> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > 90 yıl önce domuz gribi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 90 yıl önce domuz gribi  (Okunma Sayısı 835 defa)
27 Mayıs 2012, 11:54:04
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Mayıs 2012, 11:54:04 »



90 yıl önce domuz gribi
Ali Şükrü ÇORUK • 58. Sayı / DOSYA YAZILARI


Tarih boyunca insanlığın uğradığı felâketlerden birisi de salgın hastalıklardır. Hayat şartlarının elverişsizliğine ve hastalıklara karşı gereken tedbirlerin alınamayışına paralel olarak ölüm oranlarının artması kaçınılmaz hâle gelmiştir. Veba, tifüs, kolera ve grip tarihte kimi zaman bir şehrin nüfusunu bütünüyle ortadan kaldıracak derecede etkili olmuş salgın hastalıklardandı.

Teknolojinin ilerlemesi sağlık alanında pek çok gelişmeyi beraberinde getirmesine rağmen, salgın hastalıklar günümüz dünyasının ana problemlerinden birisi olmaya devam ediyor. Öyle ki domuz gribi örneğinde olduğu gibi salgın hastalıklar artık belli bir bölgenin değil bütün dünyanın meselesi hâline geliyor. Kitle iletişim araçları yaptığı yayınlarla hastalığın seyri ile ilgili haberleri anında okuyucuya ve izleyiciye ulaştırmakla beraber hastalık karşısında insanlar arasında var olan tedirginliği de iyice arttırıyor.

Günümüzde domuz gribi olarak adlandırılan grip salgını, 1918-1920 yılları arasında da dünyayı etkisi altına almış ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştu. Kimilerine göre bu salgın sebebiyle ölen insan sayısı Birinci Dünya Savaşı’nda ölen insan sayısından fazladır. Salgın 1918 yılı mart ayında ABD’de ortaya çıkmış ve kısa sürede dünyaya yayılmıştı. Salgının Türkiye’de görülmesi aynı yılın yaz aylarına rastlar. Ekim ayından itibaren başta İstanbul olmak üzere Anadolu’nun çeşitli yerlerinde salgın sebebiyle ölümler başlamıştı.

Döneminde İspanyol nezlesi, İspanyol gribi, Grip İspanyol, İnfluenza gibi adlarla anılan grip salgını Anadolu’da özellikle Samsun, Çorum, Balıkesir ve İzmir çevrelerinde etkili olmuştu. Böyle olmakla beraber bu yörelerle ilgili can kayıpları hakkında kesin rakamlar net değildir. Ancak Samsun’da günde 100 kişinin, Çorum’da ise 30-40 kişinin öldüğü yolunda gazetelerde yer alan haberlere bakılırsa, bu salgının adı geçen yerlerde büyük tahribat yaptığı anlaşılıyor. Sapanca’dan gazetelere gönderilen okur mektuplarında dile getirilen “Cankurtaran yok mu?” feryatları ise dikkat çekicidir. Anadolu’dan İstanbul’a gönderilen okur mektuplarında dile getirilen bir husus da doktor ve ilaç istekleriydi. Hükümet bu istekleri en yakın zamanda karşılayacağına dair gazetelere bilgi vermişti.

İstanbul’da domuz (İspanyol) gribi salgını
Grip salgınının en fazla etkili olduğu yerlerden birisi de İstanbul’du. Savaşın hemen arkasından baş gösteren grip salgını zaten pek çok açıdan sıkıntı yaşayan işgal altındaki İstanbul’un dertlerine bir yenisini eklemişti. Salgın neticesinde ölümler başlayınca hastalık hakkında toplumu bilgilendirmek için Sıhhiye Müdürlüğü tarafından gazetelerde beyannameler neşredildi. O dönemde salgına karşı alınması istenen tedbirlerin günümüzdekilerle büyük benzerlik göstermesi dikkat çekicidir. 10 Aralık 1918 tarihinde İkdam gazetesinde yayımlanan bu beyannamelerden birisini sadeleştirerek aşağıya alıyoruz:

Salgın suretinde şiddetle yayılan İspanyol nezlesine karşı alınacak tedbirler:

1. Bu hastalık gayet kolay mesela bir adamla karşı karşıya gelmekle, öksürürken yakınında bulunmakla, temasla, kısaca en akla gelmez vasıta ile bulaşmaktadır.
2. Salgının hızla yayılması ve hastalığı hafif surette, bir iki gün içinde işine devam ederek geçirenlerin çok olması yüzünden hastaların tecrit edilmesi de kabil olamamaktadır.
3. Bu hastalığın aşı veya serumları yoktur.
4. Binaenaleyh bu hastalıkla mücadele etmek için hükûmete düşen en önemli tedbir hastalığın yayılmasını kolaylaştıran okul, tiyatro ve sinema gibi yerleri tatil etmektir. Bu tedbir bu günden itibaren yine tatbik olunmuştur. Fakat bu salgının ve tehlikeli hastalığın önlenmesinde en etkili tedbirleri almak halkın uhdesindedir. Buna göre;
a) Hasta ziyareti âdeti bu hastalık geçinceye kadar kaldırılmalıdır.
b) Kalabalık yerlerden mümkün mertebe kaçınılmalıdır. Vapurlara, trenlere, tramvaylara girerken lüzumsuz yere yapılan hücumlar da pek zararlıdır. Zorunlu olmadığı müddetçe kısa mesafeler için nakil vasıtalarına binilmemelidir.
c) Öksürenler mutlaka ağzını kapamalı ve öksürenlerin yanında bulunanlar da hemen uzağa kaçmalıdır.
d) Ne kadar hafif olursa olsun ateş, boğaz, baş ağrısı ve kırıklık başlar başlamaz ıhlamur gibi sıcak bir şey ile beraber Aspirin veya daha iyisi 2-3 gram kadar Salipirin almalı ve mutlaka evde oturmalıdır. Daha evvel bir de müshil alınması faydalıdır.
e) Ateş tamamen geçtikten sonra en aşağı üç gün yine istirahat etmeli ve sokağa çıkınca soğuğa karşı tedbirli davranmalıdır.

Hükümetin salgını önlemede başvurduğu çarelerden birisi de yukarıdaki beyannamede de belirtildiği gibi okul, tiyatro ve sinema gibi gribin yayılmasını kolaylaştıracak mekânları tatil etmek olmuştu. Bunun sonucu olarak 22 Ekim 1918 ila 10 Ocak 1919 tarihleri arasında İstanbul’daki okullar eğitim öğretim faaliyetlerine ara vermişti. Bu dönem içinde başta okullar olmak üzere halka açık umumî yerlerin fizikî şartlarını düzeltme ve ilaçlandırma çalışmaları yapılmıştı.

Aşı bulma çabaları
Tıpkı günümüzde olduğu gibi geçmişte de dünyada ve Türkiye’de etkili olan grip salgınını önlemek için başvurulan yollardan birisi de hastalığa karşı aşı bulma çabaları olmuştu. Bu amaçla İstanbul’daki Bakteriyolojihane’de hastalığın zatürreye dönüşmesini engelleyen, dolayısıyla öldürücü etkisini azaltmayı amaçlayan bir aşı bulunduğuna dair haberler devrin gazetelerinde yer aldı. Doktorlardan bu aşıyı kullanmaları istendi. Bakteriyolojihane Müdürü Doktor Refik Bey tarafından bulunan aşının bir fayda sağlayıp sağlamadığına dair bir bilgimiz yok.

Salgının yol açtığı can kaybı: 16.000 ölü
Grip salgını sokaktaki vatandaştan devletin zirvesine kadar herkesi etkilemişti. Samsun’a çıkmadan önce Mustafa Kemal Paşa, Sultan Vahdettin, Mütareke’nin başlangıcında sadrazam olan Ahmet İzzet Paşa, Şehremini Cemil Paşa hastalığa yakalanan ve atlatan tanıdık isimlerdendir. Şehzade Selahaddin Efendi’nin Damadı Selahaddin Ali Bey, eski Hicaz Valisi Hacı Reşid Paşa ve Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Zoğrafos Efendi ise hastalıktan vefat edenler arasındadır.

Salgının İstanbul’daki seyrini takip etmek için Hükümet tarafından doktorlara bir çağrı yapılmış; hasta ve ölü sayısı hakkında kendilerine ulaşan bilgileri ilgili makamlara ulaştırmaları istenmişti. Gerek hastanelerden gerekse doktorlardan alınan bilgiler doğrultusunda hastalığın İstanbul’daki durumu hakkında gazetelerde haftalık istatistikler yayınlanmıştı. Buna göre grip salgını İstanbul’da en fazla Aralık 1918’de etkili olmuştu. Bu ay içinde salgından ölenlerin sayısı 1922’dir. Ekim 1918 ila Nisan 1920 arasında ölenlerin sayısı ise resmî rakamlara göre 16.000’dür. Mütareke’nin olumsuz şartları, doktor azlığı, kenar mahallelerdeki hastalara ulaşmanın zorluğu, herkesin doktora gidecek yahut eve doktor getirecek imkânlarının olmadığı düşünülecek olursa gerçek rakamın çok daha yüksek olduğunu tahmin etmek güç değil.

Basında İspanyol Gribi
İşgal yıllarında İstanbul’u etkisi altına alan grip salgını o dönem matbuatının üzerinde durduğu konular arasındaydı. Salgınla ilgili haberleri ve uyarıları hemen hemen her gazetede görmek mümkündür. Basının salgın karşısında halkı bilinçlendirmek için yaptığı katkı kayda değer nitelikteydi. Taşradan gelen haberlerin anında Hükümete iletilmesi, Sıhhiye Müdüriyeti’nin yayınladığı tebliğler çerçevesinde topluma gereken ikazların yapılması hep basın sayesinde olmuştu. Dünyada milyonlarca insanın ölümüne yol açan grip salgınının diğer ülkelere nazaran bizim ülkemizde daha az can kaybıyla atlatılmasında basının önemli bir payı vardı.

Ayrıca mizah gazetelerinde konuyla ilgili karikatürlere ve şiirlere yer verildi. Türk mizahının önde gelen yayın organlarından olan Karagöz’ün 14 Aralık 1918 tarihli nüshasında yer alan imzasız bir dörtlükte okuyucular İspanyol gribine (nezlesine) karşı uyarılırken bu hastalık “engerek” yılanına benzetilir:

İspanyol nezlesi bu da bir belâ
Şu pis nezleden sakınmak gerek
Olma hiç bu sârî (bulaşıcı) derde müptelâ
Gizlice saldırır bu bir engerek.

Grip salgını devrin sanatkârlarını da etkilemiş, özellikle bu hastalığa yakalanan ve atlatan mizahçılar salgın etrafında yazılar, şiirler ve hikâyeler kaleme almışlardır. Fazıl Ahmet Aykaç, Refik Halit Karay, Hüseyin Rahmi Gürpınar bu sanatkârlardan bazılarıdır. Özellikle Refik Halit Karay’ın Sakın İnanma Aldanma Kanma adlı kitabında yer alan “İspanyol Nezlesine Dair” başlıklı yazı İspanyol gribinin insan vücudundaki etkilerini usta bir sanatkârın diliyle göstermesi bakımından önemlidir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 90 yıl önce domuz gribi
« Posted on: 08 Mayıs 2024, 13:44:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 90 yıl önce domuz gribi rüya tabiri,90 yıl önce domuz gribi mekke canlı, 90 yıl önce domuz gribi kabe canlı yayın, 90 yıl önce domuz gribi Üç boyutlu kuran oku 90 yıl önce domuz gribi kuran ı kerim, 90 yıl önce domuz gribi peygamber kıssaları,90 yıl önce domuz gribi ilitam ders soruları, 90 yıl önce domuz gribiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes