> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kulluk ve risalet
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kulluk ve risalet  (Okunma Sayısı 2251 defa)
25 Mayıs 2010, 11:13:04
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Mayıs 2010, 11:13:04 »



Kulluk Ve Risalet


‘İnsanlar tek bir ümmetti. Allah peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi; insanları, ayrılığa düşecekleri hususlarda aralarında hüküm vermek için onlarla birlikte hak kitaplar indirdi. Ancak kitap verilenler kendilerine belgeler geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler. Allah, inananları, ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izni ile eriştirdi. Allah dilediğini doğru yola eriştirir’’(Bakara Suresi 2/213)
İnsan, Allah’ın varlığını kabulden sonra O’nun ‘Bir’liğini de idrake muhtaçtır. ‘Bir’liğini idrakin ardından da yine O’na kulluk yapmak zorundadır. Zira kulluk yapmak yaratılışın en önemli gereğidir. Unutmayalım ki yüce Allah insanları ve cinleri ancak kendisine kulluk yapmaları için yaratmıştır. (Zariyat Suresi 51/56)
Kulluk insan için alçaltıcı bir sıfat, bir unvan değil, bilâkis yaratıcısı ile buluşma O’nunla ilişki ifadesidir. Allah insanlarla vahiy yoluyla konuşur, insanlar Allah ile dua yoluyla konuşurlar. Dua ise en genelde kulluğun ta kendisidir. Allah’a kulluk en genel anlamda, Allah’ın insana verdiği sonsuz nimetlere karşı insanın O’na boyun eğmesi O’nun otoritesini tanıması ve O’nun öngördüğü tüm ahlâkî boyutları yerine getirmesidir. (Konularına Göre Kur’an sh.353)
İbadet ve kulluk, Cenab-ı Hakk’ın sevdiği ve razı olduğu; gizli, açık bütün fiil ve sözleri içine alan bir kavramdır. Namaz, zekat, oruç, hac, doğru söz, iyiliği emretmek, kâfirlere ve münafıklara karşı cihad etmek, Kur’an okumak, komşuya, yetime, yoksula, yolda kalmışa, köleye ve hayvanlara yardımda bulunmak v.b. fiil ve hareketlerin hepsi kulluk kavramının içerisine girer. Allah’ı ve Rasul’ünü sevmek; Allah’tan korkmak ve O’na boyun eğmek; dinî amelleri O’nun rızasını kazanmak için yapmak; Allah’ın sana kötü görünen hükmüne sabır ve nimetine şükretmek, kaza ve kaderine rıza göstermek, Allah’a tevekkül etmek, rahmetini ümid edip, azabından korkmak ve benzeri bütün haller de kulluk kavramının içerisine girer. Bu kulluk; Allah’ın sevdiği, razı olduğu ve insanları onun için yarattığı bir gayedir. (İbn-i Teymiyye, Kulluk sh.8)
Allah, bütün peygamberleri, insanları ‘Bir’ olan Allah’a kulluğa çağırmaları ve bu çağrıda da öncüler olmaları için göndermiştir. Allah’a iman, Allah’a kavuşmak, O’nun rızasını kazanmak için yeterli değildir. Gerekli olan; iman, tevhid ve kulluktur. Nitekim Kur’an’da:
“Andolsun ki biz, her ümmete, Allah’a kulluk edin, putlara tapmaktan sakının diyen bir peygamber göndermişizdir. Sonra Allah içlerinden kimine hidayet vermiş, kimine de sapıklık hak olmuştur” (Nahl Suresi 16/36)

“Biz senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlere mutlaka şöyle vahyetmişizdir; Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk edin.” (Enbiya Suresi 21/25) buyurulmaktadır.
Kur’an bütünlüğü içerisinde görüyoruz ki Allah bütün peygamberleri; insanları yüce Allah’a ‘KULLUK’ yapmağa çağırmak için göndermiştir. Aynı zamanda bütün peygamberler Allah’a nasıl ‘KULLUK yapılacağının da örnekliğini ortaya koymuşlardır. Bu yüzdendir ki, gerçek manada Allah’a ‘Kul’ olmak ve O’na ‘Kulluk’ yapmak isteyenler için peygamberler mutlak modeldir. Unutmayalım ki, insan yaratılmışların en mütekamili olmakla birlikte o da acizdir. Bütün fiziki, biyolojik ve hissi varlıkları aciz olduğu gibi en önemli vasfı olan aklı da acizdir. Yani insan bir bütün olarak acizdir. Ancak onu yaratan Allah sınırsızdır. Sınırlı olan bir varlığın sınırsız olan Allah’ı varlık olarak idraki ve kabulü mümkün iken; mahiyet itibarı ile idraki mümkün değildir. Allah’ı akıl ile bulabilen insan O’nun mahiyetini ve O’na kavuşturacak olan yolu-dini akıl ile bulması mümkün değildir. İşte bunun içindir ki Allah Kendisine kavuşturacak olan yolu-dini talim ettirmesi ve insanların Allah’a; Allah’ın istediği biçimde kulluk yapabilmeleri için peygamberler göndermiştir. Akıl ile kabul edilen Allah’a kavuşabilmek için mutlaka o yolu-dini nakil eden ve talim ettiren peygamberlere ihtiyaç vardır. Peygamberler bu ihtiyacı vahiyle ve vahyin kendi hayatlarındaki uygulaması (sünnet) ile karşılarlar.
Peygamberler insanları Allah’a çağırırken, O’na kulluk yapmaya davet ederlerken kendiliklerinden konuşmazlar ve hareket etmezler. Onlar yüce Allah’ın buyruklarının dışına çıkmazlar-çıkamazlar. Bu konuda bütün peygamberler ilahi uyarıya muhatap oldukları gibi son Peygamber Hz. Muhammed (a.s.) de uyarılmıştır;
‘Ey Muhammed! Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin, doğrusu Allah yaptıklarınızı görür’’ (Hud Suresi 11/112)
Rasuller yani elçiler Allah’ın emir ve yasaklarını O’nun sıfatlarını insanlara yaymak, insanlar ile Allah’ın gönderdiği vahiy gerçeğini buluşturmakla yükümlüdürler. Rasullere ‘evet’ diyen ya da risalet gerçeğini kabul eden insanlar vahyi, risalet görevi ile yükümlü olan peygamberlerin telâkkilerine göre algılamak ve yaşamak zorundadırlar. İnsanlar Allah’ı kabul ‘Bir’leme hususunda yani akidenin teşekkülünde subut-u kati olan (Allah’tan geldiği kesin olarak bilinen) Kur’an’a göre hareket edebilirler. Ancak yaratılış nedenleri olan ‘KULLUK’ hususunda ise mutlaka hem Kur’an’a hem de peygamberlerin (a.s.) sünnetine ihtiyaçları vardır.
Yüce Allah insanlara elçi göndermedikçe onlara azab etmeyeceğini buyuruyor. Buradan harekette azabın elçilerle, risalet gerçeği ile yakin bir ilişkisi ortaya çıkıyor. Zira rahmet, mağfiret nasıl Rasul’e itaat ile mümkünse ya da Rasul’e itaat Allah’a itaat gibi ise; azab da Rasul’e itaatsizlik ile kaimdir. Rasulsüz dindar olunmaz, Rasul’e itaat olunmadan da din yaşanmaz. Öyleyse ‘Rahmetin müjdecisi, azabın habercisi ve bütün insanların peygamberi’ olmak gibi ilahi bir statüye sahip olan Hz. Muhammed (a.s.)’ın şahsında risalet-nübüvvet ‘Tevhid’e giden yolun, en önemli nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Din ve dindarlık veya dini yaşamak için elzem olan nebi, rasul kimdir, nedir? Bu soruya cevap aradığımızda birbirinin devamı gibi birkaç kavramla yüzyüze gelmekteyiz. Mesela Bi’set. Bu ifade ‘Allah’ tarafından bir peygamberin gönderilmesi olayıdır. Gönderilen peygambere de ‘ilahi me’büs’ denir. İlahi vahye muhatap olan peygambere ‘Nebi’ adı verildiği gibi, ilahi vahy ile birlikte ilâhi hükümleri ümmetine bildiren peygamberlere de ‘rasul’ denilmektedir.
Rasul; Kitap sahibi, şeriat sahibi demektir. Nebi’ler ise böyle değildir. Nebi, kendinden evvel gelen Rasul’ün şeriatına halkı davet vazifesi ile yükümlüdürler. Bütün rasullere nebi denir. Fakat bütün nebiler rasul değildir. Hz. Muhammed (a.s.) ise hem nebi hem de rasuldür. (Ö. Nasuhi Bilmen, Muvazzah İlmi Kelâm sh.124)
Kulluk bilincinin yerleşmesi ve kulluğun Hakk’ın rızasına uygun bir şekilde tecellisi için hem nebi hem rasul olan Hz. Muhammed’in (a.s.) hayatını bütün yönleri ile bilmek durumundayız. Özellikle de O’nun ümmetini bağlayan ‘abduhu ve rasulühü’ boyutunu bilmek ve bu boyuta uygun kulluk görevini yapmak durumundayız. Müslümanlar çoğu zaman Hz. Peygamber’in (a.s.) bir beşer olması nedeniyle yaptıkları ile Allah’a bir kul ve O’nun elçisi sıfatıyla yaptıklarını karıştırmaktadırlar. Mesela namazı O’nun gibi kılmak, orucu O’nun gibi tutmak; O’nun sünnetine uymak ve yüce Allah’a ‘kulluk’ görevini yapmak iken; yemeği nasıl yerdi, yolda nasıl yürürdü, saçını nasıl tarardı, yatarken hangi yanına yatardı v.b. sorular ve konular Hz. Peygamber’in (a.s.) ümmetini bağlayan ve uyulması halinde “sevap” terkedilmesi halinde “ceza” gerektirmeyen konulardır. Ama “iyiliği emir, kötülüğü men” gibi namaz, hacc, zekat, oruç, tesettür v.b. hususlardaki sünnetini (yaptıklarını, terkettiklerini, suküt ile geçiştirdiklerini) terk etmek bu dünya hayatında da (eğer varsa İslami bir otorite) ahirette de cezaî sonuç doğurur.
Kulluk ve risalet arasındaki ilişki biçimini idrak etmek iman eden kişiyi muttakî konumuna getirir. Muttaki konumuna gelmek bir rütbedir, yükseliştir. Bu yükselişin vazgeçilmez şartı imandan sonra “ittikâ”dır. Kur’an’da:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun; herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr Suresi 59/18) buyurulmaktadır.
Merhum Şehid Seyyid Kutub ayet-i kerime’yi tefsir ederken diyor ki: “Takva, kalpteki bir ‘hâl’ olup, kelime, bu hale gölgesiyle işaret eder. Fakat onun hakikati kelime ve cümle ile tasvir edilemez. O, öyle bir hal ki; kalbi, uyanık, hassas ve her halükârda Allah’ı düşünür, korkar, ve Allah’ın sevmediği bir haline muttali olmasından çekinerek haya eder duruma getirir. Allah’ın nazarı, her kalbe her anda müteveccih bulunmaktadır. O’nun nazarından, görmesinden kaçmak ne mümkün...” “Fizilâl-il Kur’an, Cilt 14, sf. 394)
Kulluk; iman, ittika, ibadet ile birlikte, zikir, fikir ve şükrü de gerektirir. İslam insanı bütün yönleri ile tatmine ve yüce Allah’a şeksiz-şüphesiz teslimiyete çağırır. Bu teslimiyet rastgele, kişinin kendi arzusu ile oluşmaz. Teslimiyetin de muhakkak kuralları vardır. Yüce Allah insanı irade sahibi olarak yaratmış olmasına rağmen onu başıboş bırakmamıştır. Nebiler ve Rasuller onları sürekli fikir (düşünce), zikir (ibadet) ve şükür noktasında eğitmişlerdir. Bu eğitim sistemi kıyamete kadar da insanı -inanan insanı- bağlayıcıdır.
Allah Rasulü’nün tarifini yaptığı ve uyguladığı din ve kulluk ancak insanı Rabbine kavuşturur. O’nun rızasına ulaştırır. Muhakkak ki ilk insandan günümüze insanlar her zaman birşeylere inanagelmişlerdir. Gerçek mânâda inançsız insan yoktur ancak her inanç sistemi de makbul değildir. Aynı şekilde kulluk noktasında da yüce Allah’a kavuşabilmek için ve yine Tevhid dininin önemli bir gerekliliği olan VAHDET’e ulaşabilmek için bu dinin tebliği, pratiği adına hareket eden, söz söyleyen, eylem ortaya koyan Hz. Peygamber (a.s.)’ın dinî tecrübesini örnek alarak dini yaşamaya özen gösterilmelidir. Unutmamalıdır ki Rasul’ün gösterdiği yoldan Rabb’e kavuşmak isteyen insanlar için yüce Allah;
“Kulları...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kulluk ve risalet
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:02:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kulluk ve risalet rüya tabiri,Kulluk ve risalet mekke canlı, Kulluk ve risalet kabe canlı yayın, Kulluk ve risalet Üç boyutlu kuran oku Kulluk ve risalet kuran ı kerim, Kulluk ve risalet peygamber kıssaları,Kulluk ve risalet ilitam ders soruları, Kulluk ve risaletönlisans arapça,
Logged
27 Ocak 2016, 21:16:44
Abdullah B.

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 14


« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2016, 21:16:44 »

Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
27 Ocak 2016, 21:40:29
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 27 Ocak 2016, 21:40:29 »

  Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah. Bu güzel paylaşım için Rabbim Razı olsun kardeşim. Rabbim bizlere kulluk görevlerini  hakkıyla yerine getirenlerden olabilmeyi nasip eylesin inşaAllah.. Amiin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ocak 2016, 01:11:41
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 28 Ocak 2016, 01:11:41 »

Aleykumselam.Rabbimin emir ve yasaklarina uyan ona layik bir kul olan ve peygamber efendimizin yolunda giden ve ona layik bir ummet olan kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

08 Şubat 2016, 05:16:43
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #4 : 08 Şubat 2016, 05:16:43 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Kur'an ve sünnet yolu bizleri kurtuluşa götüren yoldur. Rabbim bizleri bu yoldan ayırmasın. Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes