> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Hidayet parki
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hidayet parki  (Okunma Sayısı 806 defa)
18 Mayıs 2010, 16:40:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Mayıs 2010, 16:40:07 »



Hidayet Parki
   

SEHRIN EN mutena semtlerinden birinde, iki büyük alisveris merkezi ile deniz arasinda bir parkti. Sehrin en büyük çocuk parkiydi muhtemelen. Birbirinden cazip oyuncaklari ile çocuklarin ilgisini çektigi kadar, denize nazir banklariyla büyükleri de cezbediyordu kendisine. Özellikle hafta sonlari, aileler, alisveris sonrasi bir buraya ugramadan edemezlerdi.

Park, oyuncak bakimindan zengindi, ama ayni çesitliligin ziyaretçiler için de geçerli oldugu söylenemezdi. Parkin geleni gideni çoktu, ama bunlar neredeyse bir örnek insanlardi. Parkta yarim saat oturan biri, jestleri, mimikleri, hatta çocuklarina seslenme biçimi farksiz onlarca aile görebilirdi.

Bir tek, bu zengin semtin yüksek ve lüks apartmanlarinin bodrum katinda yasamaya mahkum kapici aileler bunun bir istisnasiydi. Hepsi de cesaret edemezdi buraya gelmeye; zira, kat kat üstlerinde yasayan insanlarin duygusal agirligini da tasiyan bu ezik insanlarin bu parkta varligina, yasak degilse de, pek hos bakilmazdi.

Parkin yesillenmis çimenleri, çimenler arasindan boy vermis sariçiçekleri, beyazlara bürünmüs agaçlari ile denizin mavisinin doyumsuz bir renk cümbüsü sundugu o bahar günü parkta görülen aile ise, parkin her iki ziyaretçi profiline de uymuyordu esasinda. Ne görünümleri bir zenginlik çagrisimi uyandiriyor, ne de hal ve hareketleri 'canim su kapicilardan biri olmali' deyip geçmeye imkân sagliyordu. Tesettürlü anne bir banka oturmus, bes yaslarinda gözüken kizlarini uzaktan izliyor; baba ise üç yasini ancak geçmis olmasi gereken ogullariyla parkin kumlarinda kaleler ve kuleler yapiyordu. Çocuklu aileler bilir, handiyse çocuklarin sevgilisiyli kum. Hele onu biçimlendirmelerini saglayan oyuncaklarla ve kum kamyonlariyla kumda oynayan birilerini gördükten sonra, baska çocuklar da toplanmisti oraya. Adam, baslarina toplanan bu çocuklari ele almayi bilmis, az zamanda parkta bir 'insaat takimi' toplamisti. Saçi ve sakaliyla ilk anda onun o parkta ne isi oldugunu akillarina getiren, hele çocuklarinin onun yanina gitmesinden huylanan birkaç aile, oturduklari banklarda onun çocuklarla ne kadar sicak ve dengeli bir iliski kurdugunu izliyorlardi simdi. "Tamam, simdi kamyon sirasi sende. Tamam, simdi kuleyi bu kardesle yapacagiz. Sonra da sira sende..." derken, diger çocuklar kadar, aralarina karisan bir spastik çocugu dahi, üzmeden kirmadan idare etmeyi basarmisti adam. Bankta oturan hanimiyla diyalog biçimi de sicak ve sevecendi.

Bu kari-kocanin hali, hafta sonlari evlerinden sahile, sahilden bir baska yol ile evlerine gitmeyi, bu arada bu parkta oturup nefeslenmeyi âdet edinen bir çifti hayli sasirtmisti. Kadinin da, adamin da 'dinci' olduklarina kusku yoktu. Görünüsleri ve kiyafetleri herseyi söylüyordu zaten. Konusmalarinin arasina sinmis bolca 'masaallah,' 'insaallah,' 'elhamdülillah'lar da ayni seyi söylüyordu. Ama, sehrin bu tarafinda dogup büyümüs, kolejden sonra yurtdisinda okumus insanlar olarak, ilk kez bir 'dinci aile'yi bu kadar yakindan ve çiplak gözle izliyorlardi. Hayir, davranislarindaki incelik, sözlerindeki sicaklik, iliskilerindeki nezaket, hele kendi aralarinda sagladiklari âhenk, köse yazilarinda ve televizyon ekranlarinda göregeldikleri 'dinci' portresine hiç mi hiç uymuyordu.

Bu aileyi biraz daha izleme pahasina eve dönüslerini gecikteren kari-koca, bir ara "Çocuklara bu sekilde davranmayi nasil basariyorsunuz?" diye bir söz atip daha uzunca konusmaya da niyet etmisler, ama nedense cesaret edememislerdi.

O aksam 'dinci'leri karalayici yeni haberlerle dolu haber bültenini izler halde aksam yemegini yerlerken, akillarinda ve dillerinde yine bu aile vardi. Televizyonda gördükleri ile parkta gördükleri arasindaki müthis fark, kocaman bir soru isareti olarak düsecekti bu aksam sofrasina.

O günden sonra bu genç çift, aile ve is çevresinde 'dinci'lerin elbette olumsuz sekilde lâfinin edildigi ortamlarda, "Ama hepsi de bir degil" demeye baslamislardi artik. Bir yila varmadan Islâm'a dair bazi kitaplari ilk defa evlerine alip az zaman sonra namaza da baslamislarsa, bunda o bahar günü o parkta gördükleri insan manzarasinin kesinlikle rolü vardi.

Zaten o yüzden, bebekleri dogduktan sonra hafta arasinda da gitmeye basladiklari parka kendi aralarinda 'Hidayet Parki' adini koymuslardi.




Ismail Örgen


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hidayet parki
« Posted on: 16 Nisan 2024, 16:56:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hidayet parki rüya tabiri,Hidayet parki mekke canlı, Hidayet parki kabe canlı yayın, Hidayet parki Üç boyutlu kuran oku Hidayet parki kuran ı kerim, Hidayet parki peygamber kıssaları,Hidayet parki ilitam ders soruları, Hidayet parkiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes