> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Kulluk ve sükunet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kulluk ve sükunet  (Okunma Sayısı 912 defa)
09 Mayıs 2011, 13:45:09
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Mayıs 2011, 13:45:09 »



Kulluk ve SükUnet

İlk günlerde namaz, sabah ve akşam vakitlerinde ikişer rekat olarak kılınıyordu. Efendiler Efendisi, belli ki namazla­nnı kılmak için sakin bir yer anyordu ve bunun için de, genel­likle Mekke dışına çıkıyor ve hurma ağaçhklannın arasında sükunet içinde Rabb-i Rahim'ine içini döküyordu. Yine bu maksatla Mekke dışına çıkmışlar ve yeğeni Hz. Ali ile birlik­te namaza durmuşlardı. Halbuki, Hz. Ali'nin Müslüman ol­duğundan daha ne amcalannın ne de babasının haberi vardı. Olacak ya, babası ve düne kadar Efendimiz'in hamisi Ebu Ta­lib'in de yolu o gün oradan geçiyordu. Yeğeni ile oğlunun ha­reketleri Ebu Talib'in dikkatini çekmişti. Akşam olup da geri geldiklerinde, gözüne ilişen manzaranın ne olduğunu sordu:

- Ey kardeşimin oğlu! Şu senin din olarak kabullendiğin şeyin mahiyeti de ne?

- Ey amcacığım, diye söze başladı Allah Resülii. Gönlüne işleyen bir ton vardı seslenişinde. Ardından da:

- Bu, Allah ve meleklerinin dini, peygamberlerinin ve atamız İbrahim'in dinidir. Allah, onunla beni bütün kullanna vazifeli olarak gönderdi. Sen ise -ey amcacığım!- bu davet ve nasihate en çok layık olan, hidayet güneşinden istifade edecek ve bu mayanın tutmasında bana yardımcı olacak en liyakatli insansın, dedi. Ebu Talib öyle düşünmüyordu:

- Ey kardeşimin oğlu, diye söze başladı ve şöyle devam etti:

- Ben, atalanmın dinini ve üzerinde karar kıldıklan gele­neği terk edemem. Ancak, Allah'a yemin olsun ki Sen bu işini yaparken ne zaman hoşlanmadığın bir şeyle karşılaşsan Sana yardımcı olurum.'

Bir taraftan bunlan söylüyordu; ama diğer yandan da ila­ve etmeden geçemiyordu:

- Dediklerin konusunda söylenecek bir şey yok. Ancak

valIahi de ben, bundan sonra toplum içinde yüzü m yerde do­laşamam.

Daha sonra da oğluna döndü:

- Ey oğulcuğum! Sana ne oldu, bu yeni halin de ne böy-

le?

- Ey babacığım! Ben, Allah ve Resülü'ne iman ettim.

Aynı zamanda O'nunla gelen her şeyi gönülden tasdik ettim. O'nunla namaz kılıyorum ve artık, hiç ayrılmamak üzere hep O'nun peşindeyim.

Ebu Talib'in buna itirazı olamazdı. Yüzünü çevirip gider­ken, dudaklanndan şunlann döküldüğü duyuldu:

- O'na gelince O, seni sadece hayra davet eder; ayrılma peşinden! Çünkü bu, güzeldir. Ben de biliyorum ki, kardeşi­min oğlunun dedikleri doğru ve haktır. Şayet Kureyş kadın­larının beni ayıplamasından endişe etmeseydim ben de gelir O'na tabi olurdum.v"

Bu ne saadetti! Daha kimseciklerin olmadığı bu zaman dilimlerinde bile O'nunla birlikte zamanlanm paylaşmak ve daha ilk günden itibaren kullukta O'nunla omuz omuza, Hak kapısında yalvanşa geçmek ne büyük bir bahtiyarlıktı! Ama kaderin bir cilvesi ki, en yakınlanndan olan birisi ve küçüklü­ğünden bu yana gözünü kendisinin üzerinden eksik etmeyen öz amcası bu saadetten mahrum kalıyordu. Böyle bir manza­raya şahit olup da yıllar sonra kaçırdığını telafi yanşına giren Mf İbn Ömer ismindeki bir sahabe, yıllar sonra üzüntü ve hicran içinde şunları anlatacaktı:

- Ben, ticaretle uğraşan bir adamdım. Bir hac mevsimin­de Mekke'ye gelmiştim. Abbas İbn Abdulmuttalib, kadim dos-

ı68 Halebi, Sire, 1/436. Aradan bir müddet daha zaman geçecek ve EbU Talib'in diğer oğlu Cafer de Müslüman olacaktı. Bir gün, onun da namaz kıldığına muttali olunca, "Arncaoğlunun yanında, sol yanında kıl!" diye onu teşvik edecek ve diğer çocuğunun da Müslüman olmasını hiç garipsemeyecekti.

tumdu; ben ondan mal alırdım, o da benden alışveriş yapardı. Onu sordum ve Mina'da olduğunu öğrenince de doğruca bu­raya geldim. Nihayet arayıp bulmuştum. Oturup bir müddet muhabbete daldık. Biz, kendi halimizde vakit geçirirken oraya birisi geldi. Önce şöyle güneşe bir baktı ve ardından da bekle­rneye durdu. Tam güneş zevale kaymıştı ki, kalktı ve namaza durdu. Ardından da bir kadın geldi ve o da namaza durdu. Sonra bir çocuk yetişti onlara ve o da onlarla birlikte namaza durdu. Abbas'a sordum:

- Bu da ne ey Abbas? Yeni bir din mi?

- Bu, Abdullah'ın oğlu Muhammed; Allah'ın kendisini pey-

gamber olarak gönderdiğini söylüyor ve Kisra ile Kayser sa­raylannın kendisine açılacağını sanıyor. Kadın ise, O'na ilk inanan insan Hatice Binti Huveylid. çocuğa gelince o da, Ali İbn Ebi Talib'dir; O'nun amcasının oğlu ve o da O'na ilk ina­nanlardan

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kulluk ve sükunet
« Posted on: 05 Mayıs 2024, 16:37:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kulluk ve sükunet rüya tabiri,Kulluk ve sükunet mekke canlı, Kulluk ve sükunet kabe canlı yayın, Kulluk ve sükunet Üç boyutlu kuran oku Kulluk ve sükunet kuran ı kerim, Kulluk ve sükunet peygamber kıssaları,Kulluk ve sükunet ilitam ders soruları, Kulluk ve sükunetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes