> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İmanın Ta Kendisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İmanın Ta Kendisi  (Okunma Sayısı 1308 defa)
03 Kasım 2010, 18:46:37
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 03 Kasım 2010, 18:46:37 »



İmanın Ta Kendisi

Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan



Mişkâtü’l-Mesâbîh’in iman bölümünde, vesvese konusunda Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ın (v. 58) rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf’te buyruluyor ki;

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbından bir grup ona gelerek;

-Biz, herhangi birimizin söylemesini çok büyük bir suç/vebâl saydığımız (imanımıza ters düşen) bazı yakışıksız düşünceleri içimizde buluyoruz. (Buna ne buyurursunuz?) diye durumlarını arz ettiler.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;

-O içinizden geçenlerin büyük bir vebâl olduğu düşüncesine gerçekten sahip bulunuyor musunuz? buyurdu.

-Evet, dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de;

-İşte bu (değerlendirmeniz) imanın ta kendisidir, hâlis imandır,1 cevabını verdi.

Anlamlı Bir Kayıt

Hadisin yorumuna geçmeden önce, aslında hadisin özüyle sıkı bir alâkası olmasına rağmen, sıradan bir ifade imiş gibi görünen ve de hadis şârihlerinin üzerinde hemen hemen hiç durmadıkları bir kayıttan söz etmek istiyorum: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbından bir grup.

Bu kayıt “ashâbu Resûlillah” ifade ve tamlamasının, “Hz. Peygamber’in yakın çevresi, onunla sıkça beraber olan sahâbîler, Sahâbe denilince ilk akla geliverenler” anlamında özel bir kesimi ve vurguyu yansıtmaktadır.

Biz biliyoruz ki, mümin olarak Hz. Peygamber ile görüşen herkes “sahâbî” sayılmaktadır. O halde ayrıca ve özellikle “Resûlullah’ın ashâbından bir grup” diye âdetâ altını çizerek belirtilmiş olması; “Resûlullah’ın ashâbı ya da genelde ashab denilince ilk akla gelenlerden bir grup” demek olmaktadır. Bu da pek tabiî olarak, sahâbîler arasında bir derecelendirmenin olduğunu ve bunun bizzat sahâbîler tarafından da ifâde edildiğini göstermektedir.2

Konu İle İlgisi

Söz konusu kaydın, hadisin asıl konusuyla ilgisi, insanoğlunun içinden geçen kimi vesveselerden, en önde gelen sahâbîlerin bile kurtulamadığını göstermesidir. Yani önde gelen veya Hz. Peygamber’e en yakın sahâbîler dahi içlerine doğan birtakım “söylenemez, açık edilemez” düşüncelerden yakınıyorlarsa, diğer müslümanların, iman bakımından tehlike arz eden bazı düşünce ve vesveselere zaman zaman kapılmaları haydi haydi mümkündür, demektir.

İşte bu bağlantı kurulmadan o kaydın neden düşüldüğü ve dolayısıyla hadisin asıl anlamının ne olduğu tam olarak algılanamaz. Hadiste geçen soru-cevab, soranların vasıfları ile yakından ilgilidir. Bu sebeple bize göre, Resûlullah’ın ashâbından bir grup ifadesi, öylesine söylenivermiş olmayıp özellikle seçilmiş bir beyandır.3 Zira, böyle bir vasfı bulunan sahâbîlerin aldıkları “İşte bu, imanın tâ kendisidir” cevabı, çok daha derin bir mâna ifade etmektedir: İmanda kıvâm.

İmandaki kıvâm ya da kemâl, hiç kuşkusuz, önce –Allah hepsinden râzı olsun- sahâbe neslinin kıvâmının temelini oluşturmakta olduğu kadar, müslümanlara da gerçek olgunluğun özünün ne olduğunu öğretmektedir. Hani Tâbiîler neslinin büyüklerinden Hasen Basri’nin ifade ettiği gibi, “İman, temenniler/dileklerle-iddialarla ve kimi iyi kimseler gibi giyinip süslenmekle ispat edilmez. İman, kalpte yerleşen ve amellerle onaylanan/yaşanan bir cevherdir.”4

İman Dediğin

Doğru söylemek gerekirse, hadis-i şerif okunduğunda, ilk anda insanın içinde hissettiği birtakım vesveseler imanın ta kendisiymiş gibi anlaşılabilmektedir. Böyle bir anlayışı açıklamak hiç kuşkusuz imkansızdır. Vesvese nasıl iman olabilir?

Vesvese, iç fısıltısı, insanın içinden geçen düşünceler olduğuna ve Şeytan’dan kaynaklandığına, buna da çoğu kere engel olunamadığına göre böyle bir olgunun iman diye tanımlanması mümkün değildir. Gerçi Müslim’in bir rivâyeti5 öteki rivayetlerden bağımsız olarak ele alınacak olursa, böyle bir anlayışa kapı aralar niteliktedir. O rivayette Abdullah İbn Mes’ud radıyallahu anh’den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e vesveseyi sormuşlar. Efendimiz de “O, imanın tâ kendisidir” buyurmuşlar. Ancak hadisin tüm rivayetleri dikkate alınınca, olay sadece vesvese’nin sorulmasından ibaret değildir. Hadisimizdeki değerlendirme gibi vesveseyi tanımlayan daha başka ciddi kayıtlara da şahit olmaktayız. Meselâ yine el-Beğavî’nin Şerhü’s-sünne adlı eserinde naklettiği bir başka rivâyette; “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, “İçinden geçen bazı düşünceleri söylemek yerine, gökyüzünden aşağı atılmayı ve yırtıcı kuşların kendisini parçalamasını daha sevimli bulan bir mü’minin’ durumunu sordukları ve böyle bir değerlendirmenin imanın ta kendisi olduğu cevabını aldıkları” nakledilmektedir.6 Yine Buhârî’nin el-Edebü’l-müfred’indeki bir rivayette7 de soruyu soran sahâbîlerin, “İçimizde söylemekten asla hoşlanmadığımız bazı düşünceler buluyoruz ve içimizde henüz ortaya çıkmamış / gün yüzü görmemiş (kimsenin bilmediği) düşünceler dolaşıyor” diye değerlendirmelerini dile getirdiklerini okuyoruz.

“Mutlak mukayyete göre yorumlanır” kuralı gereğince ve bu tanımlamalar topluca değerlendirilince, ashâbu Resûlillah’ın, içlerinden geçen vesveseyi gerçekten, söylenemez ve imanlarını zedeleyici nitelikte buldukları, bundan çok ciddî endişe duydukları anlaşılmaktadır.

O halde, olayda görüldüğü gibi insanın içinden gelip geçen vesvesenin, “söylenmesi büyük vebal” niteliği taşıyan düşünceler olduğu fikri ve değerlendirmesi önem arz etmektedir. Hz. Peygamber de bu noktayı takrir nitelikli bir soru ile, meseleyi kendisine açan ashâbına “İçinizden geçenlerin büyük vebal olduğu düşüncesine gerçekten sahip bulunuyor musunuz?” diye sormuş olmaktadır.8 Onların olumlu cevapları üzerine de “İşte bu, imanın tâ kendisidir, halis imandır” buyurmuştur. Çünkü öylesi düşünceleri dile getirmenin imana zarar verecek bir nitelikte olduğunun farkında olmak, gerçekten olgun bir iman ve İslâm bilincinin neticesidir.

Nitekim hadis şârihlerinin pîri sayılan el-Hattâbî (V. 388) de; “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, “İşte bu, düşünce ve değerlendirmeniz imanın tâ kendisidir, halis imandır” sözüne gelince bunun anlamı: Şeytanın kalbinize attığı vesveseyi kabulden sizi alıkoyan ve onu onaylatmayan düşünceniz, imanın tâ kendisidir, demektir. Yoksa kesinlikle “vesvesenin kendisi imanın ta kendisidir” demek değildir. Çünkü vesvese Şeytanın eseridir, nasıl hâlis iman olabilir?”9 demektedir.

Netice

O halde netice itibariyle Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yakın dostlarının içlerinden gelip geçen bazı düşünceleri/vesveseleri “söylenemez” diye değerlendirmelerini, gerçek bir kemal, kıvâm ve bilinç belirtisi kabul etmiş ve böyle bir değerlendirmenin açık, net bir iman demek olduğunu bildirmiştir. “Sarîhü’l-imân” veya “mahdu’l-imân” diye takdir buyurdukları işte bu seviyeli değerlendirmedir. Yoksa, ashâbı Resûlillah’ın içlerinde hissettikleri birtakım vesveselere iman hükmü vermiş değildir.

Unutmayalım ki, içimizden gelip geçen kötü düşünceler, karar halini alıp açıklanmadıkça, fiiller de işlenmedikçe herhangi bir sorumluluk söz konusu değildir. Zira Peygamber Efendimiz; “İşlenmedikçe veya söylenmedikçe ümmetimin içlerinde oluşan gelip geçici vesveseleri Allah Teâlâ bağışlamıştır” buyurmuştur.10

Dipnotlar: 1) Müslim, İman 209; Ebû Dâvûd, Edep 109; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 396, 441; İbn Hibbân, Sahih, I, 359; Beyhaki, Şuabü’l-imân, I, 301; el-Beğavî, Şerhü’s-sünne, I, 109. 2) Bu konudaki ayrıntı için bk. Çakan, Sahâbe Kıvamı, s. 15-18. 3) Bu yazı, özelde, hadis meraklılarına hadis metinlerinde geçen ve alışılagelmiş gibi gözüken hemen hemen her ifadenin üzerinde durulmaya değer bazı ayrıntılara delâlet edebileceği gerçeğini dikkatten uzak tutmamalarını hatırlatmak amacıyla kaleme alınmıştır. Dikkatimiz, bilimsel idrakimizi, nasibimizi ve feyzimizi artıracaktır. 4) İbn Ebî Şeybe, Musannef, VI, 163, VII, 189 (Riyad 1407, 7 ciltlik baskı); Beyhakî, Şuabü’l-imân, I, 80 (Beyrut, 1410, 7 ciltlik baskı). 5) Bk. Müslim, İman 211. 6) Şerhü’s-sünne, I, 109. 7) Bk. Hadis no: 1284. 8) Biz de hadisi Türkçeleştirirken bu özelliği açığa çıkaracak ifade kullandık. 9) Bk. Meâlimü’s-sünen, IV, 147; el-Beğavî, Şerhü’s-sünne, I. 110. 10) Buhârî, İtk 6, Talak 11, Eymân 15; Müslim, İman 201-202; Ebû Dâvûd, Talak 15

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İmanın Ta Kendisi
« Posted on: 28 Mart 2024, 23:52:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İmanın Ta Kendisi rüya tabiri,İmanın Ta Kendisi mekke canlı, İmanın Ta Kendisi kabe canlı yayın, İmanın Ta Kendisi Üç boyutlu kuran oku İmanın Ta Kendisi kuran ı kerim, İmanın Ta Kendisi peygamber kıssaları,İmanın Ta Kendisi ilitam ders soruları, İmanın Ta Kendisiönlisans arapça,
Logged
03 Kasım 2010, 22:38:00
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 03 Kasım 2010, 22:38:00 »

Allah razı olsun..Benim için önemli bir soruya cevap oldu bu paylaşım..Rabbim hepimize kalp istikameti versin inşaallah..amin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Kasım 2010, 22:57:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #2 : 03 Kasım 2010, 22:57:35 »

Amin..Amin..Amin..Sizlerden de Allah c.c. razı olsun değerli ablam.Yorumlarınızla konulara renk katıyorsunuz.Selam ve dua ile...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes