etmek üzere minbere çıkmış­tı. Tam o esnada Sariye b. Zenim, yanmdakilerle birlikte düşman kuşa­tabilecekleri bir ovada toplanmışlardı. Ancak yanı başlarındaki dağın eteklerine sığınıpta oraya arkalarını dayadıklarında onlara karşı tek bir cepheden savaşılması mümkün olabilirdi. Bunun üzerine Hz. Ömer, o sırada minbere çıkmış ve: "Ey insanlar! Ben bu İM ordunun karşılaştı­ğını gördüm, onların hallerini size anlatayım." demiş ve tam o esnada: "Ey Sariye! el-Cebel, el-Cebel!w diye seslenmiş ve hutbesine şöyle devam etmişti: "Allah´ın nice askerleri vardır, umulur ki yüce Allah, onlara ya­pılan nidayı ulaştırsın."

Gerçekten o anda Sariye ve yanındaki Müslümanlar, Hz. Ömer´in bu sesini işitmiş ve dağın eteklerine sığınarak dağı arkalarına almış­lardı. Bu şekilde savaş vaziyeti aldıktan sonra İranlılar, büyük bir ye­nilgiye uğramış v e yüce Allah, Müslümanların büyük ganimetler ele ge­çirmelerine imkan bahsetmişti. Ganimetler içinde içi mücevher dolu bir küfe bulmuşlardı. Sariye, onu askerlerden rica edip alarak fetih müjde­si ile birlikte bir adamla Hz. Ömer´e göndermişti. Ganimetlerin beşte bi­ri ve bu mücevher küfesi kendisine ulaşan Hz.Ömer, değneği elinde ayakta durmuş, Müslümanlara sofra üzerinde yemeklerini yediriyor-du. Hz. Ömer, ganimetlerin beşte birini ve mücevheri getiren müjdeciyi görünce:

- Otur, dedi. Ama adamı tanımamıştı.

Adam oturdu. O da cemaatla birlikte yemek yemeye başladı. Sofra­dan kalkıldığında Hz. Ömer, evine gitti. O adam da onun peşine düştü. Eve vardıklarında içeri girmek için izin istedi. Hz. Ömer de ona izin ver­di. İçeriye girildiğinde Hz. Ömer için sofra kurulmuş, sofrada ekmek, zeytinyağı ve tuz vardı. Adama:

- Buyur ye, dedi, adam oturdu yemeye başladı.

Hz. Ömer, karısına:

- Sen de gelip yemeğini yesene! demiş. Karısı:

- Senin yanında bir adamın sesini işitiyorum, deyince Hz. Ömer:

- Evet, dedi.

Karısı:

- Eğer erkeklerin karşısına çıkmamı istemiş olsaydın, bana bu el­bisemden başka bir elbise satın alırdın, deyince Hz. Ömer ona şu karşı­lığı verdi:

- Sana, Ali´nin kızı ve Ömer´in karısı Ümmü Külsüm denmesine ra­zı değil misin

Karısı da:

- Bu benim ihtiyaçlarıma çok az cevap verir, dedi.

Sonra da Hz. Ömer, o adama:

- Buyur yaklaş ye eğer karım kendi halinden razı olsaydı gördü­ğünden daha hoş bir durumda olurdu, dedi.

Bundan sonra ikisi yemeye başladılar. Sofradan kalktıklarında Hz. Ömer´e gelen adam:

- Ben, Sariye b. Zenim´in elçisiyim ey mü´minlerin emiri, dedi.

Hz. Ömer ona hoş geldin, deyip yanına yaklaştırdı, dizdize oturdu­lar. Sonra Hz. Ömer, ona cephedeki Müslümanların ve Sariye b. Ze­nim´in durumunu sordu. O da onlar hakkında kendisine haberler verdi ve getirdiği mücevherleri kabul etmesini arzetti. Ancak Hz. Ömer, ka­bul etmedi ve askerlere geri götürülmesini emretti. Medine halkı da Sa-riye´nin elçisine fethin durumunu sordular. O da onlara fetih hakkında haberler verdi. Ona savaş esnasında bir ses duyup duymadıklarını sor­duklarında o şöyle cevap verdi:

- Evet görünmezlerden bir adamın: Ey Sariye, dağa sığının." dedi­ğini işittik. O esnada mahvolmak üzereydik. Hemen dağa sığındık. Cenâb-ı Allah ta bize fethi müyesser kıldı.

Abdullah b. Vehb, İbn Ömer´in şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Hz. Ömer, bir orduyu yola çıkardı. Başlarına Sariye adında birini komutan yaptı. Bu ordu cepheye gitti.. Bir ara Hz. Ömer, hutbe irad ederken: "J3y Sariye, dağa doğru gidin. Ey Sariye, dağa doğru gidin."di-ye ünlemeye başladı. Ve bu ünleyişini üç kez tekrarladı. Sonra ordudan haberler getiren adam Medine´ye geldi. Hz. Ömer, ona cephedeki haber­leri sordu. Adam şöyle dedi:

- Ey mü´minlerin emiri! Hezimete uğramak üzereydik. O esnada bir ünleyicinin: "Ey Sariye, dağa doğru gidin." diye üç kez bağırdığını işittik. Bunun üzerine gidip sırtımızı dağa dayadık ve Allah, düşmanla­rı yenilgiye uğrattı. Ravi diyor ki: Hz. Ömer´e şöyle denildi: Sen bu çağrı­yı yapıyordun."

Vakidî, İbn Ömer´in azadhsı Nafin´in şöyle dediğini rivayet etmiş­tir:

"Hz. Ömer, minber üzerinde:"Ey Sariye b. Zenim, dağa doğru gidin dedi. Cemaat onun niçin böyle dediğini anlamadı. Daha sonra Sariye b. Zenim´in kendisi Medine´ye Hz. Ömer´in yanına geldi ve cephedeki du­rumu anlatmaya başlayıp şöyle dedi: "Ey mü´minlerin emiri! Biz düş­manı kuşatmıştık. Günlerce beklediğimiz halde düşman tarafından hiçbir kimse çıkıp yanımıza gelmiyordu. Biz alçak bir arazide idik. On-larsa yüksek bir kalede idiler. Bir ünleyicinin: "Ey Sariye b. Zenim! Da­ğa doğru gidin." dediğini duydum. Bunun üzerine arkadaşlarımı dağa doğru yükseklere götürdüm. Bir saat geçmeden Cenâb-ı Allah, bize fet­hi müyesser kıldı."

Vakidî bir rivayetinde şöyle demiştir: "Hattaboğlu Ömer, cuma gü­nü namaz için mescide gidip minbere çıktı. Sonra şöyle ünledi: "Ey Sari­ye b. Zenim, dağa doğru gidin. Ey Sariye b. Zenim, dağa doğru gidin. Kurttan koyuna çobanlık yapmasını isteyen zulmetmiştir." Sonra Hz. Ömer, hutbesine devam etti ve tamamladı. Daha sonra Sariye´nin mek­tubu Hz.Ömer´e geldi, mektupta şunlar yazılıydı:

"Doğrusu Cenâb-ı Allah, cuma günü falan saatte bize fethi nasib etti (Fetih, Hz. Ömer´in minber üzerinde hutbe irad ettiği esnada olmuştu)."

Sariye dedi kî: Bana bir sesin: "Ey Sariye b. Zenim, dağa doğru gi­din. Ey Sariye b. Zenim, dağa doğru gidin. Kurttan, koyuna çobanlık yapmasını isteyen zulmetmiştir." dediğini işittim. Bunun üzerine arka­daşlarımı alıp dağa doğru yüksek yerlere götürdüm. Daha önce biz vadi­nin içindeydik. Düşmanı kuşatmış vaziyetteydik. Cenâb-ı Allah, bize fethi nasib etti."

Hz. Ömer´e:

- Bu sözü nereden ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Osman B. Affan´ın Halîfeliği
« Posted on: 27 Nisan 2024, 01:33:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Osman B. Affan´ın Halîfeliği rüya tabiri,Osman B. Affan´ın Halîfeliği mekke canlı, Osman B. Affan´ın Halîfeliği kabe canlı yayın, Osman B. Affan´ın Halîfeliği Üç boyutlu kuran oku Osman B. Affan´ın Halîfeliği kuran ı kerim, Osman B. Affan´ın Halîfeliği peygamber kıssaları,Osman B. Affan´ın Halîfeliği ilitam ders soruları, Osman B. Affan´ın Halîfeliğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes