Küçük yaştaki çocuklar iyiyle kötüyü ayırt edemez. Babasından, annesinden, ağabeyinden, ablasından ne görürse onu yapar ve söyler. İnsan bu; hata yapmaya meyilli. Çoğu zaman yaptıklarının da söylediklerinin de farkına varmaz, varsa da umursamaz. Yanında her şeyi kaydeden meleklerin var olduğunu unutur da, çocukların da bir melek olarak bu sözleri kaydettiğini düşünmez.
Küçük Faruk, kimden duymuşsa bir kötü sözü her seferinde tekrar eder olmuştu. Amcası Mehmet ise onun bu sözünün kötü olduğunu anlatmakla birlikte bunun yerine "Üzümün sapı, armudun çöpü de!" diyordu. Üzüm ve armudu sevince Faruk da kötü sözünün yerini bu söze terk etti.
***
Üzüm ve armudun serüveni küçük Faruk'un kötü sözlerinin yerini almakla kalmıyor. Bizlerin kimi huy ve karakterlerimizi de temsil ediyor. Boş ve faydasız o kadar çok şeye takılırız ki; söylenilen kimi sözler ham armut gibi insanın boğazına tıkılır. Ham armudun ham sözüdür bu. Her ne kadar ham söz sahibinin olsa da kimi kişiye kendi huyu hoş gelir. Kimi insan her sözünde bir çam devirir, her söze inanır, orman taşlar. İnsanın bu durumu için bakın şu atasözleri ne kadar doğru söylenmiş:
Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.
Hayvanı yardan düşüren bir tutam ottur.
Hayvanın alacası dışında olur, insanın alacası içinde olur.
İnsanın doğru olması, hâk olması için pâk olması gerekir. Hatır bir şehbazdır ki kapılıp tutulmaz, gönül bir sırça saraydır kırılıp yapılmaz.
İnsan kalıpların içinde sıkışıp kalmamalı, "Benim bildiğim doğrudur!" deyip, burnunun doğrultusuna giderek kendinden başkasının dostu olmadığını sanmamalıdır. Her insan "Benim düşüncem doğru" demelidir, ama "Sadece benim düşüncem doğru" dememelidir. İnsanları, milletleri mavi kuvvetler, kırmızı kuvvetler, yani dost ve düşman diye ayıramayız. Her şeyin başı sevgi, her şeyin ortası sevgi yine her şeyin sonu da sevgi ve tatlı dildir. Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır dememiş mi atalarımız?..
***
"Hasmın kadı ise yardımcın Allah olsun." bugünlere gidecek bir atasözü olsa gerek. Ailem olarak sevginin ve hoşgörünün temelinin atıldığı evlerimize dikkat çekmek istedik. Evlerin bir hoşgörü iklimine dönüşmesi için yapılacak etkinlikleri dile getirmeye çalıştık. Boş şeylere takılıp, üzümün sapıyla, armudun çöpüyle uğraşmaya vaktimiz olmadığını unutmayalım. Hayırlı haftalar…
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın