> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Dertlerimin Süngerleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dertlerimin Süngerleri  (Okunma Sayısı 1306 defa)
18 Eylül 2009, 15:25:19
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Eylül 2009, 15:25:19 »




Elhamdülillah Müslüman oldum. Dosdoğru bir yolu seçtiğim aşikâr. İnsanın hayatında bundan daha büyük bir mutluluk olur mu diye merak ediyorum. Harika bir şey. Kısaca yeni Müslüman olmuş biri olarak, bu mutluluğumu paylaşmak istiyorum.

Evinin penceresinden minareleri gören, her gün Allahüekberleri dinleyen ve Müslüman bir ülkede hayat süren Müslüman arkadaşlarım, kardeşlerim; sizler kendinizin ne kadar zengin, ne kadar mutlu, ne kadar talihli insanlar olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Acaba bunun farkında mısınız? Ben, insana bundan daha büyük bir armağan verilebileceğini düşünemiyorum çünkü. Ben önceden Hristiyan bir Japon'dum. Hristiyan olarak yetiştirildim. Özel misyoner okullarında eğitim aldım. Müslüman bir Türk'le evlendim. Eşim beni Müslüman olmam için zorlamadı. Aynı çatı altında farklı dinden de olsa, tek Allah'a inanmanın yeterli olduğunu düşündüğüm için, on yıl bu şekilde eşimle yaşadım. Evliliğimizden tam on yıl sonra Müslüman oldum. Eşimin hastalığı bunun vesilelerinden biridir. Eşimin âniden rahatsızlanması, hastaneye yatması, bu sırada yaşadıklarım hayatımda kasırgalar, tayfunlar meydana getirdi. Hayatım alt üst oldu denebilir. Geleceğe ait rüyalarım, emellerim, beklentilerim, ümitlerim, eşime karşı olan sevgim... Yaşadığım problemler kafamda soru işaretleri meydana getirmeye başladı.

Eşimin hastalığı ile uğraşırken bedenî ve ruhî olarak çok yıprandım. İkamet ettiğimiz şehirde, Müslüman-Türk arkadaşlar vardı. Bu insanlar benim derin üzüntülü anlarımda, süngerin suyu emmesi gibi, üzüntülerimi çekip aldılar. Onlara 'dertlerimin süngerleri' diyorum şimdi. Stresimi emen, dertlerimi emen böylece beni ferahlatan süngerler. Müslüman'ca yaşayışları dertlerime derman oldu. Ancak onlar bana 'Biz Müslüman'ız.' diye bir baskıda bulunmadılar. "Ey Japonlar! Müslümanlık budur, iman budur, haydi siz de felâha..." deyip ortalıkta dolaşmadılar. Onlarda şunu gördüm: Ciddi ve düzenli bir hayatları vardı. Plânlı, programlı bu hayat tarzlarının en belirgin özelliği; istikamet üzere olmaları ve sağa sola sapmayan, insana güven ve emniyet veren bir kişilik sahibi olmaları idi. Bana hiçbir fikir empoze etmeye çalışmadılar, hiçbir şey dayatmadılar. Hattâ çok şey anlatmadılar bile. Karşıma sadece bir tablo kondu. Bu tablonun adı, hâl dili idi

Eşimin hastalığı ile uğraştığım bir gündü. Çocuğumu bir yere bırakmış, eşimin yattığı hastanede koşuşturmuş, yemek yemek bile aklıma gelmemişti. Veya yemiş bile olsam, ne yediğimi hatırlamıyorum. Yorgunluktan bayılacak gibiydim. Akşama doğru eve dönüyordum. Dönüşte, bahsettiğim arkadaşlardan birinin evine uğradım. Arkadaşım fırından yeni çıkardığı mis gibi kokan sıcacık bir ekmek uzattı elime. Ekmeği aldım, arabama bindim. Yolda bu hanım arkadaşımın verdiği sıcak ekmeği hem yedim hem ağladım. Bu sıcak ekmek mideme doğru yol alırken, sanki onun her ânını hissettim, geçtiği yerlerden ben de geçtim. Tadı iyice damaklarımda kaldı. Ne müthiş bir lezzetti. Bir yıldan fazla oldu hâlâ o tadı unutamam. Bu ekmeği bana veren kişi, sanki benim o gün başımdan geçen bütün her şeyi hissetmiş, bana ve aileme dua etmiş diye düşündüm.

İnsanları söyledikleri ile değil, tavır ve davranışları ile değerlendiririz genelde. Çok nutuk atanlar vardır; ama bu kişilerin ortaya koydukları genellikle bir şey yoktur. Arkadaşıma bakınca, laftan çok, tavır insanı olduğunu gördüm. Arabayla evime doğru ilerlerken, 'Ben de bu arkadaşım gibi olamaz mıyım?' dedim. Bu insanı özel kılan neydi acaba? Düşününce bu işin sırrının onların inançlarında ve kültürlerinde olduğunu anladım. Yaptıkları şeyi bir beklentiye girmeden, sadece Allah rızası için yapıyorlardı. Maddeperest günümüz dünyasında ne kadar zordu -hele Japonlar için daha bir zor şeydi- beklentisiz bir gönle sahip olmak.

İnsanı yeni bir din seçmeye iten birkaç sebep sayılabilir. Okunan bir kitap; dinlenilen bir seminer, konuşma, vaaz; internette göze çarpan bir yazı... Ama Müslümanlığını tavır ve davranışları ile yaşayan ve bir enstrüman gibi dinini icra eden hâl insanları kadar başka bir şeyin tesirli olacağını düşünemiyorum. 120 milyonluk Japonya'da 45–50 metrekarelik küçük bir dairede kendi hâlinde sıradan bir hayat süren, çocuğunun okulu ve ev işleri ile uğraşan bu arkadaşım ve bu arkadaşım gibi olan diğer dostlarım, benim üzerimde göz yaşartıcı büyük bir tesir uyandırmıştı.

Eşim şu an eski sağlığına kavuştu. Bu hastalık vesilesi ile harika bir şey elde etmiş oldum: Müslüman oldum. Başıma gelenlerin, eşimin hastalığının, Allah tarafından bana verilen birer hediye olduğunu düşünüyorum. Allah'a inanan bir Hristiyan'dım. Ama bu hastalık periyodunda, Allah'a inancım daha çok güçlendi. Şu an, çok şükür, beş vakit namazımı kılıyorum. Müslüman olduktan sonra, eşimle Müslümanlık hakkında, iman hakkında, ortak değerlerimiz hakkında, İslâm'a hizmet hakkında sohbetler etmeye başladık. Karşılıklı konuşup, dinimizi daha iyi nasıl yaşarız, nasıl daha iyi hizmet ederiz diye müzakereler ediyoruz. Hâsılı bu hastalık vesilesi ile hem mutluluğumuz arttı hem birbirimize olan sevgimiz güçlendi.

Bugün şunları düşünüyorum: Müslüman olarak bundan sonra ne yapacağım? İnsanlığa ve çevreme vereceğim mesajlar nedir? Dileğim şudur: Dua insanı olmak. Çünkü şunu biliyorum artık. Yaradan her an yanımızda. Darda kaldığımızda, sesimizi işitiyor, dualarımıza icabet ediyor ve 'beşinci boyut' sakinleri ile hemen imdadımıza yetişiyor. Yaradan'ın verdiği sayısız nimete karşılık bir vefa, bir dua insanı olmak istiyorum. Fakat insan, Kur'ân'ın ifadesi ile nankör ve zalim. Vazifelerimi unutmamak için, evimin duvarını süsleyen bu âyet mealine her zaman bakıp bakıp düşünüyorum. Yapacağım ikinci iş aşağıdaki düsturları hayatıma hayat kılmak:

"Aç herkese açabildiğin kadar sineni;
Ummanlar gibi olsun...
İnançla geril ve insana sevgi duy;
Kalmasın alâka duymadığın
Ve el uzatmadığın bir mahzun gönül"

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dertlerimin Süngerleri
« Posted on: 05 Mayıs 2024, 20:36:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dertlerimin Süngerleri rüya tabiri,Dertlerimin Süngerleri mekke canlı, Dertlerimin Süngerleri kabe canlı yayın, Dertlerimin Süngerleri Üç boyutlu kuran oku Dertlerimin Süngerleri kuran ı kerim, Dertlerimin Süngerleri peygamber kıssaları,Dertlerimin Süngerleri ilitam ders soruları, Dertlerimin Süngerleriönlisans arapça,
Logged
01 Şubat 2011, 00:11:10
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 01 Şubat 2011, 00:11:10 »

Müslüman olarak bundan sonra ne yapacağım? İnsanlığa ve çevreme vereceğim mesajlar nedir? Dileğim şudur: Dua insanı olmak. Çünkü şunu biliyorum artık. Yaradan her an yanımızda. Darda kaldığımızda, sesimizi işitiyor, dualarımıza icabet ediyor ve 'beşinci boyut' sakinleri ile hemen imdadımıza yetişiyor. Yaradan'ın verdiği sayısız nimete karşılık bir vefa, bir dua insanı olmak istiyorum. Fakat insan, Kur'ân'ın ifadesi ile nankör ve zalim. Vazifelerimi unutmamak için, evimin duvarını süsleyen bu âyet mealine her zaman bakıp bakıp düşünüyorum. Yapacağım ikinci iş aşağıdaki düsturları hayatıma hayat kılmak:

"Aç herkese açabildiğin kadar sineni;
Ummanlar gibi olsun...
İnançla geril ve insana sevgi duy;
Kalmasın alâka duymadığın
Ve el uzatmadığın bir mahzun gönül"

  Maşaallah..Rabbim sayılarını arttırsın,inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes