> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Uyan Gaflet Uykusundan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Uyan Gaflet Uykusundan  (Okunma Sayısı 801 defa)
19 Kasım 2010, 20:48:55
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 19 Kasım 2010, 20:48:55 »



Uyan Gaflet Uykusundan


Ahmet Taşgetiren


Allah Teala, A’raf suresi, 179’da, “asıl gaflet içinde olanlar” diye tavsif buyurduğu, “hayvanlar gibi, hatta daha da şaşkın” olarak nitelediği ve yolları cehenneme çıkacak olanları şu özellikleriyle bildiriyor:

 “Onların kalbleri vardır, onlarla kavramazlar. Gözleri vardır, onlarla görmezler, kulakları vardır, onlarla işitmezler.”

Nahl Suresi, 108’de ise, “gafil olanların ta kendileri” diye tanımlanan insanlar için “Allah’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimseler” ifadesi kullanılır.

Demek gaflet, Yaratan nazarında, bir kalb, kulak ve göz mühürlenmesidir. Dolayısıyla kalbin kavrama, gözün görme, kulağın işitme kabiliyetini kaybetmesidir.

Kur’an bilgisine göre, bunun en aşağı derecesi, “hayvandan aşağı olmak”tır, bir üstü “hayvanlar gibi” olmaktır.

Ama her halükarda insanlık haysiyeti ile bağdaşan bir iş değildir gaflet.

Kur’an’a baktığımızda, hayvanın bile, bir ölçüde gördüğü, bir ölçüde işittiği, hatta belki bir ölçüde hissettiğini anlıyoruz.

Gaflet içindeki insan, bütün bu melekelerinde mühürlenme yaşıyor demektir bu.

Peki gaflet halindeyken neyi görmüyor, duymuyor ve hissetmiyor insan?

Neyi akletmiyor?

Kendini öncelikle... Nereden geldiğini, nereye gittiğini... Hayatı, ölümü...  Elini, kolunu, gözünü, kalbini, dimağını, bütün bu kainatı... Göğü, yeri... Suyu, güneşi... Geceyi gündüzü... Anneyi, babayı, çocuğu.

Bütün bunları Yaratanı...

Ölümden sonra ne olduğunu...

Yapıp ettiklerinin ne anlama geldiğini... İyi veya kötünün akıbetini...

Zulüm veya adaletin, hayır ve şerrin, iyilikle kötülüğün farkını...

Varoluşun anlamını...

Peki ya insanın varoluş gayesi, tüm bunları anlamak ve hayatını ona göre tanzim etmekten ibaretse...

O zaman gaflet içindeki insan, hayatın gayesini anlamıyor ve ona göre bir hayat tanzimine gitmiyor demektir.

O zaman insan boş yaşıyor demektir.

İşte Yaratan, insanın boş yaşamasını istemiyor.

Boşu boşuna halkedildiğini düşünmesini istemiyor.

Varoluşuna bir anlam yüklemesini ve o anlamı, Yaratan’ın halikiyet maksadına uygun idrak etmesini istiyor.

Peygamberler ve kitaplar, insanda bu şuur halini inşa etmek için gelmiş.

Çünkü insan, aldanma zaafı bulunan bir varlık.

İnsan aldanmaya açık ve hatta kendi kendisi tarafından bile aldatılmaya açık bir varlık.

Onun için, ilahi kelam, sürekli uyarıyor insanı.

İçindeki bir ses de sürekli uyarmak üzere sesleniyor insana...

Gaflete düşme! Gaflete düşme! Uyan gafletten!

“İman hali”, yani varoluşun hikmetini idrak ve kalben ona bağlanma hali işte bu.

Kuran’da müminlerin ahlakı tarif edilirken dünyadaki hiçbir şeyin onları Allah’ı anmaktan ve üzerlerine farz kılınan ibadetleri yerine getirmekten alıkoymadığı bildirilir:

“(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ‘tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin dehşetten allak bullak olacağı günden korkarlar. (Nur Suresi, 37)

Dünyevi hiçbir bağlantının “Allah’ı anmaktan alıkoymadığı” ve, Allah’a bağlılığın gerektirdiği hayatı kuşanan insan... “Eynel mefer – Kaçış nereye?” gününün tedirginliğini, yüreğinde taşıyan insan...

Mü’min...

Allah’ın “Adam gibi adam” diye tarif buyurduğu şahsiyet.

Allah Teala sesleniyor:

“Gafillerden olma!”

“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an.” (A’raf, 205)

Kopma O’ndan. Unutma O’nu. Yanında bil O’nu.

Kör olma bu dünyada, sağır olma, kalbini devre dışı bırakma.

Gör görmen gerekeni. Duy duyman gerekeni. Hisset, hissetmen gerekeni...

Değilse ebedi hayatta hüsran var. (Nahl, 109)

Allah her an seninle beraber. Allah sana şah damarından yakın. O biliyor. O görüyor. O işitiyor her şeyi.

O’nu görüyormuş gibi yaşa.

O’nun huzuruna gideceğini unutma.

Bir ebedi hayat olduğunu unutma.

Bu dünyanın geçici olduğunu unutma.

Yapıp ettiklerinin bir yere yazıldığını ve yarın “Oku kitabını” diye senin eline verileceğini unutma.

Dünya seni oyun ve eğlence ile aldatmasın.

Bu dünyada kalış yok, kalan yok.

“Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.” (Kehf, 28)

Dünya hayatını ahirete tercih etme.

“Ve gerçek vaad yaklaşınca, birden, gözleri donakalan, “ Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz, bu durumdan habersizmişiz. Gaflet içinde imişiz. Hatta biz zalim kimselermişiz.” diyen inkarcılardan olma. (Enbiya, 97)

İşin sırrı, Halik-ı zülcelalin, bizimle ilişkisini idrakte...

O bizimle, biz kiminleyiz? O şu an bizimle, biz kiminleyiz. O bizi görüyor, bunu hissediyor muyuz? O bizim her halimizi biliyor, O’nun bildiğini bilerek yaşıyor muyuz?

 Ve işin sırrı bu hayatın sonlu olduğunu idrakte... Yolun sonu görünüyor... Ta baştan görünüyor. Görmeyen, sadece gözlerini kapayandır. Kalbini gaflet perdesi ile bürüyendir. Oraya gidiyoruz. Büyük muhasebe ortamına... Mahşere... Rabbin huzuruna... Yol yürüyor, biz yürüyoruz. Dursak bile yürüyoruz. Şu anda bile oraya gidiyoruz. Oraya gitmediğimiz bir saniye, salise, bir nefeslik an yok... her nefesimizle oraya gidiyoruz.

Oraya giderken, temiz libaslarla gitmeli.

Temiz kalble.

Temiz gözle.

Temiz ellerle...

Temiz bir hayat defteri ile...

Bak bakalım, ellerin temiz mi?

Kalbinde kim var, bak bakalım. Kalbinde olanla Allah’ın huzuruna çıkabilecek misin, bak bakalım.

Bak, Allah Rasulü nasıl uyarıyor bizi:

“-Nifakla karışık huşudan Allah’a sığının.”

Sordular:

-Nifakla karışık huşu nedir ya Rasulallah?

Buyurdu ki:

“-Beden huşu içerisinde bulunurken kalbde nifak olmasıdır.”

Yaaa... Beden huşu içerisinde ama kalbde nifak. Nasıl bir şey bu? Amellerimize bir bakalım bakalım.

Bak, Rasulullah’ın yar-ı ğarı, nasıl sesleniyor:

 “-Allah rızası için söylenmeyen bir sözde hayır yoktur. Allah yolunda harcanmayan bir malda hayır yoktur.” (Ebubekir r.a.)

Bak, Rasulullah’ın bir sahabisi nasıl sesleniyor:

“-Sizin en akıllınız ölümü en çok hatırlayanınızdır.. En ihtiyatlı ve tedbirli olanınız ise ölüme en çok hazırlananınızdır.” (Ebu’d-Derda, r.a.)

İşte şu da, bir sahabinin öteki sahabiye tavsiyesi:

“-Ey Amr. Gizli ve aleni her türlü davranışında Allah’tan kork. Çünkü O seni ve yaptıklarını görür.” (Hazreti Ebubekir’in Amr b. As’a tavsiyesi)

Hazreti Ali (r.a.) ‘nin ikazlarını anlayan yürek, nasıl gaflet içinde kalabilir ki:

“-Ey Allah’ın kulları! Siz bu dünyadan göçüp gidenlerden farklı değilsiniz. Onlar sizden daha uzun ömürlü, daha kuvvetli, daha mamur beldelere ve daha ölmez eserlere sahip idiler. Birkaç nesil sonra sesleri sakinleşti ve tamamen duyulmaz oldu. Cesetleri çürüdü, yurtları bomboş kaldı ve eserleri yok oldu. Onlar muhteşem saraylarını, konforlarını ve atlastan dokunmuş yatak-yastıklarını üzerleri sapıtma taşlarıyla örtülü, toprak yığılı viranelere yapılmış mezarlara değiştiler. Yerleri dar, sakinleri gariptir. Onlar orada yalnızların, kendi başının derdine düşenlerin ve birbirleriyle samimi olmayanların arasındadırlar. Evleri yakın ve duvar duvara oldukları halde komşular birbirlerini ziyaret etmiyorlar. Nasıl ziyaret etsinler ki, zaman onları öğüttü, taş ve topraklar da yedi. Hayattan sonra ölümü, refahtah sonra sıkıntıyı tattılar. Dostlarından ayrıldılar, toprağı mesken edindiler, dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktılar.

Heyhat! Onların, yarabbi beni tekrar dirilt, belki iyi ameller yapar ve bıraktıklarını tamamlarım, demeleri sadece kendi laflarıdır. Onların arkalarında, tekrar diriltilecekleri güne kadar geri dönmelerine mani olan engeller vardır.”

Sıra sizde, bizde... Hazreti Ali (r.a.) ikaz ediyor:

“-Sizin de ölüler diyarına varmanız ve orada, yaptıklarınıza karşılık rehin olarak kalmanız yakındır. Sizi de kabir kucaklayacak. İşler bitince haliniz ne olur? Kabirdekiler diriltilir, gizli olanlar açığa çıkarılır, azametli bir hâkimin huzurunda hesap için durdurulursunuz. Dünyada işlenen günahların korkusundan dolayı kalpler ürperir, örtü ve perdeleriniz yırtılır; ayıplarınız sırlarınız ortaya çıkar. Orada herkes yaptığının karşılığını alır. Kötülük yapanlar yaptıkları ile cezalandırılır, iyilik yapanlar da iyilikle mükafatlandırılır. Amel defterleri ortaya konur konmaz, günahkârların defterlerinden olanlardan korktuklarını görürsün. Onlar vah bize, eyvah bize! Bu defter nasıl olmuş da büyük küçük bir şey bırakmadan hepsini muhafaza etmiş, derler. Yaptıkları herşeyi defterde görürler. Rabbiniz hiç kimseye zulmetmez.”

Hazreti Ali (r.a.), sonra “gaflet içindeki insan”ın tarifini yapıyor bize, ve “Onlar gibi olmayın” diyor:

“-Ey insanlar! Ahiret için çalışmadan ahireti uman, uzun emeller peşinde olup tevbe etmeyi geciktiren, dünyayı sevmeyen kimselerin diliyle dünyadan bahseden ve fakat dünyayı sevenler gibi çalışan, kendisine verilince doymayan ve verilmeyince sızlanan kendisine verilene şükretmediği gibi daha da isteyen, kendi yapmadığı şeyleri başkalarına emr...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Uyan Gaflet Uykusundan
« Posted on: 09 Mayıs 2024, 04:45:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Uyan Gaflet Uykusundan rüya tabiri,Uyan Gaflet Uykusundan mekke canlı, Uyan Gaflet Uykusundan kabe canlı yayın, Uyan Gaflet Uykusundan Üç boyutlu kuran oku Uyan Gaflet Uykusundan kuran ı kerim, Uyan Gaflet Uykusundan peygamber kıssaları,Uyan Gaflet Uykusundan ilitam ders soruları, Uyan Gaflet Uykusundanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes