> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Din ve Mezheb Eserleri > Dünya Dinleri > Manicilik
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Manicilik  (Okunma Sayısı 2142 defa)
23 Aralık 2009, 17:15:42
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 23 Aralık 2009, 17:15:42 »



Manicilik




Manicilik (Manihæism, Manihaism) III. yüz yılın son yarısında Mani tarafından kurulmuş bir dindir. O güne dek bilinen tüm dinsel sistemlerin gerçek sentezi olduğu ileri sürülmüştür. Manicilik aslında Zerdüşt Düalizmi, Babilonya folkloru, Buddhist ahlâk ilkeleri ve Hıristiyan unsurların bir karışımından oluşmaktadır. Bu bileşimde önde gelen anlayış iki ezelî ilkenin, iyi ve kötünün, çatışmasıdır. Bu bakımdan din tarihi araştırmaları, Maniciliği bir tür dinsel Düalizm (ikicilik) olarak sınıflandırmışlardır. Bu din hem Doğu´ya, hem de Batı´ya doğru olağanüstü bir hızla yayılmış; Kuzey Afrika, İspanya, Fransa, Kuzey İtalya ve Balkanlar´da bin yıl süre ile dağınık ve süreksiz biçimde varlığını devam ettirmiştir. Oysa, asıl gelişimini doğduğu topraklar olan Mezopotamya, Babilonya ve İran´da gerçekleştirmiş ve Doğu´da etkisini X. yüz yıldan sonralara kadar sürdürdüğü Türkistan, Kuzey Hindistan, Batı Çin ve Tibet´e kadar yayılmayı başarmıştır.

Mani´nin Yaşamı

Mani (Manys, Manytos, Manentos, Manou, Manichios, Manes, Manetis, Manichæus) özel bir isim değil, bir saygı ifadesi ya da bir unvandır. Mani sözcüğünün Aramîce kökeni olan "Mânâ", ışık anlamına gelmektedir. Mandeen (Sâbiîlik) inancında bir cin olan "Mânâ Rabba" ise "Işık Kralı" demektir. Bu bakımdan Mani sözcüğünün tam anlamının "aydınlatan" olduğu genelde kabul edilmiştir.

Mani´nin gerçek adinin bilinmemesine karşın, babası ve ailesi hakkında kesin bilgiler mevcuttur. Babasının adi Fâtâk Bâbâk (Patekios, Patticius, Paftig, Arapça Futtűk) idi ve eski Med başkenti olan Ecbatana (Hamadan) kökenli bir aileden geliyordu. Karısı, yani Mani´nin annesi ise soylu Arsakî hanedanı ile akraba olan Marmarjam´dı.

Mani, 14 Nisan 216 tarihinde Babilonya´ya bağlı Mardinu kentinde (Mardin) dünyaya geldi. Fâtâk güçlü dinsel eğilimlere sahip bir kişi olmalıydı, zira bir süre sonra Ecbatana´yi terk ederek, Güney Babilonya´da bulunan "Menakkede" (Arapça Mugtasıla) adli bir Mandeen tarikatına katıldı ve küçük oğlunu bu inançlara göre yetiştirdi. Mani´nin babası da, din reformu taraftarı olarak önemli etkinliklerde bulunmuş ve adeta oğluna öncülük etmiştir Mani dinsel eğitiminin yanı sıra gençlik yıllarını nakkaşlık öğrenerek geçirmiştir. Mani´nin içinde büyüdüğü bu tarîkat hakkında pek ayrıntılı bir bilgi mevcut değildir. Bir tür su ile arınma yani "vaftiz" uygulamasına sadık oldukları biliniyor. Tarîkat üyeleri, günahlarından arınmak için her gün abdest alıyorlar ve yiyeceklerini de su ile temizliyorlardı. Ayrıca, et yemiyorlar ve şarap içmiyorlardı. Her üye kendine ayrılmış bulunan tarlada çalışmak zorundaydı. Tarîkat´ın yerleşik ve tarımsal görünümü bir Yahudi tarîkatı olan Esseneler´i andırıyor. Bu benzeşimi güçlendiren diğer bir öğe de, kendi dinsel inançlarını tıpkı Esseneler gibi "Yasa" (Nomos) olarak adlandırmalarıdır. diğer önemli bir unsur da, bu tarîkatın, bir Yahudi uygulaması olan "Sabbat" gününe riayet etmesidir.

Mani, 20 Mart 242 günü Gundesapûr kentinde I. Şahpur´un tahta geçme törenleri için ülkenin her yanından toplanmış bulunan kalabalığa öğretisini ilk kez ilân etti. "Nasıl Buddha Hindistan´a, Zerdüşt İran ´a ve Isa Batı topraklarına geldiyse, iste simdi ben, Mani, Babilonya topraklarında Gerçek Tanrı´nın habercisi olarak peygamberliğimi duyuruyorum." Mani´nin bir süre sonra ülkeyi terk etmek zorunda kalmış olması, önceleri pek basarili olamadığını kanıtlıyor.
Mani, uzun yıllar süresince çeşitli ülkeleri gezerek öğretisini yaydı, Türkistan ve Kuzey Hindistan´da Manici topluluklar kurdu. Nihayet İran ´a geri döndüğüce, Sah I. Şahpur´un kardeşi Perviz´i kendi inancına çekmeyi basardı. Mani, en önemli yapıtlarından biri olan "Şahpurikan"ı Perviz´e ithaf etti. Perviz, Mani´nin Şahın huzuruna kabul edilmesini sağladı ve böylece Mani I. Şahpur´a dinsel mesajını aktarma fırsatını buldu.

Ancak, bir süre sonra Mani tekrar bir kaçak olarak yollara düştü. Farklı yörelerde kendi inancını yayma çabasını sürdürdü. Bu geziler sırasında, öğretisini yayan ve güçlendiren uzun mektuplar kaleme aldı. Bu dönemin sonunda yakalanarak hapse atıldı ve ancak 274 yılında I. Şahpur´un ölümü üzerine özgürlüğe kavuşabildi.

I. Şahpur´un yerine geçen oğlu I. Hürmüz, Mani´ye destek oldu. Ne var ki, I. Hürmüz´ün saltanatı yalnızca bir yıl sürebildi. 274 yılında Şahpur´un diğer oğlu Behram tahtı ele geçirdi. Bu saltanat değişimi Mani´nin sonunu hazırladı, zira Mazdeizm´e bağlı olan yeni Sah, her türlü yabancı inancın koyu bir düşmanıydı. Yeni Sah I. Behram, Mani´yi çarmıha gerdirdi. Mani yandaşlarını yıldırmak amacıyla cesedi parçalandı, derisi yüzüldü, içine saman doldurularak kent kapısına asıldı. Mani´nin ölüm tarihi 276-277 yılları olarak biliniyor.

Mani Öğretisi

O dönemden günümüze kalabilen resmî belgeler Mani´yi bir din sapkını ve bir şarlatan olarak tanıtıyorlar. Ancak, XVIII. yüz yıldan başlayarak yapılan araştırmalar Mani hakkında tüm bilinenleri değiştirdi. Artık Mani, kimilerine göre yeni bir din kuran bir bilge, kimilerine göre de çeşitli dinsel öğretilerin, Zerdüşt inancının, Buddha´cı ahlâkin, Mithra kültünün ve Hıristiyan öğretisinin bileşimini gerçekleştirmiş bir dehâdır.

Özellikle XX. yüz yılda gerçekleştirilen bazı buluşlar, Mani´nin yasam öyküsünün tümüyle gözden geçirilmesini gerektirdi. Ortaya çıkarılan ve Mani tarafından bizzat yazılmış olduğu savunulan bu yeni belgeler, Mani´yi insanlığın kurtuluşunu müjdeleyen bir peygamber olarak göstermektedir. Mani, insanlığın dinsel kurtuluşunun tarihsel bir akis içinde en önemli aşamalarını sıralarken, kendi öncülleri arasında Enoch´u, Nuh´un oğlu Sam´ı, Buddha´yı, Zerdüşt´ü ve İsa ´yı saymıştır. Mani, bu yazılarda, İsa ´nın yaşamının belli baslı olaylarını özetlemiş, Havariler´in çabalarını, Paul´un misyonunu, Hıristiyan Kilisesi´nin yaşadığı krizi ve dünyayı düzeltmek için uğraş vermiş olan Marcion ve Bardanes gibi gnostikleri anlatmıştır Nihayet, İsa ´nın müjdelemiş olduğu "Paracletos"un, yani bizzat Mani´nin döneminin geldiğini ilân etmiştir.
"Paracletos" sözcüğü, Ruhulkudüs´e verilen bir isim olarak Yuhanna İncili´nde geçmektedir. "Paracletos"un din dişi anlamı "şefaat eden, aracı, arabulucu" biçimindedir. Özellikle, İsa ´nın veda konuşmalarında "Avutucu, Gerçek Ruh ve Kutsal Ruh" adi altında sıkça yer almaktadır (Yuhanna XIV/16,26 - XV/26 - XVI/7).

Manicilik´te gerçek gizem, köktenci ve evrensel Düalizmdir. Manici inanca göre bu gizem, Mani´nin ruhsal ikizi olan Paracletos tarafından Mani´ye aktarılmış ve Mani de bu gizemi öğretmekle görevlendirilmiştir. Mani, on iki yaşındayken ilk kez göksel bir ziyarete tanık olduğunu ve ilk ilâhi açıklamaları aldığını ileri sürer. Arap tarihçisi en-Nedîm´e göre bu ziyareti yapan "et-Taum" (ikiz anlamına gelen Nebatîce bir sözcük) adli bir melektir. Bu melek Mani´nin ikizi ya da ruhsal esi olup, onu eğitip görevine hazırlayacak olan Paracletos´tur.

Mani´ye göre Zerdüşt, Buddha ve hatta İsa ´nın başarılı olamamalarının nedeni, kendi öğretilerini yazıya geçirmemiş olmalarında aranmalıdır. Bu düşünce ile Mani, herkesçe anlaşılabilen basit bir dil kullanarak kendi öğretisini yazıya dökmüştür. Manici yazıların halktan gördüğü yoğun ilgi, Maniciliğin karşısında olanların ve özellikle Hıristiyan Kilisesi´nin neden bu yazıları yok etmeye çalıştıklarını açıklamaktadır. 279 Yılında, Roma İmparatoru Diocletianus, İskenderiye kentinde tüm Manici yazıların yakılmasını buyurmuştur. Buna benzer yok etme çabaları yüz yıllarca sürdürülmüştür. Halbuki, İsa ´dan sonra II. yüz yılın ortalarında İran ´da doğan Manicilik inancı, henüz ilk yüz yılını tamamlamadan Doğu ve Batı´ya yayılmayı başarmıştı ve doğal olarak karşısındaki en büyük rakip Hıristiyanlıktı.

Manicilik ile Hıristiyanlık arasında uzun ve sert bir kavga cereyan etti. Hıristiyanlık bu kez karşısında, akilci yöntemleri ve basarili diyalektik çözümlemeleri olan, Hıristiyan Kilisesi modeline uygun örgütlenen ciddi bir hasım bulmuştu. Her geçen gün, Manicilik karşıtı kilise kuralları, devlet buyrukları ve düalist öğretileri kötüleyen yapıtlar çoğalıyordu. Hıristiyan Kilisesi, Manicilik karşısında geçirdiği korkuyu bir daha asla unutamayacak, yüz yıllar boyunca karşılaştığı her düalist hareketi Maniciliğin bir devamı ya da hortlaması olarak kabul edecekti. Aradan uzun yıllar geçmiş olmasına karşın Vaudois´lar, Kathar´lar, Tampliye´ler Manicilik ile suçlanacaktı. Artık, Hıristiyan Kilisesi´nin gözünde her sapkın inanç Manicilik olarak yaftalanacaktır. Bu suçlamadan ne Luther, ne de Calvin kendini kurtaramayacaktır. Oysa, Luther kendi yandaşları tarafından Kilise´nin Maniciliğe karşı son savunucusu olarak gösterilmiştir.

Batı´daki Reformasyon hareketinden sonra, her ne kadar Kilise´nin dogmatik tutumunda önemli bir değişim olmadıysa da, Maniciliğin araştırılması ve daha iyi anlaşılması çabaları başladı. Manici belgelerinin incelenmesi, Doğu ile Batı´yı Zerdüşt ile İsa ´yı birleştirmeye uğraşmış bir bilgenin varlığını gösteriyordu. Zamanla, eski Iran ve Hind inançlarının daha iyi anlaşılmasıyla, Maniciliğin kaynaklarına dair yeni açıklamalar elde edildi. Maniciliğin temel öğretisi olan gnostik düalizmin eski Zerdüşt inançlarının yanı sıra, Hind öğretilerinde kök bulduğu ortaya çıkarıldı. Böylece Manicilik; köktenci düalizm, Doğu pagan inançları ve doğacı dinlerden kaynaklanan, Zerdüşt´ten yola çıkarak düzenlenmiş ve İncil kalıbına dökülmüş bir gnostik Asya inancı olarak tanımlandı.

Asyrioloji´nin gelişimi Manicilikte yeni nitelikler bulunmasını sağladı. Böylece, Maniciliğin en eski köklerinin Kalde ve Babilonya´nin eski inançlarında yer aldığı anlaşıldı. Sonuçta Mani dininin, Mezopotamya -Iran düalizmi üzerine temellenen ve evrensel bir din niteliğine ulaşabilmek amacıyla Buddhizm ve Hıristiyanlık´tan akt...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Manicilik
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:28:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Manicilik rüya tabiri,Manicilik mekke canlı, Manicilik kabe canlı yayın, Manicilik Üç boyutlu kuran oku Manicilik kuran ı kerim, Manicilik peygamber kıssaları,Manicilik ilitam ders soruları, Manicilikönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes