> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Kabenin içi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kabenin içi  (Okunma Sayısı 2711 defa)
23 Nisan 2011, 15:24:28
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Nisan 2011, 15:24:28 »



Kabe'nin İçi

Bu sırada Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellern), yanına Hz. Bilal'i çağırdı. Osman İbn Talha'nın yanına gitmesini ve ondan Kabe'nin anahtarlarını alarak kendisine getirmesini istiyordu. Uzun uğraşlar

sonunda annesinden anahtarı alabilen-'? Hz. Osman, onu kaptığı gibi Kabe'ye doğru koşmaya başlamıştı. Olacak ya, tam da Efendi­miz'e yaklaştığı sırada sürçecek ve yere düşecekti; annesinden zora­ki aldığı anahtar şimdi de elinden düşüp bir tarafa savruluvermişti! Ancak bunda da bir hayır vardı; zira bugüne kadar Kabe'nin anah­tarlarını hep yanında bulunduran Beni Talha ailesi, kendilerinden başka kimsenin onu açamayacağını düşünüyor ve bu sebeple aileye bir nevi kutsiyet atfediyorlardı ve şimdi, Resülullah'ın bir hamlesiyle bu yanlış telakki de yıkılacaktı! Efendiler Efendisi anahtarın düştü­ğü yere vardı ve elbisesinin ucuyla onu tutarak eline aldı. Sonra da gidip bizzat kendi elleriyle Kabe'nin kapısını açtı; ilk kez Kabe, sahi­bine açılıyordu!

Ancak Kabe'nin içi, resimlerle doluydu ve Allah Resülü, Hz.

Ömer'i görevlendirerek bunların hepsini yok etmesini istedi; Kabe, şirk emarelerinden tamamen temizlenmeden içeri girmiyordu! Şimdi ashabda tatlı bir telaş başlamıştı; kimi Zemzem taşıyor, kimi de eline aldığı bir bezle Kabe'rıin içini temizliyordu!

Temizlik işi bitirilip de Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) içeri girdiğinde gözüne Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hz. Meryem olduğunu söyleyip durdukları bazı resimler takılacaktı; belki de onları, saygı­larından temizleyip yok etmemişlerdi! Ancak Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) çok kararlıydı ve hemen Hz. Ömer'e dönerek:

- Ya Ömer, diye çıkıştı ona. Ben sana, burada hiçbir resim bı­rakmayacaksın diye emretmedim mi? Allah onların canını alsın! Hz. İbrahim'i elinde ok çeken bir ihtiyara benzetmişler! Allah kah­retsin onları; halbuki onların hepsi de, ne Hz. İbrahim'in ne de Hz. İsmail'in faloku çekmediklerini çok iyi bilirler! Buradaki bütün re­simleri temizleyin; yaratıp da hareket ettirmeye güç yetiremedikle­rini resmetmeye kalkan bu insanları Allah kahretsin!

Resülullah'ın gösterdiği bu hassasiyet, ashabı da harekete ge­çirmiş ve hemen, üstlerindeki giysilerle Kabe'yi temizleme yarışına girişmişlerdi!

317 Anahtan getirmesi gecikince Allah Resülü (s.a.s.) ashabından bir grubu onun evine gönderecek ve bunun üzerine annesi ikna olup anahtarı ancak o zaman ve­recekti. Bkz. Vakıdi, Megazi, 1/833; Salihi, Siibülti'l-Hüda ve'r-Reşad, 5/237

İşte şimdi olmuştu ve Efendiler Efendisi, yanında Hz. Üsdme, Hz. Bilôl ve Osman İbn Talha olduğu halde Kabe'nin içine girdi. Allah Resülü'yle birlikte Kabe'nin içine girme işi, o kadar ashab ara­sından sadece bu üç kişiye nasip olmuştu! Artık emr-i nebevi ile kapı içeriden kapatılmış ve başkasının girmesine imkan vermiyordu.

Bu sırada Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellem) orada, uzun hurma dallarından yapılmış bir güvercin heykeli bulmuş ve onu da kendi elleriyle kırıp atmıştı. Efendiler Efendisi Kabe'nin dört bir köşesini dolaşarak içinde tekbir getiriyor ve Allah'a hamd ediyor­du. Sonra da iki direğin arasında durarak iki rekat namaz kılacak­tı!

Dışarıda ise ashab-ı kiram hazretleri, merakla bekleşiyordu; acaba Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellern), içeride ne yapıyordu! Süre uzadıkça merak da artar olmuş ve sabırsızlıktan çatlayacak hale gel­mişlerdi. Bu sırada Halid İbn Velid gibi bazı kimseler, herhangi bir izdihama sebebiyet vermemek için ashabı Kabe kapısından uzaklaş­tırmaya çalışıyorlardı. Haklıydı da; zira kapı aralanır aralanmaz her­kes, oraya doğru yönelmek isteyecekti! Meraklı gözler şimdi, Efendi­miz'in yanındakilere soruyordu:

- Resülullah, içeride ne yaptı? Namaz kıldı mı? Namazını ne­rede kıldı?

Bir tarafta Hz. Bilal ile Hz. Üsame bu soruları cevaplayadursun Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), elinde anahtarlar olduğu halde Kabe'den çıkmış ve avluya inmişti, tuttu orada da, Kabe'ye yönele­rek iki rekat namaz kıldı ve arkasından da:

- İşte, kıble budur, buyurdu. Böylelikle, kıble konusunda zihin­lerde oluşabilecek sorulara da cevap vermiş oluyordu.

Derken öğle vakti girmiş ve Resülullah da yanına yine Hz. Bi­lal'i çağırmıştı; Kabe'nin üstüne çıkıp da ezan okumasını istiyordu. Aynı zamanda bu, Mekke hakkında söylenecek son söz manasına ge­liyordu! Artık Hz. Bilal'in sesi, yıllarca 'Ehad! Ehad!' diyerek inlettiği Faran dağlarına çarpıp geri geliyor, hala hazımsızlık yaşayan Mek­kelilerin yüreğine ok gibi işliyordu! Hatta bu sırada Kabe'nin avlu­sunda bulunan Haris İbn Hişam ile Attab İbn Esid, etraflarındaki bir grupla birlikte oturmuş kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. Babası Esid'i kastederek Attab:
- Allah Esid'e ne büyük lütufta bulunmuş; bak bugün, duyduğu zaman öfkeden kuduracağı şu sesi duymuyor, demişti. Haris ise:

- ValIahi bilsem ki O hak üzeredir; gider ve O'na tabi olurum, diye karşılık veriyordu. Süheyl İbn Amr da, Haris'e katıldığını söy­lerken bu sırada bir başkası devreye girecek ve:

- Şu siyahi kölenin Kabe damına çıkıp da böyle bağırdığını gör­meden önce Allah, Said'in ruhunu kabzetmekle meğer ne büyük lü­tufta bulunmuş, diyecekti. Hakem İbn Ebi'l-As ise:

- Beni Cümeyh'e ait bir köle Ebu Talha'nın binasının üzerine çıkıp da böyle bağırabi1iyor ya, bu gerçekten de çok büyük bir ha­dise, diyerek tepkisini dile getiriyordu. Onları dinlemekte olan Ebu Süfyan, önceki tecrübelerinin de bir neticesi olarak temkinliydi:

- Ben bu konuda hiçbir şey diyemem, dedi önce. Zira eğer ben bir şey konuşacak olursam şu taşlar bile gidip O'na haber verirler!

Gerçekten de EbU Süfyan'ın dediği olmuştu; Cibril-i Emin gel­miş ve durumdan Allah Resülü'nü haberdar etmişti. Bunun üzerine Sultan-ı Rusül Efendimiz, onlara dönerek:

- Sizin şöyle şöyle dediğinizi biliyorum, diye seslendi. Yıldırım çarpmış gibi olmuşlardı; gerçekten de EbU Süfyan haklı çıkmıştı! Bilhassa Attab ve Hişam, can evinden vurulmuşlar:

- Biz de şehadet ederiz ki Sen, gerçekten de Resülullah'sın, di­yorlardı. Şu söylediklerimize bizden başka kimse muttali olmamıştı ki gelip de onları Sana haber versin!

Bu sırada Hz. Osman, Mekke'den bu yana tanıdığı ticaret arka­daşı Saib İbn AbdiIlah'ı Efendimiz'in huzuruna getirmiş ve hakkında güzel şeyler söyleyerek onu tanıtmaya başlamıştı. Efendimiz:

- Bana Saib'i tanıtmaya çalışmayın; çünkü o Benim ortağımdı, diye başladı sözlerine. Sonra da ona dönerek:

- Hoş geldin ey kardeşim ve ortağım, diye seslendi. Bu sefer Saib'i Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) tanıtmaya başlamıştı; zira Saib, hayırsever ve dost canlısı bir adamdı; onun için Efendimiz:

- O, ne ortağını aldatır, ne de onunla çekişirdi, diyordu. Sonra tekrar Saib'e yönelip:

- Ey Saib, diye seslendi. Cahiliyye döneminde sen, sevap olarak

karşılığını göremediğin bir kısım iyilikler yapıyordun; halbuki şimdi sen, senden sevap olarak kabul görecek işler yapacaksın!

Bu arada Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem), yanında bulunan Hz. Ömer'e dönecek ve Hudeybiye günü yaşanılanları hatırlatırcası­na ona şunları söyleyecekti:

- Ey Ömer! İşte o gün Benim size, "Ben, Allah'ın Resiilii'ışiun" derken söylemek istediğim buydu; vallahi de İslam'da. Hudeybiye Anlaşmasından daha büyük bir fetih yoktur! Ancak o zaman insan­ların aklı, olup bitenleri kavramaya yetmemiştile"

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kabenin içi
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:03:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kabenin içi rüya tabiri,Kabenin içi mekke canlı, Kabenin içi kabe canlı yayın, Kabenin içi Üç boyutlu kuran oku Kabenin içi kuran ı kerim, Kabenin içi peygamber kıssaları,Kabenin içi ilitam ders soruları, Kabenin içiönlisans arapça,
Logged
25 Nisan 2019, 17:57:50
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 25 Nisan 2019, 17:57:50 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardesimizden....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Nisan 2019, 01:17:01
Züleyha

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.439


« Yanıtla #2 : 26 Nisan 2019, 01:17:01 »

Rabbim gidebilenlerden eylesin inşallah selametle...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
29 Nisan 2019, 20:59:59
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #3 : 29 Nisan 2019, 20:59:59 »

Aleyküm selâm Kabe yi görmek bizede nasip olsun inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Nisan 2019, 15:06:25
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #4 : 30 Nisan 2019, 15:06:25 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes