> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Kardeşlik bağları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kardeşlik bağları  (Okunma Sayısı 1898 defa)
03 Mayıs 2011, 11:41:52
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 03 Mayıs 2011, 11:41:52 »



Kardeşlik Bağları

Medine'ye gelinmişti; ama bu gelmeyle birlikte Efendi­miz'i, çözülmesi gereken birçok problem bekliyordu. Gelen­lerin adedi, üçle beşle sınırlı değildi; Müslüman olduğuhalde

549 Söz konusu yemek, içinde bol miktarda soğan veya sanmsak bulunan bir yemeldi ve Efendimiz (sallallabu aleyhi ve sellern), vahiy meleği Cibril'le bu­luştuğu için kokusundan dolayı bu yemeği hoş karşılamamış ve ondan dolayı yememişti. Bkz. Müslim, Sahih, 3/1623 (2053); İbn Hişam, Sire, 3/27, 28

Mekke'de kalan ender insan vardı ve diğerleri bütünüyle Me­dine'ye gelmişti. Üstelik, her bir insan, ailesiyle birlikte bu­raya geliyor yahut ailesini sonradan getiriyordu. Zaten başka da bir alternatif yoktu, olamazdı ... Toplamda yüz seksen altı aile olmuşlardı. Aileler ise, öyle sanıldığı gibi ikişer kişiden oluşmuyordu, eş ve çocuklar itibariyle geniş bir aile yapısı söz konusuydu. Peki, bu kadar insan nerede misafir edilecek ve maişetlerini nereden temin edeceklerdi? Haydi, birkaç günlük çözümler bulunabilirdi; ama bu hicret, üç-beş gün sonra sona erecek bir yolculuk değildi.

İşte, bütün bu soruların cevabını bulmak için, Efendimiz (sallallalıu aleyhi ve sellern)'in ilk yaptığı şeylerden birisi, Mekke' den gelen Muhacirler ile Medineli Ensar arasında kardeşlik bağla­rını oluşturmak oldu. Bugünkü manada bir nevi kardeş aile benzeri bu uygulama ile, ilk etapta kırk beş ailenin mesken meselesi ve diğer benzeri sosyal problemleri çözülmüş olu­yordu. Enes İbn Mdlik'in evinde, ashabıyla birlikte bir araya gelmiş;550 onlara şöyle diyordu:

- ALLAH için ikişer ikişer kardeş olun!

Müslüman toplumun birbiriyle kaynaşabilmesi için bu­gün ortaya koyduğu kardeşlik anlayışı, sadece hicret sonra­sında ortaya çıkan bir uygulama değildi. Daha Mekke yılla­nndayken de O (sallallalıu aleyhi ve sellern), Zübeyr İbn Avam ile Abdullah İbn Mes'üd gibi kimseleri kardeş ilan etmiş ve böy­lelikle, çetin şartların en ağır şekilde yaşandığı bu dönemlerde kardeşlikten öte bir tesanütle her türlü sıkıntının üstesinden gelmeyi hedeflemişti.

İlk uygulamayı da, yine kendisi yapacaktı; bunun için, ye­ğeni Hz. Ali'nin elini kaldırdı ve:

- İşte bu, benim kardeşim, buyurdu. Küçüklüğünden bu yana yanında kalan ve nebevi terbiye ile gelişip boyatan ye-

550 Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 3/111 (12110)
ğeni Hz. Ali'yi kimseye bırakmıyor ve onu, kendisine kardeş ilan ediyordu. Ardından, amcası ve aslan avcısı Hz. Hamzaw ile cahili toplumun yanlış bir telakkisine kurban giderek kö­leleştirilen, ancak kaderin yoluna su serpmesiyle Efendimiz' e hizmet etme şerefine ulaşan azatlı Zeyd İbn Harise'yi kardeş ilan ediyor ve belli ki bu iki delikanlıyı, özellikle yakınında tut­mak istiyordu.

Bir anda Medine'yi saran bu heyecanlı kardeşleşmede ar­tık her bir Ensar, kendisi için zikredilecek bir Muhacir'i gözler olmuştu. Çok geçmeden de, Hz. Ebu Bekir, Harice İbn Zü­heyr; Hz. Ömer, Itban İbn Malik; Ebu Ubeyde, Sa'd İbn Muaz; Abdurrahman İbtı Auf, Sa'd İbn Rebi': Zübeyr İbn AVVam,552 Selame İbn Selame; Hz. Osman, Evs İbn Sabit; Talha İbn Ubeydullah, Ka'b İbn Malik; Sa'd İbn Zeyd, Übeyy İbn Ka'b; Ca'fer İbn Ebi Talib,553 Muaz İbn Cebel; Mus'ab İbn Umeyr, Ebu Eyyüb Halid İbn Zeyd; Ebu Huzeyfe, Abbad İbn Bişr; Arnmdr İbn Yasir, Huzeyfe İbnü'l-Yeman ve Bilal-i Habeşi de, Ebu Ruveyha554 ile kardeş olacak, çok geçmeden bu sayı, önce yüz elli,555 ardından da yüz seksen altı aileyi kapsayacak ve kardeş bulamayıp da ortada kalan tek bir Muhacir aile kal­mayacaktı.

Şüphe yok ki bu kardeşlikte, karşılıklı fedakarlıklar öne çıkacak ve Mekke'den gelen Muhacirler, Medineli Erisar'ın

551 Daha sonra, Uhud gününde Hz. Hamza, hicretteki kardeşini kendisine mi­rasçı olarak vasiyet edecekti. Bkz. İbn Kesir, el-Bidaye, 3/226

552 Zübeyr İbn Avvam'ın kardeşi, bazı kaynaklarda Abdullah İbn Mes'ı1d olarak da geçmektedir.

553 Bu sırada Hz. Ca'fer İbn Ebi Talib, hala Habeşistan'da bulunuyordu.

554 Hz. Bilal, Hz. Ömer'in oluşturduğu Divan'da kütüğü tespit edilirken, "Resü­lullalı'ın ilan ettiği kardeşlikten asla ayrılmam." diyerek hicretteki kardeşi Ebu. Reveyha ile adını birleştirecek ve bundan böyle Habeşlilerin adı hep, Has'amoğullanyla birlikte anılacaktır. zaten mezan da, Şam'da Has'am ma-

·hallesindedir. Bkz. İbn Sa'd, Tabakat, 3/234 555 Bkz. İbn Sa'd, Tabakat. 1/238

bütün ısrarına rağmen kendi alın terinin ürününü alma yarı­şına girecekti. Sa' d İbn Rebi', kendisine kardeş ilan edilen Ab­durrahman İbn Avfı alıp evine götürmüştü. Evine, Resülullah gelmiş gibi seviniyor ve onun için daha fazlasını yapmak isti­yordu. Bunun için önce onu karşısına aldı:

- Ey kardeşim! Ben, mal ve mülk yönüyle Medine'nin en zenginlerinden birisiyim; malımın yarısı senin olsun, alonu! Ayrıca benim, taht-ı nikahımda iki tane eşim var; onlardan hangisini beğenirsen bak, ben onu boşayayım, iddetini bekle­sin ve daha sonra da onunla sen evlen!

Abdurrahman İbn Avfın kanını donduracak bir teklifti bunlar! Bir taraftan, Mekke'de karşılaştıkları muameleyi dü­şünüyor; diğer yandan da Medine'nin kucaklamasına bakıyor; daha dün denilebilecek kadar yeni Müslüman olan Erisar'ın bu fedakarlığı karşısında hicap duyuyordu. Bir aralık, Mu­hacirin'e kapılarını açan Ensar'ı anlatan Kur'an ayetleri geçti zihninden! Elbette ALLAH (celle celaluhü), onların kalbinde olanla­ra da muttaliydi ve olanı anlatıyordu:

- Muhacirlerden önce Medine'yi yurt ve vatan edinip imana sarılanlar, kendi beldelerine hicret edenlere sevgi bes­lerler; onlara verilen maddi paylardan ötürü herhangi bir kıs­kançlık göstermedikleri gibi tam aksine, kendileri aşırı ihtiyaç içinde kıvransalar bile hep kardeşlerine öncelik verir ve onları kendi nefislerine tercih ederler!556

Ancak onlar, dünyayı elde etmek için gelmemişlerdi ki Medine'ye!

- Malın da hanımların da senin için mübarek olsun, dedi önce. Ardından da, "Sen bana, çarşı-pazarın yolunu göster!" diye ilave etti. İnanan insan için istiğna, çok önemli bir pren­sipti ve kendi kazaneını kendi alın teriyle kazanmalı, maişeti­ni de bizzat çalışarak temin etmeliydi.

556 Bkz. Haşir, 59/9

Hz. Sa' d'ın tekliflerine evet demeyen Hz. Abdurrahman, ertesi gün Beni Kaımukii pazarındaydı, Bundan sonra da hep çarşı-pazarda olacaktı. Kendi ifadesiyle, elini değdirdiği her taş adeta altın ve gümüş oluyordu.w? Demek ki ALLAH, olayları iyi okuyan ve rızası istikametinde irade beyan edenlerin yolu­na su serpiyordu.

Bir gün huzur-u risalete gelmişlerdi. Çok geçmeden Efen­dimiz (sallallalıu aleylıi ve sellem):

- Bu ne iş, diye sormuştu. Çünkü Abdurrahman İbn Avf, za'feran kokusu sürmüş ve meclise öyle gelmişti.

- Ensar'dan bir kadınla evlendim, ya Resülallah, diye cevapladı Abdurrahman İbn Avf. Efendiler Efendisi, kısa za­manda geldiği yeri öğrenmek için sordu:

- Mehir bedelini de verdin mi?

- Evet, beş dirhem ağırlığında altın verdim, dedi.

Demek ki Abdurrahman, işlerini yoluna koymuş ve ticari hayatı adına belli bir yere gelmişti. Aynı zamanda böyle bir başarının, diğer insanlarla da paylaşılması ve aynı yolda yürü­yenıere moralolması gerekiyordu. Öyleyse sıra, bu nikahı ilan etmeye gelmişti ve Efendimiz (sallallalıu aleylıi ve sellem):

- Bir koyun bile olsa velime adına yemek ver, buyur­du.ss8

Sa'd İbn Rebi' ve Abdurrahman İbn Avfta olduğu gibi bazı insanlar, Muhacir ve Ensar arasında kurulan bu kar­deşliğin, miras hakkını da doğuracağı sonucuna varmışlar; Efendimiz'in huzuruna gelip de:

- Hurmalıkları da onlarla bizim aramızda bölüştür, tek­lifinde bulunuyorlardı. İşin garip tarafı, bu teklifi yapanlar, Medineli Ensar' dı.

SS7 Bkz. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 3/190, 271; İbn Sa'd, Tabakat. 3/126

SS8 Bkz. Buhari, Sahih, 3/1378 (3569-3571); Müslirn, Sahih, 2/1042 (1428); İbn Sa'd, Tabakat. 3/126

- Hayır, dedi önce. Ardından da:

- Çalışıp alın teri dökmede müşterek hareket edin ve or-

taya çıkan meyveleri de aranızda payedin, buyurdu.s'? Bunun anlamı açıktı; bundan böyle herkes, elinden geleni yerine ge­tirmek için alın teri döküp gayret gösterecek ve Mekkeli Mu­hacirlerle Medineli Ensar aileler, elde ettikleri ürünü arala­nnda paylaşarak bir hayat yaşayacaklardı. Sahabeyi, sahabe yapan cevap gecikmedi:

- İşittik ve itaat ettik!56o

Bu arada, Nisf suresi 33. ayet de gelmişti ve zaten, akra­balık bağlannın dışında böyle bir miras anlayışının olamaya­cağını anlatıyordu.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 03 Mayıs 2011, 11:42:24 Gönderen: Hafıza Aişe »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kardeşlik bağları
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:15:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kardeşlik bağları rüya tabiri,Kardeşlik bağları mekke canlı, Kardeşlik bağları kabe canlı yayın, Kardeşlik bağları Üç boyutlu kuran oku Kardeşlik bağları kuran ı kerim, Kardeşlik bağları peygamber kıssaları,Kardeşlik bağları ilitam ders soruları, Kardeşlik bağlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes