> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Türkiye Merkez Ülke Oluyor
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Türkiye Merkez Ülke Oluyor  (Okunma Sayısı 773 defa)
29 Ağustos 2011, 14:32:02
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 29 Ağustos 2011, 14:32:02 »



Dünya Hali


Ağustos 2008 116.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Türkiye Merkez Ülke Oluyor


Türkiye’nin son dış politika atılımları “Türkler geri mi geliyor?” sorusunu gündeme getirdi. Arap ülkelerinden Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya herkes Türkiye’nin bölgesinde artan önemini tartışıyor. Bu işin sırrı ne? Türkler bir zamanlar üç kıtaya hükmettiklerini yeniden mi hatırlamaya başladılar?

Düzen tutmayan Ortadoğu ve Balkanlara Osmanlı dört asır boyunca nizam verdi. Evrensel bir medeniyetin en zirve örnekleri bu topraklarda ortaya çıktı. Onlarca etnik, dinî, mezhebî, kültürel grup “Osmanlı barışı” altında yaşadı. Ne zaman ki Osmanlı’nın gücü zayıfladı, etkisi azaldı, Balkanlar ve Ortadoğu kan golüne döndü. Küresel siyasetin en kilit bu iki bölgesi, bir buçuk asırdır düzen tutmuyor.

Ne Avrupa’nın kurt siyaseti, ne Amerika’nın tankı tüfeği ve parası, ne Ortadoğu’nun dışardan güdümlü baskı rejimleri bölgede dikiş tutturabiliyor. Batılı politikaların tamamı iflas etmiş durumda. Arap rejimleri, Batılı devletlere göbekten bağlı. Arap toplumları ihtişam dolu bir tarih, sefalet içindeki bugün ve belirsiz bir gelecek arasında her gün yeni travmalar yaşıyor. Bugününü anlamlı kılamadığı gibi geleceğe ümitle bakamıyor.

Yıllardır bölgeye sırtını dönmüş Türkiye, şimdi yeni bir kimlik ve misyonla bölge siyasetinde etkin bir aktör haline geliyor. Irak, Filistin, Lübnan, İran derken Türkiye’nin bir şekilde müdahil olmadığı, yardım elini uzatmadığı sorunlu alan yok gibi. İşin tuhafı, hem Batılı ülkeler hem de bölge devletleri hiç tereddüt göstermeden Türkiye’ye kapılarını açıyor. “Gelin şu sorunun çözümünde hakem olun, arabuluculuk yapın, kolaylaştırıcılık rolü üstlenin” diyor. Adalet ve insaf sahibi bir aktör, bölgedeki herkesin en büyük özlemi.

Türkiye bölge halkları nezdinde her gün itibar kazanıyor. Uluslararası toplantılarda Türklerin ne dediğine herkes daha yakından kulak veriyor. Türkiye’nin bundan sonra hangi alanda açılım yapacağı merakla ve heyecanla bekleniyor. Türkiye bölgede heyecan veren ve ümit vaat eden tek ülke.

Bazıları bütün bu işlerin kendiliğinden olduğunu zannediyor. “Efendim Türkiye büyük bir devlettir; bütün bu işlerin altından kalkar…” mealinde şeyler söylüyor. Sormak lazım: Bu işler kendiliğinden oluyor idiyse neden Türkiye’ye daha önce böyle bir teveccüh gösterilmedi? “Türkler bizi unuttu; onlar artık Avrupa kulübüne katıldı” diyen Araplar ve diğer müslüman milletler neden şimdi Türkiye’ye övgü yağdırıyor?

Bu işler kendiliğinden olmuyor. Bu işler emekle, cesaretle, samimiyetle, risk alarak oluyor. Bu işler “Ben artık tarihime, coğrafyama, insanıma sahip çıkacağım.” demekle oluyor. Bu işler “adalet mülkün/hükmetmenin temelidir; öyleyse büyük küçük herkes adalete uyacak” deyince oluyor. Türkiye’nin kendi topraklarında ve çevresindeki adalet arayışı, adalet hasreti çeken herkese ilham kaynağı oluyor.

Bu yüzden artık Türkiye “merkez ülke” olma yolunda ilerliyor. 21. yüzyılda bölgede “düzen kurucu” ülke Türkiye olacaktır. Yeter ki içeride ve dışarda birileri bu büyük ülkeye çelme atmasın.

Pekin Olimpiyatları ve Yemek Menüsü


2008 Olimpiyatları 8-24 Ağustos tarihleri arasında Çin’in başkenti Pekin’de yapılacak. 11 milyonluk Pekin’e milyonlarca insanın akın etmesi bekleniyor. Oyunları dünya nüfusunun önemli bir kısmı izleyecek. Zaten sadece Çinliler ve komşuları Hintliler izlese olimpiyatlar izlenme rekoru kıracaktır!

Fakat dünyanın en büyük spor organizasyonu, aylardır süren büyük bir tartışmanın merkezinde. Çin’in insan hakları karnesi, baskıcı rejimi ve Tibet’e yönelik politikaları, çeşitli örgütler tarafından protesto edildi. Protestolar muhtemelen oyunlar sırasında da devam edecek. Çin’in Tibet politikasını değiştirmesi, mesela Tibet’e özerklik vermesi, yahut daha özgürlükçü ve demokratik bir sisteme geçmesi muhal derecesinde zor.

Fakat rejim ne kadar modern ve insancıl olduğunu göstermek için hummalı bir çalışmanın içerisinde. Olimpiyatlar için milyarlarca dolarlık yatırımlar yaptılar. Oyuncu ve izleyicilere Çin’i sevimli göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Son kararları ise Çinliler için en zorlarından biri: Köpek yemekleri, olimpiyatlar boyunca menülerden kaldırıldı! Yerin altındaki ve üstündeki her şeyi yiyen Çinliler, olimpiyatlar sırasında menülerinden ciddi bir feragat göstermiş durumdalar. Bakalım bu onların imajını düzeltmeye yetecek mi!

Karanlık Sona Erecek mi?


Türkiye’de son iki aydır yaşanan hadiseler, devlet içindeki karanlık ve kanun dışı örgütlenmelerin ne kadar derinlere gittiğini bir kez daha ortaya koydu. Herkes “Bu işin sonu nereye varıyor?” diye soruyor. “Efendim işin arkasında ordu var, medya var, büyük patronlar var, yargı var…” vs. demek işin kolay tarafı. Asıl zor olan soru şu: Peki biz bu işin neresindeyiz? Yani Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma olarak, biz sıradan vatandaşların bu işte hiç mi kabahati yok?

Yıllardır bu tür örgütlenmelerin var olduğu bilinir. Kaçakçılık, faili meçhul cinayetler, devlet adına yapılan işkenceler, öldürmeler, yolsuzluklar… Bunlar bilinir ama ‘vatandaş Ahmet’ bunlar hakkında sadece konuşur. Uzaktan ürkek yorumlar yapar. Sandık başına gittiğinde “bunun hesabını sorun” demez. Sorumluluğu hep başkalarına yükler. “Efendim benim etim ne budum ne?” der.

Halbuki bu çetelerin ortadan kaldırdığı şey devlet ya da kanun değil; onlardan önce bizim, yani milletin iradesi. Bu ülkede işlenen her faili meçhul (aslında malum) cinayet, milletin iradesinin hiçe sayılmasıdır. Devlet adına yapılan her yolsuzluk, bizim irademizin, onurumuzun ayaklar altına alınmasıdır. Evet, bu karanlık eninde sonunda yerini aydınlığa bırakacak. Ama ancak biz “millet de benim, devlet de” dediğimiz zaman!

Bir Kıbrıs Hikâyesi ki…

Neredeyse 40 yıldır Kıbrıs meselesini çözemiyoruz. Boynumuza takılmış bir tasma mı, ayağımıza takılmış bir pranga mı, yoksa en önemli milli davamız mı belli değil. 30 yıldır izlenen politikalar Kıbrıs Türk halkına huzur, barış ve refah getirmedi. Yavru vatan Kıbrıs, ana devlet Türkiye’nin finansmanıyla yaşadı yıllarca; hâlâ da öyle yaşıyor.

Kıbrıs Türk halkına sahip çıkmak şüphesiz milli bir görevimiz. Fakat yıllarca o kadar irrasyonel politikalar izlendi ki, küçük Kıbrıs adası koskoca Türkiye’nin önünü kapattı, ufkunu daralttı. Bunun için önce kendimizi gözden geçirmemiz gerekiyordu. Büyük kavgalar sonucunda bu yapıldı. 2004 yılında BM himayesinde adanın geleceğini belirleyecek bir referandum bile yapıldı. Yani biz ev ödevimizi yaptık. Fakat tam bizim tarafı düzelttik derken bu sefer Rum kesiminin uzlaşmaz tutumuyla karşılaştık. Adayı birleştirmeyi hedefleyen 2004 referandumuna Rumlar hayır oyu verdiler. Yani “Biz Türklerle bir arada yaşamak istemiyoruz” dediler. Avrupa Birliği barışa hayır dediği için Rum kesimi üzerinde baskı kuracağına, onları AB’ye tam üye kabul ederek ödüllendirdi.

Şimdi hem Kıbrıs meselesi hem de Türkiye’nin AB üyeliği bu yüzden tıkanmış durumda. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs barış harekâtının 34. yıldönümünde bunlar konuşuldu. Seneye durum farklı olacak mı acaba?

Gün Ortasında Adam Vurmak


Elleri arkasından kelepçeli, ayakları topuklarından iplenmiş 27 yaşındaki gencin gözleri bağlı. Yediği dayak yüzünden her tarafı yara bere içinde. Nerede olduğunu bilmiyor. Karşısında kimin olduğunu görmüyor. Her an kafasına, midesine, sırtına yiyeceği yeni bir darbenin korkusunu yaşıyor. Başına ne geleceğini bilmeden, çaresiz, halsiz boynunu bükmüş bekliyor. Bir el kolundan sertçe yakalıyor ve küfür dolu ifadelerle “ayağa kalk!” diyor. Ayağa kalkıyor genç. Yüreği ağzında; ne olacağını, nereye götürüleceğini, başına ne geleceğini bilmiyor.

Birkaç dakika sonra bir tüfek sesi geliyor. Aynı anda genç yere yıkılıyor. Sol bacağında bir yanma hissediyor. Düştüğü için bir yerleri daha yaralanıyor. Birkaç dakika sonra sol bacağındaki kauçuk merminin acısı bütün vücuduna yayılmaya başlıyor. Bütün vücudunu bir alev sarıyor. Yerde yatakalıyor. Birileri güya tedavi etmek için müdahale ediyor. Onların da kendisini vuran askerle aynı dili konuştuğunu fark ediyor. “Ya Rab!” demekten başka bir şey gelmiyor elinden.

Gün ortasında adam vurmak diye buna diyorlar. Filistin’de her an gün ortasında adam vuruluyor. Kadın, çocuk, yaşlı vuruluyor. Yürekler parçalanıyor, onurlar zedeleniyor, ümitler kırılıyor. Sonra da birileri buna “Ortadoğu Barış Süreci” diyor.

Kısa Kısa


Barack Obama Demokrat Parti başkan adayı olarak ilk yurt dışı gezisini Avrupa ve Ortadoğu’ya yaptı. Böylece başkan seçilmesi durumunda hangi dış politika konularına eğileceğine dair ilk ipuçlarını da verdi. Obama Irak savaşına karşı çıkanlardandı. Seçilmesi durumunda Amerikan askerlerini 16 ay içinde Irak’tan çekeceğini vaat ediyor. Buna mukabil Afganistan’a ek 10 bin Amerikan askeri göndereceğini söylüyor. Bakalım Obama’nın evdeki hesapları çarşıya uyacak mı? Bakalım Obama Washington’daki lobi ve çıkar gruplarını aşabilecek mi?

***

Bosna savaşının baş suçlularından Radovan Karadziç yakalandı. Onbinlerce müslümanın kanına giren “Bosna Kasabı” Karadziç on üç yıldır aranıyor ama bir türlü ‘yakalanamıyor’du. Görgü tanıklarına göre ise, herkes onu ararken ‘tilki’ lakaplı Karadziç Avrupa’nın ortasında elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyordu. Lahey’deki savaş suçları mahkemesi Karadziç’i “cehennemden sahneler ve insanlık tarihinin en karanlık sayfalarının yazılmasının” mimarı olarak gösteriyor. Ne Karadziç’in yakalanması ne mahkemenin vereceği...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Türkiye Merkez Ülke Oluyor
« Posted on: 03 Mayıs 2024, 12:07:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Türkiye Merkez Ülke Oluyor rüya tabiri,Türkiye Merkez Ülke Oluyor mekke canlı, Türkiye Merkez Ülke Oluyor kabe canlı yayın, Türkiye Merkez Ülke Oluyor Üç boyutlu kuran oku Türkiye Merkez Ülke Oluyor kuran ı kerim, Türkiye Merkez Ülke Oluyor peygamber kıssaları,Türkiye Merkez Ülke Oluyor ilitam ders soruları, Türkiye Merkez Ülke Oluyorönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes