> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > Bir kentleşme masalı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir kentleşme masalı  (Okunma Sayısı 955 defa)
14 Temmuz 2012, 15:37:15
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 14 Temmuz 2012, 15:37:15 »



Bir kentleşme masalı: Küresel kentleşme
İskender GÜMÜŞ • 74. Sayı / DOSYA YAZILARI


Cemil Meriç, günlüklerinde “Kelimeler; bütün bir devri aydınlatan ateş böcekleri” der. Örnek olarak da istibdada her ayaklanışın Osmanlıca’da karşılığı olan “suikast” kelimesini verir. Bugün, “küreselleşme” kelimesine baktığımızda da dünya coğrafyasının son dönemlerinin ateş böcekleri sembolünü görmekteyiz. Küreselleşme denilen olgu 20. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak ekonomi, toplum, kültür, siyaset gibi birçok alanda köklü değişiklikler yaptı ve bir devrin aydınlatılmasında ateş böceği işlevini üstlendi. Küreselleşme ile birlikte dünya coğrafyası toplumsal yaşamda ve düşünce biçimlerinde büyük bir dönüşüm yaşadı ve sanayi devriminin yükselen değeri olan modern dünyayla özdeşleşen paradigmalar sorgulanmaya başladı. Ontolojik anlamda özne parçalandı, yenidünya düzeni öznesini aramaya koyuldu.

Dünyada bir yandan küreselleşme süreci yaşanırken diğer yandan yerelleşme eğiliminin ortaya çıkması ulus-devlet anlayışının sorgulanmasını sağladı. Bu yüzden, ulus devletler dünyasından küreselleşmiş dünyaya geçilen süreç ile birlikte kentlerin rolü arttı. Bugün eğer devletlerden çok kentler konuşuluyorsa, Paris kenti Fransa’nın önüne; Londra, İngiltere’nin önüne; New York, Washington, Los Angeles Amerika Birleşik Devletleri’nin önüne; Roma İtalya’nın önüne; Madrid İspanya’nın önüne ve İstanbul Türkiye’nin önüne geçiyorsa bunu kentlerin ulus-devletlerin önüne geçtiği noktasında aramak gerekir. Bunun yanında, ulus devletlerin gücünü azaltarak yerelleşmeyi merkeze alan ekonomik küreselleşme ön plana çıkarken, kentleşme görüngülerine bağlı olarak sorunların aşırı yoğunlaştığı görüldü. Küreselleşme sürecinde kentlerdeki bu yeni sosyo-ekonomik yapılanmalar bir kentsel dönüşümü de beraberinde getirdi. Küresel kent ve dünya kenti gibi kavramlar kentlerin bu yeni yüzünü anlatmak için ortaya atıldı.

1980 sonrası dünyada iletişim-bilişim döngüsünün hızla gelişmesinin en somut görüntüsü kentlerde ortaya çıkan sosyo-ekonomik değişimlerde olmuştur. Neo-liberal politikalarla meydana gelen sermaye birikiminin ekonomik dönüşümü hızlandırması ve teknolojideki değişim ve hız, sosyal yapıyı çok hızlı bir değişim sürecine sokmuştur. Uygulanan bu politikalar neticesinde sermaye birikim süreçleri hızlanmış, büyük sermayeler kentsel alanlara doğru yönelmiş ve kentler birer tüketim merkezi haline gelmeye başlamıştır. Kentin fiziksel dokusu değişmiş ve yaşam standardının yüksek olduğu lüks konut alanları, büyük iş merkezleri, alış-veriş ve eğlence merkezleri bir yerde toplanırken diğer tarafta kentsel hizmetlerden en az faydalananların hüküm sürdüğü parçalanmış yapıdaki gecekondular yerini almıştır.

Küreselleşmenin kentleşmeye olan etkisi siyasal alanda, kentlerin yerel organlarının güçlenmesini doğurmuş ve merkezin yerel yönetimler üzerindeki etkisini azaltmıştır. Devlet eskiden merkezi planlama yaparak yönetme gücünü elinde tutuyorken küreselleşme süreci ile birlikte yerel yönetimler güçlenmiştir. Sosyo-ekonomik alanda etkisine baktığımızda küreselleşmeyle birlikte kentlerin birer cazibe merkezi haline geldiğini görüyoruz. Ekonomik aktivitelerin büyük bölümü artık küresel kentlerde gerçekleşiyor. Küreselleşmenin mekâna etkisine baktığımızda ise tüketime endeksli büyük iş merkezleri ile alışveriş merkezlerinin ön plana çıktığını, çözülmüş aileyi temsil eden stüdyo tipi dairelerden oluşan rezidansların sayısının arttığını, mahalle tipi yerleşim tarzından güvenlikli siteye geçildiğini görüyoruz. Konut ve iş alanlarının mekânsal olarak birbirinden ayrılmış olması yine göze çarpan başka bir olgu. Bu bölünmüşlük sosyal yapıya da yansımıştır. Manuel Castells’in deyimiyle ikili kent yapısı günümüz kentlerinin en belirgin özelliği oldu. Artık kentin belirli bölgeleri daha fazla gelişerek zenginleşirken, diğer bölgeleri ise yoksullaşmakta. Bu durum, Oğuz Işık’ın, “İstanbul’un bazı yöreleri metropoliten kent merkezine Türkiye’nin doğusu kadar uzaktır” sözleriyle özetlenebilir. Kentte yaşayan toplumsal grupların mekânsal ayrışması günümüzde toplumsal ayrışmayı destekleyen bir etmen durumuna geliyor. Kentin bir yanından varsıllar öte yanında yoksullar oluyor.

Kentleşmeden metropolleşmeye
Bütün bunlarla birlikte toplumların içinde yaşadıkları kent, zaman içinde farklı anlamlar kazanmış ve küreselleşmenin mekânı metropol alanlar olmuştur. Küresel kentler, kentsel yoğunlaşmanın belirli bir doygunluk noktasında ortaya çıkan ve adına metropol denilen yeni bir mekânsal örgütlenme olarak ortaya çıkmıştır. Metropol sözcüğünün temelinde, antik Yunan dilindeki “Mitra-Polis” bulunmakta. Mitra, rahim, polis ise kent anlamına geliyor. Bu ikisinin birleşimi “anakent” anlamına gelimekte. Yeni dünyada kent ve metropol ekonomik işlevlerin ötesinde anlamlar sunan yeniden yapılanmanın çeperlerini çiziyor.

Bugünün metropollerine baktığımızda tüketim menüsünün bir parçası olduğunu görüyoruz. Bunun sonuçları fiziksel çevrede de, yaşam biçimlerinde de görülüyor. Dünyada bir noktadan sonra küreselleşme öznesi sadece bir merkez olan süreç olmaktan çıkıyor. Farklı uluslardan, farklı etnisiteye mensup insanların barınabildiği bir kozmopolitleşme söz konusu. Özellikle kültürel temelde bir melezleşme söz konusu. Bugün, Chicago, İstanbul, Paris, Roma, Berlin, Tokyo gittikçe birbirine benziyor ve tektipleşme başlıyor. Dünyanın herhangi bir yerindeki yapının bir benzerini başka bir yerde görebiliyoruz.

Hemen hemen bütün metropollerde, büyük iş merkezi işlevini gören plazalar, kent merkezinin dışında yer alan siteler, yüksek duvarları olan lüks ve güvenlikli siteler, bankalar, alışveriş merkezleri, tüketimi körükleyen reklam billboardları, eğlence mekânları metropollerin bir yönünü bize gösterirken, elverişsiz yaşam koşulları, işsizlik, yoksulluk, işportacılık, evsizlik ise diğer yönünü göstermekte. Bu da bu yeni tip kentleşmenin paradoksunu oluşturuyor.

Evrensel bir mit: Dünya kenti

Küreselleşme sürecinde metropolleşmenin yanında dünya kenti kavramı da ön plana çıkıyor. Esasında 18. yüzyıldan itibaren Goethe tarafından kullanılmaya başlayan bu kavramla, 18. yüzyılda Paris ve Roma’nın kültürel zenginliği ifade ediliyor. Geddes, bu kavramı dönemin yeni büyük metropoliten alanlarını tanımlamak için kullanırken, Braudel ise dünya kentini ekonomik sisteme hâkim olan kent olarak tanımlıyor.

Friedman ise, kentin dünya ekonomisine eklemlenme biçimi ve bu süreçteki mekânsal fonksiyonlara kentte oluşan yapısal değişiklikleri etkilediğini belirterek, dünya kentlerinin küresel sermayeyi çekeceğini, küresel kontrol fonksiyonlarının kentin yapısında etkin bir şekilde yansıtılacağının, iç göç ve uluslararası göç konusunda odak noktası olacağını, mekânsal kutuplaşma, sosyal sınıf kutuplaşması gibi sanayi kapitalizminin çelişkileri ile karşılaşılacağını ve bütçelerinin devletin mali kapasitesinin üzerinde sosyal maliyetler yaratacağını ileri sürüyor.

Küresel kentleşme için bir epilog

İvan İllich’in “ancak ruhu yok edilebilirse bir kenti tarihten silmek mümkündür” sözü en çok bugünün dünyası için anlam buluyor. Küresel kentleşme ile birlikte toplumsal yapıyı oluşturan bütün faktörler değişiyor. Kentlerdeki bu yeni sosyo-ekonomik yapılanmalar bir kentsel dönüşümü de beraberinde getiriyor ve metropol, dünya kenti gibi kavramlar ön plana çıkıyor. Bu yeni yapılanmada, yeni tasarımlarla, yeni anlamlarla, tüketim mabetleriyle kenti donatmak kentlerin tarihî tılsımını bozuyor. Küreselleşme süreci görmezden gelinemez elbette. Ancak, bu çerçevede bir kentin inşa edilmesi gerekiyorsa, kentin tarihî ve sembolik yapılanması göz önünde bulundurularak inşa sürecine başlanmalıdır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir kentleşme masalı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:54:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir kentleşme masalı rüya tabiri,Bir kentleşme masalı mekke canlı, Bir kentleşme masalı kabe canlı yayın, Bir kentleşme masalı Üç boyutlu kuran oku Bir kentleşme masalı kuran ı kerim, Bir kentleşme masalı peygamber kıssaları,Bir kentleşme masalı ilitam ders soruları, Bir kentleşme masalıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes