> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Himmete müracaat
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Himmete müracaat  (Okunma Sayısı 913 defa)
19 Nisan 2011, 11:13:13
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Nisan 2011, 11:13:13 »



Himmete Müracaat

Şartlar ağır, düşman kavi, yol uzun ve imkanlar da azdı; Efendi­miz (sallallahu aleyhi ve sellern), hemen her gün minbere çıkıyor ve sıkın­tılar içinde kıvrananların elinden tutmaları için imkanı olan ashabı­nı iufaka teşvik edip:

- Allah'ım! Şayet bu insanların başına olumsuz bir şey gelip de helak olurlarsa, artık yeryüzünde Sana ibadet edilmez, diyor ve elin­de imkanı olmasa da yüreği imanla kabaran bu insanları muvaffak kılması için Allah'a dua ediyordu! Zira o gün, savaşa gelmeyi yürek­ten arzu ettiği halde, imkanı olmadığı için hazırlık yapamayanlar vardı; Resülullah'ın yanına gelmiş ve hallerine bir çare bulması için çaresizlere çare bulan Allah Resülii'ne müracaat etmişlerdi!

Artık ashab, vermeyi ôğrenrnişti; Efendimiz'in arzularını oku­yan Hz. Ebu Bekir gitmiş ve evinde bulduğu her şeyi getirmişti! Onun bu halini görüp de kendisine:

- Evindekilere de bir şey bıraktın mı, diye soran Allah Resü­lii'ne:

- Onlara, Allah ve Resülii'nii bıraktım, cevabını verecekti. O kadar içtendi ve tevekkülü tamdı ki, fakr u zaruret içine düşeceğin­den hiç çekinmiyor ve yarınını aklına bile getirmeden bugünkü tale­be cevap veriyordu!

Çok geçmeden onu, Hz. Ömer (radıyallahu anh) takip etti; o da bir heyecanla gelmiş ve getirdikleriyle Hz. Ebü Bekir'i geçeceğini hesap etmişti; ancak Hz. Ebü Bekir, başkaları tarafından geçilemeyecek kadar hızlı hareket eden bir değerdi!

O gün Hz. Osman, Hz. Talha, Hz. Abbas, Sa'd İbn Ubôiie ve Asım İbn Adiyy gibi önde gelenler, imkanı olmayanların elinden tutmak için servetlerini ortaya koymuş ve Allah Resülü'niin tasar­rufuna bırakmışlardı. Neredeyse o gün, üç bin kişilik ordunun üçte birini Hz. Osman finanse etmiştile'? Her defasında eli dolu huzu­ra gelen Hz. Osman'ın yeniden gelişini gören Allah Resnlü (sallallahu aleyhi ve sellern), ellerini açacak ve:

- Allah'ım! Sen de Osman'dan razı ol; çünkü Ben ondan hoşnu­tum, diye dua edecekti. Ayrıca getirip de önüne koydukları altın ve gümüşleri avuçlarında evirip çevirirken yanındakilere dönecek ve: - Artık bundan sonra ne yaparsa yapsın Osman'a bir zararı do­kunmaz, diye onun için serıada bulunacaktı.

Önde gelenleri verirken gören ashab da, gidip elindeki imkan­larını getiriyordu; öyle ki elinde bir devesi olan onu getiriyor ve bir kardeşiyle paylaşıyor, bir lokma yiyeceğe malik olanlar da onu geti­rip bir mücahide azık diye arz ediyordu. O gün hanım sahabiler de devreye girmiş, küpe, halhal, bilezik ve altın cinsinden ne kadar mü­cevherata sahiplerse hepsini, Allah ve Resülullah davasının üstün gelmesi için kendi rızalarıyla himmet ediyorlardı! Hz. Aişe Valide­miz, hanım sahabileri vermeye teşvik etmek için hücresinde bir sergi açmıştı. Onlar da, evlerinde buldukları kıymetli eşyalarını kap ıp ge­tiriyor ve bu serginin üzerine bırakıp geri dönüyorlardı!

Tebük günü Vasile İbn Eska', Medine sokaklarında dolaşarak: - Savaşa gidecek birisine binek temin edecek yok mu? Elde ede­ceği ganimet onun olacaktır, diye nida ediyordu. Onun bu sözünü duyan Ka'b İbn U ere:

- Ne yani? Şimdi onu bindirip yükünü yokuşta taşıması karşı-

347 O gün Hz. Osman, yiiküyle beraber bin civannda deveyi getirip Efendimiz'e teslim etmişti. Bununla da yetinmemiş, verebileceği başka neler olabileceği dü­şüncesiyle defalarca evine gidip gelmiş ve bu verme mevsimine, aynca kilolarca altın ve gümüşle katılmıştı. Bkz. İbn Hişam, Sire, 5/197; İbn Ebi Şeybe, Musan­nef, 6/360 (32°3°)

Efendimiz (s a l l a l l a h u aleyhi ve sellem)

lığında elde edeceği ganimeti bize mi ait olacak, diye taaccüp edip sormuştu. Hz. Vasile:

- Evet, diyordu. Gerçekten de bu, onun gibi yaşlı biri için bu­lunmaz fırsattı; hemen:

- Haydi öyleyse Allah'ın izni ve bereketiyle yürü, diyerek Hz.

Vasile'nin binecek ihtiyacını karşılayacaktı.s-"

Her şeye rağmen o gün, ne binebileceği bir deve ne de kuşa­nabileceği bir kılıç bulanlar da vardı; gelip durumlannı arz etmiş­lerdi ama Resülullah'ın yanında da bir şey kalmamıştı! Boyunlannı büküp giderken yüreklerinde taşıdıklan iştiyak hissi içlerini parçala­mış, gözleri ceyhuna dönmüştü; hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı!349 Ulbe İbn Zeyd de onlardan biriydi; Resülullah'tan ayn kalmak istemiyor­du. Ancak Efendiler Efendisi ona:

- Seni savaş için hazırlayacak imkan kalmadı; bir şey veremi­yorum, deyince sanki dünya başına yıkılıvermişti; arkasını dönüp huzurdan aynlırken çocuklar gibi ağlıyordu.

Bu hüzünle evine gelmiş, içten içe kendini yiyip bitiriyordu!

Nihayet gecenin karanlığında kalkmış ve abdestini alarak iki rekat namaz kıldıktan sonra:

- Allah'ım, diye yalvarmaya başlamıştı. Sen, bize cihad emri verdin ve gitmeyi teşvik ettin; ancak elimde, onun bir için imkan yok; gidemiyorum! Resülii'niin katında da imkan kalmamış; yardım edemiyor! Yapabilecek bir şey kalmadı; cihada gidemiyorum. Ne olur Allah'ım; imkanıma musallat olan, bedenime fmz olan ve iffeti­me uzanan her türlü zulmü Müslüman kardeşlerime helal ediyor, en değerli varlığım olan ırz ve namusumu, sadaka olarak kabul etmeni talep ediyorum!

Nihayet sabah olmuştu, Medine'de yine Efendimiz'in münadi­sinin sesi yükseliyordu:

- Bu gece ırz ve namusunu Allah için sadaka olarak adayan da

Olup bitenlerden kimsenin haberi yoktu ve herkes gibi U1be de

348 o gün Hz. Abbas iki kişiyi savaşa hazırlayacak, bunca verdikleri yanında Hz.

Osman da üç kişiye binek ve teçhizat sağlayıp Tebük'e gönderecekti. 349 Daha geniş bilgi için bkz. Salihi, Sübülü'l-Hüda ve'r-Reşad, S/438, 439

Mescid-i Nebevi'ye gelmişti. Efendiler Efendisi, namazı kılar kılmaz cemaate döndü ve:

- Bu gece sadaka dağıtan kimdi, diye sordu. Kimseden cevap yoktu; belli ki ne kastedildiğini kimse anlamamıştı. Aralarında, gece sadaka dağıtan kimse yoktu; elde avuçta olan ne varsa Tebük için hazırlanan ordu için getirilmiş ve sadaka olarak dağıtılacak başka bir şey kalmamıştı!

Efendimiz, sözünü ikinci kez tekrarladı:

- Bu gece sadaka dağıtan kimdi; kalksın ayağa!

Herkes birbirine bakıyordu! Çok geçmeden bakışlar Ulbe'nin üzerinde yoğunlaşıvermişti; zira Ulbe, Rabbiyle arasındaki bir sırrın açığa çıkmış olmasından dolayı renk atmış ve mahcübiyetten gözle­rini kaçırır olmuştu. Boynunu bükmüş, utancından başını kaldıra­mıyordu! Bu haliyle kendisini ele veriyordu. Efendimiz'in kastettiği kişinin kimliği ortaya çıkmıştı; ırz ve namusunu Allah için tasadduk eden demek ki Ulbe idi!

Ve Ulbe kalktı ayağa; çaresiz, gece döktüğü gözyaşlanndan, el­lerini kaldırıp ettiği dualardan bahisler açtı huzur-u nebevide. Ça­resizliğin çırpınışlanydı bunlar!.. Ancak, belli ki bunlar, Allah'ın da, Resfılii'niin de gözünden kaçmamıştı, kaçmazdı da!.. Demek ki, yok­luğun en üst seviyeye ulaştığı yerde, varlık adına ortaya konulan en değerli şeylerin Allah için arz edilmesi, rahmet-i ilahi tarafından da kabul görmüş, icabet edilen birer duaya ınkılab etmişti!

Derken Resül-ü Ekrem şunlan söyledi, herkesi şahit tutarak:

- Müjdeler olsun sana! Nefsim yed-i kudretinde olana yemin olsun ki, bu gece sen, o çok verenlerin, sa'y ü gayreti ve zekatı kabul görülenlerin arasındaki yerini aldın!

Demek ki Allah (celle celaluhü) yürekten isteyince, isteğinde ısrar­cı olanın talebine cevap veriyor, onu da çok verenlerin arasına alı­yordu!

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Himmete müracaat
« Posted on: 04 Mayıs 2024, 13:03:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Himmete müracaat rüya tabiri,Himmete müracaat mekke canlı, Himmete müracaat kabe canlı yayın, Himmete müracaat Üç boyutlu kuran oku Himmete müracaat kuran ı kerim, Himmete müracaat peygamber kıssaları,Himmete müracaat ilitam ders soruları, Himmete müracaatönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes