> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kalbimizin Kapıları Açıldığında
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kalbimizin Kapıları Açıldığında  (Okunma Sayısı 766 defa)
04 Mayıs 2010, 19:15:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Mayıs 2010, 19:15:20 »



Kalbimizin Kapıları Açıldığında

“Allah kuluna yetmez mi?..” (Zümer, 39)

Yapayalnız kalırım zaman zaman, yanılırım, düşerim.

Bilsem ki sen varsın, sen kaldırırsın düştüğümde ve sen doğrultursun yanıldığımda. Sen çıkarırsın aydınlıklarla.

Sen kavuşturursun en ümitsiz kaldığımda en ümitli yarınlara, gecenin içinden güneşi çıkardığın gibi.

Ve çıktığımda da bilirim, ayaklarımla çıksam da yürüten sensin.Birisi tutsa elimden, tutturan sen.

Yüzünde güller açarak gülse birisi bana, sevdiren sensin, açtıran sen.

Kalbimizin kapılarını zorluyoruz elimizde anahtarlar.

Sen açıl dediğinde işleyecek anahtarlar ve işte o zaman kurtulup tüm dayanaklardan yalnız sana dayanacağız.

“… Müminler yalnız Allah’a dayansınlar.” (Maide, 11)

O ne güzel vekil

İbrahim a.s. ateşe atılırken Cebrail a.s. gelerek sordu:

– Bir ihtiyacın var mı?

İbrahim a.s. daha önce “Allah bana yeter, o ne güzel koruyucudur.” demişti. Bu sözünde vefa göstererek:

– Senden bir şey istemem, dedi.

. . .

Peygamber s.a.v. Efendimiz de “Müşrikler size karşı toplandılar, başınızın çaresine bakınız!” denildiğinde “Allah bize yeter. O ne güzel vekildir.” demiştir. Nitekim bu haber müslümanların imanını arttırmıştı ve onlar hep birlikte “Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.” demişlerdir.

Efendimiz evinden çıkarken

“Allah’ın ismine sığınıyor ve Allah’a tevekkül ediyorum. Allahım, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım.” derdi.

Efendimiz s.a.v. Bir arkadaşına da şu duayı tavsiye etti:

“Kim evinden çıkarken, ‘Allah’ın adıyla çıkıyor, Allah’a güveniyorum. Günahlardan korunmaya güç yetirmek ve taate kuvvet bulmak, ancak Allah’ın yardımıyladır.’ derse kendisine ‘Doğruya iletildin, ihtiyaçların karşılandı, düşmanlarından korundun.’ diye cevap verilir. Şeytan da kendisinden uzaklaşır.”

Ufka bak!

Zira inanan daima ufka bakar.

“Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum sadece mümine hastır, başkasına değil. Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu bir hayırdır. Bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır.” buyurur Peygamberimiz, Efendimiz s.a.v.

O’na Miraç’ta başka ümmetler gösterilmiş, daha sonra “ufka bak” denilmiştir. Bu hadiseyi arkadaşlarına anlatır:
“… Ufka baktığımda çok büyük bir karaltı gördüm. ‘İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız, azapsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır.’ denildi.”

Allah Rasulü s.a.v. bunları anlattıktan sonra kalkarak evine gider. Sohbette bulunan arkadaşları o gittikten sonra hesapsız ve azapsız cennete girecek yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hususunu kendi aralarında konuşmaya başlarlar.

Kimileri şöyle der:

– Bunlar peygamberin sohbetinde bulunanlar olmalıdır.

Kimileri de şu tahminde bulunur:

– Bu kişiler İslâm geldikten sonra doğup şirkle tanışmamış olanlardır.

Başka başka görüş ileri sürenler de olur. Meseleyi konuşurlarken Allah Rasulü s.a.v. oraya gelir. Arkadaşlarına sorar:

– Neyi tartışıyorsunuz?

– Bahsettiğiniz hesapsız azapsız cennete gireceklerin kimler olduğunu tartışıyoruz.

Allah Rasulü s.a.v. şöyle buyurur:

– Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir.

Ukkaşe r.a. yerinden fırlayarak:

– Ey Allahın Rasulü, dua ediniz de ben de onlardan olayım, der. Allah Rasulü s.a.v.:

– Sen onlardansın, der.

Sonra başka bir arkadaşı kalkarak aynı duayı ister. Allah Rasulü s.a.v. buyurur:

– Fırsatı değerlendirmekte Ukkaşe senden önce davrandı.

Bir şehir üzülür başkası güler şimdi

Efendimiz s.a.v. şehri Mekke’de üzülmüştü. Taiflileri davet etmeyi diledi.

Fakat orada da üzüldü, kırıldı ve dönüşte ellerini kaldırdı, halini arzetti Rabbine:

“Allahım. Kuvvetsiz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hakir görüldüğümü ancak sana arz eder, sana şikayet ederim.

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım! Herkesin hakir görüp de dalına bindiği çaresizlerin Rabbi ancak sensin. Benim Rabbim de ancak sensin. Sen beni kötü huylu, yüzsüz bir düşman eline düşürmeyecek kadar merhamet sahibisin.

Allahım, yeter ki senin gazabına uğramayayım. Ne çekersem ona katlanırım. Fakat senin af ve mağfiretin bunları bana yaptırmayacak kadar geniştir.

Allahım, senin gazabına uğramaktan, ilâhi rızandan uzak kalmaktan, senin o zulmetleri aydınlatan ve ahiret işlerini yoluna koyan ilâhi nuruna sığınırım.

Allahım, sen razı oluncaya kadar affını dilerim!

Her kuvvet, her kudret ancak seninle kaimdir.”

. . .

Batılı bir tarihçi Rasulullah s.a.v.’in Taif’e gitmesini bir tedbirsizlik olarak görür: “Taif Mekke’ye gayet yakındı. Mekke beyleri burada büyük bir nüfuz sahibiydiler. Burada bağları, bahçeleri vardı ve buraya gelip giderlerdi. Onun böyle muhalif bir yere gitmesi ancak bir tedbirsizlik sayılır.”

Başka bir Batılı tarihçi de şöyle der: “Hz. Muhammed imanının kuvveti ve kendine güveni dolayısıyla Taif gibi kendisine karşı olan bir şehre girmiş, Mekke’de uğradığı muameleye rağmen buraya gelerek İslâm’ı yaymaya çalışmıştır.”

Oysa O Allah’a güvenip dayandı. Bunu asla birileri bilemez, anlayamaz. Perdeleri kaldırmazsa Rabbim.

Hayatın yüzü güler

Öyle sadık kulların vardı senin. Meleklere gösterir de gururlanırdın.

İşte o an onun üzerinde yürüdüğü toprak sevinirdi. Onun baktığı yüzler gülerdi. Toprağa bakar da gökler dile gelirdi.

Ve rahmet inerdi.

Hayat tadına ererdi.

Saadet dolu günlerdi.

O Ebu Bekir Sıddık r.a.’dı.

Ticaretle meşgul olurdu. Ve halife seçildiği akşamın sabahında elbisesini eline alarak sokağa çıktı, ticaretiyle uğraşacaktı. Müslümanlar bu hali hoş karşılamadılar. Ebu Bekir r.a. ise şöyle buyurdu:

– Ben aile efradıma bakamazsam, milletimin hakkını hiç koruyamam.

Bunun üzerine çoluk çocuğu için geçimlik teklif ettiler. O da huzur içinde halkın işiyle meşgul oldu.

. . .

Rasul-i Ekrem s.a.v. Tebük Gazası öncesinde ashabına yardım getirmelerini emretti. Bu emri duyan Hz. Ömer r.a., “Ebu Bekir’i geçersem, işte bugün geçerim..” diye düşünerek malının yarısını Efendimiz s.a.v.’a getirdi. Efendimiz sordular:

– Ailen için ne bıraktın?

Hz. Ömer r.a.:

– Onlara da bıraktım, dedi. Rasulullah s.a.v.:

– Ama ne kadar bıraktın, diye sordu. Ömer r.a.:

– Size getirdiklerim kadarını bıraktım, dedi.

Daha sonra Hz. Ebu Bekir r.a. malının tamamını getirdi. Rasulullah s.a.v. sordu:

– Ailene ne bıraktın?

Ebu Bekir r.a. şu cevabı verdi:

– Onlara Allah ve Rasulü’nü bıraktım.

. . .

Yarın ne olur?

Yine kazanır mıyım yoksa aç mı kalır çocuklarım?

Kendi elindekine güvenmedi.

Allah için verirken Allah’ın mülkündekine güvendi.

Verse de vermese de razı.

Bugün yine bir müslüman saadet dolu günlere dönerek yüzünü, güvense Rabbine, hayatın yüzü güler.

Kuşlar gibi

Allah Rasulü s.a.v. buyurdular:

“Sizler Allah’a gerçek biçimde tevekkül edip güvenseydiniz kuşların rızıklandıkları gibi siz de rızıklandırılırdınız. O kuşlar sabah yuvalarından aç olarak çıkarlar, akşam karınları tok olarak dönerler.”

. . .

İlacı doktor yazsa da şifa sendendir. İşi insanlar verse de rızık sendendir. Senin katındandır.

. . .

Adamın biri yardım istemek için sürekli Hz. Ömer r.a.’ın yanına geliyordu. Bir defasında bir ses duydu:

– Ömer’e mi başvuruyorsun yoksa Allah’a mı? Git Kur’an’ı öğrenmeye çalış. O seni Ömer’in yanına sürekli gitmekten kurtarır.

Sesi duyan adam Hz. Ömer r.a.’ın yanından ayrıldı. Hz. Ömer adamı arayıp bulduğunda:

– Merak ettim nerede kaldın, dedi. Adam şöyle dedi:

– Ben Kur’an’ı okudum. O beni Ömer’den ve neslinden kurtardı. Hz Ömer r.a. sordu:

– Allah razı olsun, Kur’an’da ne buldun?

Adam şu cevabı verdi:

– “Rızkınız ve size vaad olunan şeyler göklerdedir. (Yani yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz hava, su, yağmur, yiyecek, içecek gibi maddi; ilâhi vahiy, hidayet gibi manevi gıdalarımızın kaynağı Allah’ın yanında, O’nun dilemesindedir.)” (Zariyat, 22) ayetini buldum ve kendi kendime ‘Benim rızkım gökteyken ben onu yerde arıyorum.’ dedim.

Bunu dinleyen Ömer r.a. ağlayarak ayrıldı. Zaman zaman adamı ziyaret ederdi.

Bize aramak düşer, buldurmak sendendir.

. . .

Efendimiz s.a.v.’e bir köylü gelip sordu:

– Ey Allah’ın Rasulü, devemi bağlayayım mı yoksa serbest mi bırakayım?

Rasulullah s.a.v. :

– Bağla ve tevekkül et, buyurdu.

. . .

Bazı adamlar sürekli mescitte oturur, çalışmazlardı. Hz. Ömer r.a. onlara sordu:

– Siz burada ne yapıyorsunuz?

Cevap verdiler:

– Biz tevekkül ehliyiz.

Ömer r.a. onlara şöyle dedi:

– Hayır, siz tevekkül ehli değilsiniz, sadece teekkül ehlisiniz (hazır yiyicilersiniz).

Yola çıkmak

Allah’a güvenip dayanarak yola çıkmak Bedir gününde. Çok azken, zayıfken.

Düşman güçlü ve kalabalıkken. Çare yokken.

Çare sensin.

Rasulullah s.a.v. “...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kalbimizin Kapıları Açıldığında
« Posted on: 16 Nisan 2024, 11:19:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kalbimizin Kapıları Açıldığında rüya tabiri,Kalbimizin Kapıları Açıldığında mekke canlı, Kalbimizin Kapıları Açıldığında kabe canlı yayın, Kalbimizin Kapıları Açıldığında Üç boyutlu kuran oku Kalbimizin Kapıları Açıldığında kuran ı kerim, Kalbimizin Kapıları Açıldığında peygamber kıssaları,Kalbimizin Kapıları Açıldığında ilitam ders soruları, Kalbimizin Kapıları Açıldığındaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes