> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Bizi bırakıp gitme !
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bizi bırakıp gitme !  (Okunma Sayısı 3077 defa)
19 Ekim 2010, 19:39:13
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2010, 19:39:13 »



1081. Sakın bizi bırakıp gitme!

Müfte'ilün, Müfte'ilün, Müfte'ilün, Müfte'ilün, 

(c. V, 2143)

• Evin aydınlığı sensin, evi bırakıp gitme! Bizim zevkimizin, neşemizin tadısın, bizi gözet, gitme!

• Düşmanım seni aldatmaya kalkışır. Onun işvesine, tatlı sözlerine kanma! Canımı, gönlümü gamlar, kederler içinde bırakıp gitme!

•Allah aşkına, senin düşmanını da, benim düşmanımı da sevindirme! Düşmanın hilesine kulak verme, dostu incitme, gitme!

• Ey güzel, ona buna haset eden kişi, hiç kimse için iyi söz söylemez. Sen  Keremine ne layıksa, dosta onu yap, gitme! Elinden gelen lütfu, ihsanı dosttan esirgeme!

• Kötü kişiler gibi her nefeste kendini esen rüzgara kaptırma, vesveselerinin hepsini ateşe at, yak! Sakın bizi bırakıp gitme!

1082. Sen, bana gök şarabından, ilahî şaraptan sun!

Müfte'ilün, Mefa'îlün, Müfte'ilün, Mefa'îlün 

(c. V. 2154)

• Kendine gel, eğri büğrü yalpa vurarak yürüyorsun. Yine ne içtin; ev ev, mahalle mahalle mest ve harap bir halde dolaşıyorsun?

• Kiminle arkadaş olmuştun? Kimden bir öpücük kapmıştın? Kimin saçlarını halka halka, tel tel çözmüştün?

• Hayır, hayır kim seninle dost olabilir? Ey bütün gözlerin ışığı güzel! Sen havuzdan havuza, dereden dereye gizli gidersin.

• Canın hakkı için doğru söyle! Gönlüm de, canım da senindir. Benim şışeye benzeyen gönlüm, sürahi sürahi şarap içmiştir.

• Doğru söyle; gizleme! Aşıklara arka dönme! Çeşme nerede; söyle de testi testi su taşıyayım.

• Dün gece hayalin aşıklar arasında beni arıyordu. Ne yazık ki, yüz yüze geldiğimiz halde bu kulunu tanıyamadı.

• Sonra kulunu, o eğri büğrü yürüyen kulunu tanıyınca dedi ki: "Hey! Eve gel; ne zamana kadar o tarafa bu tarafa gideceksin?"

• Benim bütün ömrüm odadan odaya, kocadan kocaya giden şaşkın kadınlar gibi; kötü ile, iyi ile, şerle, hayırla beraber yolculukta geçti.

• Ona; "Ey can Peygamberi" dedim. "Ey can ayetinin yeryüzüne inmesine sebep olan aziz varlık! Sen bana, senin içtiğin, sana sunulan gök şarabından, i-lahî şaraptan sun, sun da bu dünya dedikodusundan beni kurtar."

• Can Peygamberi bana dedi ki: "Ezel kıvılcımını ağzına götürürsen, ağzını da yakar, boğazını da. Sonra; 'Ah boğazım, ah boğazım!' diye bağırır durursun.

• Allah, her yiyenin lokmasını, onun kabiliyetine göre vermiştir. Boğazında kalacak lokmayı boş yere arama, arama!"

• Can Peygamberine dedim ki: "Canım da, gönlüm de sana kurban olsun Kusuruma bakma; sen bana can şarabı ver! Ben korkak kişilerden değilim ki, aşıkların hay-huyundan ürkeyim?

• 0 şarapla dost olmayan, o şaraptan ürken kişinin boğazı kesilsin. 0 yolda topallayan kişi bana düşmandır."

 

1083. Bizi görüşten mahrum etme, gözsüz bırakma! Çünkü sen bizim gözümüz, görüşümüzsün.

Mef'ulü, Mefa'îlün, Mefülü, Mefa'îlün,

 (c. V.2174)

• Ey kalender gönüllü sevgili! Neden üzülüyorsun? Gönlünü sıkıntılara sokuyorsun? Daraltıyorsun? Neden harabelerde yaşayan baykuşla ilgileniyorsun, onu düşünüyorsun? Sen üstün bir varlıksın, devlet kuşunun canısın.

• Salına salına gel, aşk uğrunda canlarım vermekten çekinmeyen aşıkların arasına gir! Sen de canınla oyna! Sen de bu uğurda canını vermeğe hazırlan! ey asıl yerinden yurdundan ayrılıp gelmiş olan aziz varlık! Sen, şimdi neredesin? Şu dünyada gurbette değil misin?

*Senin  la'1 dudakların ayrılıp geldiğin madenin zenginliğini, ihtişamını bildirmededir. Sonunda sende bulunan o can incisini göstermeyecek misin?

• Sen pek güzelsin, pek latîfsin, pek zarifsin. Ay gibi parlak bir yüzün var. Aşıklara ne cilveler yaparsın? Ayrılığın ile onları ne belalara sokarsın?

• Öyle parlaksın, öyle güzelsin ki, can güzelliğine hayran olmuş da, bir halka şekline girmiş, gelmiş kulağına takılmış. Fakat sen, aşıklar arasına karışmayacak mısın? Hiç bir halkaya girmeyecek misin?

• Gönülden derdi, gamı aldın, gönlümüzü kederden, gamdan azad ettin. Gönül ilk şarabı yapan efsanevî hükümdar Cem'in küpü gibi oldu. Bu kadeh senin için parlar durur. Ey can! Artık meydana çık!

• Ey Tebrizli Hakk'ın Şemsi! Ey görüşümüzün aslı, temeli! Bizi görüşten mahrum etme! Gözsüz bırakma, çünkü sen bizim gözümüz, görüşümüzsün.

1084. Herkes sustu ama, gayb alemi, gizli alem dilsiz, dudaksız konuşmada, hutbe okumada...

Müfte'ilün, Mefa'îlün, Müfte'ilün, Mefa'îlün 

(c. V. 2159)

• Ey güzel! Mademki şarap var, sunmaktan çekinme; olmaz deme! Boş iki elini açıp da gösterme! Çabuk o şarabı testiden doldur, getir!

• Ey gam gideren çalgıcı! Bu testiye taş atma! Hakk kapısından bir testi su almakla onun ihsan deresinin suyu azalmaz.

• Hani Hz. Musa, bir mücize göstermişti. Bu mücizesi ile sihirbazlara bir iman kadehi sunmuştu. Onlar kendilerinden geçmiş, seve seve canlarını feda etmişlerdi. Ey sakî ! Sen de bize sihirbazlara sunulan kadehle şarap sun!

• Açıkça gel, şarabı apaçık olarak sun! Aşk şarabının apaçık sunulması daha iyidir. Ramazan olduğu halde, ilahî aşk şarabı yüzünden bugün herkese bayram günüdür.

• Geçen sene ölen kişi, sevgilinin yüzünden yine dirildi. 0 Mesîh huylu sevgilinin lütfu ile kefeni içinde gülmeğe başladı.

• Ey dirilmeyi, kıyameti inkar eden, aptalca konuşma! Bahar geldi. Onun bahçesinde, selvi boylular, çemen gibi yeniden topraktan bittiler, baş gösterdiler, gel de gör!

• Herkes sustu ama, gizli alem, dilsiz konuşmada, dedikodu nağmeleri ol maksızın dünyaya hutbe okumada...

 

1085. Mumun sana ışık değil, karanlık saçmadadır.

Müfte'ilün, Mefa'îlün, Müfte'ilün, Mefa'îlün 

(c. V. 2155)

• Söyle bakalım, bedeni ile dünyanın bir cüz'ü olan insan, nasıl olur da dünyanın dışında kalabilir? Islaklık ne zaman sudan kurtulabilir? Birincisi nasıl olur da ikincisinden kaçar, ayrılır?

• Ey oğul! Hiç bir ateş, bir başka ateşle sönmez. Benim gönlüm, aşk yüzünden kanlar içinde kalmış. Sen benim kanımı, kanla yıkama!

• Ne kadar kaçtımsa gölgem benden ayrılmadı. Kıl gibi incelsem de, beni vekil eden peşimden gelen yine gölgemdir.

• Gölgeleri ancak güneş giderebilir. 0 bir gölgeyi uzatır, kısaltır. Sen gölge ile oynamak hünerini güneşte ara!

• İki bin yıl gölgenin peşinden koşsan, sonunda geride kaldığını görürsün. Sen yine geridesin, gölge ileridedir.

• Hizmetin, çalışman, çabalaman suç sayılmıştır. Nimetin, sana zahmet olmuştur. Mumun sana ışık değil karanlık saçmadadır. Arayıp taraman senin elini ayağını bağlamıştır.

• Bunların sebebini sana anlatırdım, ama, senin gönlünün beli kırılır diye korkuyorum. Gönül şişesini de kırarsan, senin için o kırıkları tamir etmek yoktur.

• Benden duy, benden işit! Sana gölge de lazımdır, nur da. insana ikisi de gereklidir. "Kötülüklerden sakın (=itteku)" ağacının önüne başını koy da, gölge varlığın uzasın gitsin.

• Sen, Hakk'ın lütuf ağacından yetiştin, geliştin. Kanatların çıktı. Sus artık. Güvercinler gibi "bakara, bakara" demeğe kalkışma!

 

1086. Hz. Adem, senin azarlayışının verdiği neşe ile cennetin bahçesini bıraktı da yeryüzünde kapı eşiğini makam edindi.

Mef'ulü, Mefa'îlün, Mef'ulü, Mefa'îlün, 

(c. V.2170)

• Ey benim canım! Benim her yönümde, altı cihetimde de senin güzelliğinin resmi var. Ben her tarafta seni görüyorum. Aynada da parıl parıl senin yüzün parlamada.

• Aynasını ancak kendi miktarınca görebilir. Çünkü sen bu kadar güzellikle, bu ihtişamla aynaya sığamazsın.

• Güneş, seni ne vakit görebilirim diye, senin güneşinden sordu. Güneşin cevap verdi de, dedi ki; "Sen battığın zaman ben doğarım."

• Ey aşk! Işığı yedi kat göğe sığmayan akıl, nasıl oldu da senin tuzağına düştü, senin çuvalına girdi?

• Akıl, aşk harmanının ancak bir buğday tanesidir. Fakat bu buğday tanesi, senin kolunu kanadını bağlamıştır.

• Hakk'ın ebedî hayat denizine dalarak ebedî canı görünce, bu can sana kol ve kanat kesildi.

• Artık aşka sahip oldun. Sence şu mal mülk ne işe yarar? Bu alemin devleti yüksek mevkî, senin ulaştığın mevki'e ve devlete göre, ne işe yarar? Kaç pars eder?

• Sana karşı köpek nefsimiz, tilkilik edecek, hilelere baş vuracak, buna imkar var mı? Senin çakalına arslan bile secde eder.

• Ey benim canım! Gece gibi, gündüz gibi, elsiz ayaksız yollara düşmüş, koşup duruyorum. Çünkü gökyüzünden her an "gel" diye çağırdığını duymadayım.

• Senin nuruna karşı bizim karanlığımız da nedir? Senin güzel işlerine karşı bizim kötü işlerimizin ne değeri olabilir?

• Gündüzleri, senin ağacının altına düşmüş gölge gibiyiz. Geceleri de seher zamanına kadar dertten, eleminden emin olduğumuz halde ağlayıp, inlemedeyiz.

• Hz. A...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bizi bırakıp gitme !
« Posted on: 26 Nisan 2024, 20:45:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bizi bırakıp gitme ! rüya tabiri,Bizi bırakıp gitme ! mekke canlı, Bizi bırakıp gitme ! kabe canlı yayın, Bizi bırakıp gitme ! Üç boyutlu kuran oku Bizi bırakıp gitme ! kuran ı kerim, Bizi bırakıp gitme ! peygamber kıssaları,Bizi bırakıp gitme ! ilitam ders soruları, Bizi bırakıp gitme !önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes