> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Seherlerin sihirli anları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Seherlerin sihirli anları  (Okunma Sayısı 915 defa)
14 Ekim 2010, 12:44:24
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 14 Ekim 2010, 12:44:24 »



Seherlerin Sihirli Anları


Şimdilerde bize, geceleri hep seher kuşları gibi inleyip durmak ve âh u enînlerle gök kapılarını zorlamak düşüyor. Kim bilir belki de, toplarla, tüfeklerle çözülemeyen problemler hiç umulmadık şekilde bir gün gözyaşlarıyla ve Hakk'a yakarışlarla çözülecektir.
 
Allah dostlarının, Cenab-ı Allah'ın huzurunda gönüllerinin derinliklerinden kopup gelen nağmeleri seslendirdikleri, yana yakıla iç heyecanlarını, kendi mukaddes ve muallâ mertebelerine mahsus neş'e, hüzün, nedamet ve ızdırapları aksettirdikleri, ayrıca bize Hak dergâhının kapısının önünde nasıl duracağımızı, Mevlâ-yı Müteal'e nasıl yakarıp yalvaracağımızı öğrettikleri sırlı, feyizli, nurlu ve bereketli duaları, vird ve zikirleriyle alâkalı olarak Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi bir sohbetinde şunları söylüyor:

"Bir duayı, mânâsını da anlayarak okumak daha engin mülâhazalara açılmaya ve daha derin hislerle dolmaya vesile olur. Bazı ifadeler vardır ki, okuyan ya da dinleyen insanın yüreğini ağzına getirir. Hususiyle, Hak dostları daha önce kimsenin söylemediği ve hiç matbaa mürekkebi görmemiş sözler söylerler. Onlar aşk u iştiyaklarını, Allah'a karşı o kadar saygılı, üslûp itibarıyla o kadar ince ve Mevlâ-yı Müteâl'e o kadar lâyık bir eda ile seslendirirler ki, o ifadeler karşısında kalbinizin ritmi değişir, bayılacak gibi olursunuz ve kendinizi yere atarsınız.

Hazreti Şah-ı Geylânî'nin evrâd-ı kudsiyesini ilk defa okuduğum zaman bana çok tesir etmişti. Âdeta kendimden geçmiştim; Hazret'in, Cenab-ı Hak'la münasebetine, O'na içini döküşüne ve Rabb-i Rahîm'e hitap ederken seçtiği kelimelere hayran kalmıştım. Hacı Kemal Efendi, duadan çok etkilendiğimi görünce hemen yanıma gelmiş ve "Hocam, size o kadar tesir eden dua hangisi?" demişti. Evet, gönlün sesi-soluğu olan o sözler karşısında müteessir olmamak elde değildi."1

Biz de, yukarıda üstün vasıflarından bazıları zikredilen o dualardan birisine, bir münacâta, ümmetin medar-ı iftiharı, ârif-i billah Abdülkâdir Geylânî Hazretleri'nin ‘Münacâtü's-Seheriye'sine yer vermek, ayrıca duanın uyardığı bazı tedâîleri paylaşmak istiyoruz. Bu münacât da, tertip ve tanzimi bizzat M. Fethullah Gülen Hocaefendi tarafından yapılan el-Kulûbü'd-Dâria ismindeki değerli evrâd ü ezkâr mecmuası içinde yer alan ve Hocaefendi'nin çok kıymet atfettiğini, çok zaman da gözyaşları içinde okuduğunu bildiğimiz dualardan biridir.

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri (kaddesellahü sirrahû), Tasavvuf tarihinde öteden beri Gavsü'l-a'zam, Kutb-i Rabbânî, Sultânü'l-evliya, Kutbü'l-a'zam gibi üstün pâyelerle anılagelmiş, emsali nâdiren gösterilebilecek âlî bir zincirin altın bir halkasıdır. Bediüzzaman Hazretleri'nin ifadesiyle ‘Hem şahsen, hem vazife itibariyle büyük ve harika zâtlardan birisidir.' Hem seyyid hem de şerîftir. Yani, Hazreti Geylânî'nin şeceresinde üst basamaklarına doğru çıkıldıkça hem Hazreti Hüseyin hem de Hazreti Hasan efendilerimizle karşılaşılır. Tabiî onlar vasıtasıyla da Allah Resûlü'ne ulaşılır. Evet o, aslı da nesli de pırıl pırıl, İslâm'ın, insanlık tarihine armağan ettiği en müstesna değerlerden birisidir. Güvenilir kaynaklarda nakledilen pek çok menkıbesi vardır. Sünnet-i seniyyeyi hayatına tatbik ve ahlâk-ı hasene ile tahalluk (ahlâklanma) hususunda hep yükseklerde dolaşmış ve zamanımıza kadar, her asırda insanlara örnek olmuştur. Bizim onu ve onun gibi büyükleri yâd etmekten muradımız da, onlar vesilesiyle bereket ve feyze nâil olmak, gücümüz nispetinde onları kendimize örnek almak ve Hakk'a giden yollarda onların ayak izlerine basarak yürüyebilmektir.

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri de hiç şüphesiz bütün evliyâullah gibi bir dua insanı ve bir gece âşığıdır. Onun aşağıda gelecek münacâtına ve daha başka niyazlarına bakıldığında görülecek olan, Cenab-ı Hakk'a karşı ondaki teveccüh yoğunluğu, dua aşk u iştiyakı, yakarışlarındaki aşkınlık, büyüleyicilik ve derinliktir.

Abdülkâdir Geylânî'nin (kuddise sirruhû) hayatını ele alan eserlerde onun dua hakkında şöyle dediği nakledilir:

"Allah Teâlâ'dan dünya ve âhiretin hayırlarını iste! Sakın; ‘Ben istiyorum; fakat Allah vermiyor, ben de bundan sonra istemeyeceğim.' deme! Duaya devam et! Eğer istediğin şey ezelde senin için takdir edilmiş ise, Allah Teâlâ'dan istedikten sonra, onu sana gönderir. Eğer istediğin o rızık ezelde senin için takdir edilmemiş ise, Allah Teâlâ seni o şeye muhtaç kılmaz ve sana kendinden gelenlere rıza gösterme nimetini ihsan eder. Eğer senin için fakirlik ve hastalık dilemiş ise, sen de Allah Teâlâya fakirlikten ve hastalıktan kurtulman için yalvarırsın. O zaman Allah sana razı ve memnun olacağın bir hâl verir. Eğer, ezelde borçlu olman takdir edilmişse ve sen de borçtan kurtulmak için dua edersen, Yüce Mevlâ alacaklıyı sana kötü muamele etme hâlinden vazgeçirir."

Bu girişten sonra, Abdülkâdir Geylânî Hazretleri'nin el-Kulûbü'd-Dâria'da yer alan yakarışını, tercümesi ile verebiliriz:

إِلٰهِي، غَلَّقَتِ الْمُلُوكُ أَبْوَابَهَا، وَبَابُكَ مَفْتُوحٌ لِلسَّائِلِينَ* إِلٰهِي غَارَتِ النُّجُومُ، وَنَامَتِ الْعُيُونُ، وَأَنْتَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ اَلَّذِي ﴿لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ﴾ إِلٰهِي فُرِشَتِ الْفُرُشُ وَخَلاَ كُلُّ حَبِيبٍ بِحَبِيبِهِ، وَأَنْتَ حَبِيبُ الْمُجْتَهِدِينَ، وَأَنِيسُ الْمُسْتَوْحِشِينَ * إِلٰهِي إِنْ طَرَدْتَنِي عَنْ بَابِكَ فَإِلَى بَابِ مَنْ أَلْتَجِي * إِلٰهِي إِنْ قَطَعْتَنِي عَنْ جَنَابِكَ فَجَنَابُ مَنْ أَرتَجِي* إِلٰهِي إِنْ عَذَّبْتَنِي فَإِنِّي مُسْتَحِقٌّ لِلْعَذَابِ وَالنِّقَمِ، وَإِنْ عَفَوْتَنِي فَأَنْتَ أَهْلُ الْجُودِ وَالْكَرَمِ * يَا سَيِّدِي لَكَ أَخْلَصَ الْعَارِفُونَ، وَبِفَضْلِكَ نَجَا الصَّالِحُونَ، وَبِغُفْرَانِكَ أَنَابَ الْمُقَصِّرُونَ، يَا جَمِيلَ الْعَفْوِ، أَذِقْنِي بَرْدَ عَفْوِكَ وَحَلاَوَةَ مَعْرِفَتِكَ، وَإِنْ لَمْ أَكُنْ لِذٰلِكَ أَهْلاً، فَإِنَّكَ أَهْلُ التَّقْوَى وَأَهْلُ الْمَغْفِرَةِ.

"Ey Yücelerden Yüce Rabbim! Bütün mal ve mansıp sahipleri kapılarını sürmelediler. Sen'in yüce dergâhının kapısı ise bir dileği olanlara her zaman açıktır.
Ya Rabbî, ya İlâhî! Yıldızlar gaybûbet âlemine, gözler de uykuya daldılar. Sen ise, ey Rabbim, Hayy'sın, Kayyûm'sun; uykudan, uyuklamadan münezzeh ve müberrâsın.

Ya Rab! Gece, karanlığıyla mevcûdâtın üzerini örtünce döşekler de seriliverdi ve sevenler sevdikleriyle baş başa kaldılar. Sen, Sen'in yolunda, Sana ulaşma istikametinde cehd ü gayret içinde bulunanların biricik sevgilisi, (benim gibi) yalnızlık gurbetine maruz kalanların da yegâne enîsisin!

Ya İlâhî! Ulu dergâhına sığınan bu kimsesiz kulunu kapından kovacak olursan, ben gidip hangi kapıya iltica edebilirim!? İlâhî! Yakınlığından mahrum edersen beni, o zaman kimin yakınlığını umabilirim!? İlâhî! Şayet Sen bana azap etmeyi murad buyurursan, ben biliyorum ki, cezalandırılmaya fazlasıyla müstahakım. Fakat affınla sarıp sarmalarsan, yine biliyorum ki o da Sen'in lütfun ve keremindir.

Ya Seyyidî, ya İlâhî! Marifet erbabı kulların Sen'i bulduklarında Sen'den başka ne varsa hepsinden yüz çevirmişlerdir. Salih kulların Sen'in fazlınla necâta ermiş, taksîratı pek çok günahkârlar da ‘tevbe, ya Rabbi!' deyip yine Sen'in kapına yönelmişlerdir.

Ey affı güzel Rabbim! Ne olur, affının serinliğini ve marifetinin halâvetini benim ruhuma da duyur ve beni onlarla doyur! Her ne kadar ben bunlara lâyık olmasam bile, haşyetle önünde iki büklüm olup ikâbından sakınılmaya lâyık olan da, mücrimlerin günahlarını bağışlama şânına yaraşan da yalnız Sen'sin!"

İfade etmeliyiz ki, virdin aslındaki üslûp güzelliğinin ve fesâhatin tercüme ile zedelendiği, örselendiği ve kıymet-i asliyesinin haleldâr olduğu muhakkaktır. Aslında bu husus bütün tercümeler için geçerlidir; çünkü hiçbir tercüme orijinal metni tam olarak aksettiremez; hele hele gönül erbabının derinliklerinden kopup gelen nağmeleri asla. Onun için de mânâsı bellendikten sonra duanın, kalbe heyecan, ruha da incelik kazandıran asıl metni vird edinilmeli; tadı, şivesi öylece gönülde duyulmaya çalışılmalıdır.

Seherlerde Eser Bâd-ı Tecellî

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri'ne ait bu duanın isminin ‘münacâtü's-seheriye' olduğu ifade edilmişti. ‘Seher' kelimesi bilindiği üzere, gecenin sonu ve fecirden az evvelki vakti ifade etmektedir; gecenin son altıda biri ya da imsaktan yarım saat öncesi ile yarım saat sonrası diyerek daha belirli sınırlar çizenler de olmuştur. Kelime ‘ha' ile (سحر) değil de ‘güzel he' (سهر) ile yazılacak olursa, o zaman da gecenin tamamını uykuyla geçirmeyip bir kısmında uyanık hâlde bulunmak anlamına gelir. Böyle olunca seher vakti denildiğinde teheccüd vakti de dâhil olmak üzere işrak vakti yani güneşin doğuşuna kadar geçen süre kastedilmiş olur.

Seher vakitleri Allah'tan gelen tecellî esintilerinin en yoğun şekilde dalga dalga yayıldığı kutlu zaman dilimleridir. O vakitlerin kendine mahsus bir sihri, bir büyüsü vardır. Öyle ki, Hak katında ulvî makamlara nâil olmayı dileyenler hep o sihirli anları kollamış, Hak rahmetinin yeryüzüne nüzûl ettiği o bereketli vakitlerde seher kuşları gibi inleyip durmuş ve hep âh u enînlerle gök kapılarını zorlamışlardır.

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri de herhalde bu virdini daha ziyade gecelerde, seher vakitlerinde okuyor ve bu zaman dilimlerinde okunmasını arzu ediyordu.

Cenab-ı Allah, Kur'ân-ı Kerîm'de, iki yerde seher vaktinin önemine işaret buyurmuştur. İlki Âl-i İmran sûresinin 15, 16 ve 17. ayetleridir ve bu âyetlerin meâlleri şu şekildedir:

"Allah'a karşı gelmekten sakınan müttakiler için Rabbileri nezdinde içinden ırmaklar akan ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Seherlerin sihirli anları
« Posted on: 19 Mart 2024, 10:19:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Seherlerin sihirli anları rüya tabiri,Seherlerin sihirli anları mekke canlı, Seherlerin sihirli anları kabe canlı yayın, Seherlerin sihirli anları Üç boyutlu kuran oku Seherlerin sihirli anları kuran ı kerim, Seherlerin sihirli anları peygamber kıssaları,Seherlerin sihirli anları ilitam ders soruları, Seherlerin sihirli anları önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes