> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bir Güne Bir İyilik Yetmez!
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Güne Bir İyilik Yetmez!  (Okunma Sayısı 945 defa)
21 Ocak 2010, 17:48:06
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 21 Ocak 2010, 17:48:06 »





Her insanın kıymeti iyiliği kadardır. Gökyüzüne yerden toz kalkar ama yeryüzüne gökten yağmur yağar. Her kap içinde olanı sızdırır. İyiler kendileri için değil, başkaları için vardır.





İyilikte geciken, bugün yarın diyen, aza çoğa bakan aldanır. Yolda kalır. Hz. Ali; "Az vermekten utanma" der, "Umut kırmak daha utandırıcıdır."



İyiler işini bilirler. ALLAH için severler. ALLAH için verirler. Ve şu müjdeye ererler:



"Onlar, ALLAH'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği tavsiye ederler, kötülükten sakındırır, hayırda yarışırlar. İşte onlar iyi ve hayırlı kullardır." (Âl-i İmran, 114)



Rahmetli Hüseyin amcadan dinlemiştim. Cemaatinden olduğu caminin ihtiyaçları için Cuma namazı bitiminde yardım toplar. Her insan bir değil ya, aksi mizaçlı biri çıkışta: "İlle de bir şey vermek zorunda mıyız?" diye bağırır.



Hüseyin Amca gayet nezaketle: "Hayır efendim" der, "Biz verenden alıyoruz, vermeyenden değil."



İşte bu insan iyilik için yaratılmıştır. Ama nefsimiz fakirlikle korkutur, cimriliğe sevk eder. Oysa mutluluğun yolu kısadır, ama ulaşmak zordur. Bel bükülmeden de odun yarılmaz ya. İyiliğin yolcusu birazcık zahmeti göze almalı.



Evet insan verdiğini aza saymalı, aldığını da çoğa. Gitmeyene gitmeli. Nice ahbap, nice eski dostlar komşular var, aramayanı biz arayıp bulmalıyız. Cimrilik, kimi zengin etmiş ki? Cömerdin eli açık, iyinin bahtı açık. Garibe bir selâm, bir ekmekten iyidir. Gönül alıcı bir söz kışı bahara çevirir. İyiliğin küçüğü olmaz.



Yaşlı bir komşu teyzemiz vardı, gördüğümde selâm verir, hâlini hatırını sorardım. "Bir arzun, bir isteğin var mı teyzeciğim?" derdim. Nuranî ihtiyar gülümseyen bir yüzle: "Ah be oğlum" derdi, "İnsana bu yaşta bir selâm, bir de tatlı kelâm gerek, onu da yapıyorsun. ALLAH razı olsun."



Kalbimizin kapılarını açmalı, iyilikte yarışmalıyız. Bizdeki nimet emanet. Verelim ki yerini bulsun. Verelim ki, verdiğimiz bizim olsun. Elde tuttuğumuz değil, elden çıkardığımız bizim öz malımız olur. "Ne verirsen elinle, o gider seninle" diyorlar ama eksik söylüyorlar.



Siz bırakın vermeyi, o hayra niyet etmenizin bile sevabı, verilmiş gibi yazılıyor. Yarım hurma ile dahi olsa iyilikten geri kalmamalıyız. Rabbimiz Kur'ân'da bize doğru yolu gösteriyor: "...ALLAH sana nasıl ihsanda bulunduysa, sen de öylece insanlara iyilik yap..." (Kasas, 77)



Rabbimizin o sonsuz rahmeti karşısında her zaman ve her daim hayretteyim.



Herkesin hayra, iyiliğe koşuştuğu bir dünyaya özlem duymalıyız. Ziya Osman Saba'nın bir şiiri, bu hasret ve iştiyakla duâ gibi yükseliyor içimden:



"Bir yeşil yer bilirim ormanların içinde, / Bütün gün mavi bir gök, bir rüzgâr, akşam esen. / Dedikodusuz bir köy, herkes kendi işinde, / (...) / Her an düşüneceğim: ALLAH ne kadar iyi! / Bir parça aşk, bir parça sevinç, su, güneş, ekmek, / Bahtiyar seveceğiz yaşamayı, ölmeyi."



Madem dünya ahiretin tarlası, burda ekip, burda kazanacağız.



Hz. Peygamber (asm) şöyle buyuruyor: "Siz nasıl bir tayı yetiştirip büyütürsünüz, ALLAH da (cc) rızası uğruna verdiğiniz bir hurmayı, Uhud Dağı kadar büyütür."



Verenler kazandı, sıra bize geldi. Kimse gücüm yok diyemez. Herkesin yapacağı bir iyilik vardır. Bir güne, bir iyilik yetmez. Bazen bir iyiliğin içinde bir ömrün sevabı gizli olabilir. Bediüzzaman Hazretleri de öyle demiyor mu?



"Hem bazen olur ki, bir tek kelime, bir tek tesbih, öyle bir saadet hazinesi açar ki, altmış sene hizmetle o açılmamış. Demek bazı hâlât oluyor ki, bir tek âyet, Kur'ân kadar fayda verebilir."



Bir iyiliğin insan hayatını tümden nasıl değiştirebileceğini Hz. Mevlânâ şu kıssayla anlatır:



"Musa Peygamberin çobanlık yaptığı sıralarda, sürüsünden bir koyun kaçtı. Hz. Musa, onun peşinden saatlerce koştu. Öyle ki, ayak tabanları şişti ve yara oldu. Gece bastırınca, koyun yoruldu ve yavaşladı, bir yerde durdu kaldı. Hz. Musa da (as) onu yakaladı. Biraz olsun öfkelenmedi. Koyunun postundaki tozu toprağı elleriyle temizledi. Başını okşadı, sırtını sıvazladı ve:



"Haydi bana acımadın, beni arkandan bu kadar koşturdun fakat; kendini ne diye bu kadar yordun?" dedi.



"Onun böyle demesi üzerine Cenâb-ı Hak meleklerine şöyle buyurdu: Musa'ya peygamberlik yakışır!"



...



İyiliği anlayan ve derinden kavrayan insanların hikâyesini bir de rahmetli Prof. Dr. Saffet Solak Hocamızdan dinleyelim:



"Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti.



Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Saatler epey ilerledi ama yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan hacıanneye sıkılarak sordum: "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?"



Hacıanne:



"Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz," dedi.

Merak ettim, tekrar sordum: "Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?" Hacıannenin cevabı inanılacak gibi değildi: "Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz."



...

Evet o insanlar âlim değildi belki ama, derin bir irfan sahibiydiler. Çok şeyi değil ama bir şeyi çok iyi biliyorlardı. İyiliğin gecesi, gündüzü olmaz. Küçüğü büyüğü olmaz. Bunu biliyorlardı işte. "İyilik ve takvada yardımlaşın." (Maide: 2) Kur'ân'ın bu emrini okumakla kalmıyor, yaşıyorlardı.



Son sözümüz Sinan Paşa'nın duâsı olsun:



"İlâhi! Kabul Senden, red Senden. İlâhî, şifâ Senden, dert Senden.



İlâhî! Her şeyi gülzâr ettinse ânı ittim. İlâhî! Elime her ne sundunsa ânı tuttum.



İlâhî! Gönlüm oduna her ne yaktınsa, ol tüter. İlâhî! Vücudum bağına her ne diktinse ol biter.



İlâhî! Dil verdin, zikrinden ayırma; gönül verdin fikrinden çevirme. İman verdin, daim eyle; ihsan verdin, kaim eyle."

...

Bir güne bir iyilik yetmez. Rabbim hayrı ve iyiliği seller, sebiller gibi akıtsın.

Selim Gündüzalp


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Güne Bir İyilik Yetmez!
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:41:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Güne Bir İyilik Yetmez! rüya tabiri,Bir Güne Bir İyilik Yetmez! mekke canlı, Bir Güne Bir İyilik Yetmez! kabe canlı yayın, Bir Güne Bir İyilik Yetmez! Üç boyutlu kuran oku Bir Güne Bir İyilik Yetmez! kuran ı kerim, Bir Güne Bir İyilik Yetmez! peygamber kıssaları,Bir Güne Bir İyilik Yetmez! ilitam ders soruları, Bir Güne Bir İyilik Yetmez!önlisans arapça,
Logged
19 Ocak 2011, 19:15:47
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 19 Ocak 2011, 19:15:47 »


    Maşaallah ..Ne kadar güzel tesbitlerle dolu bir yazı..Rep hediyem olsun..İnşaallah mükafatın güzeli ile Rabbimin katında karşılaşırsınız güzel kardeşim..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes