> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Manevi yolculugun baslangici ve sonu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Manevi yolculugun baslangici ve sonu  (Okunma Sayısı 4060 defa)
22 Temmuz 2010, 13:47:22
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Temmuz 2010, 13:47:22 »



Manevİ YolculuĞun BaŞlangici Ve Sonu

Yüce Allah’a yolculuk devamlıdır Bunun bir bitiş noktası yoktur Çünkü Yüce Allah’ı tanımanın, sevmenin, kudret ve rahmet tecellilerini seyretmenin bir sonu yoktur Hz Peygamber sav Efendimiz’e bile Kur’an’da “Rabbim ilmimi artır” (Taha, 114) duası öğretilmiştir Ayette artması istenen ilim, Yüce Allah’ı tanıma ilmidir Buna marifetullah ve “yakîn ilmi” denir Peygamberler bile devamlı manen yükselme, ilerleme ve Yüce Allah’a yaklaşma halindedirler

İnsan için Yüce Allah’a yolculuk, ruhlar alemindeki elest bezminde ilâhi sözleşme ile başlamıştır Dünyada devam etmektedir Ahirette de ebediyyen devam edecektir

Manevi yolculuk birkaç safhada gerçekleşir Birinci safha her türlü günah ve gafletten uzaklaşmaktır Bu safha samimi bir tevbe ile tevbe etmek ve kalbi gafletten uyandırmaktır Yani kalbi ve bedeniyle Allah’a dönmektir Bu olmadan ilerleme başlamaz, hedefe varılmaz Samimi bir tevbe bir anda gerçekleşmeyebilir Onu elde edene kadar çalışmalı ve sabretmelidir

İkinci safha, kalbi dünya hırsından, aşırı mal, mülk, makam ve itibar sevgisinden arındırmaktır Böylece hiçbir şey Yüce Allah’ın zikrine engel olmaz, ilâhi sevgiyi zedelemez, kalbi endişe ve korku ile meşgul etmez Buna zühd denir Zühd, elindeki mala değil, Yüce Mevlâ’ya güvenmektir Zühd, dünyadan elini değil, gönlünü çekmektir

Üçüncü safha, nefsin kötü sıfatlarından ve kalpte yerleşen manevi hastalıklardan kurtulmaktır Buna “tezkiye” yani manevi temizlik denir Bu, kalbin gaflet, gösteriş, benlik, kin, kibir, haset gibi gizli hastalıklarından kurtulmasıdır Bu temizliği, güzel ahlâkla süslenme takip eder Manevi terbiyede önce temizlik, peşinden güzellik gelir Bunu başaran kul, takva dairesine girmiş ve Yüce Allah’ın özel dostluğuna adım atmış olur

Dördüncü safha, kalbin müşahede haline ulaşmasıdır Hadislerde anlatılan “ihsan makamı” budur Ariflere göre ihsan makamı, her şeyde Yüce Allah’ın tecellilerini seyretmektir Kalp gözüyle mülk aleminden ötelere, melekût alemine bakabilmektir Her yerde, her şeyde, her işte, her harekette Yüce Allah’ın tecelli ve sanatını görebilecek bir kalbe sahip olmaktır Bu, “her nereye yönelseniz, Allah’ın zatı oradadır” ayetinin sırrını çözmektir

YOL BİR, YOLCULAR FARKLI

Manevi yolculuk, herkesin meşrebine göre farklı olur Bunda kula verilen fıtrat, kabiliyet ve yaradılışın etkisi büyüktür Bazı hak yolcularında ilâhi aşk, cezbe ve coşku hakim olur Onlar, az amelle yetinir Sadece farzları yerine getirir, haramlardan çekinir Ondan sonra kalp safası ve gönül hoşluğu ile meşgul olur Buna “aşk tariki” denir Bu kimselerin içinden veli çıkar, fakat insanları irşad eden kâmil-mükemmil mürşid çıkmaz

Bazı hak yolcuları mücahede yolunu tutar Amele yönelir Devamlı zikir, fikir ve ibadetle meşgul olur Fakat ilâhi aşk ve cezbeden pek nasipleri yoktur Buna “mücahede tariki” denir Bunlar içinden de veli çıkar, fakat ilâhi aşk ve cezbe yönleri eksik olduğu için kâmil mürşid çıkmaz

Bazı hak yolcuları da, Yüce Allah tarafından özel olarak seçilmiştir Onlar mahbub, yani sevgililer sınıfına girer Onların gidişatına “mahbublar tariki” veya “ahyar tariki” denirOnlar manevi seyirlerine aşk içinde başlar, cezbe içinde adım atar, ibadet, amel ve mücahede ile devam ederler Her meşrebin halinden nasipleri vardır Cezbeleri gizlidir, ilâhi aşkları saklıdır Amel ve ibadet halleri süreklidir Onlar Hz Peygamber sav’in gerçek vârisidirler Çünkü Hz Rasululah sav Efendimiz son derece güzel ahlâkı yanında, amel ve kullukta da zirvede idi Aynı zamanda yüksek bir aşk ve cezbe sahibiydi Gerçek alimler Efendimiz’deki bu güzelliklerden büyük ölçüde pay sahibi olmuşlardır Onun için kâmil mürşidler bu gruptan çıkar Onlar ilâhi huzurda kabul gördükten sonra insanlara bu yolu öğretmek için halkın içine gönderilmiş ve irşadla görevlendirilmiş salihlerdir(Sühreverdi, Avarif)

ALLAH’A YOLCULUĞUN TEMEL PRENSİPLERİ

Allah dostları der ki: Yüce Allah’a yolculuk ancak ihlâsla olur İhlâs, her iş ve ibadeti sadece Allah rızası için yapmaktır Böyle yapmayan kimse, ne kadar amel ve ibadet yapsa Allah’a kavuşamaz Dünya için kılınan bir namaz kulu Allah’tan uzaklaştırır, azaba yaklaştırır

Yüce Allah’a yolculuk, boş temenniler ve tembellik ile gerçekleşmez Bu yol, sevgi ile amel ve ibadet ister İbadetlerin başında farz olan ameller gelir Onu nafile ve fazilet olan ameller takip eder Tembel, gevşek ve ciddi olmayan kimseden Allah dostu olmaz

Yüce Allah’a yolculuk, haya, tevazu, sevgi ve cömertlik ister Edebe dikkat etmeyenden hayır gelmez Kibirli bir kalp Cenab-ı Hakk’ı müşahede edemez Cimriden veli olmazSeyyid Abdulkadir Geylanî ks der ki:

“Ben geceleri çokça namaz kılarak, gündüzleri nafile oruç tutarak ve halka ilim öğreterek Allah’a ulaşmadım Benim Yüce Allah’a ulaşmam, cömertliğim, herkese karşı alçak gönüllü oluşum ve gönlümün temizliği sebebiyledir”

Yüce Allah’a yolculuk ve vuslat, sadece Kur’an ve Sünnet çizgisinde giderek mümkün olur İslâm’ın öğrettiği usül dışında hiç kimse kendi fikir, felsefe, eğitim, riyazat ve çabası ile Allah’a ulaşamaz İmam Rabbani ks der ki: Hindu rahipleri, Brahmanlar ve Hak Din’e uymayan diğer gruplar, senelerce açlık ve çile çektikleri halde Allah’a vasıl olamamışlardır Çünkü Ehl-i Sünnet çizgisi dışında kimse Allah’a ulaşamaz ‘Allah’a giden yollar mahlukatın adedi kadardır’ sözü, herkes kendi halince istediği gibi Allah’a gider manasında değildir Bu söz, ‘iman ve İslâm dairesine girdikten sonra, herkesin Yüce Rabbine yönelişi farklıdır, iman eden her kalpte Yüce Rabbi ile bir irtibat yolu vardır’ manasındadır

Yüce Allah’a yolculuk, ölene kadar amel, ibadet ve güzel kulluk yaparak devam eder Hiçbir makamda kuldan ibadetler düşmez Yüce Allah’a kavuşmak, O’na yaklaşma sebebi olan amelleri gereksiz kılmaz Aksine, Allah’a yakınlığı artan kulun edebi, zikri ve ibadeti daha da çoğalır, şükrü artar Kim, ben Allah’a kavuştum diyerek ibadetleri terk eder ve artık haramların kendisine zarar vermeyeceğini düşünüp haram işlere dalarsa, o kimse Allah’a değil, ateşe ulaşmış olur Böyle birisi Allah’ın değil, şeytanın dostudur

Yüce Allah’a yolculuk, bu yolu bilen alim, arif, güvenilir ve irşatla izinli bir rehber ile olursa, Hak yolcusu, şeytanın oyunlarından ve nefsin hilelerinden emin olur Hedefine kolayca kısa zamanda ulaşır Bu rehber, kendisine samimi olarak tabi olan kimseye Yüce Allah’a kavuşana kadar örnek olur, yardım eder, feyz verir, yolunu açar, onu tehlikelere karşı uyanık tutar Kâmil mürşid, terbiye edip Allah katında sevilecek ve kabul görecek hale getirdiği hak yolcusunu Yüce Allah’a teslim eder ve aradan çekilir

Bu yolun ehli olmayan kimseye uyan kimse ise bocalar, yolda kalır, şaşırır, zarar eder

ALLAH’A VUSLAT VE KAVUŞMANIN MANASI
Yüce Allah’a ulaşmayı arifler, “vuslat”, “takarrub”, “fenafillah”, “bekabilllah” gibi tabirlerle ifade ederler Ehl-i Sünnet inancına göre Allah’a kavuşmak, Allah’ta fani olmak, insanın Allah’ın zatında kaybolması veya Allah’ın kulun vücuduna girmesi manasında değildir Yüce Allah böyle bir durumdan uzaktır Böyle düşünmek ve söylemek haramdır

Allah’ta fani olmak, beşeri varlığın eriyip yok olması ve nefsin vücuttan tamamen atılması manasında da değildir Allah dostunun nefsi yok olmaz, terbiye olur Allah’a kavuşmak, Allah’ta fani olmak, temizlenen kalbin haliyle ilgili bir durumdur Kalbinde gerçek ilim, irfan ve idraki elde eden kul, Yüce Allah’ı gözüyle görüyor gibi hiç şüphesiz tanır, O’na bütün varlığı ile teslim olur, O’nun sevgisi içinde kaybolur Sevdiği her şeyi O’nun için sever Kızdığı her şeye O’nun için kızar O’nun razı olduğu ahlâk ile ahlâklanır O’nun boyasına boyanır, Allah adamı olur

Arifler der ki: Bu yolun sonu Yüce Allah’a hayran olup hayrette kalmaktır Yapılacak tek şey Allah’ın yardım ve sevgisini istemektir Allah’a ancak Allah ile ulaşılır Bu yolda en güzel amel, kendinin bir hiç olduğunu görmek, acizliğini bilmek, ilâhi azamet karşısında boynunu bükmek ve her halde Yüce Allah’a hamd, tesbih ve istiğfar etmektir

En doğrusunu Yüce Allah bilir
 



ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Manevi yolculugun baslangici ve sonu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 16:55:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Manevi yolculugun baslangici ve sonu rüya tabiri,Manevi yolculugun baslangici ve sonu mekke canlı, Manevi yolculugun baslangici ve sonu kabe canlı yayın, Manevi yolculugun baslangici ve sonu Üç boyutlu kuran oku Manevi yolculugun baslangici ve sonu kuran ı kerim, Manevi yolculugun baslangici ve sonu peygamber kıssaları,Manevi yolculugun baslangici ve sonu ilitam ders soruları, Manevi yolculugun baslangici ve sonuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes