> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir?  (Okunma Sayısı 1709 defa)
28 Şubat 2010, 16:24:36
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 28 Şubat 2010, 16:24:36 »



Mehir bir hayvan, bir ticâret eşyası veya bunlara benzer bir şey olup da, kadın tarafından teslim alınmadan kocanın elinde telef olursa veya teslim aldıktan sonra kadının elinde telef olursa, sonra da ko­cası gerdeğe girmeden onu boşarsa, hüküm ne olacaktır? Mezheb-lerin buna ilişkin tafsilâtlı görüşleri aşağıya alınmıştır.

(55) Hanefıler dediler ki: Bir kimse elbise, at, ürün ve benzeri belirli bir mehir üzerine bir kadınla evlenir; kadın, bu mehri teslim almadan (kocanın yanındayken) telef olur ve bu mehir sayı ile sayılan, ölçekle ölçülen veya tar­tıyla tartılan nesnelerdensg, kocanın bu mehrin mislini kadına vermesi vâcib olur. Aksi takdirde mehrin değerini ona vermesi gerekir. Teslim aldıktan sonra mehir, kadının yanında telef olur, kocası da gerdeğe girmeden onu boşarsa, kadın mehrin yarısını kocasına geri vermekle yükümlü olur. Mehir eğer ol­duğu gibi durup kadın kendi rızasıyla onu kocasına iade ederse ne alâ. Aksi takdirde, iade etmesi yargı yoluyla sağlanır. Kadın, mehirde tasarrufta bu­lunursa, bilindiği gibi tasarrufu geçerli olur. Kocasına yarısını geri vermesi gerektikten sonra geri vermesi imkansızlaşır; bu durumda mehrin yarı değe­rini kocasına tazmin etmesi gerekir. Değer takdiri yapılırken de, kadının mehri kocasından teslim aldığı günün piyasası esas alınır. Bununla da öğrenmiş olu­yoruz ki; mehir kadının tesellümünden önce kocanın yanındayken telef olursa, onu kocanın tazmin etmesi gerekir. Misli bulunur nesnelerdense, kocanın bu mehrin mislini kadına vermesi gerekir. Aksi takdirde değerini vermesi gere­kir. Ama kadın mehri teslim alırsa, tümüyle ve kısmen düşme ihtimaliyle birlikte kendi mülk edindiği bir şeyi teslim almış olur. Koca tarafından mey­dana gelen bir ayrılma nedeniyle mehrin yansı düşerse, kadın, mehrin yan­sını tazmin etmekle yükümlü olur. Mehir eğer duruyorsa yarısını kocasına iade etmesi gerekir. Aksi takdirde değerinin yarısını iade etmesi gerekir. Ay­rılmanın gerdekten önce kadın tarafından olması gibi bir nedenle mehrin tü­mü düşerse ve eğer duruyorsa, kadının, mehri tamamen kocasına iade etmesi gerekir. Aksi takdirde kocasından teslim aldığı gündeki piyasa üzerinden de­ğerini kocasına vermesi gerekir.

Bir kimse karısına mehir olarak bir at veya dişi deve, ya da elbise verir, sonra da bu mehrin başkasının mülkiyetinde olduğu anlaşılır ve sahibi bunu almaya müstahak olursa; eğer bu mehir, misli bulunur nesnelerdense, kadın mislini almak üzere kocasına müracaat eder. Misli yoksa değerini kocasın­dan alır. Kocası kendisine mehir olarak bir at verir, kadın da bu mehri (atı) başkasına hîbe eder, sonra da bu atın başkasının malı olduğu anlaşılırsa, kadın bu atın değerini almak üzere kocasına müracaat eder.

Malikîler dediler ki: Gerdeğe girip cinsel temasta bulunmadan önce mehir, tazmin etme ve kendisinden bazı şeylerin üremesi -bu üreyen şey bir yavru da olabilir, tarımsal bir ürün de olabilir- bakımından eşler arasın­da müşterektir. Ancak bu meselede tafsilât vardır. Şöyle ki: Mehir bir bah­çe, ev, deve veya köle gibi saklanması mümkün olmayan şeylerdense ve eşlerden birinin elinde telef olmuşsa, ya da eksilmişse, ikisi de müştereken sorumlu olurlar. Koca gerdekten önce boşarsa, kadın, ondan bir şey isteme hakkına sahip olamaz. Ama buğday, ipek elbise ve benzeri saklanabilen nes-nelerdense ve tesellümden sonra kadının yamnda telef olmuşsa, koca da ger­dekten önce boşamışsa ve kadın mehrin telef olduğunu iddia eder ama telef olduğuna dâir beyyine getirmezse, mehri tazmin etmekle yükümlü olur. Ya­nsını kocasına vermek mecburiyetindedir. Çünkü bu mehir onun yanında bir emânet gibidir. Mehir, kocanın yanındayken telef olursa da aynı hüküm sözkonusu olur. Elindeyken telef olan eş, mehri (korumada) ihmalkârlık et­mediğine dâir yemin eder. Kadının mehri hîbe etmesi durumunda da aynı hüküm sözkonusudur. Meselâ kocası mehir olarak kendisine iki dişi deve verir, o da bunları başka bir şahsa hîbe eder, kocasıysa gerdeğe girmeden onu boşarsa, kadın iki devenin yarısını tazmin etmekle yükümlü olur. Yani mümkün olursa develerin yarı mislini kocasına verir. Aksi takdirde yarı de­ğeri verir. Değer takdiri yapılırken de develerin hîbe edildikleri gündeki de­ğerleri esas alınır. Bu hüküm sahih nikâh akdinde mehri tazmin etmekle ilgiliydi.

Fâsid nikâh akdine gelince, mehrin tazmini, tesellümünden sonra kadı­na düşer. Bunun hiçbir tafsilâtı yoktur. Nikâh akdi mehrin fâsidliğinden başka bir nedenle de fâsid olsa -buna akdi nedeniyle fâsid olan nikâh denir- mehir fâsidliği nedeniyle de fâsid olsa -buna mehri için fâsid olan nikâh denir- mehri, kadının kendisi tazmin eder. Akdi nedeniyle fâsid olan nikâh örneği, hulle-cinin nikâhıdır. Mehri için fâsid olan nikâh örneği, belirsiz bir vâdeye bağ­lanan mehirle veya kocanın mülkü olmayan bir mehirle akdedilen veya ürküp kaçmış deve gibi kadına teslim etmeye muktedir olunamayan bir mehirle ak­dedilen nikâhtır. Bu durumlarda kadın, teslim almış olduğu mehri tazmin eder. îster akdin kendisi nedeniyle, ister mehir nedeniyle fâsid olsun, fâsid nikâh ile kadının mehre sahip olma bağı çözülür. Gerdekten önce nikâh fes­hedilir ve mehir telef olursa, eğer olduğu gibi duruyorsa mehri kocasına ia­de eder. Aksi takdirde misil veya değerini vermesi gerekir.

Şâfiîler dediler ki: Bir kimse karışma hayvan, elbise veya bahçe gibi bir aynı mehir olarak verirse, bu mehir kadın tarafından teslim alınmadan kocanın damâmnda olur. Bu da damân-ı yed değil, damân-ı akd olur. Damân-ı akdin anlamı, bir şeyin kaybolması durumunda, karşılığı olan bir şeyle taz­min edilmesidir. Mehr-i müsemmânın karşılığı mehr-i misildir. Mehr-i mü-semmâ telef olursa, koca mehr-i misil ödemekle yükümlü olur. Mehr-i müsemmânın karşılığı kadının tenasül organıdır denilemez. Yani "mehr-i mü-semmâ telef olursa, koca, kadının tenasül organını tazmin eder" denilemez.

Bİz her ne kadar mehr-i müsemmânın karşılığı, kadının tenasül organıdır di­yorsak da, bıd´ın tazmini ve geri verilmesi imkânsız olduğundan, mehr-i mi­sil vermesi gerekir. Çünkü bıd´ı (tenasül organını) kadına geri verme, nikâh feshi dışında anlamsızdır. Burada nikâh da feshedilmemiştir. Çünkü, sahih olduktan sonra, nikâh akdi bağlayıcı olur. Bu nedenle bunun için bir bedel kılınmıştır ki, bu bedel de mehr-i müsemmânın karşılığı olan mehr-i misildir. Damân-ı Yed´in anlamına gelince, bu mehri eğer misli varsa misliyle, âeğeri takdir edilen şeylerdense değeriyle tazmin etmektir. Mehir, kadın ta­rafından teslim alınmadan, kocanın yanındayken telef olursa, bunun dört şekli olur:

1- Mehrin semavî bir âfetle telef olması.

2- Koca tarafından telef edilmesi.

Telefiyet nedeniyle rjâehir feshe uğradığı için, bu iki durumda kadına mehr-i misil vermek vâcib olur.

3- Reşide olduğu halde, mehrin kadın tarafından telef edilmesi. Bu du­rumda kadın, hakkını almıştır. Kendisine verilecek başka bir şey yoktur.

4- Mehri, yabancı birinin telef etmesi. Bu durumda bu yabancı mehri tazmin etmekle yükümlü olur. Kadının kendisi ise muhayyer olur: Dilerse mehri fesheder ve kocasını mehr-i misil ödemekle yükümlü kılar. Koca da, mehri telef etmiş olan yabancıya başvurur. Kadın dilerse mehri kabul eder ve telef ettiği için mehrin bedelini yabancıdan taleb eder. Kocasından taraf alacaklı olmaz. Velhasıl birinci ve ikinci şekillerde mehir feshe uğrar. Yani mehir semavi bir âfetle telef olur veya koca tarafından telef edilirse feshe uğrar. Üçüncü şekilde kadın mehri kendi telef ederse, hakkını almış olur. Son şekilde, yani yabancı bir kimsenin mehri telef etmesi durumunda, ka­dın muhayyerlik hakkına sahip olur.

Bir kimse karısına mehir olarak iki ayın, meselâ iki deve verir, bunlar­dan biri bir âfetten ötürü telef olur veya kadının tesellümünden önce koca tarafından telef edilirse, sağlam kalanı hakkındaki değil de, telef olanı hak­kındaki mehir feshe uğrar. Bunda, pazarlığın ayrı oluşuna itibar edilir. Son­ra bu durumda kadın muhayyer olur:Dilerse telef olan deveye karşılık mehr-i misil almak üzere, sağlam kalan devedeki mehri onaylar. Şöyle ki: Kadının mehr-i misli iki deveye eşitse bunun yarısını hak eder. Mehri onaylamayıp feshedebilir de.

Bu takdirde kadın, mehr-i misil alma hakkına sahip olur. Şunu da be­lirtelim ki, koca mehrin geçmişteki faydalarını, sözgelimi binek hayvanına binmek gibi mehri fazlalaştiracak sonuçları doğurmayacak olan faydalan tazmin etmez. Koca, mehirden bu gibi faydalar edinmişse, tazminatı öde­mesi gerekmez. Meyve, diğer tarımsal ürünler ve benzeri mehrin fazlalıkla­rına gelince, bunlar kocanın yamnda emânettir. Koca bunlardan yararlanırsa tazminat öder. Taleb ettiği halde bunları kadına teslim etmez, sonra da yanındayken telef olursa tazminat ödemesi gerekir. Aksi takdirde hayır... Bu­nunla ilgili geniş açıklama yakında yapılacaktır.

Bu anlatılanlar, mehrin, kocanın yanında bulunurken telef olmasına iliş­kin hükümlerdi. Kadının tümüyle bu mehre sahip olması, yani kocanın mehrin bir kısmına veya yarısına sahip olmasını sağlayan bir ayrılma vukûbulmadı-ğı için kadının tümüyle mehri hak ettiği, ama teslim almadığı için kocanın dindeyken telef olmasına dâir hükümler, yukarıda anlatılmış oldu. Meselâ cinsel temastan önce talâk nedeniyle bir ayrılma vukûbulursa, mehrin yarısı kocaya döner. Mehir nakit de olsa, ticâret eşyası, hayvan veya başka bir şey de olsa, mehri kadına vermiş olan kocanın kendisi de olsa, baba veya dedesi gibi bir velîsi de olsa hüküm aynıdır. Mehri kadına vermiş olan şahıs, ya­bancı biri ise duruma bakılır. Bu yabancı şahıs, mehri kocaya teberru etmiş­se, mehrin yarısı kocaya döner. Aksi takdirde mehrin yarısı, onu kadına vermiş olan yabancı şahsa döner. Ama"bir şey satın alırken ödenen semen (bedel)´de hüküm bundan farklıdır. Müşteriden başk...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir?
« Posted on: 19 Mart 2024, 12:56:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir? rüya tabiri,Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir? mekke canlı, Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir? kabe canlı yayın, Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir? Üç boyutlu kuran oku Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir? kuran ı kerim, Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir? peygamber kıssaları,Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir? ilitam ders soruları, Mehrin Telef Olması Durumunda Onu Kim Tazmin Edecektir?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes